Önemli bir etkisi oldu.

Sanki aklımdaki tüm düşünceler uçup gitmiş gibiydi.

Dün geceki o utanç verici davranış bir anlığına ortadan kaybolmuştu.

O an için o aşırı yıkama ile huzur geri geldiğinde, Yelena üstünü değiştirmek için ayağa kalktı.

Hizmetçi, bugün tuhaf davranan Düşes'e bir bakış attı ve dikkatle sordu, "Bugün yemeğinizi nerede yemek istersiniz?"

Yelena saate baktı.

Her zamankinden biraz daha geç uyanmasına rağmen, yemeğini yemek için aşağı inmesi kabul edilebilirdi.

Yelena kısa bir cevap vermeden önce bir süre düşündü, “…Çalışma odasına getirin.”

Yelena'nın oturduğu yatak odasıyla bağlantılı kişisel bir çalışma odası vardı.

Son zamanlarda orada önemli miktarda zaman geçiriyordu.




Her şey evin Düşesi olarak yönetmesi gereken şeylere alışmak için harcanmıştı.

Hanehalkının harcamalarını denetlemek gibi.

"Tamam," diye yanıtladı hizmetçi.

Yelena kahvaltısını ilk kez çalışma odasında yapmıyordu.

Tam o sırada Yelena, hizmetçi için başka talimatlar ekledi.

"Ayrıca bugün öğle ve akşam yemeğimi de çalışma odasında yiyeceğim."

“…?”

Hizmetçi merakla başını eğdi.

Üç öğün mü? Hanımefendi o kadar meşgul mü?

Soruları olmasına rağmen, kıdemli bir hizmetçi efendisinin emirlerine gereksiz yorumlar yapmamalıdır.

"Talimat edildiği gibi yapacağım."

Hizmetçi eğildi ve odadan çıkmaya hazırdı.

"Bekle."

Tam o sırada Yelena aniden ona seslendi.

Kıdemli hizmetçi telaşlanmadan durdu.

"Evet Düşes."

Yelena bir süre cevap vermeyince odayı sessizlik doldurdu.

Hizmetçi bir süre sessizce bekledikten sonra ihtiyatla sordu.

“Başka siparişleriniz var mı…?”

Yelena ancak bir süre sonra cevap verdi. 

"Ben güzel değil miyim?"

"Pardon?"

“Fazla düşünme; özgürce cevap verebilirsiniz. Merakımdan soruyorum."

Bu onun sorusu olmasına rağmen, Yelena'nın zihni onun yerine dün geceki olayla doluydu.

Özellikle, Dük Mayhard'ın söylediği sözler.


"Karım olabilirsin, ama sana tek bir parmağımı bile sürmem."

Dün gece yaptığı utanç verici davranışın şokunu atlattıktan sonra sıradaki vurucu olay onu bekliyordu.

Dürüst olmak gerekirse, Yelena'yı en çok şaşırtan buydu.

Bu sözler daha fazla açıklama gerektirmedi.

seninle yatmayacağım.

Hepsi bu kadardı.

Nereden bakarsanız bakın, Yelena'nın bu sözleri yanlış anlamasının yolu yoktu.

Bu sözler Yelena'yı çok sarsmıştı.

'Neden?'

Neden benimle yatmıyor? Biz evli bir çiftiz.

Evli çiftlerin bu tür... eylemlerden geçmesi doğal değil mi?

'Ben çekici değil miyim?'

Yelena şüphelerini sürdürdü ama yine de bu yönde düşünmekten kendini alamadı.

Hizmetçi, Yelena'nın ani sorusuna şaşırmış gibiydi, ama çok geçmeden kendini toparladı ve cevapladı.

"Hanımefendi, güzelsiniz." 

"Yok canım?"

Ama neden Dük…

Yelena düşüncelerine dönerken hizmetçi sorunsuz bir şekilde devam etti.

"Elbette. O taze pembe gözlerin ve içine bulutlar dokunmuş gibi görünen muhteşem gümüş saçlarınla yeni açmış bir çiçek tomurcuğu gibi parlaksın.”

Kıdemli hizmetçi harika bir konuşmacıydı.

Yelena farkında olmadan saçlarıyla oynamaya başladı.

'O haklı. Saçım güzel görünüyor.

Yelena nereye gitse saç rengiyle ilgili iltifatlar duyardı.

İnsanlar her zaman gümüş saçlarına dikkat ederdi.

Daha sonra, daha önce tanıştığı erkeklerin hiçbirinin saç rengi için ona iltifat etmediği zaman olmadığını hatırladı.



Ve şaşırtıcı bir şekilde, buna ailesi de dahildi.

Çok konuşkan olan Edward bile onun gümüş rengi saçlarının güzel ve muhteşem olduğu konusunda iltifat etmişti.

"Madam'ın yüz hatları da dengeli ve güzel. Gözlerin büyük ve yumuşak kaşlara sahip, iyi tanımlanmış burnun da orantılı. Dudakların yeterince kalın ve makyajsız bile imrenilecek kadar kırmızı bir renge sahip."

Hizmetçinin beklenmedik iltifatları devam etti.

İlgilenen Yelena, devam etmesi için hizmetçiye bakış attı. 

"Ve?"

"Tenin beyaz ve pürüzsüz, yanakların şeftali gibi pembe, yüzün küçük ve ince, alnın ne geniş ne de dar, çok yuvarlak."

"…Ve?"

“Ortalamadan daha uzunsunuz ve bu nedenle ince görünüyorsunuz, ince bir beliniz, ince bilekleriniz ve ayak bilekleriniz, yuvarlak omuzlarınız, iyi tanımlanmış köprücük kemiğiniz var. Bacakların uzun ve düz, hafif ve zarif yürüyorsun.”

İnanılmaz.


(iç sesim:biraz daha övsene beni.. Jrjfjfj) bir bölüm daha atayım bari...