Bölüm 3015: Girişim! I


Kayda değer çok fazla şey oluyordu.


Bunlardan biri, yeni katılan bir Kişi’nin, Sanctus Prenses’i Sona gibi korkunç biriyle boy ölçüşebilecek kadar şok edici bir Haysiyet seviyesine sahip olmasıydı!


Diğeri ise, tabii ki Sona’nın yüzündeki Haysiyet ifadesiydi ki, bu daz karşı karşıya kaldığı Varoluşlar’la ilgili şoku daha da artırmıştı.


Şövalyelik töreni tersine çevrilmişti.


Merdivenler hiç çıkılmamıştı.


Tüm Haysiyet testi değişmişti!


Ve ikisi, yüz yüze geldiklerinde, etraflarındaki tüm Varoluşlar titrerken, Haysiyetler’i titreşti ve birbirlerinden yayıldı.


O anda, uzaklardaki Yaşlı Kraliçeler tepki verdi ve hareket etti.


Kimdi bu yeni Varoluş?


Haysiyet Kaynağı’nı Yaşlı Ana Kraliçe’den neredeyse söküp, alan birisiyle.Haysiyet’i nasıl boy ölçüşebilirdi? Her şeyden önce bunun tespit edilmesi gerekiyordu!


Yine de, hareket etmeye başladıkları anda...


Sona’nın gözleri titreyerek, onların bulunduğu yöne doğru baktı ve sanki, kritik bir şey atlanmak üzereymiş gibi hissetti.


Kendisinden benzersiz bir güç fışkırarak, bu bölgede buz mavisi bir baloncuk oluştururken, Niyet’i sakince Dokundu.


"Önce, önemli olmayanları filtreleyelim!"


...!


Ritüeller’i ya da Haysiyet Tapınağı’ndakilerin az önce olanlara nasıl tepki vereceğini umursamıyordu - ve defalarca onayladığı gerçekliğin değişebilmesi içinz.karşısındakibuu Varoluş’u gerçekten anlaması gerekiyordu!


Bu yüzden, Niyeti’ni ona bildirmişti.


Ve buzlu baloncuk, Terakozm Aşaması Varoluşları’nın bile kolayca kavrayamayacağı bir hızla, etraflarındaki her şeyi sarmıştı.


Ve...


POP!


Mavi bir ışık parlamasıyla ortadan kayboldular.


Sanctus Prensesi Emilliana hayretler içinde kaldı.


Yaşlı Kraliçe Ariana diğer birkaç Yaşlı Kraliçe ile birlikte şimdi parçalanmaya başlayan geçide geldi, Sona’yı ve yeni ortaya çıkan Varoluş’un Dokumalar’ını algılayamadığı için, Vücud’u gözle görülür bir öfkeyle titriyordu - Yetenekler’i, onunkinden çok daha üstün olduğunu gösteriyordu!


"SONA!"


Ariana’nın öfke dolu feryadı, Haysiyet’in herkesin hayal ettiğinden çok daha fazlası olduğunun bir kanıtı olarak yankılanan tek şeydi.


Öfke patlamasından bir an sonra, Yaşlı Kraliçe Ariana alev alev yanan altın rengi gözlerini sert bir şekilde Sanctus Prensesi Emilliana’nın figürüne çevirmişti.


- 


Buz mavisi baloncuk patladığı anda.


iki Varoluş’un figürleri, bir Varoluşsal Extremity Otoritesi’nin kaynağında bulunan Haysiyet Tapınağı’ndan kaybolmuştu... ve aslında başka bir Varoluşsal Extremity Otoritesi’nin Kaynağına doğru gitmişlerdi!


Bir Kavram’ın Kaynağı’nda muazzam miktarda Varoluş’u barındırabilmek, kişinin ne kadar ileride olduğunu gösterirdi; bunun ön koşulu ise, Varoluşsal Hakimiyet Alemi’nin Terakozm Aşaması’nda yeterince güçlü biri olmaktı.


Ancak Sona, buna bir kez daha meydan okuyarak, Varoluş’un ve Extremity Noktalar’ın ötesine geçip, yeni bir yere ulaşmıştı.


Etrafta, buz mavisi bir Genişlik görülüyordu, Gerçeklikler’ij dondurduğu Varoluş Düzlemler’i yukarıda ve aşağıda dönüyordu, ölçülemeyecek kadar buz gibi bir soğukluk, Kişi’nin Hakimiyet’ine doğal olarak yayılıyordu, tıpkı buna dayanamazlarsa, ısırıcı bir soğuk hissedebilecekleri gibi.


Bu... onun Ana Varoluşsal Extremityler’inin birinin Kaynağ’ı içindeydi.


Psychros’un Varoluşsal Extremity Otoritesi’nin Kaynağ’ı!


Girişimine katılmasını istedikten sonra, buraya getirdiği Varoluş’a gerçekten bakmak için döndüğünde, bakışları, birçok şeyin Dokumalar’ını inceliyordu.


Çağlar öncesinden beri, kendi gözleriyle görebildiği şeyi durdurmak için bir Girişim.
Dokumalar’ını gördüğü şey saçma bir Kıyamet değildi.


Omniverse, Varoluşsal olarak istikrarlıydı.


İşleyiş’i, başkalarının yıkım ihtimalini düşünemeyeceği kadar bozulmamıştı ve bu gerçekten de imkânsızdı.


Onlardı.


Sanctus Populi.


Diğerler’i.


Lanet’in Gölgesi onları kaplamıştı çünkü bu onların Omniversal Kader’i gibi görünüyordu! Değiştirmeye bile başlayamayacağı bir Kader.


Eğer gerçekten başarılı olmak istiyorsa, bunu yapmak için yeterli güce sahip olması gerekiyordu. Eğer kendisi yeterli değilse, başkaları olmalıydı.


Şimdi, eğer üzerinde bu Lanet’in Gölgesi olmayan biri varsa, o zaman diğerlerinin yanı sıra onun hizmetlerini de elde etmek zorundaydı!


Aslında öngördüğü Geçmiş Dokumalar’ı takip etmeye başlayabilir ve başka Anormallikler arayabilir - kendisine benzer bir benzersizliğe sahip olabilecek başka Varoluşlar.


Bu, bir girişimdi.


Onun girişimi.


Ama önce... Noah Osmont.


"İstediğini özgürce yapabiliyor gibisin."


Pscyhros Kaynağı’nın etrafında özgürce hareket ederken, sesi yankılandı - sanki Kaynağ’ın soğukluğu Varoluşu’na nüfuz etme şansına bile sahip değilmiş gibi!


Sona, başını sallayarak, cevap verirken, bu sahneye baktı.


"Evet. Benim bildiklerimi bildiğinde, dilediğin gibi hareket etmelisin. Aksi takdirde, gereksiz şeylerle kolayca batağa saplanırsınız."


Konuşurken, sanki ilginç bir vaka çalışmasıymış gibi ona yukarıdan aşağıya baktı ve Noah, bu tavır karşısında kaşlarını kaldırırken, başını iki yana salladı!


Sona, daha sonra bu tür Eylemler’i bıraktı ve doğrudan Noah’la konuşmaya başladı, buzlu altın Mavi’si Gözler’i, görünüşe göre bu Varoluşla ilerlemenin en iyi yolunu hesaplıyordu, bir süre sonra devam etti.


"Sana, bir Girişime katılmayı sormuştum ama bu çok fazla ileri bir adım olabilir. Biraz geçmişe ihtiyacın olacak... ama bunun kapsamı şu ki, uzun bir süredir benim gibi olanların Dokumalar’ına bakıyorum. Sizin gibilerin. Omniverse ile bir çeşit çekimi olan Varoluşlar’ın. Bunu, yaklaşmakta olan olumsuz bir şeyi değiştirmek için yaptım, ancak teorize edilen Dokumalar’ın hiçbiri başarılı olam...


"Kahretmesin!"


Daha fazla devam edemeden Noah, iç çekerek, onu durdurdu ve şüpheyle sordu.


"Sakın bana bunun başka bir Kıyamet olduğunu söyleme. Omniverse, sona ermek üzere ve tüm bunlar bitecek mi?"


...!


Onun bu Sözler’i, Sona’nın gözlerinin seğirmesine neden olurken, Sona, inkâr edercesine başını salladı.


"Hayır. Omniverse çok istikrarlı - çok az kişinin kavrayabileceği bir şey. Ama Sanctus Populi için gördüğüm değişmez bir Lanetleme yolu var."


...!


Bu kadar ciddi konulardan bahsetmesine rağmen Sözler’i sakindi.


"Ama sadece onlar değil."


..?


"İmperium."


..!


"Omniversal Yağmacılar!"


...!