Yukarı Çık




8   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   10 

           
Felix saskinliktan tepki bile veremedi. Aynısı benim içinde geçerli olduğundan ortamda garip bir sessizlik oluşmuştu.
' Kahretsin. Nasıl bu sözü söyliyebildim. Ahh... Hemde yakışıklı bir erkege karşı . Ama hak etti. İtinayla kiloma vurgulayan oydu. '
Nasıl bir davranış sergilemem konusunda dusuncelerimde bogusurken felixten kahkaha yükseldi. Şaşkınlık la ona bakakaldım.

 "Ahahaha! Bir leydinin agzi nasıl bu kadar bozuk olabilir. Ahhah.."
 
Karnini tutarak katıla katıla gülüyordu. Etraftaki insanlar şaşkınlikla bize bakarken dahada yerin dibine girmemek için onu durdurmam gerekiyordu. Felix in tabagindaki kuruvasani kaptigim gibi bir elimle ağzına tıkıştırdım.

"Imm?..."

Ne olduğunu anlamayan felix bana baktığında çok mu çok yapmacık bir gulumseme gosterdim.

"Tabağınızda artık bırakırsanız arkanizdan ağliyacağini duymadiniz mi? Yiyin lütfen"

Söylediklerim sadece bundan ibaret degildi. Satir aralarinda 'bizi dahada rezil etmeden kes sesini' idi. Tabi anlayana. Tekrar yerime oturduğumda felix anlamis gibi agzindaki buyuk lokmayi cigneyerek yutmaya calisti.

"Öhö!..öhö!.."

Birden öksürük krizine tutulduğunda ne olduğunu anlıyamadım.Yüzü hafiften kizarmaya başlamıştı. 
' yoksa.. boğuluyor mu?!' Hizla yerimden kalkıp felix in yanina gectim.

"Su iç felix! Su.."

Bardagi önüne koysamda oksurmekten icemedi. Etraftakilerde endişeyle bize bakıyorlardı. 
Bende endişeliyim ama ana karakterlerden biri sonuç olarak. Böyle birşeyden ölmez degilmi? Ama adam gözümün önünde gitti gidiyordu.
' Yok bu gercekten ölüyor.Ahh!..Neden herkesin içinde olmak zorundaydı!.benden gunah gitti.'
Havaya kaldırdığım elimi var gücümle felix in sırtına bir kaç kez indirdim. 
Şak...şak..şak.. öksürük sesi kesildiğinde sirtina vurmayi da bıraktım. Elimin içi simdiden sizliyordu. 

"Felix iyi misin?!"

Hizla onu kendime çevirdiğimde gozleri yaşlı ve yuzu hafiften kızarmıştı.

"Organlarim yer değiştirmediyse iyiyim"

"Ne?.. ne demek şimdi bu?" Dedim yüzümü burusturarak.

"Vurduğunuzda organlarim yerinden oynadi zannettimde" dediginde üslubunda yabancı olmayan alayciliğı sezdim. 

"Hı?...muzipliğin üstünde olduguna gore gayet iyisin."
Sonunda rahat bir nefes verebildim. Webtoonun icinde olduğumdanmidir nedir her gunum ayri bir olaydı.

" Şu leydi isabella degil mi? Artik hıncını sovalyelerinden cikariyor anlasilan."

" Yaptığı hareketlere bir bak. Nasıl kendine leydi diyebiliyor."

"Şşhh..sessiz ol duyucak."

" Sovalyeye acıyorum.."

Ne kadar kendi aralarinda fısıldasalarda gayet net bir sekilde duyabiliyordum. Bu kafe asiller arasinda da popüler bir yerdi ve bende gayet tanınan biriydim. Onlar icin sadece nefes almam bile hakkımda kötü konusmalarina yeterdi. Takmamaya calissamda elimde degil, moralimi bozuyordu. Bunu fark etmiş gibi felix ayağa kalktı.

" Havalar isinmaya başladığından sivrilerde çoğaldı. Sizi rahatsiz etmelerini istemem leydim. Lütfen Önden buyrun."

"...peki ."  

Kafeden ciktiğimizda ne olduğunu anlayamadım ama minnettardim. Rahatsiz edici bakışların odağı olmamak beni rahatlamıştı.Bizi bekleyen araca doğru yol aldığımızda birden jetonum düştü.

" Asillere sinek dedin" 

"Evet"

Hiç düsünmeden hayretler içinde kalan bana umursamaz bir cevap verdi. Bir süre sessizce yolumuza devam ederken bir anda kahkaha patlati verdim.

"Ahahah...Beni gercekten sasirtiyorsun..ahah.."

"Sizin kadar olamam leydim. Ayrıca vurduğunuz yer hala acıyor. "

Sıcmakla ilgili dediğim sözü ima ettiğini anladığımda sesim içime kaçti ve yerini utanç aldı.' Ayı gibi sırtina vurdugumun dedikodusu ciksa o kadar utanmamda eger o absürt kelimeyi herkes duyarsa yerin dibine girerim'

"O olayı kimseye anlatmayacagina soz ver bay felix" dedim birden önüne geçerek. Halen biraz utansamda kararlı bir sekilde gozlerinin icine baktım.

"Eğer kruvasandan dolayi boguldugumu kimseye soylemezseniz söz veririm"

"Anlaştık. Serçe parmak sözü" dediğimde parmağımı uzattim. Tereddütsüz ce serce parmagini , parmagima kenetledi. Birbirimizi gülümsüyorken içimden gerçek felix i tanimaya başladığımı düşündüm. Ve nedense bu beni mutlu etti.

***

Malikanenin bahçesinde guzel havanin keyfini cikarmak için oturuyor ve cay iciyordum. Tabi eşlikcilerimde vardı. Maryi zorla ikna etmiş olsamda isaac lafimi ikletmeden masaya oturmuştu. Gülüsmeler arasinda tatli yiyip cay iciyorduk ki duydusum sesle bir anda keyfim kaçtı.

"Leydi isabella. Sizin adınıza davetiye geldi." Dedi uşak elindeki davetiyeyi uzatarak."

" öyle mi?..İsaac a verebilirsin. Ah.. ayrıca bundan sonra bana iletmen veya soylemen gereken birsey olursa isaaca söyle. O bana iletir. Nedenini merak ediyor musun? Hadi sor."

".?..neden-"

"Çünkü yüzünü görmek istemiyorum. Şimdi gidebilirsin" dedim onun tarafına bakmadan.

 Cevabim karşısında Winter ın surat ı sirke satıyordu.
'Daha durr bu iyi günlerin winter. Hala bana sarf ettiğin sözleri ve bıyık altindan gülüşünü unutmadım.'

"..ama leydi isabella bu benim görevim-"

"Lafımı ikiletme bay winter. Hiç hoşlanmam."

soğuk ve keskin bir bakış attıgimda caktirmasada yerinde titrediğini gördüm. Çalışanların bana saygı duymalari icin ya beni sevmeleri yada korkmalari gerekiyordu. Winter in beni sevmeyeceğine göre benden korkması için elden geleni yapmalıyım.

"Uşağa karşı sert olmuyor musun isabella?"

Sinir bozucu sesin kime ait olduğunu hemen anladım.winterin arkasinda belirdi.

"Olabilir.Bunun icinde tokat yiyecek miyim Arjen?"Dedim igleneyici bir sekilde. 
 Gozlerimiz kesiştiğinde duymayi beklemiyormus gibi gözleri titredi ve hemen kaşlarini çattı.
 
"Seninle bir konu hakkında konuşmak istiyorum. Yalnız."

Son cümlesini bastırarak soyledi. Yüzümü elimdeki bardaga döndüm ve onla oynamaya başladım.

"Görüyorsun ki suan meşgulüm."

"İsabel-"

"Leydim suan mesgul oldugunu soyledi küçük Efendi."

İsaac meydan okurmuşcasina arjenin önünde dikiliyordu. Şuan ki görüntüyü telefonla cekmek isterdim, birbirinden yakisikli iki erkek ayni karede. Lanet olsunki burda telefon halen gelişmedi.

" Soyledigin gibi efendinim. Onun icin yerini bil." Dedi arjen. İkisininde gözleri birbirine alev atiyordu. Ortam dahada kizişmadan birseyler yapmam gerekiyor yoksa isaac için o kadar uğraşım boşa gidicekti.

"Hah.. peki. Konuşalım." Dedim aralarına girerek.

"Ama leydim-"

"Sorun degil isaac. Siz devam edin ben sonradan geleceğim." Hayal kırıklığına uğramış baskislarina karsi yatiştırma amacli kolunu sivazladim.Arjen İsaaca dokunuşumu gördüğün de çenesi seyirdi ve aniden bileğimi yakaladigi gibi pesinden sürüklemeye başladı.

"Hey.. biraz yavaş ol. Sana yetişemiyorum"
Ama beni duymuyordu. 
'Neye sinirlendiki bu kadar? ' malikanenin bahcesinde ilerledikte ilerledik ama artik canima tak etti.
"Ahh yeter. Bir adim daha atamam. Söyle ne diceksen." Dedim ve elimi hisimla cekerek elinden kurtardım.Arjen olduğu yerde dondu ,halen sirti bana dönük ve çıtı çıkmıyordu.
'sanirsin oscarda konuşma yapıcak. Bu kadar düşünecek ne var?!'

"Galiba soyliyecek bir şeyin yok. By" der demez arkami dönüp gidiyorken arjenin bileğimi kavramasiyle engel oldu.Yüzünde acı ceker gibi bir ifade , belli etmek istemezcesine kaşları çatikti. Böyle bir ifadeyle bile şaeser gibi görünüyordu.Empati duyguma yenik duserek elim harekete geçti ve işaret parmağımı iki kaşın ortasina koyup yukari bastirdim. Ne yaptigimi anlamayan arjen saskin bakislarini bana doğrulttu.

"Kaşlarini catarsan kırışık oluşur."dedim . Gülümsemesede yüzü yumuşamisti. halen yüzündeki elimi kavradığinda irkildim.

"Ben...ben özür dilerim. Sana tokat attığım için. Gerçekten özür dilerim. Senin canını yakmak hiç istemedim ama annemin konusu geçince..." Dedi ve sustu, konuşamadı, başı eğik ve yere bakıyordu.

"Bende özür dilerim. Sinirlenince uygunsuz laflar ettim. istemeden de olsa aileni aşağıladım. Kim duysa sinirlendirdi. " Dedim ve arjenin cevap vermesini bekledim. Vermeyince konuşmaya devam ettim.

" Anneni özluyorsun degil mi? Bende annemi özlüyorum. Sanki gözümü kapatip açsam onu tekrar görücek gibi hissediyorum. "
İstemsizce gozlerimi yumdum bir umutla. Ama biliyordum şimdi gözlerimi açsam bile annemi goremiyecektim cunku buradaki işim hala bitmedi. Bir anda kendimi sıcacık hissettim.Gozlerimi actigimda Arjen bana sarılıyordu.
'hı? Neyy?!.. noluyar lan!..neden bana sarılıyor!? ..A-arjen canım kendinde misin??'
 Bir o kadar şaşkın bir okadar da rahatlamışdım. Sanki küçük bir darbeyle kirilicakmisim gibi çok nazik bir şekilde sariliyor ve cok güzel kokuyordu. Arjenin bu kadar kibar ve samimi olabileceğini bilmiyordum.
'belki beni teselli etmek istedi. İsabellaninda annesi yoktu. Yaaa arjenn... şu gıcıklığın olmasa varya mükosun.'
 Arjeni teselli etmek istiyordum. Bende arjene sarildigimda irkildiğini hissettim. Belkide benden karşılık beklemiyordu ama nihayetinde bu kaslı vücuda sarilma sansinida kaciramazdim.
 ' yakışıklı ve kaslı erkekler en iyisi :) Artniyetli bir insan olduğumu kabul ediyorum. Hadi ama..Yerimde kim olsa aynısını yapardı. '
 
 "Leydiiim! Nerdesiniz!?"
 
 Mary bahçede beni arıyordu ve bunu duyan Arjen aniden omuzlarimdan tutup beni kendisinden uzaklaştırdı. Şaşkınlıkla ona baktığimga başı öne eğik ve özellikle yüzünü benden kaciniyordu.
 
 " Gitsen iyi olur. Bende simdi gidiyorum." hemen arkasini dönüp bir kaç adim atmişti ki durdu.
 
 "Beni dinlediğin için teşekkür ederim. Sonra görüşürüz isabella." Dedi ve yoluna devam etti. yüzünü bende saklamaya calissada kizardigini görebildim.
 ' bana mi öyle geliyor yoksa Arjen giderek tatlı mı oluyor?'
 "Hah leydim buradamiydiniz? Bayadir gelmeyince sizin için meraklandim."
 
 "Arjenle görüşmem yeni bitti. Beklediğim den iyi geçti." Dedim sırıtarak.
 
 "Sevindim.Ah.. leydim sük sizin için elbise diktiricek. Hangi renk olmasinizi istersiniz?"
 
 "Elbisemi? Nereden çıktı bu?" Dedim merakla.
 
 "Leydim yakinda Orpielin kutsamasi için tören duzenlenicek her yıl olduğu gibi. Neden bu kadar sasirdiniz? Efendi robert özellikle tören için her yıl elbise diktiriyordu."
 
 "Ah.. öyle tabi aklimdan nasıl ciktiysa. Hah ha ha... Beyaz olsun elbise.."
 
 "Beyaz.. eminim size cok yakışacaktır leydim. Hemen haber veriyim."mary arkasini donup gidicekken elini kavradim.
 
 "Mary.. şey günah cikarma gibi rahiplerle mi görüşeceğiz?" Dedigimde mary kafasindaki soru isaretiyle bana bakiyordu.
 
 " Leydim ne demek istediğinizi anlamadim ama baş rahipten kutsama alicaksiniz."
 
 "Ahh.. anladım. Teşekkürler mary işine dönebilirsin." Zoraki bir gulumseme gösterdim.
 ' bu sefer kesinlikle sıçtım'

***

Hızli adimlarla odama daldim ve hemen arkamdan kapıyı kapattım.

"Naviii...naviiii..nerdesin cik ortaya.." dedim sessizce. Ama tık yoktu.

"Navi o pembe kıçını kaldir ve buraya gel" Sinirimi gizlemiyordum.

"Hey.. sencede ayıp olmuyor mu?" Dedi navi. Birden önümde belirmişti.

"Ah haklısın . Pembe göte benzeyen göt demeliydim."

"Benimle dalga mi geciyorsun?"

"Asıl sen benle mi dalga geciyorsun. Suan problemimiz senin götün değil. Törene katilmam gerekiyor ve bir rahipten kutsama alacağım." Dedim hayretler içerisinde naviye bakarak.

"Eee?"

"Hiç mi webtoon okumadin. Ahh doğru okumadin buyuk ihtimal. Genelde reankarne webtoonlarinda rahip reankarne olan kişiyi anlıyabilir ruhuna bakarak. Ve biliyorsun ki benim icimde iki ruh var." Endişeden odanin icinde dört dönüyordum.

"Sence burda böyle birşey olabilir mi?" Sorumu naviye yonelttim.

"Zannetmiyorum" eliyle cenesini kasiyarak dedi.

"Derken?.. bu kesin bir şey değil!" Kendimi sinirlen sirt ustu yatağa firlattim.

"Biliyorsun ki senin durumun olagan birşey değil. Onun için kesin birsey soyleyemem.Bu durumu kendin çözmelisin."

"Sadece benim sıkıntım mış gibi nasıl konuşabiliyorsun. Bu durumda olmamın suçlusu kim aca-"

"Leydim. İçeri girebilirmiyim?". Kapini arkasindan isaac konuşmuştu.Endişeyle yatağimdan doğrulup navi ye kış kış işareti yaptım. Navi saniyesinde ortadan kayboldu tabi.
"Gir."Ve isaac içeri girdi.

"Yalniz miydiniz? Konuşma sesi duydum." Dedi etrafina bakerken.

" Kendi kendime konuşuyordum. onu duydun heralde .. sen neden geldin?." Husursuzluğumu gizlemeye çalıştım.

"Yalnız kalmanızı istemedim" yatagimda oturan benim önümde çömeldi ve gözlerimin içine baktı. Menekşe gözleri herzamanki gibi cok canlıydı.Yavaşca elimi kavradi, avucumu yanağina koydu.

"Kendi kendinize konuşacak kadar yalnizsaniz bunu gidermeyi cok isterim."
' ağzımdan çikanı kulaği duyuyor mu acaba? İsaac erkeklerden hoşlaniyordun sen. Bidakka belki heteroseksüel dir. Ama bu zamanda böyle bir durum varmiydi ki?'

"Ha.. ha.. beni utandırmayı iyi biliyorsun isaac. Ama senin görüştüğün bir erkek yok muydu?"

"Hahh... anlıyorum ki bazı şeyleri yanlış anlamışsınız." Dediği gibi tuttuğu elimi hızla kendisine çekti. Öne egilmemle nerdeyse burunlarımız birbirine değdi.

" İsterseniz hemen şuan size kanıtlıyabilirim." Gözlerindeki bakış, sesindeki tını daha ciddi ve derinden geliyordu. Yutkunmama neden oldu.




~~~~~

Selamlar okuyucularım😊 biliyorum çok geç geldi bu bölüm. Artık üşeniyorum mu diyim yoksa ilham mı gelmiyo diyim siz anlayın😅 ama yinede yorumlarınızı çok görmeyin. Seviliyonuz byy❤️❤️


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


8   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   10 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.