Bölüm 1916: Gourmandizing Boyutsal Gerçeklik Yutmak İçin Hareket Ediyor! I


Şok edici derecede Kadim bir ses çevrede yankılanmıştı, eğer kendini duyurmasaydı, Noah orada olduğunu bilemezdi!


Genişlemiş duyularıyla bile onu yakalayamamıştı çünkü Doğanın Empyral Etki Alanı’nın derinliklerindeymiş gibi görünüyordu.


Bu bir muhafızdı.


Buraya göz kulak olan ve Altın Taht Temsilciler’inin sadece bir günlüğüne gelip gitmelerini sağlayan tek varlıktı ve  sonrasında gitmeleri gerekecekti!


Bunu duymak sadece bir şeyi daha da sağlamlaştırsa da zihni rahattı.


Niberius Kutsal Şehri’nde gördüğü küçük güç kesiti kesinlikle hiçbir şeydi ve  Safkan Etki Alanları’nın kendi bölgelerindeki güçlü varlıklar kümesini henüz görmemişti bile!


Ultima Tabakaları ile Grotto Haeven Âlemine girmiş olanlar arasındaki farkları tam olarak ölçememişti! İkinci Boyut Katmanını oluşturduğunda kendi Âleminin bu İlerleme sistemiyle nasıl bir ilişki kuracağını bilmiyordu!


İlkeller’in kaç tane korkunç Grotto Haeven varlığına sahip olduğunu... veya bu aşamayı aşanlardan kaç tane olduğunu bilmiyordu, eğer varsa.


Ama bir şey açıktı.


OPPENHAIMER’IN geride bıraktığı miras küçümsenemezdi!


Son Çağ’dan bu yana kaderi kontrol eden varlıklar hafife alınamazdı!


Yankılanan sese doğru Noah, hafifçe başını salladı ve Doğanın Empyral Etki Alanı’nın derinliklerine doğru yürümeye devam etti; Yerçekimi ve Kutupluluk konusundaki anlayışı yavaşça artarken, Manadinamiğin Doğal Yasası konusunda ön anlayış arayışına girerken, içine Doğa Yasası Özü akıyordu.


Yarım gün.


Bundan sonra bu Klon, Kun Peng’in Tufan Yuvasına benzer şekilde Niflheim Boyutundaki Boyutsal bir Kaleyi savunmak için bir Grotto Haven İlkel liderliğindeki Lejyonlara katılacak ve diğer birçok Kalenin yanı sıra orada büyük hareketler ve hamleler yapılacaktı!


-


Uzay ve zamanın kıvrımları boyunca.


Bir Gerçeklikler kümesinin enkazında ve ölümünde, Pandemonium’un Özü dokundu ve nekrotik yıldız gövdeleri çevrede kayıtsızca süzülürken, her şeyi gizledi.


Bu nekrotik yıldız kütlelerinden birinin üzerinde genç bir çocuğun yüzü görülebiliyordu, bu Küçük Henry’den başkası değildi!


Henüz zincirlerini kırmamış ve vücudu şu anda şok edici bir güç hissi yayıyor olsa da... aurası herhangi bir Dokuzuncu Gökkubbe varlığının başarabileceğinden daha güçlüydü.


Bunun nedeni, babasının aktardığı Fiziksel Arıtma Tekniklerini ve sınırlarını nasıl aştığına dair yöntemleri kullanırken, Varoluş Unsurlar’ından birinin Sınırlarını çoktan aşmış olmasıydı... Kendisine ve ailesine dağlar dolusu Sahte Grotto Nacrezleri, Sıvılaştırılmış Ruh Denizleri ve Fiziksel Arıtma İncileri verirken, Henry gibi varlıklara asgari temel hedefin EFSANE olmadan önce üç Varoluş Unsurunu aşmaları olduğunu söyledi!


Asgari hedef!


Bildikleri kadarıyla bu, son Çağlar ve Çağlar boyunca duyulmamış bir şey olduğu için Henry gibi varlıkları şaşırttı... Yine de Noah’ın sadece sınırlarını birçok kez aşmakla kalmadığını, hatta kendisinden başka kimsenin yürüyemeyeceği tamamen yeni bir yol açtığını bilmiyorlardı.


Sonsuz Rüya Automatları, kendileri için yapılan pek çok hazırlık arasında temellerini diğerlerinin üzerine atmaya hazırdı.


Sonsuz Gerçeklikteki etkili varlıkların büyük çoğunluğu yakında Yükseliş Gökkubbesinde sınırları iki veya üç kez aşarken, İlkel ve Beta Tabaka EFSANELER’İNİ yenecek hale geleceklerdi!


Bu ezici aura ile Küçük Henry, koyu mavi saçları ışıl ışıl parlarken, yontulmuş vücudunu ve hala çocuksu yüzünü gösteren dar beyaz ve mavi gömlek ve pantolonlarla süslenmiş küçük figürü bir asalet izi taşırken, ölü bir yıldız bedeninin üzerinde oturuyordu.


Arkasında, ölü Gerçekliklerin diğer yıldız bedenlerinin enkazı üzerinde, Obsidiyen Panter, Mavi Balçık, İmparator Penguen, Kazuhiko... Noah’ın emrindeki Vasalların birçoğunun sessizce konuştukları veya yeteneklerini geliştirdikleri görülüyor ve Küçük Komutan’dan aldıkları söz sessizce beklemeleri yönündeydi.


Küçük Komutan önemli bir şeyi teyit etmek için birinin dönmesini bekliyordu ki çok beklemeden uzayda bir yırtık meydana geldi ve Ejderha bir Fil canavarının vahşi figürü kasvetli bir ifadeyle ortaya çıktı!


Küçük Henry’nin krallara layık suratı kaşlarını kaldırarak, ileriye doğru baktı.


"Eee?


"Bu bölgede ve diğer birçok bölgede, gelişmiş İlkel, Beta ve Alfa Tabaka Lejyonları tarafından yönetilen Dokuzuncu Gökkubbe İlkel Canavar Lejyonları kümeleri gizlice toplandı ve hareket etmek için sadece söz bekliyor gibi görünüyorlar. Auram aynı olsa da çok uzağa gidemedim, daha da korkunç auralar ortaya çıkmaya devam ettiği için yakında beni fark edeceklerdi!"


WAA!


Hyperion insan formuna dönerken, şok edici bilgilerden bahsetti.


Küçük Henry onun sözlerini duydu ve cevap vermeden önce ciddiyetle düşündü.


"Bu bilgiyi babama ileteceğim. Görünüşe göre tek başımıza geçemeyeceğimiz bir duvara rastladık."


Küçük Henry ve Noah’ın Vasalları bunca zamandır ne yapıyorlardı? Bunca zaman sonra Hyperion’un önderliğinde İlkel Canavarların izlerini takip ederek, bu varlıklar yok edilmiş Gerçeklikler ve Grotto Sanctum kümelerinde hareket edip,  saklanırken, başkalarının bilmediği daha büyük hareketleri gözlemliyorlardı; hatta bazıları İlkeller’in yetkisi altında olmayan Gelişmekte Olan ve Asal Gerçekliklerde Lejyonları’nın muazzam bir kısmını saklıyor ve bazı Gerçekliklerdeki uçsuz bucaksız İlkel Denizler ve Yıkım Denizleri, yüzey alanlarının her bir parçasını sayısız İlkel Canavar bedeniyle kaplıyordu!


Babası tüm bu bilgileri harmanladıktan sonra ne yapacaktı?


Ana bedeni babasına zihinsel mesajı gönderdiği anda, Natalya ve Valentina’nın göğüsleri mutlulukla ileri geri hareket ederken, Mavi Balçık figürü parlak bir parıltı yayarken ve üzerine otoriter bir irade çökerken, özün dalgalanması arkalarında yankılandığı için uzun süre beklemek zorunda kalmadılar - bu irade uzayın koordinatlarını belirledikten bir an sonra, Noah’ın Gerçek Sanguine Klonu ortaya çıkarken, uzayın kıvrımları büküldü ve çalkalandı!


"Hepiniz çok çalıştınız."


Noah hafif bir gülümsemeyle halkının Klonlarına başını salladı, iradesi oğlu ve Hyperion’un önde gelen figürlerinin önünde birleşirken, kaderin dalları dönmeye başlamıştı bile!