Yukarı Çık




10   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   12 

           
 "Hayııırrr!!! Duuuurrr!" Gozlerimden akan yaşlarla birlikte avazım çıktığı kadar bağırdım.
 
 Çatırt!..
 
Ve o anda icimde cam kirilma sesine benzer bir ses duydum. Herşey ağır cekimde yavaşlamış , sonunda da durmuştu. Düşen göz yaşlarim bile havada asılı haldeydi.
'Burda ne oluyor böyle?' Ne olduğunu anlamadigimdan hayretler içerisinde etrafima bakinirken bogazima bicak dayiyan adamin halen beni tuttuğunu fark ettim.

"Bırak beni şerefsiz pislik!"

 Kolumu oyle sıkı kavramış ki bir kac dakika ugrasin ardından kolumu kurtarabildim ve ilk işim hizlica uçurumun kenarına koşmak oldu.
 
 "Diego!!"
 
 Bacaklarımda guç kalmadigindan çömmüş halde kenardan aşağı baktığımda diego korkudan çok öfkeli bir ifadeyle havada asılı haldeydi. Birazda olsa içim rahatlamıştı. 
 
 "Cidden neler oluyor burda? Sanki zaman durmuş gibi..." Dedim etrafa bakarken bir yandanda goz yaşlarımı siliyordum. 
 Diegoyu iten suikastcilar gözüme ilişti, pişkin bir şekilde donmuş halde. Onları uçurumdan aşağı itmemek icin kendimi zor tuttum.
 'Sakin ol meyra! İlk önce ne olduğunu bir anlayalım. Herkesin donmasınin nedeni büyü olmalı. Yoksa suikastcilardan birimi yapti? ...çok saçma. Böyle bir zaman da neden böyle bir büyü yapsin ki. O zaman...'
 Kendi içimde düşüncelerle boğuşurken birden navi nin söylediği cümle aklıma geldi.
  ' sen suan bir cadısın. Bunu asla unutma' 
  
  "Yoksa...ben mi?" 
  
  Karmaşık duygular içerisindeydim. Hem şaşkın, hem mutlu hem de lanet okuma isteği içinde.
  
  " Peki.. bu büyüyü ben yaptiysam nasil yaptım? Navi bi ara cadilarin sözleri sihrin kendisidir demişti. En son ne demiştim ki? "Diye düşünürken birden aklima geldi.
  
  " ah.. dur dedim! Tabi ya! " 
  
Birazada olsa büyüyü tetikleyen şeyi çözdüğüm icin sevinsemde bir anda korku kapladi içimi çünkü büyünün ne kadar devam edeceğini bilmiyordum. Onun için diegoyu uçurum dan hemen kurtarmaliyim.

"Ee..ehem..diego bana gel" dedim heyecanla .Umutla bana doğru uçmasını bekledim ama yerinden kipirdamamıştı bile.

"Ne?.. Hayır..şimdi olmaz. Diego hemen bana doğru uç!" 

Artık bağırıyordum. Hayal kırıklığı ve öfke kapladi içimi. Ona ulaşmaya calisircasina elimi uzatiyordum ama nafile.

"Bir kerede istediğimde çalış! Lütfen!! Diego... Geri dön!!"

İrkilerek gözlerimi açtım. Karşımda oturmuş halde ürkmüş bakışla bana bakan Arjen i gördüm.

"İsabella iyi misin?"

"..Ne? B-ben neden burdayım?"Dedim şaşkınlık icerisinde.

"Neden mi ? .. İsabella gerçekten iyi misin? Prenses julia dan bahsediyorken birden bağırdın. Eğer ..bir sıkıntın varsa bana söyle. Endiselendigimden degil ailemizin adinin lekelenmesini istemiyorum." dedi arjen rahatsız bir şekilde.
' ..ne diyor bu? Ben neden arjenle at arabamızın içerisindeyim? En son diegoyu kurtarmaya çalışıyordum ama neden ucurumda değilde buradayım!? '
Üzerimde bugün giydiğim mavi ve beyaz karışımı elbise ve üstüm başım tertemiz şekildeydi.Etrafta olup biteni anlamaya çalışırken pencereden dışarıya baktığımda güneş tam tepede duruyordu. Normalde güneşin batmaya yakin olmasi gerekirdi. Aklıma düşen düşünceye İhtimal vermesemde teyit ettirmeliydim.

"Iıı...Arjen bugün günlerden ne?"

".. Orpiel kutsamasindan önce ki gün. Neden sor-"

" Çüş! Devenin nalı.." dedim haytetler icerisinde , acik kalan agzimi elimle kapatirken.
' Ne yani ben geçmişe mi döndüm? .. ve bunu ben yaptım! Hikâyede bu tür bi büyü kullanıldığını okumamıştım , Klein in bile.. D-dur bir dakika! Yani halen suikast girişiminden kurtulmadigimiz anlamina mı geliyor? Ahh hay böyle isin!..'

"Ne? Deve... Ve nal mı? Bunlarla ne kastettiğini anlamadım ama bir insana çüş demenin kabalık olduğunu düşünmüyor musun isabella."

İlk yüzünü burustursada yerini çatık kaşlarla birlikte kizgin bir ifade almıştı. Hemen jetonum dusmesede neden kızdığını anliyabildim çünkü bu dünyada çüş kelimesi at lar için kullanılırdı(Durması için).

" ..Şey ben sana dememiştim. Aa-Atlara söylemiştim.Evet evet... Arabacı bey durun lütfen, hemde hemen!" Dedim heyecanla bağırarak. Döndüğüm zamana bakılırsa suikast düzenlenen yere daha girecek yol vardı ve bunu engellemeliydim, hem benim hemde diego için..

" İsabella sorun ne ? Neden birden arabayı durdurmak istiyorsun?"

"Ben... şey için..ııı m-midem bulanıyor. Evet acayip midem bulanıyor. Öyle böyle değil, iki gün önce yediğim yemekleri bile kusabilirim şuan...öğhh"

Yapmacık öğürdügumde Arjenin endişeli bakışları üzerimde yoğunlaştı ve aceleyle arabayı durdurdu. Arabacı kapiyi açtığı gibi koşarak yol kenarındaki bir ağacın dibine çömdüm.
'Allah'ım şimdi ne yapacağım? Suikasta nasıl mani olabilirim, direk Arjene mi söylesem? Ya nereden bildiğimi sorarsa nasıl aciklayacagim?!Ahh.. çıldıracağım! Lanet olsun neden yardım isteyecek birisi yo-..navi? Tabi ya navi, bana yardım edebilir!.'

"Navii...naviii-"

"İsabella simdi daha iyi misin? Eğer yürüyemeyecek gibiysen-" dediğinde bana ilerliyordu arjen.

"Hayır hayır! Öğhh... işim daha bitmedi öğhh..." Gelmemesi icin bir yandan elimi hızla sallarken bir yandan da sesli bir şekilde yalandan öğürme sesleri cikariyordum ve amacima ulastimda. Öğürme sesleri arjenin durmasına neden olmuştu.

"Ama biraz daha ögurursem gerçekten kusacağım. Naviii naviii ..." Diye fısıldarken navi birden ortaya çıktı.

"Burdayım meyra, birşey mi oldu?"

" Cok şükür geldin. Birde soruyor musun? Acilen suikastı engellememiz gerek yoksa diego ve ben öleceğiz."

"Ne? Suikast mi? Diego ve sen ölecek misiniz? "

Navinin şaşkın ifadesine bakilirsa geçmişe döndüğümüzü bilmiyor, benden başka herkes. Arjen leykende az çok anlamıştım.

"Sonra detaylı bir şekilde anlatacağım. Yolun ilerisinde uçuruma yakın olan yerde , yola kazılmış hendekler göreceksin. Biz arabayla yaklastigimizda büyüylen hendikleri kapat ve yolumuzu kesmeye calisan insanlar olursa onlara engel ol. Anladin mı navi? Sana güveniyorum."

Navi tam ağzını açıp birşey söyleyecekken hızla yerden doğruldum ve beni bekleyen arabaya doğru ilerledim.

"Beklettigim için üzgünüm. Yolculuk cok sallantılıydida." Dedim beceriksizce sırıtarak.

" Artık iyiysen yola deva-"

"A aa bu çiçekler ne kadar güzel. Hiç görmemiştiiim." 

 Arjeni gormezden gelerek hizlica yolun kenarindaki çiçeklerin yanina cömdüm. Menekşe ye benzeyen mor renginde ve siyah benekleri olana çiçeğe ilgiyle baksamda asil amacim biraz daha zaman kazanmakti.
 
 "Violet çiçeği, Malikanemizin bahçesinde yarisindan fazlasi bu çiçeklerle kaplı."
 
 "..?.ahahah öyle miydi? Bende bir yerden ısırıyor diyordum ahhah.."
 
 Başımda kollari bağlı sekilde dikilirken beyin yerine ne tasiyorsun ifadesiyle bana bakıyordu. Uzaktan gelen at koşma sesi duymaya basladigimizda ikimizde o yöne baktık, kraliyet at arabasiydi. Neredeyse sevinçten gidip atın alnını öpücektim, o kadar sevindim yani. Kraliyet at arabası yavaşlamaya başlayınca pencereden sarkmış (yine) etrafa bakinan julia yi gördüm. Ve beni gördüğünde ağzı kulaklarına vardi diyebilirim.
 
 "Leydi isabellaaa! Sizi görmek çok güzeel!" Diyerek heyecanla elini sallıyordu.
 
 ' yavrucum bi dur. Araba yanımıza gelsin, sen arabadan bi in, sonra yanima gel konuşma faslına geçeriz. Ne bu enerji...Ana karakter olduğundan olsa gerek.'
 
"..ahah.. sizide görmek güzel prenses julia."

Sonunda araba yanımıza varınca durdu ve arabacı kapiyi actiginda ilk diego indi , pesinden diegonun yardımıyla julia. Dibimde bittiği gibi ellerimi sıkıca kavrayıp kocaman bir gülümseme gösterdi. Bazen neden bu kadar tatlı olduğunu sorgulamıyor değildim.
"Size yetişebilecegimizi düşünmüyordum. Ama şimdi sizinleyim. Ne kadarda şanslıyım."
'hah.. şans mı? O benim sayemde oldu canım.'

"Cık.. ne şans ama" dedi ağzında geveliyerek, diego.

"Ah.. sizde mi buradaydıniz pres diego. Sesiniz agizdan değilde başka yerinizden çıkıyor sanki, zor fark ettim. Ahahh"

" Cümleleriniz aynı kendiniz gibi leydi isabella. Ne olduğu belirsiz.." dedi sakin bir tavırla. Yukaridan bana bakan gözleri öfkeli ama digerlerinin yaninda direk göstermiyordu.
Ortama sessizlik çökmüştü ve ne yalan söyleyeyim biraz da şoke olmuştum. Böyle laf sokmasını beklemiyordum.
' Belki de zamanı tekrar geriye döndürmeliyim. Bu pic icin neden ugrasiyorum ki . Kendi pacami kurtarsam yeterdi'

" Konuşmanızı bölmek istemezdim ama artık yola cikmaliyiz prens diego" dedi arjen , bakışları sert ve sesi keskindi.

"B-bencede iyi fikir sör arjen. Size iyi yolculuklar leydi isabella. Mağbette görüşürüz." Mahcup gülümseyle diegoyla birlikte at arabasina doğru ilerlediler. 

Arabalari bizim arabanin onunden ilerliyordu ve neredeyse suikast düzenlenen alana gelmiştik. Götüme diken batar gibi dimdik oturuyor ve nefesimi tutuyordum. Bir gözümde penceredeydi.

'Allah'ım lütfen navi başarmis olsun . Lütfen..'
Ve artık hendek kazilan yerdeydik. Gözlerimi sımsıkı yummuş topraga saplanan tekerin sesini duymamayi bekliyordum. Çünkü duyarsam yandığımizin resmidir. Arada bir dakika geçti..iki dakika gecti.. araba hala dümdüz ilerliyordu. Hizla pencereden dışarı baktığımda o yeri çoktan geçmiştik. Sonunda rahat bir nefes verebildim.

' gerçekten başardık.. başardık navii..' Arjen olmasaydı utanmadan hüngür hüngür ağlayacaktim. Gözüm yaşarmadida değil.

***
 
Gün sonunda mağbede varmış, odalarımıza geçmiştik. Şöyle ki kutsamayi yarin alacagimiz icin uzaktan gelmiş asilleri mağbette misafir ediyorlardı. Ve herkesede tek kişilik odalar verilmiş, şık ve büyüklerdi. Benim odamda çift kişilik yatak ve prenses yatağı tarzinda etrafinda beyaz tüller asılıydı. Çok eşyalı olmasada agirlik olarak beyaz tonlar kullanılmış, cokta pahalı görünüyorlardı.Mağbette bizim icin gorevlendirilen hizmetciler sayesinde geceligimi giyebildim ardindanda yatagima uzandım.

"Evett şimdi gelelim Kuru fasülye nin faydalarına..Bu kutsama isinden nasil cayacagim?" Beyin fırtınası yapıyorken nerdeyse kafam catliyacakti. Sonuç olarak bir çözüm bulamadım, tek aklima gelen orpiel le konuşmaktı. Ama gerçekleşme ihtimali cok cok azdi.
' Soyledi romanın icine giren kişi. Denemekten zarar gelmez. Hadi bakalım.' Saat neredeyse gece yarisini geçiyor ve mağbetteki bütün insanlar uyuyor olmalıydı. Bu benim icin tek fırsat. Parmak uclarinda odandan ayrildim ve sessizce koridorda dolanmaya başladım. Webtoonlarda genellikle ana karakter anlamadan özel bir odaya girer, üstüne kapi kapanır ve yüce varlik ana karakter ile konuşmaya başlar.

" Okuyunca heyecanlı geliyordu ama bunu kendin yaşayacağını düşününce ürkütücü. Hah.. kapalı kapilar ardinda Allah bilir neler olur neler.. keske navi burda olsaydı."

Navi mağbede giremedi çünkü burasi büyücü kaynıyordu. Anında fark edilebilirdi. Kırmızı halının üzerinde ilerlerken köşeler de benim boyumda heykeller vardi ve hep ayni kisiyi temsil ediyordu. Kadın veya erkek olduğu anlaşılmıyordu. Ve atalarimdan kalan, kanima kadar da isleyen birşeyi bilmesekte biliyor gibi konuşma özelliğim bir anda devreye girdi.

"Bu nasıl bir heykel? Ne götü belli ne başı. Hayır yani en azindan cinsiyeti belli olsaydı."
İlerledikce önüme cikan her heykele laf atıyordum. Sanki tek amacım buymuş gibi yardiriyordum.

"Iı-ııh olmamış."
"Ben daha iyi yapardım"
"Amann bunun kolu yamuk"
"İnsandan baska herşeye benziyor yaw"
"Hehe maldan çalmışlar"

Derken sirtima dönük olan kapı yavaşca aralanmaya başladı.Korkudan yerimde kaskatı kesildim.
'S-sakin ol Meyra. Burda hayalet felan yok. Yani bu dünyaya geldigimden beri duymadım. R-rüzgardandir rüzgardan.. Korkutma kendini, arkanı dön. Hadi döön..'
Yavaşça ve sakinliğimi korumaya çalışarak arkamı döndüm.Aralikli kapinin ardindan ışık süzülüyordu. Belkide hizmetlilerden biri içeri girdiğinde kapıyı kapatmayı unutmuş olmalıydı. Ama beni asıl rahatsız eden şey böyle durumlarda beklenmedik olaylar yaşanırdı, yüce varlığın konuşması gibi. Sol beynim odaya girmemi , sağ beynim girmemem için çığırıyordu. Tabikide mantığımi kullanarak odaya girdigimde ileride kocaman bir heykel beni karşıladı. Diğer heykellerden daha heybetli, asil ve Kutsal görünüyordu. Mum ışıkları loş bir ortam oluşturmuş biraz daha zorlasam romantik bir ambiyans olmuş diyecektim.

"Ahh kendine gel kızım. Asıl amacına odaklan. Görünüşe göre içeride birisi yok." Dedigimde coktan heykelin önüne varmıştım.

"Ehem.. Sayın Orpiel.. müsaitseniz sizinle önemli bir meseleyi konuşmak isterim. Bir dakika, webtoondakiler nasıl sesleniyordu ki?...ahh hatırlamıyorum. Huuu..orda kimse var mııı?"

Fısıldiyarak konuşuyordum. Aradan bir kac dakika gecmesine rağmen çıt çıkmıyordu.

"Hah..Ne sandim ki zaten" diyip kapinin kolunu cevirdigimde açılmadı.

"Ha? Neden kilitli ..ben kilitlemed-"

"Kimsin sen, kaybolmuş çocuk..."Neredeyse bir anda soluğum kesilmişti. 

"A-az önce bir ses mi duydum y-yoksa bana mı öyle geldi? Hah.hah..hahh bana öyle gelmiştir. Sacmalama meyra y-yüce varligin senle konuşacak hali yokya..heralde kapı sıkıştı biraz daha zor-"

" Demek beni duyabiliyorsun. İlginç.." ses odanin icinde yankilaniyordu ama ne bir insan nede baska birşey ortalikta görünmüyordu.

"Ahh!.. b-ben çok üzgünüm. Saygi deger yuce orpiel s-sizi rahatsız etmek istememiştim. Ben..ben.. çok özür dilerim. L-lutfen kapiyi açın gideyim..hıgg..hıg.."
Deli gibi kapi kolunu çevirmeye calisiyor bir yandanda ağlıyordum. Tamam buraya konusmaya gelmistim, hazırlıklı olduğumu düşünmüştüm taki orpiel konusana dek.

"Buraya gelen sensin , neden ağlıyorsun kaybolmuş çocuk.."
'canım ya kusura bakma! her gün yüce bir varlıkla konuşmuyorum !'

"Hıg..ben..ben..benim bir adim var bir kere..ühüü..ahh çok özür diledim öyle demek istemedim..hıg.."
'ben cidden salağım! kaybolmuş çocuk demesine neden atarlaniyorsam. Tek hücreli terliksi hayvan dese bile eyvallah dicem . Nokta.'

"Şöyle ki .. ben buraya ait değilim. Hıg..yani ruhum ait değil hıg....rahipten kutsama almam gerektiğini soylediler..hıg..ama okuduklarima göre rahipler isabellanin içindeki iki ruhuda görebilirler..hıg..Onun için..sizden yardım isteyecektim orpiel bey..hıg.."

"Bey mi? Bana nasıl hitap et-"

"B- ben çok üzgünüm dış ses..-ah.."
'aha sıçtım! Hem lafını kestim hemde ...dış ses nedir abi! . Sanırım bugün öleceğim..'

" Dış ses mi? Ahaha..Uzun zamandır kimse bana farklı şekilde seslenmemisti. Hoşuma gitti. İstediğin yardıma gelirsek durumunun fark edilmesini istemiyorsun. Yardim edecegim, çocuğum için. Merak ettiğin şeyler olursa beni burda bulabilirsin, kaybolmuş çocuk.."dedi ve klik sesi odada yankılandı. Artık kapi açılmıştı. Bu zaman boyunca korkudan kapının dibine çömmüş, bacaklarım uyuşmuş haldeydi.

"Ben .. çok teşekkür ederim.. saygı değer.. d-dış ses. Hayırlı günler.." Kapiyi actigim gibi surunerek odadan kendimi dışarı attim. Salya sümük karışmış halde kendime lanet okuyacakken iki ayakkabı burnumun dibinde bitti. Erkek ayakkabısı... Halen sürünme pozisyonundayken başımı yukari kaldırdığımda şaşkınlık ve korku icinde gözlerim büyüdü ve soğuk terler dökmeye başladım.

'shit..suan en son görmek istedigim kişisin.'




~~~~~~~~~~


Eveeet... Yine çok gec gelen bir bölümle karsinizdayim. Umarım zevkle okuyorsunuzdur. Ben yazmak icin uğraşıyorum lutfen okuyun😂😂😆 Tabikide yorumlarinizi bekkkkkliiiiiiyoooooruuuuum🙈🙈
seviliyorsunuz byyy❤️😘


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


10   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   12 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.