Bölüm 2144: Mana ve NULLITY! IV


Cep Boyutsal Gerçekliğin göz kamaştırıcı cazibesi, devasa bir Tekillik gibi görünmesine neden olan korkunç bir yutucu güç salarken, ışıl ışıl parlıyordu.


Lilith, tüm bunları boş gözlerle izlerken, aşağıdaki kızıl toprak sıcaktan kavruluyor ve gökyüzüne yükselen magma sütunları titreyerek, bu Tekilliğe doğru yükseliyordu.


Şeytani suratı kıpkırmızı bir savaş elbisesiyle sarılmış, kelebeği andıran kanatları sırtına doğru çekilmiş, şeytani boynuzları gökyüzünde parlarken, üçüncü gözü solmuştu.


Gözlerinin ucuyla, kendisini bağlayan varlığın diğer iki klonunun yanan tekilliklerin yanında yüzdüğünü görürken, gelişmekte olan olayları inançsızlıkla izledi!


Bu yanan tekillikler Lilith’in yanında getirdiği Hükümdarlardan başkası değildi ve tek bir tanesi bile kurtulamamıştı.


Şu anda bile, gümüş gri alevler Yüce Papa Lucius’un etrafını sarmış, vücudu simsiyah yanarken, bakışları hala boştu ve o da sıradan bir Hükümdarmış gibi bir Tekilliğe dönüşmüştü!


"Ölümleri daha büyük bir amaca hizmet edecek."


Tüm bunlardan sorumlu olan varlığın sesi yankılandı, gerçekten de ölümleri çok işe yarayacaktı.


Çünkü Quinessential Hazine Önbelleği’nin ışığı Boyut Cehennem Hükümdar’ı Lucius için aktive edilirken, Lilith’i burada takip eden sayısız diğer Boyuttan 14 Hükümdar... hepsi Rastgele Yağma Kasalarının yoluna dönüştürüldü!


Aşırı derecede ihtiyaç duyduğu kaynaklar uğruna Noah, elinden gelen her şeyi yapacaktı.


>Deli bir adam...>


Her şeyin yanışını ve bir Tekilliğin içinde yok oluşunu izlerken, Lilith, tüm bunları yapan varlığı bir canavar olarak nitelendirirken, sesi, kayıtsızca yankılandı. Çağlar boyunca çok şey planlamış ve yapmış bir Boyut Cehennem Hükümdar’ı olan kendisi, içinden ve Apollyon’un Kaynağından geçen anıları hatırladıkça, Noah’ı bir deli olarak adlandırdı!


Yine de Quinessential Kainos İmparatoru onun sözlerine kulak asmıyordu.


Üç Katlı gözleri Mutlak Mana Otoritesi’nin alevleriyle birlikte Kızıl gökyüzünde yanmaya devam eden gümüş grisi alevlere bakıyordu.


Her ikisi de Sonsuz miktarda Kıyamet Yıldırımı’ndan oluşuyordu ve Noah, dakikalar önce NULLITY’yi ilk kez kullandığında Mutlak Saf Mana Çıktısı’nın NULLITY’yi tamamen değiştirmediğini ve etkilerini Mana şeklinde koruduğunu öğrenmişti!


NULLITY’nin Özü teorik olarak çok bozulmamıştı ve eldeki tüm verilere bakıldığında, Yasalar’ın ve Decretum’un üzerinde duruyor gibi görünüyordu.


Bir varoluş hali.


Ve Mana Çıktısı yoluyla bile tamamen değiştirilemezdi!


Tamamen.


Bu çok önemli bir kısımdı.


Gümüş grisi öz, hâlâ NULLITY olarak kalsa da, Mahkeme Hükümdarları’nın ve hatta CHARLEMAGNE’NIN kullandığını gördüğü NULLITY özünden daha rafine ve şekillendirilebilir göründüğü için Noah, onu bir şekilde etkileyebiliyordu.


Öz, Saf Mana’ya dönüştürülemeyecek kadar saf ve yüceydi ama ya...


BZZZT!

Noah’ı etrafındaki Tekilliğin kabaran alevleri titreşmeye ve yoğun bir şekilde titreşmeye başladı.


Parlak gözleri kısa bir süreliğine parlaklığını yitirdi ve olayların şok edici bir dönüşüyle Noah, bir aydınlanmanın içine düştü.


İradesi, vücudunun NULLITY’nin rafine gümüş grisi alevlerini salan yarısına ve Saf Mana’nın cerulean alevleriyle parlayan diğer yarısına odaklandı. Akkor halindeki elleri bir çekme hareketi yaparken, bu alevlerin her ikisini de oluşturan Kıyamet Etki Alanları’nın sayısız Magistrasi’sini gördü!


Nullity’yi Mana’ya dönüştüremiyordu ama Quinessential İradesi soruyordu... Ya onları yine de bir araya getirseydi?


Ya, Alev Etki Alanlarını  başka bir şeyle zorla birleşmeye çalışsaydı ve mutlak saf mana çıktısı da çalışsaydı, bu iki kavramın niteliklerini bir araya getirerek, olması gerektiği gibi birleştirir miydi?


Peki ya...


RUMBLEEEEEEE!!!!!!!


Doğa titreşti ve ihtişamla yankılandı.


>>Eşi benzeri görülmemiş bir eyleme kalkışıyorsunuz>>


Zihninde güçlükle görebildiği istemler yükselmeye başladı.


>>Bu Çağın İmparatoru olarak Otoriteniz Quinessential düzeyde artıyor.>>


>>Bu Çağın İmparatoru olarak Otoriteniz Quinessential düzeyde artıyor.>>


>>Quinessential Otorite’nin derin uçurumuna ulaşıyorsunuz.>>


...!


Işıldayan ellerinin çekimi altında, gümüş grisi ve mavi alevler yavaşça birbirlerine doğru hareket ederken, Noah, tek başına, tam olarak neye ulaştığından kendisinin bile emin olmadığı bilinmeyen bir hisle ilerliyordu!


Ve böyle bir noktada...


Sersemliğinden zorla geri püskürtüldü.


Kökeni doğuştan tepki verip, uzaysal bir ışıkla sarmalandığında, Yerçekimi ve Görelilik Yasaları hem onu hem de Lilith’i anında başka bir yere kaydıracak şekilde uzayı büktüğünde, aydınlanmasında sarsıldı!


Ve az önce bulundukları konumda...


KIZIL ufka doğru uzanan devasa gri bir NULLITY çatlağı uzanıyordu - bu çatlak buradan çok uzaktaki pek çok çatlaktan yalnızca biriydi ve her yöne uzanan diğer çatlaklarla birlikte bir kökeni görülebiliyordu.


Ve tüm bunların merkezinde... gümüş gri kemik Silahlarla bezenmiş ve yürek parçalayan bir güçle titreşen bir varlığın görkemli çehresi görülebiliyordu.


Gerçek İmparatoriçe Katya ile birlikte gelen Ataların Soyu, onun emirleri doğrultusunda Apollyon Boyutuna varışını gerçekleştirmiş, yaptığı ilk şey de Boyuta ve Kaynağına NULLITY ile saldırarak, Felaketi hızlandırmak olmuştu!


Saçları kül grisine boyanırken, gözleri tamamen vahşiydi; uzayın öbür ucuna uzanan gözleri anında Noah ve Lilith’in figürlerine ve Apollyon Boyutunu yutan Tekillik noktasına odaklandı!


Klonlarının üçü de yan yana belirirken, Noah’ın gözleri kısıldı.


Lilith, kelebeğe benzeyen kanatları tekrar patlarken, önlerinde durdu, Noah’ın Patojenik İradesi, kader ve Takdir-i İlahi ole dans ederken, kendini daha fazla kontrol etmesine izin verdi.


NULLITY ile sırılsıklam olmuş korkunç bir varlığa bakıp, merak ederken... hangi aşamaya ulaşmıştı?


Hâlâ %50’lik koridor noktasının bile Tüm Gerçek Parametre Değerlerinde %500.000 Artış sağladığı Primitivus Aşamasında mıydı?


Sürekli artan gücüyle şu anda yüzleşebileceği bir varlık mıydı?!


Tüm bu soruların yanıtları bilinmiyordu ama bir şeyi doğruluyordu.


Mana ve NULLITY ile hissettiği duygu…  kemik zırhlı bir varlığın coşkulu yüzü onlara doğru yükselmeye başladı ve Noah’ın Klonları bir kez daha bir kez daha ortaya çıkarken,  Quinessential Tekillik Ateşlemesi’nin alevleri daha da yükseldi. Çıtırdayan gümüş-gri ve mavi alevlere doğru hareket ediyor ve Üç Gözlü Kainos İmparatoru’nun Gözleri son derece ihtişamlı bir sahne görmek isterken, hepsini yaklaşmakta olan aşılmaz bir düşmana yönlendiriyor!


Not: Durmuyor!