Bölüm 2138: Hepsini Senin İçin Yakacağım! II


Büyük Boyut Cehennem Hükümdar’ını dinlendirmeme izin verin!


Bu sözler Apollyon’un alev alev yanan gökyüzünde yankılanırken, Lilith’in ve etrafındakilerin otorite ile yıkanmasına neden oldu!


Bedeni hâlâ üç Hortlak İmparatoru içine çekmiş şeytani bir formdaydı, toynaklı elleri şu anda yükseliyor ve alevlerle yanarken,  hafifçe başını sallayarak, sesleniyordu:


>Gerçek İmparatoriçe Katya’nın Gerçek İmparatorlar’ın belirlendiğini söylediğini duydunuz mu? Son Çağ’da, Gerçek İmparator olmak için en büyük şansa ve kadere sahip iki varlık vardı. Bunlardan biri Babam, diğeri ise Feng’di...>


WAA!



>Büyük Komutan Feng... bu çağdaki çoğu İmparatordan daha erken bir zamanda, berbat bir kaderi olan bir varlığın ellerinde can verdi. Hatta bazıları Feng’in Kaderinin o gün OPPENHEIMER tarafından elinden alındığını ve daha sonra yaptıklarını başardığını söylüyor. Ancak tüm bunlardaki en önemli şey... babamın bedeni yok olurken, Feng’in bedenini elde edebilmiş olmamdır. Onu büyütebildim ve ruhu gitmiş olsa bile Varoluş Yönlerini sağlam tutabildim. Bunun için büyük planlarım vardı ve geçmiş Çağın Kader İmparator’unu bile bu Çağda hükümdarlık elde etmek için kullanmanın mümkün olduğuna inanıyordum. Tüm bu planlarım vardı. Ama sonra sen ortaya çıktın.>


...!


Öfkesi ve kızgınlığı tamamen sönerken, kıpkırmızı gözleri berraklaştı.


Şeytani formuyla Noah’a doğru bakarken,  tehlikeli bir berraklık çöktü ve devam etti:



>Feng ve diğerleri için yaptığım tüm o planlar olarak ortaya çıktın... Şimdi onları pencereden dışarı atacağım. Kaderin İmparator’un çok önemli bedenini ve sahip olduğum diğer her şeyi şimdi sadece senin için yakacağım. Sahip olduğun ayrıcalığa meydan okumak ve tüm yaptıklarımın boşa gitmediğini görmek için hepsini yakacağım. Bunun için şimdiye kadar topladığım tüm Quinessential Otoriteyi ortaya koyacağım... bir bakayım. Quantum Boyutunda olduğumuzdan beri övünüp, durduğun şu Özü görmeme izin ver. Kan ve canla yoğrulan bizler bir hiçmişiz gibi yok sayılırken, senin gibi bir varlığın neden bir anda ortaya çıkıp, böyle bir ayrıcalığa eriştiğini göreyim!>


...!


Düşünceli bir senfoni çaldı.


Eşsiz bir manzaraydı.



Lilith’in vücudu son derece kızıl alevlerden oluşan dallarla aydınlanmaya başladığında, parlak ve ışıltılı bir günde batan güneşe benziyordu.


Bir şeyi kanıtlamak için zaten yıkılmakta olan tüm sıkı çalışmasını ortaya koyuyordu. 


Kelimenin tam anlamıyla yoktan var olan bu mantıksız varlığa karşı... onun üstesinden gelebilirdi. Gerçek Tahtt’a adaylığını kanıtlaması için  QUINESSENTIAL DIMENSIONAL EMPEROR unvanını elinden alabilirdi!


Lucius, canlı gözleri tüm bunların sebebi olan figüre, aynı anda birden fazla yerde bulunan Dimensional Inmicus’a kilitlenirken, şok olmuş ve böyle bir sonucun ortaya çıkmasını görmek istemiyor gibiydi.


Geçmişte yapılanları düzeltmek ya da birazdan yaşanacakları değiştirmek için söylenebilecek hiçbir söz yoktu. Küller düşerken, alev dalları Lilith’i yakıp, kavururken ve Lilith’in figürü küçülerek, mükemmel kıvrımlara sahip fantastik bir iblis formuna dönüşürken, kendi taraflarındaki Yöneticiler hazırlandı!


Kaynağına en yakın olan varlık değer verdiği her şeyi yakarken, Apollyon Özü kabardı ve Boyut onu destekliyor gibi görünürken, bu öz de bu varlıkla birlikte yandı.


Kıpkırmızı siyah alevlerden oluşan bir Silahlanma üzerine sarılmış beyaz yeşim taşına benzeyen açık ten, kıpkırmızı yanan ve omuzlarından aşağıya damlayan saçlar ve açılan gözleri...


HOONG!


Bir Tekilliğe benzer şekilde sonsuz yoğunlukta göründükleri için engin Boyutlar’ın ve Gerçekliğin gizemlerini içeriyor gibiydiler.


Onlara sadece bir kez bakmak bile zayıf Doğa Bütünleşme Âlemi varlıklarını yutmaya, onları ayrıştırmaya ve ruhlarını bir anda paramparça etmeye yetebilirdi!


Ancak, karşısında Noah vardı.


Noah, Lilith’in zarif figürünün etrafındaki şeytani alevlerin dallarına bakarken, başını sallayıp, seslenirken, birçok şey düşündü.


>Bu asla bir güç ya da otorite yarışması olmamalıydı>


WAA!


O konuşurken, çevresi dalgalandı, sağında ve solunda iki Gerçek Sanguine Klon daha belirdi ve dudakları bir onaylama ortaya koyarken, onunla birlikte hareket etti!


>Bu sadece senin saltanatının sonu olacaktı.>


...!


Üç Noah konuştuktan kısa bir süre sonra, her biri Quintessential Tekillik Ateşlemesi’nin kavurucu cerulean ışığıyla parlamaya başladı.


Bununla birlikte, gözlerinde parlak gümüş gri bir ışık yanmaya başlamıştı çünkü bu... ana bedeninin Kökeni’ni akıcı bir şekilde dolduran NULLITY’NIN korkunç ışığıydı - bu kavram, Takdir-i İlahi ile bile  mücadeleye girmek üzereydi, Noah işlerin ne kadar büyük ölçüde değişeceğini bilmiyordu!


Böylece üç Klon’u Tekilliklerin noktaları gibi harekete geçti, özellikle güçlü bir düşmanın bir bölümünü kapatmaya niyetlenirken, aynı zamanda... Apollyon Boyutu olan Çapa’yı yutmaya göz dikti!


-


Lilith, kaçışını gerçekleştirdiğinde, güçleriyle birlikte Apollyon Boyutunda kayboldu... peki ya İmparatoriçe?


Dönüşü, benzersiz bir şekilde Ana Gerçekliğe değildi - yine de hala Issız Mozole’deydi.


WAP!


Yaralı Althea, Ezekiel ve Üstün Beyin, Gerçeklikler Arasındaki Sınırda yer alan bir bölgede İmparatoriçe’nin yanında belirirken, NULLITY yayları ve uzaysal ışık dalgaları büküldü.


Burada hiçbir şey olmaması gerekirken, İmparatoriçe Primitivus Nullity’i elleriyle kavrayıp, onunla iletişim kurarken, yüzünde sert bir ifade vardı.


Birkaç dakika sonra bakışlarını belli bir yöne çevirdi ve berrak gözlerle hiçliğe doğru konuştu.


>Onlardan herhangi birinin inmesi durumunda yardım etmek için burada olacağınızı söyledi.>


...!


Şaşırtıcı bir kararlılıkla hiçliğe doğru konuştu, Gerçekliğin dokusu onun sözleriyle titreşti ve hiçlik, İmparatoriçe tarafından hangi varlığa hitap edildiğini bilmiyormuş gibi odaklandı!