Bölüm 2942: Hakimiyet! IV


Bu uyarılar, Athena ve Eowyn’in gözlerinin önünde sadece soru işaretleri olarak yükseldi ve az önce öldürdükleri Küçük Mimeisthai’den yükselen altın hayali hologram sahnesini görememişlerdi.


Ancak savaşın gidişatının değiştiğini görünce, odaklandılar ve diğerlerini takviye etmek için harekete geçtiler.


Noah’ın Extremityler’inin onlar üzerindeki Dokumalar’ı, şu andan itibaren Küçük Mimeisthai’nin meydan okumasının onlar için başa çıkılması kaçınılmaz bir hal alacağı açık olduğu için belirginleşmişti.


Karşı tarafta bekleyen tek şey Yağma’nın cazibesiydi ve Mors Apokalypsis’in ikinci gününde, Extremity Kodeksi’nden gelen bu meydan okuma Sonsuz Hyperversal Cennet’i için bir kez daha bir zafer olarak kabul ediliyordu!


Yine de, Küçük Mimeisthailer, savaşın kendi aleyhlerine düşmesiyle, baskı altına girmiş olsalar bile, bilgi toplamaya devam ederlerken, gözleri ışıl ışıl parlamaya devam ediyordu.


Quintessence’nin Extremity’sinim güçlerinin Dokumalar’ını kavramaya devam ederken!


Sanki Extremity Kodeks’i, Mors Apokalypsis’in ertesi günü için daha da büyük bir şey planlıyordu!


Ve gerçekten de, Az önce Quintessence’nin Extremity’si ile yaşananlara yanıt olarak... Kodeks çoktan harekete geçmişti.


Bir sonraki gün için belirlenen amacına ulaşmak için derin bir şeyler pişirmeye çalışıyordu.


Bu yüzden ikinci gün yeni başlamış ve güçlerinin işi çoktan bitmiş olmasına rağmen, hemen harekete geçmeye ve yarına hazırlanmaya başlamıştı.


Ve bu... bazı Varoluşlar için şok edici sonuçlar doğuracaktı.


Archaeos Vitalis Pylos’ta.


"Hoo..."


Archon Basileus Al-Abalem, yumuşak beyaz bulutlarla parıldayan bir yatakta memnuniyetle gerinirken, ayağa kalktı, göz kamaştırıcı güzellikteki Basileus’un birden fazla figürü bu yatakta yorgunluktan nefes alıp, verirken, görülüyordu.


Bakışları soğuk ve hesaplıydı, çıplak Vücud’u, herkesin görebileceği şekilde gözler önüne serilmişti, yataktan süzülüp, kristal bir masaya doğru ilerlerken, göğsünde, ilgi çekici şekilde karmaşık rünik Dokumalar vardı ve masanın üzerinde bir dağ dolusu Varoluş Meyve’si duruyordu!


Bu onun görkemli hayatıydı.


Çağlar boyunca sürekli yükselme ve güçlenme ve hoşuna giden herhangi bir Varlığa ya da Varoluş’a el koyabilme.


Böyle bir Varoluşsal Hayat’tan kim bıkabilir ki?


Özellikle de, onun kalibresinde, şok edici hedefleri olan biri için, ne-


HUUM!


Kristal masanın üzerindeki birkaç yüz Meyve’den birine uzanan eli havadan başka bir şeye değmeyince, düşünceleri durdu, buradaki göz kamaştırıcı Varoluş Meyveler’i beyaz bir ışık patlamasıyla anında yok olmuştu!


Memnuniyet dolu bakışları anında soldu ve bir an sonra şok ve öfkeyle haykırdı!


"NE!"


BOOM!


Etrafındaki Gerçeklik ve Cennet çatırdadı ve bozuldu, arkasındaki yatakta yatan figürler bile çığlık attı, dudaklarından, beyaz-altın kan sızarken, çıplak bedenleri basınçtan geriye savruldu.


Archon Basileus Al-Abalem’in Ruh Hakimiyeti’nin her şeye baskı yaptığını hissettikçe, ürperdiler - ve eğer bir saniye daha devam ederse, bu yüzden ölebilirlerdi!


Archon Basileus Al-Abalem’in yüzü, önündeki yüzlerce Varoluş Meyve’si yok olurken, öfkeden alev alev yanıyordu ve Rezervler’indeki binlercesinin durmaksızın birbiri ardına sızmaya başladığını hissetmişti.


Böyle bir gelişme müstehcen bir gelişmeydi ve tüm Archaeos Vitalis Pylos Al-Abalem’in her tarafına yayılmıştı.


Archaeos Vitalis Pylos’un üzerindeki boşlukta hayali bir Extremity Kodeksi’nin görkemli görünümünü ve alevlenmesini gözlemledi ve hatta Vitalis ve Vacuous Hyperversal Alanlar’ında tam olarak neler olduğunu görmek için aşağıya doğru bastırmaya çalıştı.


Çünkü Mors Apokalypsis’in ikinci günü daha yeni başlamıştı ve Kodeks görevini tamamlamak için şimdiden daha fazla kaynağa ihtiyaç duyuyordu!


Bu durum, Al-Abalem’in ona doğru haykırmak istemesine neden oldu - neyi başarmak için bu kadar kaynağa ihtiyaç duyabilirdi ki?


Aşağıda neler oluyordu da, Al-Abalem şu anda bile, şok edici bir şekilde kalan Varoluş Meyve’si Rezervler’inin %33’ünün elinden alındığını sayıyordu?


"..."


Bu onun sorusuydu ama hiçbir cevap yoktu.


Gözler’i, Ölçülemez bir öfke aleviyle parlıyordu, ve şu anda Ruh Hakimiyet’i, tüm Varoluşlar ondan titrerken, çevrede baskıcı bir şekilde kalmıştı!


Archaeos Vitalis Pylos’un bir köşesinde, Basileus Anaine de, sert bir ifadeyle görülebiliyordu, gözlerini kırpmadan Extremity Kodeksi’nin parlak Tezahürü’ne bakıyordu ve kalbinde sınırsız Niyetler dalgalanıyordu.


Tüm bunların sebebi tek bir Varoluş’tu!


Adını ve kimliğini bildiği bir Varoluş... Şu anda, tüm bunlara neden olmak için aşağıda tam olarak ne yaptığını merak ediyordu.


Quintessence’nin Extremity’si şu anda ne yapıyordu?


Söz Konusu Varoluş’a geldiğimizde.


Dokuzuncu Extremity Dereces’i Sular’ı içindeki Tezahür’ü, başkalarının geçmesi ömürleri boyunca sürecek mesafeleri sadece birkaç dakika içinde aşmıştı!


Etrafındaki sular, sürüler halinde içine aktıkça, inceliyordu.


Extremityler’i her şeyi kabul etti ve belli bir noktadan sonra hareket eden Figür’ü, bu suların merkez noktası haline gelmişti.


Kış uykusundaki bedenlerinden yükselen Extremity Dikasteler’inin zincirleri titredi ve büküldü.


Zar zor oluşan Varoluş Meyveler’ini tutan dallar paramparça oldu, Kademeler’in sularında eriyerek, Noah’ın Çehresi’ne doldu!


Kayıtlar’ı, Varoluş’u ve Extremityler’i aynı anda güçlenirken, sonunda, Vücudu’nun yavaşladığını ve durduğunu hissedene kadar, bu şekilde yukarı tırmanıyordu.


Extremity Dereceler’inin en uzak Noktalar’ına ulaştığında durmuştu.


Extremityler’i merakla titreşmişti.


İrade’si.... Extremity Dereceler’inin Extremity’sini gözlemlemeye açılmıştı.


Bu suların En Extremity Noktası’nda


Birinin geçmek zorunda olduğu alan çünkü diğer tarafta, eğer biri geçerse Varoluşsal Hakimiyetler’i oluşacaktı!


İşte böyle bir yerde, Noah, meydan okuyarak’ haykırmıştı!


"Extremity."


...!


HUUM!


>Extremity’nin Extremity’si Meyve’sini Veriyor!>


Göz kamaştırıcı bir hız ortaya çıktı.


Ve ardından parlaklık geldi!