Derin bir nefes aldığında,ciğerleri hızla şişti ve genişledi.
İlk başta birisi başına çekiçle vurmuş gibi baş döndürücü oldu.Aynı zaman da kalbi süratle atmaya başladı.
Bu saçmalık hem harika hemde heyecan doluydu.
''... Gerçek bir bebek? Burada (karnımda) büyüyen bir bebek mi vardı?''
Titreyen ince elini, sert ve kaslı karnına uzattı.
Savaşmaktan yıpranmış parmak uçları karnının üstünde titriyordu.
''Aman tanrım, bir bebek....benim bir bebeğim var!''
Çoğu kadın şovalyenin çocuğu olmazdı.
Her gün sıkı bir eğitim,erkekler ve kadınlar arasındaki şiddetli karşılaşmalar ve kanlı savaş alanındaki stress rahminin işlevini azaltmıştı.
Bundan dolayı, Rojas İmparatorluğunun şövalyeleri cinsiyete bakılmaksızın vücutlarını önemsemeden antrenman yapmaları onlarının popüler olmasını sağlamıştı.
Bu sayede Kraliyet Ailesi kendisini çok sayıda istiladan hiç bir sıkıntı olmadan koruyabilmiş ve daha da önemlisi, Kırmızı Aslan Kraliyet Şövalye Birliğinin büyük itibarı İmparatorluğun komşu ülkelerini korkutmuştu.
Ve bu büyük korkutucu şöhrete en çok katkıda bulunan kişi ise Rojas İmparatorluğun Kırmızı Aslan Komutanıydı. Kalia Tacskate'di.
Rojas'ın tarihinde eşi benzeri görülmemiş en güçlü ve yetenekli askeri.
Yedi yılını dolduran büyük bir savaş kahramanı.
Kalia Tacskate korkutucu bir savaşçı,dürüst bir şövalye ve düşmanın savaş alanında korkudan kaçınacağı türden bir askerdi.
Bir asilzade bile değildi,ancak yaşına rağmen en geç baş-komutan seçilmişti.
Savaş alanında kaybettiği kan miktarı ve antrenmanlarda döktüğü ter yaptıklarının yanında az kalıyordu.
Tehlikeli olmasına rağmen bir çok kez kırılan kemikleri daha sonra yerine sabitlenmişti.
Buna rağmen ona bebek sahibi olma şansı verildi.
Halbuki kendisi ve doktoru bile çocuk doğurmanın zor olduğunu düşünmüştü.
Kalia için hamilelik Tanrı'nın hediyesiydi.
''Ben hamileyim.Ben...Ben hamileyim! Ne? Ha!''
Kalia ayaktayken bir kez daha titredi ve inanılmaz sevincini bastırmaya çalıştı.
Yirmi yıldır gözlerinden akmayan yaşlar birden göz yuvalarından taştı.
''Bebeğim,benim bebeğim.''
Kalia bir yetimdi.
Ailesi tarafından terk edilmiş fakir ve zavallı bir yetim.
Genç yaşında arka sokaklara atıldı ve yiyecek yemeği olmadığı zamanlarda çöpten bir şeyler arakladı , ta ki ilk parasını alana kadar...
Sokaklarda kaldığı için ne yemek yiyebildi ne de düzgün uyuyabildi ama inanılmaz derecede çevik bir çocuktu.
Yaşıtlarından daha uzundu,o kadar çevik ve güçlüydü ki kendisi bu güçleri taşıyan başka bir çocuk olduğunu düşünemiyordu.
Güçlü olması sayesinde dükün tek çocuğu olan altı yaşındaki oğlunu kurtarabildi.
Dükün oğlunu kurtarması sayesinde altı yaşından itibaren kılıç dersleri alabilmiş ve bu sayede maceralarında son derece başarılı olabilmişti.
''Lütfen...Lütfen bu bir rüya olmasın.''
Sonunda gözyaşlarını silen Kalia derin bir nefes aldı.
Ancak mutluluğunu ve heyecanını durduramadı.
''Whoa''
Kısa bir nefes almaya çalıştı ama yapamadı ve çığlık attı.
''Aman tanrım! Aman Tanrım! Aman Tanrım! Oh, hayır. Bu bebeğim için iyi değil.Evet, işte bu!''
Yine de ayaklarını titremekten alıkoyamadı.
Olabildiğince sakin kalmaya çalıştı ama büyük oturma odasını 27 kere turlamaktan kendini alıkoyamadı. En sonunda kalktığı sandalyeye oturdu.
''Geriye kalan tek sorun ise bebeğin babası.''
Simon.
Bebeğin babası olduğu adamı düşündüğünde açı çekti.
'Simon Terroan'
İyi haber şu ki onunla ilgilenen tek adam oydu. Ama sorun şuydu ki Simon Kalia'nın sevgilisi değildi.
Yine de en büyük sorun onun ülkenin en ünlü büyücüsü ve Rojas İmparatorluğunun dükü olması. Ayrıca onunla eşit derece güçlü savaş kahramanı olmasıdır.
Ve bundan daha talihsiz olan ise 6 yaşındayken kurtardığı dükün oğlu ve Kalia'nın Simon'un en iyi arkadaşı olmasıdır.
'Evet.'
Kalia en iyi arkadaşından hamile kalacak kadar pislik bir insandı.Bunların hepsi tek gecelik hatanın suçu.
''....Oh,siktir!''
Habersizce Kalia yavaş bir şekilde karnını okşadı ve özür diledi.
''Ah,üzgünüm talihsiz,bebeğim.Annenin savaş alanlarından dolayı ağzı biraz bozuk. Özür dilerim.''
Ağzından küfür kaçtığı için kötü hissetti.
''Özür dilerim. özür dilerim,bebeğim.Gerçekten çok özür dilerim.Annen şuandan itibaren daha dikkatli olacak.''
Onu dünyanın en değerli çocuğu gibi hissettirmek ve en değerli sözcüklerle bakmak istiyordu.
Kalia için bu duygular bir ilkti.
Yanaklarına yavaş yavaş parlak kırmızı bir parıltı yükseldi.
Bu hissettiği sıcak duyguları bir türlü anlayamadı.
Bu iki kelimeyi, -benim bebeğim- kanını bir nefeste kaynatan duygulara atıfta bulunmak için kullanılacaktı.
''Ne olursa olsun...''
Bu çocuğu koruyacağım.
Kılıcım üstüne yemin ederim.
Benim değerli 'bebeğim'.
Ama yine de,o gecede büyülü bir kaç olay olsa bile seni buraya getiren bizim o olağanüstü ilişkimizdir.
-Birinci Bölüm Sonu-
Merhaba arkadaşlar ilk defa bir novel çeviriyorum o yüzden yanlışlarım olabilir.Bazı cümleleri novelden farklı çevirdim. Ama büyük bir eksiklik olmayacak. Umarım sizin için çok büyük sorun olmaz. Çevirimde bir yanlışlık varsa sorun olmadan söyleyebilirsiniz. Okuduğunuz için teşekkürler.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.