[Mitsuri]

Ben Konoe ailesinin üçüncü kızı olan Konoe L. Mitsuri, üç kız kardeşimle birlikte başkanlık ofisinin çatı katında duruyor ve bir monitörü izliyorduk. Chika'nın saç tokasına fark edilmesi çok zor olan küçük bir el kamerası yerleştirmiştik.

Bu çekimde Taiga Makihara'nın yüzü çok büyük görünüyordu

-O korkunç günde Konoe-san'a aşık oldum ve o zamandan beri onun yanında olmak istedim! İçten içe çürümüştüm, yaşama isteğim yoktu ve beyzbol oynayamadığım için sürekli depresyondaydım ama sen bana yaşama umudunu verdin!

-Heee!!!

Dört kız şaşkınlıklarımızı aynı anda dile getirdik ve ardından bir alkış kopardık. Tavan arasında yaklaşık 15 tatami vardı. Bir masa, bir kitaplık, bir klima, bir buzdolabı ve hatta şekerleme yapmak için bir yatak bile vardı.

Kısa sarı saçlı ikinci kız Kaeko, dizini okşayarak konuşmaya başladı;

-Sana ilk günden söyledim! "Şans Ası"nın çok cesareti var!

Beşinci kız Uchi de tamamen heyecanlıydı ve tatlı yüzü tamamen kızarmıştı.

-Çok şaşırdım. Ne düşünüyorsun, Maihime?

-Bu senaryoyu okumaya konsantre olmak istiyorum.

Maihime dördüncü kız, yerde yatıyor ve sinirli görünüyordu. Okul festivali oyununda başrol oynayacağı için rolüne hazırlanıyordu.

Dördümüz çatı katında Chika'nın ne yaptığını izliyorduk. Saçlarımız ve üniformaları giyme şekillerimiz hariç tamamen aynı görünüyorduk.

Noblesse'nin başkanı Konoe R. Chika, eğitim alabilen, egzersiz yapabilen, aynı zamanda etkileyici, oyuncu ve gönüllü olarak mükemmel bir süper kahraman olma ününe sahiptir. Ama bu durum gerçek olmaktan çok uzak, tüm bu olanlar sadece beşizlerin her bir görev için beş farklı rol oynadığı bir oyun.

Chika sınavlardan sorumlu, Kaeko beden eğitiminden sorumlu vb. gibi her biri farklı konuları üstleniyordu. Aşağıda, aynı kişi olmaya çalışan rolleri her birini kısaca anlatma gerekirse;

Chika en büyük kızıdır; akademik beceriler açısından ülkenin ilk beşinden biri.

İkinci kız Kaeko, mecliste konuşmalardan ve insanlara danışmanlık yapmaktan sorumlu. Melek gibi nazik, anne sevgisine sahip, gönüllü faaliyetlerden ve sporlardan sorumlu.

Üçüncü kız Uchi, sosyal medyada 200.000'den fazla takipçisi olan bir influencer.

Dördüncü kız Maihime ise oyuncu olmanın görevlerini yerine getiriyor.

Bunu yapmamızın nedeni biraz karmaşık, ama bunu başka bir zaman açıklayacağım. Çünkü şu anda ilginç bir şey oluyor. Ekrana dikkat etmem gerekiyor. Chika-neesan, Makihara'nın itirafı karşısında soğukkanlılığını kaybetmedi, ama... Başkanın ofisine girdiği anda, kamera merceği yere doğru çevrilmişti. Muhtemelen başını eğdi.

-Makihara-kun benden hoşlandı mı? Noblesse'e girmek için çalışmalarına bu kadar çok çaba göstermesinin nedeni bu muydu?

Haha. Alışılmadık derecede gergin. Yalnız bırakıldığı anda utanmış gibi görünüyor. Kapıdan Makihara-kun ve Horai-san arasındaki konuşmayı duyabiliyorduk.

-Başkana benim için meydan okudun, değil mi?

-Heh, fark ettiğini görüyorum.

-Özür dilerim... O gübre çukuruna düştüğünde fotoğraflarını çektiğim için ve sana yardım etmek yerine Yamada-kun'la dalga geçtiğim için...

-Sorun değil, artık önemi yok.

Nedense kapıdan Makihara-kun'un sesini çok net duyabiliyorum. Ama bu konu dışında. Horai-san ve Yamada-kun, Makihara-kun'a korkunç bir şey yaptı. Yine de Makihara-kun, Horai-san'ın Chika-neesan'a olan "aşkını itiraf etme tavsiyesi"ne uyduğundan emin oldu ve bu şekilde Yamada-kun'un ortağı olabilirdi... Bu harika!

-Ne harika biri!

-O iyi bir çocuk.

Kaeko ve Uchi, Makihara-kun'un performansından eşit derecede etkilendiler.

Aniden başkanın ofisinin tavanı açıldı ve bir merdiven indi. Chika-nee onu uzaktan kumandayla çalıştırmış olmalı. Chika-nee merdivene tırmandı ve bize seslendi;

- Mitsuri, lütfen devral. İlişki tavsiyesi vermek için doğru kişi olduğumu düşünmüyorum.

-Tamam. Bu arada, Chika, teklif almak nasıl bir duygu?

-........

Hahaha. Genellikle oldukça soğuk biridir, ama şimdi kulakları bile kırmızı. Chika-neesan bana bir iğneli kamera verdi ve saçıma taktı. Okulda "Konoe R. Chika" rolünü oynayan herkes bunu giymeli.

Kameradaki bilgiler paylaşılmazsa birçok sorun ortaya çıkabilir. Örneğin, Chika-neesan, A-san ile konuştuktan sonra, biz devralırız. Ayrıca, A-san ile konuşursam, önceki konuşmaları hatırlamamam hiç de doğal olmaz, değil mi?

- Mitsuri, bana bir iyilik yap.

-Evet?

-Bana yaptığı itirafı reddedebilir misin?

Ne kadar can sıkıcı. Bunun sorumluluğunu senin alman gerekmiyor mu? Chika-neesan harika bir öğrenci ama bazen insanların duygularına karşı duyarsız. Gerçi bunu başkalarını incitmek gibi bir niyeti olmadan yaptığından eminim. Böyle şeyler yüzünden tartışıyoruz... Pekala, Chika-neesan evet demek istemiyorsa, ne yapabilirim? Kalbini kıran kişi olduğum için üzgünüm, Makihara-kun.

Biraz anlayışla, başkanın ofisine giden merdivenlerden aşağı indim. Kabul odasının kapısını büyük bir güçle açtım ve neşeyle söyledim.

-Geri döndüm~

Makihara-kun gözlerini devirirken duygusuz bir "ha?" dedi. Chika-neesan ile benim aramda sözlü ifade ve görünüm açısından çok fazla fark var, bu onun tepkisi anlaşılabilir.

Üniformamı her zaman bol giyerim, kravatsız, gömleğimin üçüncü düğmesi açık, etek dizimin bir ayak yukarısında. Ve saçlarım her zaman arkadan atkuyruğu şeklinde bağlanır. Ve Chika-neesan'ın siyah külotlu çoraplarının aksine ben basit siyah çoraplar giyiyorum. Benden çok daha zarif bir kız.

Makihara-kun, Uchi'den daha kırmızı görünüyordu. Bakışlarımız buluştuğunda utanarak başka tarafa bakıyor ve yanağını kaşıyordu.

O çok çekici bir çocuk. Lise boyunca beyzbol oynadı, yani kızlara alışık değil, di'mi? Bu çocukla konuşmayı çok isterdim ama önce Misaki Horai'nin problemini çözmeliyim.

-Hey! Misaki

-E-Evet?

-Özür dilerim. Lise romantizminin zaman kaybı olduğuyla ilgili şeyler yalan. Kararlılığınızı test ediyordum.

Makihara-kun bunu duyduğunda şok olmuş bir yüz ifadesi takındı.

-Ah... O zaman itirafım anlamsız oldu...

Horai-san'ın görünüşü o kadar çekici değildi, bu yüzden makyajını ve saçını yapmak için makyaj aletlerimi kullandım ve ona kendi başına nasıl yapması gerektiğini gösterdim.

-Hazır, güzel görünüyorsun!

-Chika'nın makyajımda bana yardım ettiğine inanamıyorum...

Chika'nın adını sosyal ağlarımızda da kullanıyoruz. Bu, Horai-san'ın kendini daha rahat hissetmesini ve kendine daha fazla güvenmesini sağlayacak.

-Ama biliyorsun, Misaki-san, bir itiraftaki en önemli şey...

Makihara-kun'un yanına oturdum, ellerimi ensesinde gezdirdim ve ona sarıldım.

-Bu cesaret! Makihara-kun'un bana itiraf ettiğinde sahip olduğu cesaretin aynısı.

-Anladım!

Hourai bana teşekkür etti ve kapıya yöneldiğinde arkasını döndü ve dedi ki; "Teşekkürler, Makihara" ve sonra ortadan kayboldu.

-KK-Konoe-san...?

Oh hayır, Makihara-kun şoka girmek üzere. Sanırım sevdiğin kişiye bu kadar yakın olunca böyle oluyor... Ama yakından bakınca bu adam çok tatlı. Beni korumaya teşvik eden küçük bir çocuk gibi. Benden kısa... Sanırım 1.50... Bu kadar küçük bir adam nasıl Japon milli takımı için bir atıcı olabiliyor?

-Umm, Konoe-san...

-Sorun ne~?

-İtirafıma cevaben...

Oh, Chika-neesan bu sorunu "reddederek" çözmemi söyledi. Kendimi kötü hissediyorum, ama kaçış yok.

-Üzgünüm.

-....

Oh hayır, ölecekmiş gibi bir ifadesi var. Onu öyle görmek canımı öyle acıtmıştı ki devam etmek için acele ettim.

- "Üzgünüm" derken, henüz senin hakkında pek bir şey bilmiyorum. Yani, düşünmek için biraz zamana ihtiyacım var.

Makihara-kun tekrar gülümsedi. Çok tatlııı...

-Anladım. Konoe-san'ın beni kabul etmesi için daha çok çalışacağım!

Bu sözler beni etkiledi. Zamanımın çoğunu kız kardeşlerimle geçiriyorum, bu yüzden onun gibi genç, çalışkan erkeklere karşı bir zaafım var. Chika-neesan'ın isteğini yerine pek getiremedim ama sorun yok. Birini reddetmek istiyorsa, kendi başına yapması gerekiyor. Ayrıca... Havalı Chika-nee'nin kızgın olduğunu görmek biraz eğlenceli.

Eğlenceyi severim. Bu yüzden Chika-nee ve Makihara-kun arasındaki ilişkiye biraz baharat ekleyelim.

-Artık sana 'Makihara-kun' demeyeceğim. Adın Taiga... Değil mi?

İşaret parmağımı burnunun ucuna koydum.

-Bugünden itibaren sana Taiga-kun diyeceğim.

-B-Benim adımı mı kullanacaksın...?

Fufufu. Şimdi Chika-nee ona "Taiga-kun" demek zorunda kalıyor. Kız kardeşimin daha önce birine adıyla hitap ettiğini hiç görmemiştim. Bu görülecek bir şey olacak.

-Taiga-kun. Elinden gelenin en iyisini yapmalısın ve Konoe R. Chika'nın seni sevmesini sağlamalısın!

Taiga'ya doğru yürüdüm ve yanağına bir öpücük kondurdum... Bunun başka ülkelerde bir selamlama olması gerekiyordu ama Japonya'da bundan biraz fazlasını ima ediyor değil mi? Bundan sonra Taiga tamamen kırmızıya döndü ve kanepeye geri düştü.

Ah. Kafasını okşadım ve başkanlık ofisine girdim. Merdivenleri tavan arasına indirmek için uzaktan kumandayı kullanıyorum. Şimdi, Chika-neesan neye benzeyecek?

[Makihara Taiga]

Şaşkınlıkla tavana baktım. Vücudum Konoe-san'dan dolayı yanıyor... Özellikle yanaklarım çok sıcak. Bu bir rüya mıydı?

Havalı Konoe-san aniden çok kadınsı oldu... Ve bana yaklaştı! Onu vücudumdan birkaç santim uzakta tuttum! Her şey çok yumuşak hissettiriyordu. Düğmesiz gömleğinden dekoltesini bile görebiliyordum.... Hatta beni öptü bile! Olağandışı bir boşluktayım

Başkan hakkında bazı söylentiler duymuştum, ona "başkanın beş değişikliği" diyorlar, bir andan birinden diğerine görünüşü ve kişiliği çarpıcı bir şekilde değişiyor. Ama bu kadar etkili olacağını hiç tahmin etmemiştim.

Beş değişiklik, yani yapılacak üç değişiklik daha var. Belki Noblesse'deki çalışmalarımız sırasında onlarla tanışma fırsatım olur. Ve en iyisi... beni reddetmemesiydi!

Büyük bir çaresizlik içinde çayı ve diğer şeyleri bir kenara koydum ve ardından başkanın ofisine gittim. Konoe-san kağıtlarını karıştırırken masasında oturuyordu. Önceki üniformasını giymişti ve ifadesiz bir yüzü vardı.

- Sıkı çalışman için teşekkürler, Makihara-kun.

Sesinin soğuk tonu geri döndü, bu değişim çok hızlı oldu.. Hm? Bir dakika bekle.

-Hey, az önce bana "Taiga-kun" demedin mi?

-!!

Konoe-san homurdandı. Nedense bir an tavana baktı ve sonra... yanakları kızardı ve bana baktı.

-Ta... Taiga...- kun...

Mwah! Bana adımla hitap edeceğini söylediğinde neden bu kadar utandı? Ne olduğunu anlamıyorum ama o çok tatlı. O tatlı sesi tekrar duymak istiyordu.

-Üzgünüm, seni duymadım.

-Şansını zorlama.

Bu sözlerden sonra bana baktı. Bir an için gözlerini kapadı ve sonra konuşmayı saptırmak için öksürdü.

- Az önce LINE'da Noblesse'den yardım isteyen bir öğrenciden bir mesaj aldım. Makihara-ku... Taiga, bu konuda yardımına ihtiyacım var.

-Size yardım etmekten mutluluk duyarım. Ben elimden geleni yapacağım! Size neler yapabileceğimi göstereceğim!

Konoe-san başını eğdi ve sarı saçları nazikçe omzunun üzerine düştü.

-Evet. Daha önce Konoe R. Chika'nın bana aşık olması için elimden gelenin en iyisini yapmam gerektiğini söylemiştin.

-....

Konoe-san sözlerimi duyduktan sonra başını çevirdi. Kızıl kulakları sarı saçlarının arasından görünüyordu. Düşündüğümden daha utangaç olabilir.

-Peki, istek nedir?

-Kadın basketbol takımı için tezahürat yapmak. Hokuo Üniversite Koleji'ne karşı oynayacağız.

Hokuo Üniversitesi, Miyagi Eyaletinde bulunan geleneksel bir devlet okuludur ve okulumuzla rekabet halindedir.

-Kadın basketbol takımımız son zamanlarda azalan üyelik nedeniyle zayıfladı ve çok maç kaybettik. Bu yüzden onları desteklemek ve kazanmalarına yardımcı olmak için bazı insanlar Noblesse'ye geliyorlar.

Anlıyorum. Onları neşelendiren karizmatik Konoe-san'ın moralleri yükseltmesi kaçınılmazdır. Konoe-san nasıl bu kadar havalı ve destekleyici olabiliyor? Bu, başkanda büyük bir değişikliğe daha tanık olacağım anlamına mı geliyor? Konoe-san'ın yeni bir yönünü düşündüğümden daha hızlı göreceğim. Onu gerçekten dört gözle bekliyorum.