Bölüm 1108: Büyük Gaspçı’nın İnkar Edilemez İnişi! III



Karanlık Evrende.


Noah’ın ana gövdesi gökyüzünde süzülürken, Mavi Balçık figürüne tutunmaya devam ediyordu. Ancak... gözleri tamamen altın bir tabakayla kaplı olduğu için dikkati tamamen başka bir yerdeydi ve Evrensel Serveti parlak dalgalar halinde etrafında canlı bir şekilde yüzüyordu.


Servetine bakarken ve her şeye Kaderin Daosu aracılığıyla bakarken, gözleri altın renginde parlıyordu!



Mavi Balçığın klonunun geriye kalan tek Evrensel Yapıya ulaşıp onu yok etmesi ya da bir Antik Çağın inişinin kesinleşmesi gibi kritik bir ana gelindiğinde... Noah Kaderine bakıyor ve tam da bu anın sonuçlarını bekliyordu.


Burada olacaklar pek çok şeyi belirleyecekti; altın Kaderi ya kararacak ya da hızla azalacaktı - yani yolculuğu çalkantılı olacak ve hatta bir aksilikle karşılaşacaktı![Not: Ne diyorsun sen yahu insan bu durumda sakin kalır mı deliii!!!]



Eğer Antik Çağ inerse, bunun bir gerileme olacağını, Kaderinin anlık olarak azalacağını ve karanlığa bürüneceğini, muazzam servetinin bile sadece biraz yardımcı olabileceğini düşünüyordu. Ancak Mavi Balçık’ın klonu ona ulaşırsa... bu, gücünü yavaş yavaş artırabileceği için tüm İlkel Kozmos’un herhangi bir kıyamet tehdidinden kurtulacağı için zirveye çıkacağı anlamına geliyordu.


"..."


Olayları izledi ve Mavi Balçık’ın Evrensel Yapı’ya zamanında ulaşamadığını gözlemledi!


RUMBLE!


Böyle bir sonuç ve gerilemeye rağmen kalbi hala sakindi, buğulu gözleri Kaderinde ne gibi değişiklikler olacağını görmek için kaderini gözlemliyordu ama Kaderinde beklenen azalma ve kararma... gerçekleşmemişti


Onun yerine.


BZZZZT!


Bir saniye sonra Noah, denizler kadar engin olan altın Kader ve servetinin daha da harikulade bir altın rengine bürünerek çılgınca çalkalanmaya ve genişlemeye başladığını, boyutu neredeyse iki katına çıkarak çılgınca dışarıya doğru yayıldığını fantastik bir şekilde gözlemlerken, gözleri titredi ve gözlerini kısmaktan kendini alamadı!


...!


Antik Çağ’ın inişini zamanında durdurmayı başaramayınca, Kaderi ve Talihi aslında azalmamış, aksine daha da artmıştı.


Buna neden olan şey neydi?!


---


Abisal Evrende, belli bir Evrensel Yapının, kadim bir varlığın iç çekişinin eşlik ettiği korkunç kızıl öz dalgalarını salmadan önce tamamen siyaha dönüştüğü yerde.


Öyle bir güç ve kudret içeriyordu ki, dinleyen herkesin Kökenlerinin titrediğini hissettiren bir iç çekişti bu ve orada bulunan her varlığın zihninde yankılanmıştı!


"Hayır...!"


Yemin Bekçisi bu sahneye kül rengi bir ifadeyle baktı, kökeni titriyordu, İlkel Öz Kılıcı kudretle sallanıyordu, çünkü bu varlık hala son nefesine kadar savaşmak istiyor gibiydi!


Goliath ve çevresindeki diğer Hegemonyalar da bu sahneye parlayan gözlerle bakarken, onlar da kasvetli bir hal aldı. Eylemlerinin sonucunu çok iyi biliyorlardı, inen bu güçlü varlığın kendi amaçları ve nedenleri olacağını biliyorlardı.


Ama umurlarında değildi!


Onlar Antik Çağ’a giden yolu istiyorlardı ve bu, tam da şu anda inen varlığı bağlayan vaatti.


Bu yüzden, görkemli kıpkırmızı kozanın çatlayıp parçalanmaya başlamasını hararetle izlediler.


BOOM...CRACK!


Galaksi büyüklüğündeki kozanın dış kabukları parçalandı ve içinden tertemiz bir el fırladı!


El sayısız renkle parıldarken, dışarı fırladıktan sonra onu bir başın patlaması izledi. Koyu renk saçlarla dolu bir baş ve iki parlak mavi yıldıza benzeyen muhteşem bir cerulean mavisi parlaklığında parlayan gözler.


Bu şok edici gözler, muazzam bir ışıkla parıldarken yakın çevredeki her şeyi taradı, Hegemonyalar sadece dehşet içinde izleyebilirken, diğerleri coşkuyla izlerken, bu varlık kozadan çıkmaya devam etti!


Sonra Noah vardı.


THRUM!


Özü etrafında çılgınca dönüyordu, sıçrayan Mavi Balçık kendi boyutuna geri dönmüştü ve diğer iki klonu da sağında ve solundaydı. Önündeki bu sahneye baktığında, Hegemonyaya terfi etmeden önce oynayabileceği kartları olduğu için aslında diğerleri gibi herhangi bir korku veya endişe hissetmedi.


Şimdi, Hegemonya olduktan sonra, kullanabileceği daha da fazla kart vardı bu yüzden gözlerinden mavi ışık yayları saçan şok edici bir varlığın patlamasını izlediğinde, gerçek bir Antik Çağ’ın aurasının yayıldığını gördüğünde... korkmadı!


Zihninde seçebileceği pek çok kart vardı ve  şu anda geriye sadece birini seçmek kalmıştı.


İlk olarak, Hegemonya’ya ulaştıktan sonra yeni kazandığı kartı vardı - Kozmik Hazineyi kullanması ve [Kozmik Yıkım Zincirleri] özelliğini bu Abyssal Evren üzerinde kullanarak onu İlkel Kozmos’tan ayırması ve ardından Antik Çağ’ı gerçek Yıkım Denizine getirmek!


İkinci yöntem ise yanında taşıdığı Apokrif Antik Çağın gücünü kullanarak Mavi Balçık ile birleşmeyi denemek ve Kozmik Hazinesini kullanarak yapay yarıklar oluşturmak ve bir Antik Çağın bu şekilde düşüp düşemeyeceğini görmekti.


Mavi Balçık sondan ikinci Evrensel Yapıyı yuttuğunda, Dao Galaksileri 95 Milyara yükselmişti ve doğal Antik Çağa ulaşmasına sadece 5 Milyar kalmıştı. Dolayısıyla bu ikinci yöntemin de, inen Antik Çağın ne kadar güçlü olacağına bağlı olarak uygulanabilirliği vardı!


Sonra birde Baş Kahraman yöntemi vardı.


Basitçe [Deus Ex Machina] yapmak ve bundan ne çıkacağını görmek!


Şu anda, muazzam servetini ve kaderini sorgularken gözleri güzel bir altın ışıltısıyla parlıyordu, hangi yolu seçmeliydi?


Hangi yol ona en çok faydayı sağlayacaktı?!


Yavaş yavaş, gözleri çekici bir ışıkla parlarken zihninde bir cevap belirdi, şu anda kozanın tamamen patlamasına bakıyordu... içinden bir Galaksi büyüklüğünde bir varlık figürü fışkırdı!


Koza 25,000 Işık Yılı kadar genişti, bu varlığın bundan biraz daha büyük olduğunu hatırlamak gerekir... tek bir ışık yılı 6 trilyon mildir! Çevresindeki gezegen büyüklüğündeki varlıklara ve insan büyüklüğündeki Hegemonyalara sanki sadece karıncalarmış gibi bakarken, bu varlığın uzunluğu akıllara durgunluk veriyordu.


"Hepiniz... bana çok sorun çıkardınız."


RUUUMBLE!


Sesi İlkel Kozmos’ta ilk kez yankılandı ve herkesin zihnine işledi, Kökenleri sadece bu basit teşhirden bile titredi!