Theseus büyük bir baskı altına girerken, eşi benzeri görülmemiş bir tehlike seviyesi geldi, kendisinden çok uzakta olan 6. Sınır’ın nihayet kendisine doğru yükseldiğini hissederken, hayatı tehlikeye girdi!
Clınnk!
Başının üzerindeki devasa beyaz altın kılıcın bulunduğu alan, içinden geçen sayısız Yağma Işığı Stanchion’ları yüzünden neredeyse parçalanmıştı.
Efendisi bir atılım yaptığında, kılıç ışığı denizleri yükselmeye başlarken, o anda aydınlanmaya ve yeniden şekillenmeye başladı!
Ama...
BOOOM!
Işık Stanchion’ları her şeyi silip, tekrar Yağma’ya dönüştürürken, daha da büyük bir şevkle geri döndüler. Yakındaki Stanchion’lardan kendisine doğru gelen üç eli uzak tutmak için Kılıç Işığı dalgalarıyla patlayan Theseus’un Bedeni bile... eller kendisine doğru ilerlemeye devam ederken, tüm bu kılıç ışığı dalgalarının yutulduğunu gördü.
>Ah...>
Sonunda bu savaşın muazzam baskısı altında kendini bir elmas gibi yontamayacağını fark etti. Böyle bir noktada kendisini tam olarak anlayamadığı gerçek bir Ezoterik Varlığın pençelerine bıraktığını fark etti....
SHIING!
Hayatındaki en parlak güç ışığını salarken, ruhu yanmaya başladı, Aeonik Ruh Hasar Değeri 20.000’i aştı ve son derece uzun bir süre yaşamış ve hayatına her şeyden çok değer veren bu varlığın Yağma Işığını geri itti... yukarı doğru yırtıldı ve yürürlüğe giren Düzlemsel Sınırlar’ın kenarına doğru ilerlerken, yakındaki tüm ışık Stanchion’larından uzaklaştı!
Kaçış.
Kılıç dehası Theseus’un bu varlığın gülünç gücünü onayladıktan sonra gördüğü tek yol buydu!
Onlar gibi uzun süre yaşamış varlıklar için, ölüm karşısında kaçmanın utancı hiçbir şeydi, çünkü düşmanlarından birkaç milyar yıl daha uzun yaşarlarsa, onları yenebilir ve gelecekte onlara geri ödeme yapabilirlerdi!
Ama şimdilik...
En keskin kılıç ışığı savaş alanını terk etmeye çalıştı.
Diğer tarafta, kadim NOBLESSE Desiderius da benzer bir çıkmazın içine düşmüştü; çünkü Noah sürekli olarak farklı ışık Stanchionlar’da beliriyor, bedeni bu NOBLESSE’NİN değerli suretine yaklaşırken, kükreyen Hiçlik Gehenna canavar kafalarının kalın dallarını yutuyordu.
Bu varlığın etrafındaki Obsidyen Halolar o anda genişlerken, ihtişamla titreşti ve farklı Stanchion’lardan rastgele ortaya çıkan çok sayıda Quinessential Boyutsal Şasi’nin ellerini bir anlığına geri çeviren parlak Halolar’dan oluşan kalın bir kuşatma oluşturdu!
Bu kadim varlık pek çok eşsiz araca sahipti ve bu Doğuştan gelen yeteneği tüm NOBLESSE’NİN sahip olduğu bir şeydi ve bu yeteneğini o kadar geliştirmişti ki şu anda on binlerce şaşırtıcı sayıda Aeonik Ruh Savunma Değeri onu koruyucu bir şekilde sarmış durumdaydı - başlangıçta çıktısı olarak serbest bırakabileceğinin birkaç katı!
Bu, maksimum Aeonik Ruh Savunma Değerlerinin on katıydı - günde sadece bir kez kullanabildiği bir yetenekti. Etrafındaki çok sayıdaki Stanchion’a soğuk bir şekilde bakarken, uyguladığı bu yetenek onun birçok kurtarıcı aracından biriydi.
"Kendinizi kanıtladınız, ey Quintessence’ın Gerçek İmparatoru. Konuşalım."
WAA!
Desiderius’un sesi, bu kritik tehlikenin ortasında bile aceleci görünmeyen kadim tavrıyla yayıldı!
"9 Küçük Düzleminizin tamamen yok edilmesini istemeyeceğim ve hedeflerime ulaşmış olarak buradan ayrılacağım. Eğer ölümüne savaşırsam ve sonuçları bilinmezse, beni buraya düşürmek sizin için son derece zor olacaktır. Bir şekilde buraya düşersem... Düzlemleriniz tüm NOBLESSE’lerin gelmesi için işaretlenmiş olacak. Peki sonra ne olacak?"
>Planar Void of Gehenna> (Cehennemin Düzlemsel Hiçliği) bedenine yakın bir yere çekildi ve etrafında sınırsız karanlık dalları dönmeye başladı; uçsuz bucaksız gözleri uzaklarda Theseus’un kaçan figürünü izlerken, geriye kalan tek şey Quintessence’ın Gerçek İmparatoru’nun cevabıydı!
Şu anda 6. Sınır Katmanı’nın ihtişamını sonuna kadar ifade eden varlık, ruhunu Düzlem alanı içindeki her şeyle kaynaştıran bir Epifani halindeydi ve zihni, ortaya koyduğu alanın amacı dışında her şeyden boştu.
Sadece tek bir düşünce vardı: Yağma.
Yağma’nın Halycon Düzlemi boyunca uzanan sayısız altın direkten büyük sözler yayıldı:
>Her şey Yağma’dır.>
WAA!
Korkunç ve anlamsız kelimeler, zayıf varlıkların kalbine dehşet salabilecek şekilde her açıdan yayıldı!
>Ben Yağma’yım. Sen Yağma’sın. Her şey Yağma. O Yüzden sadece... Yağma ol>
...!
Desiderius’un sözleri tamamen göz ardı edildi ve bu noktada, Yağma’nın Halcyon Düzlemi’nin tüm altın direklerinin yarısı bu NOBLESSE’ye doğru yükselirken, diğer yarısı da Theseus olan Kılıçlar’ın tekilliğini her taraftan kuşatmaya başladı!
Quintessence’ın Gerçek İmparatoru şu anda herhangi bir diyaloğu ya da tartışmayı umursamıyordu çünkü aklında sadece Yağma düşüncesi vardı!
YAĞMA Sınır’ına son derece uyumlu olduğu bu anda, iki güçlü varlığı tamamen yutmaya ve kendisini EXTREMITY’E doğru daha da yükseltmeye çalıştı!
Her şeyi kaplayan yerleşik Yağma Düzlemi’nin çevresindeki Gerçeklik dokusu şu anda tamamen solmuştu.
Büyük bir Düzlemin dokusu yok olmuştu ve bu noktada son derece feci uzaysal fırtınalar oluşmaya başlamıştı.
Düzlemler arasındaki duvarlar yıkılırken, EXTREMITY’NİN Düzlemsel Çitler’inın sade özü sızmaya ve çevrede delikler açmaya başlamıştı.
Desiderius’un serdiği muazzam HİÇLİK örtüsü parçalanmaya başladığında tutunacak hiçbir Düzlem kalmamıştı - geçmiş Çorak Topraklar boyunca yer alan birçok Çapa o anda konumlarını kaybetmişti... bu Düzlem tamamen canavarca bir yapıya dönüşmüştü!
O günden itibaren, EXTREMİTY Mahzenlerine çoktan girmiş olan bir Soyu doğuran geçmiş Çorak Topraklar’ın artık var olmadığı söylenebilirdi... bu Çorak Topraklar artık yoktu!
Not: Aboo kafayı yedi kafayı sıyırdı bu deli!!!!! Hepimizi ganimet yapacak ben tabanı yağlayıp kaçıyorum. Kafayı yedi bu iyice.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.
