Onlar birçok çağda yaşamış son derece güçlü varlıklardı ve bu Quinessential Çağ’da bakışları sınırsız bir gelecekteydi.
Bunun nedeni, bu Çağda statükonun değişecek olması ve Yükseliş Pilonunu daha fazla korumayacak olmalarıydı!
Boyutlar’ın ve Gerçekliğin yok edilmesinden sonra yeni bir yol açılacağı için Atalar inmek zorundaydı ve Mikado’nun bakışları Çorak Topraklar’dan daha büyük sınırlardaydı.
Ancak korkunç güçleriyle desteklenen bu umutlar ve hayallerle bile... hiçbiri o gün her şeyin alevler içinde kalacağını öngöremezdi!
İlkeller, NULLITY Lejyonları’nın ortasında dururken, parıldayan mavi alevlerin içindeki kişi sanki olanlara sakin bir ifade takınırken, parıldayan bir cerulean ışık noktası yandı.
Devasa parlak gri kılıcı tutan elinin bronz derisi çatırdadı ve ölçüsüz bir şekilde çizildi ve içi ve ruhu tamamen bir tekilliğin Alevleri tarafından kaplandı ve bir an sonra diğer tüm bağlı Decretum ve Doğa Yasalar’ından ayrıldı, gözlerindeki Canlılık ışığı söndü ve görüntüsü kısa süre sonra binlerce NULLITY Canavarını boğan korkunç bir tekilliğe dönüştü!
Bir Mahkeme Hükümdarı.
Bir Son Arayıcısı!
Aegon... düşmüştü.
HOONG!
Elinde tuttuğu NULLITY Yadigârı azgın alevlerin arasında kaybolurken, yakıcı alevlerin arasından delici bir çığlık sessizce yankılandı; bu inanılmaz gelişme herkesin gözleri önüne serilirken, etrafı tam bir sessizlik kapladı!
Felaket.
Bir Mahkeme Hükümdarı’nın ölümünden doğacak sonuçları kimse bilmediği için, olaya dahil olan herkes için tamamen ve feci bir şekilde felaketti!
-
Albus, Prana Boyutu’nun belirlenmiş tahtlarından her şeye baktı; kendisi ve arkasında tuttuğu tüm Prana Boyut Hükümdarlar’ı henüz bir gram bile zarar görmese de kadim gözleri donuktu.
Pek çok Çağ boyunca yaşamış ve pek çok Gerçek İmparatorla karşılaşmıştı.
Gerçek İmparatorların Yükselişini Taht’a çıkmadan önceki yollarında görmüştü ve onların çeşitliliğini ve mizaçlarını görmüştü!
Bazıları, muhalifleri düştükçe, ayrım gözetmeksizin öldüren zorbalardı; diğerleri ise sadece ihtiyaç duydukları otorite ve gücü elde etmek için yeterli olanı yaptı.
Katliam Çağı’nda sayısız en güçlü İmparatorlar, %80 oranında azalmasına neden olacak kadar yok olmuştu!
Şu anda Quinessence’nin Çağı’ndayız.
Eskiden Boyut Hükümdar olan yanan tekilliklere bakan Albus, her şey sona ermeden önce kaç İmparator’un düşeceğini henüz kestirememişti.
Ancak QUINESSENTIAL DIMENSIONAL EMPEROR’UN ’un bakışlarının sadece kendisine saldıranlara odaklandığını ve gücünü sadece onlara yönelttiğini gördüğünde, Albus, bu varlığın karakteri hakkında bir fikir edindi.
Bir şekilde Doğa’nın Bütünleşme Hatlarını etkileyebilecek kadar büyümeyi başarmış bir varlıktı bu.
Çağın herhangi bir İmparatorunu, Gerçek İmparator’un Koltuğuna giden yolu yarabilecek bir silaha dönüştürecek korkunç bir yetenek!
Ancak Yükseliş Pilonunu koruyan Dört Mikado’dan ikisinin ve hatta bir Mahkeme Hükümdarı’nın hayatına mal olan tüm bu inanılmaz gücü görmesine rağmen... Albus yine de yorgunluk ve umutsuzlukla başını salladı çünkü bu Çağ diğerlerinden gerçekten farklıydı.
Diğer Çağlarda her şeyin tamamen yok edilmesi söz konusu değildi.
Diğer Çağlar Ataların ilgisini çekmiyordu...
Dolayısıyla, bu istisnai varlığın ifade ettiği tüm bu güçle bile... geçmiş Çağlar’ın Gerçek İmparatorları ve bu Çorak Topraklar’ın dışındaki Atalar’ın Soyu karşısında gerçekten başarılı olabilir miydi?
En güçlü Prana Boyut Hükümdarı’nın bedeni ışıltılı yemyeşil bir ışıkla aydınlanmaya başladığında, İrade’si de üzerine düşeni yapması gerektiğini görerek, umutsuz bir düşünceye kapıldı!
-
Diğer özlerin azgın dalgaları arasında Takdir’i İlahi’nin sade dalgaları parlıyordu.
Doğa’nın Boyutsal Empryal Alanı’nın derinliklerinde, Eowyn figürü Noah’ın ana bedenini sürekli değişen bir bakışla izlerken, farklı Doğa Yasaları’nın birçok özünün ona aktığını gördü.
Her bir parçası Doğa Yasaları’nın özlerini emiyor gibi görünüyordu ve er ya da geç onları anlamaya başlayacaktı, mevcut Yasaları’nın anlayışı ise sadece daha yüksek seviyelere çıkmaya devam etti.
Ancak bunun dışında, göz kamaştırıcı üç adet Quinessential Hazine Önbelleği büyük bir ihtişamla parlayarak, üzerinde belirdi; bu Önbellekler Yaşlı Mikado’nun, Güçlü Mikado’nun ve Mahkeme Hükümdarı Aegon’un yenilgisine aitti!
Bununla birlikte, yeni ortaya çıkan Hazine Önbelleği’nin yanında devasa, parlak gri bir büyük kılıç belirdi, bu Aegon’un eskiden taşıdığı NULLITY Yadigârı’ydı!
Bunun üzerine Eowyn, kılıç hareket etmeye başladığında, Noah’ın gürleyen İradesini duydu.
>Onu parçalayın ve içindeki her şeyi RUINATION’a ve İlkel Disk’e aşılayın. Bu onların dönüşümlerini tamamlamalarına izin verecektir.>
WAA!
Gourmandizing Boyutsal Gerçekliğin İradesi kendisine söyleneni yaparken, her zamankinden daha korkunç bir malzeme yoğunluğu Demirci Ocağı’nda hâlâ ışıl ışıl yanan Yadigârlar’a doğru yöneldi.
O kadar güçlü bir irade ki, tüm bunlar olurken, Gourmandizing Boyutsal Gerçeklik aracılığıyla başka bir Doğa Kaynağını bağlıyordu!
Şu anda kısmi bir bağlama...
ŞIIING!
Her taraftan yayılan son derece sihirli altın ışık huzmeleriyle tamamlandı.
Işık ışınları devasa altın sütunlara dönüşerek, cisimsizleşti ve şok edici harikalara dönüştüler - Eowyn, Noah’ın heybetli figürüne doğru çarpışlarını gördüğünde şok oldu ve Takdir-i İlahi ile dolu sayısız altın sütun ortaya çıktı!
Çarpışma kusursuz ve dehşet vericiydi, sonrasında... her şey dondu.
>...!>
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.
