Yukarı Çık




3320   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   3322 


           
Bölüm 3321: Taşa Yazılmış! I


Çok Renkli bir ihtişamla Parlayan Antediluvian Leviathan, Kutsal İlkel Megalonyalılar’ın Egemenliği’ne giren ilk yabancı olmuştu! 


Başlangıcı’ndan bu yana, uyulması gereken bir dizi Kural belirlemişlerdi ve bunlardan en Dokunulmaz olanlarından biri de Evler’ine Yabancılar’ın girmemesiydi.


Dokunulmaz.


Daha önce hiç Çiğnenmemişti ve Kimse de çiğnemeyi planlamıyordu.


Ta ki o güne kadar.


Yemyeşil astral Megalonya’lı, Varoluş Kopması’nda henüz başarısız olmuş, ölmek üzere olan bir Antediluvian Leviathan’ı yere sermişti- Vücud’u bu Deniz’in görkemli Işığı’yla yıkanırken, Noah, daha da derin olan başka bir şeye bakıyordu.


Antediluvian Leviathanlar’ın İradeler’ini Eller’inde tutan Ele Geçirilmiş Megalonyalılar’ın Bakışlar’ı, tek bir Varoluş’un Sözü’nü söylerken, Şaşkınlık ve İnançsızlık gösteriyordu!


Putlaştırdıklar’ı biri.


OMNİFATHER!


"Gerçekten mi?"


Noah, merak içinde, Yemyeşil bir astral Varoluş’un Uyluklar’ında kucaklanan uzaktaki Figür’e bakmıştı! 


OMNİFATHER’IN Megalonyalılar’ın yok edilmesinde gerçekten Parmağ’ı var mıydı? Her iki durumda da, Altın Parlaklığı’nın Yol Dallar’ının içine daldığı Şok’un ağır kargaşasından sonra, Saniyeler içinde ...


BOOM!


Gözler’ini açtı!


Bu, kadim bir Varoluş’un Uyanması’na benziyordu.


Sevgilisi’nin Eller’ini başının üzerinde hissetti ve zayıfça gülümserken, onun Yüzü’nü gördü.


Gözler’ini açmasıyla birlikte, sanki Aşırı Korkunç bir Varoluş Uyanıyor’muş gibi her şey çalkalanmaya başlamıştı, bu Varoluş İfade’si yavaş yavaş değişirken, etrafına bakıyordu!


"Hayır, Vayan... ne yaptın sen?!"


Ayağ’a kalkarken, Çok Renkli Yüz’ü yavaş yavaş Rengi’ni kaybetmişti. 


Ayağ’a kalkarken, Altın Deniz’in içine dolduğunu hissetmiş ve onu buraya getiren Yemyeşil Astral Megalonyalı başını sallarken, sadece Mutluluk’la gülümsemişti. 


"Seni kaybedeceğimi düşünmüştüm. Yapamadım... Yapamadım!"


...!


Sahne tamamen Gülünç’tü.


Sanki bir Melodram izliyorlardı!


Megalonya’lı Nu, en başta böylesine Derin bir bağ kurmuş olmalarını kesinlikle Affedilemez buluyordu ve bu Yabancı’nın burada olmasını daha da affedilemez buluyordu.


Eli’ni kaldırıp, Akıl Almaz bir parlaklıkla indirdiğinde, Dokumalar’ı hareket etmeye başlamıştı. 


"Evlerimiz’e Yabancıların girmesine izin verilmez... Bunu sağlayacağım!"


Varoluş’u Kesen bir Varoluş bu anda hareket etmişti. 


El’i ortaya çıktığında, yakındaki Tüm Varoluş Dokumalar’ı onun kontrolü altına girerken, her şey Dokusu’nu kaybetmiş gibi görünüyordu.


Parıldayan Altın Deniz’in üzerinde, Affetmeyen Hâyâl’i bir Yüz oluştu ve Gözler’ini açarak, aşağıya doğru acımasızca baktı; Bu Yüz, Varoluş’un Sonsuz Ağırlığı’nı taşıyor gibi görünüyordu, Gözler’i ve Ağzı açılarak, Kıyamet’e Özgü Varoluş’u Kesen Altın Işık Huzmeler’i yayıyordu!


Bu Varoluş’u Kesen Altın Işık Huzmeler’inin Dokunduğ’u her Varoluş şüphesiz yok olacaktı.


Vayan’ın Bakışlar’ı böyle bir Gerçeklik karşısında büyük ölçüde değişmişti aöa yanı başında Varoluş Kopma’sında başarısız olan Varoluş yaralı Beden’i Eli’ni kaldırırken, iç çekmişti. 


"Küller Küller’e."


HUUM!


"Toz’dan Toz’a."


...!


Dokunduklar’ı her Varoluş’u Söndürecek olan tüm Işınlar Onlar’a ulaşamadan yok olmuştu. 


Gökyüzü’ndeki Yüz de Parlaklık titreşimlerine dönüşüp, yok olmadan önce titremişti, Quintessential Megalonya’lı Nu’nun Figür’ü aşağıdaki Varoluş’a kilitlenirken, Aşırı şaşkınlık göstermişti. 


Varoluş’u Kesme’yi bile başaramamıştı.


Onu da geçelim Ölmek Üzereydi. Kıyı’nın sonundaki bir Oktu.


Ve yine de... Varoluş’u Kesen bir Varoluş’un Dokunulmaz Gücü’nü sanki hiçbir şey değilmiş gibi söndürmüştü!


Bu Varoluş tekrar iç çekip, ayağa kalkmaya başladığında, manzara tam anlamıyla dehşet uyandıracak cinstendi.


"Ben gidiyorum, çok geç olmayabilir. Aramızda ne kadar az Karmaşıklık olursa o kadar iyi olur. Vayan..."


Altın Deniz’in yüzeyinde, Kendisi’ne Şaşkınlık’la bakan Kadın’a bakmak için dönmüş, sadece onun duyabileceği bir şey fısıldarken, Yüzü’nde Sonsuz bir Şefkat oluşmuştu. 


Ve ondan sonra...


SAA!


Figür’ü, bir Içık titreşimine dönüşmüştü - Arkasında, sadece bir Ses bırakırken, Quintessential Megalonya’lı Nu’nun Bakışlar’ının bile değişmesine neden olan bir Hız’da yok olmuştu! 


"Umarım... Çok geç değildir."


Birkaç kelime.


Varoluş, Megalonyalılar’ın evinde bu kadar kısa bir süre içinde ortaya çıkmıştı ve yine de kasıtlı olarak içerideki hiçbir şeye bakmadan Hız’la ayrılmıştı. 


Sanki, Sadece burada olması bile geri dönüşü olmayan bir Hasar’a neden oluyormuş gibi aceleyle ayrılmıştı. 


Ve bir Parıltı içinde... Gitmişti. Megalonya’lı Nu Eller’ini sallarken, öfkeyle Vayan’a bakmışto, ikisi de ortadan kaybolmadan önce, bir rüzgâr O’nu almıştı. 


Geride sadece, Kalpler’indeki sorular çok fazla olan ve Saygı ve şaşkınlıkla OMNİFATHER’IN bulunduğu yere bakan panik içindeki Ele Geçirilmiş Megalonyalılar kalmıştı. 


Noah, Varoluş’u Kutsal İlkel Deniz’de Vaftiz olmaya devam ederken, tüm bu olup, bitenleri izlemiş, birçok şeyi hesaplarken, etrafında birçok Olası Dokuma dalgalanıyordu!


Yavaş yavaş Megalos Dağ’ı sanki hiçbir şey olmamış gibi sakinliğini korumuştu. 


Ancak herkesin Zihni’nin bir köşesinde OMNİFATHER’IN Sözler’i çınlamaya devam etmişti. 


İki kez, çok geç olmadığını umduğunu belirtmişti. 


Ama Noah ve diğer birkaç Varoluş geç olduğunu biliyordu.


Her ne olduysa, hangi mekanizmalar devreye sokulduysa, hepsi için artık çok geçti.


Kutsal İlkel Megalonyalılar’ın nihai yok edilişi... Artık belirlenmişti!


"Ah..."


Noah, başını salladı ve Kutsal İlkel Deniz’de yıkanırken, Zihni’nin gerisinde bildiği bir şeyin geldiğini hissederek, Kendi’ne odaklandı. 


Etrafını saran Olası Kendi Dokumalar’ından Oluşan Bulut’un kenarlarında teker teker titremeye ve yok olmaya başlamışlardı. 


Megalonyalılar’ın Varoluş Sistemi’ndeki bir Sınırla’ma.


Korkunç Xiulian uygulama Metodolojiler’ini uygulayabilirlerdi, ancak bu çok Müstehcen ve Aşırı Güçlü bir şey değildi.


En önemli sınırlamalar’ından biri de, belli bir süre sonra, Varoluşlar’ının Artan Karmaşıklığı’nı tek bir benlik üzerine yığmak için çağrılan Sonsuz Olası Benlik Versiyonlar’ının yok olmaya başlamasıydı.


Sanki, hiçbir zaman Kendiler’ine ait olmayan bu Varoluş Dokuması’nda çok uzun süre var olamayacaklarmış gibiydi! 


Not: Ne oluyor???? OMNİFATHER Varoluş’unu Kesme’de Başarısız oldu ve Ölmedi mi? Dur daha da Şok Edici olanı ise Ölüm Kıyısında olsa bile Varoluş’u Kesen Birisinin Saldırısını bir hiçmiş gibi durdurması bu da ne böyle? Hız’ına zaten hiçbir şey demiyorum. Lol Esas OMNİFATHER Kazanılamaz Durumda Olduğunuzu Zannettiğiniz durumdur. Şimdi şu anki Hâli ile onu Öldürmek çok daha zor belki İmkânsız. Sanki Son Boss’muş gibi hissettiriyor. OMNİFATHER VE BEYONDER. Ama değil. Onlar bile bir Hiç. Onlar bile bu kadar Saçma Derece de Güçlü ise İnfinite Mânâ’nın Tepesindeki ne kadar Güçlü’dür? Peki Ya Bu Kozmoloji Sona Erdiğinde Adui 4 5 Roman sonra bu Kozmoloji’yi sona erdiğinde buradaki En Son Boss kim olacak? Yoksa Her bir Roman Açık Uçlu mu bitecek? Anlam veremiyorum. Ama Ben OMNİFATHER Ve BEYONDER’İ Fınal Düşman’ı olarak düşünüyorum. Nasıl düşünmeyeyim Baksanıza OMNİFATHER Neler Neler yapmış. Adui, Biz’i Nereye Götürüyorsun böyle? 

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


3320   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   3322 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.