6. Sınır Katmanı, birçok şeyin erişilebilir hale gelmesiyle geçilmesi gereken eşsiz bir eşikti.
Kişinin Aeonik Ruhu’nda meydana gelen değişiklikler en derin olanlarıydı çünkü Aeonik Ruh’un manipülasyonu çok daha pürüzsüz hale geldi ve kişinin yapabileceği şeyler sayısız oldu!
Şu anda... Noah 6. Sınır Katmanı’nın tam olarak ne anlama geldiğini anlamaya başlamıştı.
YAĞMA Sınırı’nın Otorite’si üzerlerinde yıkanırken, 9 Quinessential Boyutsal Şasisi Quintessence Tekillik Ateşlemesi’nin mavi alevleriyle sarıldı, tekilliklerden doğan bu çatırdayan alevlerin çoğu altın rengini aldı.
Bedenlerinin mavi altın bir ışıkla sarılmasına neden olurken, sanki çığır açan hava gemileriymiş gibi dışarı fırlamaya başladılar ve yollarına çıkan her şeyi yutan altın mavi ışıktan oluşan Stanchion’lara dönüştüler!
Ve bu gerçekleşirken....
BUMP!
Noah, kalbinin atışının senkronize bir şekilde yeniden bütünleştiğini hissetti.
Güçlü Kanını taşıyan damarları onlarla senkronize olurken, Kökeni ile olan bağlantısı sayesinde tüm Klonları’nın görkemli bir ışıkla titreştiğini hissetmişti.
Aeonik Ruhu... Varoluş Unsurlar’ı Ruhu tarafından sıkıca bir arada tutulurken, tüm bunları yıkadı ve birbirine bağladı. Ve o anda, Aeonik Ruhu’nun vücudundaki birçok bağlantıdan aktığını ve dışarı sızdığını hissetmeye başladı!
Etrafındaki altın mavisi alevleri sarmaya devam ederken, derisinin üzerinde dolaştı; Noah’ın iradesi, Tekilliğin alevleri ve serbest bıraktığı YAĞMA Sınırı’nın Otoritesi... onun bir parçasıymış gibi hissettikçe, renkleri ve kudretleri daha da görkemli hale geldi!
Sanki bedenini ve Varoluş Unsurlar’ını genişletiyor ve uzatıyormuş gibi hissetti.
Hızları daha da artarken, zihni ve ruhu o anda tam bir berraklığa kavuşurken, Ruhu’nun 9 Bedeninin tamamını oluşturan altın mavisi ışık Stanchion’unun etrafını tamamen sardığını hissetti!
Her şey geride kalmıştı.
Karşılaştığı tehditler.
Üstesinden gelmesi gereken zorluklar.
İnşa ettiği ev.
Omuzlarındaki muazzam ve sonsuz ağırlık!
Aeonik Ruhu son derece netlik kazandıkça, hepsi kayboldu.
Her parçası, şimdi dışarıdan salınan otoritelere doğru uzanan Tiranlık iradesiyle doluydu ve şu anda Noah’ın ruhunda tek bir düşünce yükselmeye başladı.
"Yağmala.
THUUMP!
Sanki bir kıvılcım çakılmış gibi göz kamaştırıcı bir Rezonans ortaya çıktı ve Noah’ın Aeonik Ruhu anında dokuz bedeninden dışarı doğru patlayarak, YAĞMA Düzlemi’nin etrafında dalgalanan tüm altın ışık çubuklarına nüfuz etti.
Aeonik Ruhu, Düzlemsel Etki Alanı içindeki her şeyi sarıp, sarmalayıp, onunla rezonansa girerken, zihninde ve ruhunda Yağmalamadan başka hiçbir şey yoktu!
>Vücudunuz Quinessential bir Rezonans durumuna düştü>
>Aeonik Ruhunuz ilkel bir şekilde tüm etki alanınıza yayıldı.>
>Yeteneklerinizin serbest bırakabildiği güç seviyesinde ölçülmemiş bir değişiklik meydana geldi.>
>Yağma Halcyon Düzleminizin manipülasyonu Quinessential bir seviyeye yükseldi!>
HOOONG
Zihninin diğer tüm düşüncelerden arınmasıyla birlikte, Aeonik Ruhu sayısız ışık sütunuyla uyum sağlarken, bir Epifani durumuna girdi ve bu o kadar ileri gitti ki... 9 bedeninin hangi ışık sütununda olduğunu ve hangilerinin saf ışık olduğunu ayırt edemediğini hissetti - çünkü ruhu her şeyin etrafını sarmıştı.
Kendisini sadece her şeyi yutmaya ve ganimete dönüştürmeye çalışan altın Yağma Işığı’nın bu canlı sütunları gibi hissediyordu.
Ve eğer durum buysa...
SHIING!
Theseus’un yan tarafındaki altın bir ışık direğinden altın bir ışık parladı... doğrusal hareketi anında kıvrılırken, durdu, içinden mavi altın alevlerle yıkanmış bir el çıktı ve korkunç bir heybetle uzandı!
>HOO!>
Dikkatini verdiği 9 mavi altın ışık sütunu aniden ortadan kaybolup, diğer tüm ışık noktalarıyla birleşmiş gibi göründüğünde Theseus’un zihni uğuldadı ve kendisinden çok uzakta olması gereken varlığın tehlikeli eli anında yanı başında belirdi, sadece yoğun bir kılıç ışıkları deniziyle odaklanan elini sallayabildi!
BOOOM!
Kılıç ışıkları yutulurken, bir patlama meydana geldi, Theseus, o anı kullanarak, yanan bir tekillik eli taşıyan ışık Stanchion’undan uzaklaştı ve sağ eline bakmak için döndüğünde...
Avuç içi ve bileği tamamen kaybolmuştu, çünkü Kılıcın Sınırı’nın savunması o anda aşılmış ve yutulmuştu!
Yağma’nın Halcyon Düzlemi’nin altın bariyerinin etrafında sıralanan belirli bir Hazine Önbelleğinde, Theseus benzeri görülmemiş bir tehlike hissederken, yoğun Ganimet ışığı kümeleri birleşmişti!
Bunun nedeni, bu Düzlemsel Alan boyunca uzanan altın ışık sütunlarının doğrusal bir şekilde hareket etmeyi bırakarak, ürkütücü bir şekilde dönüp, durması ve Gerçek Quintessence İmparatoru’nun korkunç mavi altın alevlerle yıkanmış 9 bedeninin bu ışık sütunlarının herhangi bir noktasında belirmesiydi!
Sanki bir Yağma Işığı sütunundan diğerine özgürce atlayabiliyordu ve ikisi de bu ışık sütunlarıyla çevriliyken, en ölümcül tehdit her açıdan gelebilirdi!
BOOM!
Ayaklarının altından geçen altın bir Stanchion’dan, kılıç ışıkları denizi tekrar yutulurken, anında tekilliklerin alevleriyle yıkanan başka bir el belirdi, Theseus, patlayıcı gücü kullanarak, başka bir yöne geri itilmeden önce sol bacağı dizlerine kadar onunla birlikte alındı - ancak bu yönlerde, üç mavi altın el anında her taraftan ona uzanırken, daha da fazla ışık stanchion’u vardı!
>OOOOOOOH!>
Eşi benzeri görülmemiş bir tehlikeyle karşı karşıya kalan Theseus’tan vahşi bir feryat yükseldi; bu korkunç Sınırın Otoritesiyle yıkanan bir el onu her yakaladığında varoluş Unsurlar’ını yutuluyordu!
Not: Bir şeyler oldu gene de ne oldu anlayamadık. En son Epifani ye girmişti yani Aydınlanmaya ondan sonra başladı her şey.
Not: Noah, sıyırdı resmen yam yam oldu bu bölüm. Adamın parçalarını Yutuyor.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.
