Bölüm 2220: Gizli Gereksinim!


Noah uzun, çok uzun bir süre yaşamış olan son derece güçlü varlıkların psikolojisini biliyordu.


Ne kadar uzun yaşarlarsa, Gerçekliğin doğasını öğrendikçe ve birçok şeyi anladıkça, o kadar çok deneyim biriktiriyorlardı!


Yine de engin bilgileri nedeniyle... birçoğu konu ona geldiğinde kritik hatalar yaptı.


Onun hakkındaki düşünceleri söz konusu olduğunda, onu geçmiş deneyimleri ve bilgileriyle aynı seviyeye koydular.


Onu çağlar boyunca gördükleri diğer Dahilerle ya da ona benzer diğer varlıkların örnekleriyle karşılaştırdılar!


Noah’ın hiç şüphesi yoktu ki Atalar’ın Soylar’ından gelenlerin hiçbiri, Çorak Topraklar’dan dışarı adımını bile atmamış bir yerlinin onları öldürebileceğini tahmin etmemişti.


Ve bu bir dereceye kadar tamamen doğruydu çünkü mantıken, Geçmiş Çağlarda hiç kimse aniden güçle patlayıp, birden fazla Sınır oluşturamamış veya yüksek bir Sınır Katmanı’na ulaşamamıştı!


Pek çok Gerçek İmparator yükselmişti ve onlar bile ilk aşamalarında genişlemiş olan diğerleriyle boy ölçüşemezdi.


Mantık buydu.


Atalar’ın Soylar’ından gelenler ona karşı mantık uyguladılar.


Mantığı eğip, büken ve çöpe atan bir varlığa karşı!


Şimdi Noah, OPPENHEIMER’I ve Yaratılış Çağı’nın Gerçek İmparatoru’ndan geriye kalan iradeyi ihtiyatlı kılan varlığı anlamayabilirdi ama bu kadim varlığın da kendisini diğer varlıkları ve engin bilgi rezervlerini karşılaştırma aracı olarak kullanarak, değerlendirdiğini biliyordu.


Desiderius’un çağlar boyunca gösterdiği sabrına ve gücüne inanılacak olursa, onun değerini ve kudretini normalden daha yüksek olarak tahmin ediyor bile olabilirdi!


Ancak diğerleri dikkatli davrandıklarını düşünüp, onu ve gücünü abarttıklarında bile, aslında onun gerçek değerini büyük ölçüde küçümsüyorlardı.


Çünkü daha önce karşılaştıkları ve Noah kadar hızlı güçlenebilen bir kıyaslayıcıları yoktu. Noah’ın sahip olduklarına benzer bir şeye sahip olan karşılaştırabilecekleri başka varlıkları yoktu!


Desiderius, Noah’ın Gourmandizing Boyutsal Gerçeklik kadar kritik bir şeye sahip olduğunu biliyor muydu?


Noah’ın inşa ettiği ve içinde bulundukları Varoluş Düzlemi’nin işleyişini taklit eden Âlemini biliyor muydu? Bu ona hangi Otorite’ye erişim sağlıyordu?


Ve... Noah, bu Varoluş Düzlemindeki tüm Küçük Düzlemleri tamamen kendi yapısına bağladığında ne olacaktı? Böyle kritik bir noktada ne olacaktı?!


Eğer Desiderius’un olasılıklar hakkında en ufak bir fikri bile olsaydı, Noah’ın Boyutlar’ı toplamaya devam etmesine izin vermezdi.


Eğer o ya da diğerleri Kavramlarıyla herhangi bir şeyi öngörebilselerdi, Noah’ın tüm Çapalar’ı sökme amacına ulaşmasına izin vermemeleri konusunda uyarılırlardı!


Ama bilmiyorlardı.


Yaptığı hiçbir şeyin mümkün olabileceğine, hatta böyle bir şey yaptığına bile inanmıyorlardı!


Varlığı ne kadar eski olursa olsun ya da kaç yıllık bir geçmişe sahip olursa olsun... onun gücünü kavramaya çalışmak için mantık yürüttükleri ve kendi referanslarını kullandıkları sürece, er ya da geç onun önüne düşeceklerdi.


>Ayna Boyutu’nun yutulması ve asimilasyonu %100 tamamlandı...>


>Elysium Boyutu’nun yutulması ve asimilasyonu %100 tamamlandı...>


WAA!


Yutulmayı bekleyen tek bir Boyut varken, İradesi çıldırtıcı bir Zorbalıkla dışarı fırladı.


Atalarla karmaşık bir şekilde bağlantılı olan bir Boyut, Yer Değiştirme’nin son ve nihai şansını kullanarak, onu kendi katına getirebilir ve aynı zamanda Gourmandizing Boyutsal Gerçekliğe getirmek istemediği tüm varlıkları ortadan kaldırabilirdi!


Ancak bu, bir ya da belki iki Sınır Katmanı’nı aşmak için kullanabileceği bu Çağın son Bozulmamış otoritesini de tüketecekti.


Bu yüzden, Takdir-i İlahi dönerek, onunla iletişim kurdu. YAĞMA, QUINTESSENCE ve KAN Sınırları dalgalandı ve onunla iletişim kurdu!


Önüne daha altın ve görkemli bir yol serilmişti.


Kendisinin bile önüne serilen yolların gerçekten de en bakir yollar olup, olmadığını sorgulamak istediği zamanlar oldu ama sonuçları gördüğünde...


>Seçilen Ölüm Sınırında yüksek güce sahip kan yutuldu. Ölümün İlk Sınır Katmanına ulaşma yolunda ilerlemeniz %100’e ulaştı.>


Ayna Boyutu’nun kapanması ve özümsenmesiyle birlikte, Yvonne’un altındaki son iki Atalar’ın Soylar’ından  gelenler, onun tarafından tamamen yutulan bir kan nehrine dönüştü.


HOONG!


Kendisine EXTREMITY’E doğru giden bir kavram daha eklenirken, Ana Bedeni güç dalgalarıyla köpürdü!


>Aeonik Ruhunuz daha fazla İyileştirme ve Güçlendirme sürecinden geçiyor>


>Quintessential Kainos İmparatoru’nun Düzlemsel Soyu’nun doğumunun etkileri daha da hızlı yayılıyor.>


>9 Quintessential Boyutsal Şasiniz arasında paylaşılan Kan, kendi Boyutsal Gerçeklikler’i ile rezonansa giriyor.>


WAA!


>Bir Quintessential Rezonans! Gourmandizing Boyutsal Gerçeklik ile olan bağlantınız, Boyutsal Şasiniz’deki 9 Boyutsal Gerçeklikler’e ve Gourmandizing Boyutsal Gerçekliğin içindeki Küçük Düzlemler’in Bağlı Kaynaklarına yeni bir Rezonans yolu oluşturdu!!>


>Bir Doğuştan Gelen Sınır’ın doğuşu için İkinci bir Gereksinim açıklanıyor!>


Çok renkli plazmik ışıltı dalgaları taştı.


Noah’ın bedeni Gerçek Quintessence Tahtında oturmaya devam ederken, bedeninde şok edici sırlar ortaya çıkıyordu - Alemi, kurduğu bağlantılar üzerinde genişlemeye başlıyordu!


Doğuştan Gelen Sınır’ı doğurmak için gizli gereksinimin ne olduğunu görmek için bekliyordu ve uzun süre beklemek zorunda kalmadı.


9 Boyutsal Şasi’si ileriye giden yolu gösterecekti.


Aleminin şu anki aşamasından sonra neye yöneleceğini teyit edebilmesi gerektiği için bu zaten yazılıydı.


Son Boyuta birçok nedenden ötürü ihtiyacı vardı.


Kan Bağlantısı’nın tam olarak neyi doğuracağını tespit etmesi gerekiyordu!


Not: Ne diyeceğimi bilemiyorum.