Bölüm 3140: İnvictus Maximus’a Bir Bakış! I


Bir Olasılık!


Noah, bunu dile getirdiğinde, Sanctus İmparatoriçe’si doğru duyduğundan emin olmak için duraklar gibi birkaç kez gözlerini kırpıştırmıştırdı. 


Noah’ın Yüzü’nün sakin ve tamamen ciddi kaldığını görünce, sormak istediği için ifadesi düşünceli ve meraklı bir hal almıştı. 


Böyle bir şey mümkün müydü?


Varoluşlar’ı arasındaki Büyük Uçurum’la bu iş nasıl yürüyecekti?


Ve bunu bir şekilde yapabilseler bile, kaynaşmış bir Form’da dengeyi nasıl koruyacaklardı? Liderliğ’i kim üstlenecekti?


Sormak istediği pek çok şey vardı ama karşısındaki Varolu’nun kim olduğunu ve işleri nasıl yaptığını anladıktan sonra bunların hiçbiriyle uğraşmamıştı! 


Nihayetinde, daha fazla düşünmeyi bırakmıştı. 


"Bunu nasıl yapmayı planladığınıza bağlı olarak, ben de varım."


...!


Bunu yapmak için hangi yöntemi kullandığına bağlı olarak.


Noah’ın Dokumalar’ı çalkalanırken, Bedeni’nden bir Yükselen Varoluşsal Extremity Klonu’nun Renkli Işıklar’ı birbiri ardına yanıp, sönmeye başlamıştı, dönüşümünü sona erdirirken, Gözler’i parlıyordu ve etrafına bakıp, aşağıdaki Lejyonlar’ına bir emir vermişti. 


Görkemli oluşumlar halinde, arkalarındaki güvenli bölgeye doğru geri dönmeye başlamışlardı, yükselen Sonsuz Varoluşsal Omniversal Tohum artık uzaktan bile görülemeyen düşmanlara doğru patlamalar yapmaya devam ediyordu!


Güçleri de, bugün bu Savaş Alanı’nda elde ettiklerini özümseyecekleri için geri çekilmişti ve Noah’ın kendisinin de, Güvenli Bölge’nin koruması tamamen ortadan kalkmadan önce birkaç şeyi tespit etmesi gerekiyordu, yaklaşmakta olan şey için bir çözüm bulmak zorundaydı!


"Gidelim."


Figür’ü, alev alev yanan Sonsuz Varoluşsal Omniversal Tohum’a doğru kaybolurken, yanındaki Sanctus İmparatoriçesi’nin Bedeni’yle konuşmuştu. 


-


Kirlilikten Arındırılmış Varoluşsal Chronos Alanı’nda.


Beyaz-Altın Bulutlar’dan yapılmış bir Alan’a benzeyen izole bir Bölge’de.


Noah’ın Yükselen Varoluşsal Extremity Klon’u, yoğun Varoluşsal Extremity Otoriteler’i akışıyla çevrili Sona’nın figürünün yanında belirmişti. 


"Sonuçta yardımıma ihtiyacın yokmuş, işler nasıl ilerliyor?"


Etraf’ı sakinleşirken ve canlı İmparatoriçe Cübbesi omuzlarından kaymaya başlarken, sormuştu. 


Saçlar’ı, Altın Mavisi bir parlaklıkla parlarken, son saatlerde sürekli değişiyordu, Yeşil’in Tonlar’ı zar zor görülebiliyordu ve gittikçe, daha soğuk görünüyordu.


Ama Kıvrımlar’ının her bir parçası, mucizeyi haykırırken, Omni Güzelliğ’i daha da zarifleşiyordu!


Noah, Altın İmparator Cübbesi de üzerinden kayarken, sakince başını sallamıştı. 


"Bazıları iyi, bazıları kötü. Ama genel olarak birkaç yol kendini gösteriyor. Bunlardan birinin başında Sanctus İmparatoriçe’si var."

...! 


Sona, Noah’a doğru yaklaşırken, Kaşlar’ını kaldırmıştı, Güzel Eller’i, çenesini yukarı kaldırarak, Parlayan Gözler’le sormuştu. 


"Büyükanne İmparatoriçe üzerinde bir planın yok, değil mi? Ona sadece uzaktan bakabilen bir düzine Parakozm Ejderha Şövalyesi’nin kalbini kırarsın..."


Böyle bir soru sorduğunda, Gözler’i keskin bir şekilde parlamıştı; Noah, başını sallarken, Eli’ni tuttu ve onu daha yakına çekti.


"Beni ne sanıyorsun? Ben dürüst ve iyi bir adamım. Şimdi seni Parakozm’a götürelim ve yeni Omniversal Organlar’ın ortaya çıkışını tamamlayalım..."


Aralarında, Parlak bir ışık patlamıştı. 


Bu izole Alan’da, benzersiz bir Yetiştirme tarzı ortaya çıkarken, çevreye bir perde inmişti! 


Ve bu Alan’dan biraz uzakta, aynı Kirliliktrn Arındırılmış Varoluşsal Kronos Alan’ı içerisinde, Noah’ın Yükselen Varoluşsal Extremity Quintessence Klon’u, Sanctus İmparatoriçe’si figürüyle birlikte, yüzlerce Varoluş Meyve’si ile tomurcuklanan merkezi bir ağacın bulunduğu Yemyeşil bir otlakla dolu izole bir Alan’da belirmişti. 


Sanctus Hükümdar’ı, Saçlar’ını Renksiz bir parlaklık sararken, sakince bu ağaca doğru bakmıştı, Gözler’i, Renksiz Parlaklıktan oluşan ve dipsiz boşluklar gibi göründüğünden görüntüsü son derece eşsizdi.


Her ikisine de bakıldığında, Noah’ın Yükselen Varoluşsal Extremity Klon’u ile Sanctus İmparatoriçe’si arasındaki Renksizlik benzerliği fark edilebilirdi!


Ancak ikisi tamamen farklı aşamalardaydı vr Noah’ın önünde, Yükselen Varoluşsal Extremity Klonlar’ının Füzyonu’na ilişkin birkaç uyarı geçmeyi tamamlamıştı. 


>Quintessence’nin Yükselen Varoluşsal Extremity Otorite’si, Yükseliş’in İkinci Aşaması’na doğru büyük adımlar attı...>


>Baş Kahraman’ın Yükselen Varoluşsal Extremity Otorite’si, Yükseliş’in İkinci Aşaması’na doğru büyük adımlar attı...>


Klonlar’ının Füzyon’u, ona sadece Savaş için Sonsuz Kaynaklar’ını kullanabilecek bir Beden sağlamak için değildi, aynı zamanda, Noah’ın Yükselen Varoluşsal Extremity Otoriteler’inin daha da ilerlemesi için bir araçtı!


>Belirsiz sayıda saat sonra, Varoluşunuz, Dokuz Yükselen Varoluşsal Extremity Klonu’nu bir kez daha kaynaştırmaya hazır olacak.>


Sanctus Autarch’ın Figür’ü, ellerini sallayarak, önlerindeki görkemli ağaçtan bir Quintessential Varoluş Meyve’si koparılmasına neden olurken, o, Varoluşu’nun tüm ayrıntılarına bakarken, Gözler’i parıl parıl parlıyordu.


"Bu metodolojiniz nedir? Tamamen farklı iki Varoluş’un Varoluşu"nu bir araya getirmek mi?"


Sözler’i, cevap ararken, sakin ve düşünceli sözlerdi.


Eşsiz Varoluş Meyvesi’ni elinde tutarken, her şeyin arkasındaki Adam’ın yüzüne bakmak için döndüğünde, Quintessence ile parlayan bu güçle ilgili her şey hakkında daha da meraklıydı.


Ve o... Ayaklar’ının altındaki Yemyeşil Çimenler’in üzerine oturmuş, önündeki noktayı işaret ederken, manyetik sesi çınlıyordu.


"Rezonansa girer ve Varoluşumuz’un Dokumalar’ını aynı dalga boyuna getiririz. Birbirimize karşı bir anlayış ve güven kazanırız. Adınla başlayalım mı?"


...!


Sanctus Autarch, tam bir saniye boyunca ona bakmıştı. 


Gözler’i, muazzam bir ışıltıyla parlıyordu, ancak birkaç dakika sonra altındaki Yemyeşil Çimler’e baktı ve oturdu, Dudaklar’ı, cevabını söylemek için ayrıldı.


"Claire. Claire Kindsworth."


WAA!


Claire, otururken, Renksiz bir Parlaklık patlaması olmuştu, onun ve Noah’ın Figürler’i karşılıklı otururken, onun adının anılması Noah’ın Gözler’inin kısılmasına ve sınırsız bir parlaklıkla parlamasına neden olmuştu. 


Çok kısa bir süreliğine.


Bir an sonra, başını sallayıp, elini uzatırken, bu parlaklık kaybolmuştu. 


"Rezonans zor bir şeydir...ama doğru yapıldığında harikalar yaratabilir..."


Etrafında, figürü Renksiz Alevler’le yanarken, Quintessence Parlamaya başlamıştı 


Varoluşsal Omniversal Lumen İmparator’u doğrudan Sanctus Autarch’a bakarken, onun derinliklerinde, Füzyon kavramı yanmaya başlamıştı.