https://novelci.com/

“Bu da ne?” Marco etrafına bakıp kimin kendisiyle uğraştığını anlamaya çalıştı, halüsinasyon gördüğünü düşündü ama diğerlerinin de benzer tepkiler verdiğini görünce sakinleşti.

[Bu İlk Deneme, Cehennemde Yaşamak İçin Gerekenlere Sahip Olup Olmadığınıza Karar Verecek]

[Özelliklerinizi Görmek İçin ‘Statü’ Kelimesini İçinizden veya Dışınızdan Söyleyin; Burada Olduğunuz Süre Boyunca Ana Silahlarınız Onlar Olacak].

[Sadece, Hayatta Kalın!]

[Cehennem İçin!]

Ve ses duyulduğu gibi aniden kayboldu, grup ne olduğunu anlayamamıştı.

Zen kendine geldikten sonra, zihninin içindeki sesin bahsettiği, ‘Statü’ kelimesini hatırladı.

Bir saniye sonra, üzerinde kırmızı çatlaklar olan obsidyen bir holograf önünde belirdi.

“Bana oldukça cehennemvari görünüyor,” diye düşündü hafif bir gülümsemeyle.

[<--------Statüler-------->]

<İsim: Zen Zen>











<Özel Nitelik: ...>

[<------------------------->]

‘Oh...’ durumuna bakan Zen’in tüm tavrı değişti, gözlerinde bir anlığına Dali dışında kimsenin göremediği bir parıltı belirdi.

Korku içinde titreyen Dali, zihninde hızla statüsünü gözden geçirdi ve etrafındaki her şeyi görmezden gelmek için elinden geleni yaptı.

Özelliğini görünce onun da gözleri bir an için parladı ama bu hemen hayal kırıklığına dönüştü.

“Ah! Hahaha! Ne güzel bir özellik tatlım; eminim çok seveceksin.” Marco aniden gülmeye başladı, kendini sakinleştirdikten ve sesin tavsiyesine uyduktan sonra, özelliğini görmek için statüsünü açtı.

“Umm...” Sabrina kocasına bakarken sessizliğini korudu, aşırı heyecanlı amcanın fark edemediği bir mesajı iletmeye çalışıyordu.

“Çekicilik direnci, haha. Sen ne düşünüyorsun? Oldukça sadık biriyim, ha?” Gururla ve geniş bir gülümsemeyle söyledi.

Melissa ve Dali, biri hayretle, diğeri eğlenerek ona bakarken, Sabrina pek mutlu değildi ama küçük bir iç çekişten sonra tek kelime etmeden kocasına gülümsedi.

Sonra ona yaklaştı ve kulağına bir şeyler fısıldadı.

“GERÇEKTEN Mİ?! Aman Tanrım, bu inanılmaz!” Mutluluğu sınır tanımayan adam aniden bağırdı, karısının bu tehlikeli cehennemde yaşama şansının daha fazla olduğunu biliyordu.

“Şşşt!” Sabrina bir parmağını adamın dudaklarına koyarak onu susturmaya çalıştı, kocası sonunda bir kez olsun anlamıştı.

Diğerleri çifte baktı ve Melissa onların bu sevimli hallerine gülümserken, Dali onlara niteliğini söylemesi gerekip gerekmediğini düşünüyordu.

 Melissa ona baktı ve doğal olmayan bir çekicilikle göz kırparak sordu: “Senin niteliğin ne, Dali?”

“Ah, benim mi? Ben- Hayvan İletişimi.” Özelliğinin ne kadar işe yaramaz olduğu konusunda biraz utanmıştı, Melissa gibi bir güzelliğin önünde sadece kendisini ezik gibi gösterdiğini düşünüyordu.

“Oh! Ne kadar şirin. Bu özellik sana çok yakışıyor, eminim bunu çok iyi kullanacaksın.” Melissa çekici bir şekilde gülümserken elini ağzına götürdü.

“Öyle mi düşünüyorsun? Teşekkür ederim.” Melissa’nın iltifatı onu rahatlatırken Dali parlak bir şekilde gülümsedi.

Melissa içten içe sırıtırken Dali’nin ona bakışının farkındaydı.

Sonra dönüp Sabrina’ya baktı, bu temkinli kadının onlara yeteneğini söylemeyeceğini ya da ‘büyü yapma’ niteliğine kanmayacağını bildiği için hedefini Zen’e çevirdi.

Melissa üzerine atıldığı anda Zen derin düşünceler içindeydi.

“Zen~, Senin niteliğin ne?” Melissa sorarken Zen’e sarıldı. Diğerleri ve düşüncelerinden sıyrılan Zen şaşkınlıkla ona baktı.

“Ha, ben mi? Tuzak tespitim var.” Zen biraz şaşkın bir yüz ifadesiyle cevap verdi, kendisine sarılan bir güzel karşısında nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu ancak bunun niteliğini bu şekilde ağzından kaçırmasıyla hiçbir ilgisi yoktu.

“Hmm?” Melissa’nın yüzünde aptal bir ifade vardı, çünkü Zen’in ona bu şekilde cevap vermesini beklemiyordu.

‘Belki de onun hakkında yanlış bir izlenime kapılmışımdır? Ah, çok ateşliyim; unutmuşum.” Zen’i bırakıp geniş bir gülümseme takınırken alaycı bir şekilde düşündü.

 Yüzünde bir gülümseme beliren Zen’in omzuna coşkuyla defalarca dokunurken şöyle dedi: “Aman Tanrım, bu çok şaşırtıcı. Kesinlikle böyle bir niteliğe ihtiyacımız olacak; bunu hissediyorum.”

“Teşekkür ederim, abla.” Zen, Melissa’nın kalbini neredeyse eritecek bir gülümsemeyle minnettarlığını ifade etti.

“Ne kadar şirinsin sen öyle~ Yalan söylemiyorum.” Melissa bir yandan Zen’in omzunu iterken diğer eliyle de ağzını kapattı.

“Orada flört etmeyi kesin, buradan çıkmak için bir plan düşünmeliyiz.” Marco gülümseyerek Melissa ve Zen’i çağırdı.

Zen, Marco’nun sözleri karşısında utanırken, Melissa onun yüz ifadesinden keyif alıyordu, ikisi de döndü. Ardından, hareketlerinden pek de memnun görünmeyen Dali’ye baktılar, Zen çifte doğru ilerlerken ona bir saniye daha zaman ayırmadılar.

“Öncelikle, bence dışarı çıkmalı ve daha fazlasını öğrenmek için yavaşça çevremizi keşfetmeliyiz,” dedi ve diğerlerine cevap vermeleri için zaman tanıdı.

“Evet, yapmamız gereken ilk şey bize yol gösterebilecek ve yerinde seçim yapabilecek bir lider seçmek.” Melissa onun yanına geldi ve konuşurken Marco’ya baktı.

Sabrina da göğsünü kabartıp geniş bir gülümseme takınan kocasına baktı.

“Bu işi bana bırakın!” dedi, gururla dolup taşıyordu.

Sabrina kıkırdadı, Zen hâlâ gülümsüyordu, Melissa ise her zamanki tavrını koruyordu.

“Şu anda ne yapmalıyız?” diye sordu.

“Yiyeceğimiz ya da suyumuz yok; bu... cehennem ya da her neyse burada öyle bir şey var mı bilmiyorum, o yüzden önce bunu öğrenmeliyiz.” Marco sakinleşir sakinleşmez gerçek zekâsını gösterdi ve gerçekten bir lider olabileceğini kanıtladı.

Kenarda sessizliğini koruyan Dali, grup dönüp ona baktığında nihayet konuştu: “O hâlde bir an önce harekete geçmeliyiz.” 

 Sabrina kocasına baktı ve, “Doğru söylüyor tatlım, burada uzun süre kalamayız,” dedi. 

Marco karısına baktı ve göğsünü bir kez daha kabartmadan önce iç çekti.

Grubun önüne geçip çıkışa doğru ilerlerken emir verdi: “Millet, beni takip edin; gidelim.” 

Marco dışarıya ilk adımını atarken grup hemen arkasındaydı...

*Fiyuuu* *Keser*

“AAAAAAAAAĞĞHH!”


https://novelci.com/ dan oku
Çevirmen ihtiyacımız var, başvurmaktan çekinmeyin. 
https://discord.com/invite/rpAKEfetEh