It’s Not Your Child - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




1   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   3 


           
-Bölüm İki-
Koltuğunda oturan Kalia çenesini ovuşturdu.
'Ama... ama Simon onun hala babası,Simon'a da söylemeli miyim?'
Ne yapması gerektiğini düşünürken kaşlarını çattı.
Simon iyi bir büyücü ve İmparatorluğun Dük'üydü.
Bir asilzadenin gayrimeşru çocuğunu ailesi kabul eder miydi?
Simon soylulukla kafayı bozmuş bir insan değildi.
Onunla büyüdüğü için, onu en iyi tanıyan Kalia'ydı.
Kalia'yı rahatsız eden şeyse Simon değil,onun Dük konumuydu.
Onu diğerlerinden ayıran Simon'un her zaman dostça gülümsemeydi.
Ama gayrimeşru bir çocuğun dükün gelecek varisi olmasına izin verirler miydi?
'...Simon ve bağlılık... bu mümkün değil,Kalia.'
Kafasındaki düşünceler başını kaldırmasına neden oldu.
'Hayır,asla.'
Kafasında Simon ve bir çocuğu bir türlü düşünemedi.
Bu karşı koyma hissinin ne olduğunu bilmiyordu. Ama aklında Simon'un çocuğu güçlü bir şekilde red edeceği hissi vardı.
Kalia sinirli bir şekilde oturduğu yerde mırıldanmaya başladı.
Simon'un ailesi bir sorundu, fakat daha önemli olan ise onun tepkisiydi.
Bebeklerden hoşlanıyor muydu?
Düşündüklerine şiddetle kafa salladı.
Bebekler bir yana, insanları bile sevmiyordu.
'Bana Simon'un bebeği öldüreceğini sakın söyleme?'
Çocuğunun annesi olmayı ve ona dünyanın tüm mutluluğunu vermeye istekliydi ama Simon için bu farklı olabilirdi.
Bebeğin mutluluğu baskı altında olurdu.
Bir bebek ebeveynleriyle beraber mutlu ve neşeli olmalı.Birisi tarafından zorlanmamalı engellenmemeli ve doğar doğmaz nefret edilmemeli.
Bu yüzden Simon'u sorumluluk almaya zorlamak istemedi.
Kalia yedi büyük depoyu taşıracak kadar zengindi.Ayrıca çocuğunu koruma gücüne de sahipti.
Gelecek belirsizdi, ancak çocuğu için mükemmel bir sevgi yemini edecek kadar güçlü ve sapasağlamdı.
Evet,Simon'u onunla evlenmeye ve çocuğuna babası olmaya zorlamak zorunda değildi.
'...Simon ile evlilik,ha.'
Vücudu bunu duyunca titredi.
Savaş alanında, ikisi yoldaş,genç yaştan beri kardeş ve zaman zaman bütün gece birlikte içip sohbet edebilecek kadar iyi arkadaşlardı.
Hepsi bu kadar...
Kalia herhangi bir şey istemeden çocuğun varlığını söylese Simon çocuğun varlığından yine de memnun olmazdı.
Yüksek konumu ve geniş omuzlarına yüklenen tüm sorumlulukları düşününce söylemese daha iyiydi.
Üstelik en son görüştüğümüzde Simon yakında evlilik planlarını olduğunu söylüyordu.Sanırım bir süredir aklında olan bir kız var. (Salak yeminle salak bu kız.)
Ama Simon'u aralarında bir evliliğe zorlamak ise mümkün değildi.
Ayrıca böyle bir şey Simon ile sevdiği kız arasında soruna yol açabilirdi.
'...Sanırım Simon'a söyleyebileceğimi sanmıyorum.'
Kalia bebeğini, koruyormuş gibi yapıp elleriyle karnını sardı.
Bu çocuğa tek gecelik zevk gibi davranılmasını istemiyordu.
Simon'a bir çocuğu önünden kaldır deseniz hoşnutsuz bir ifade yapar ve oradan çekip giderdi.Ama eğer bu çocuğu öldürmeye çalışırsa?
Akıllı ve güçlü büyüleri olan Simon'u yenmek zor olurdu ama uzun bir süre çalışmışsanız adım adım yapabilirdiniz...
Kalia Simon'un eğer çocuğuna dokunursa onu nasıl öldüreceğini düşünürken başını salladı. 
Bebeğini koruma içgüdüsü Kalia için ağır basmıştı.
Belkide 'O beni çocuğumu öldürmeye zorlayabilir.'diye düşündü ama kendisinin bile hayatta kalacağını bilmiyordu.
Kalia için Simon bir arkadaş, erkek kardeş ve meslektaştı.
Eğer oluruna bırakırsa, her şey harap olurdu.
Çocuğunu güvende tutmak zorunda ve Simon ile olan sorununu dostane bir şekilde çözmeli.
Kalia bir süre düşündükten sonra kararlı bir şekilde kafasını kaldırdı.
'Tek bir yol var.'
Düzgünce asılmış olan kırmızı üniformasının önünde durdu.
Sanırım...
'Emekli olmamın zamanı geldi.'
Elini kırmızı üniformanın üstüne gezdirdi.
Yaptığı hareket sevgi barındırıyordu ama artık bu üniforma ile ilgili arzusu kalmamıştı.
                                         ............... 
Rojas İmparatorluğunda Kalia Tacskate efsanevi bir figür olarak kabul edilmişti.,
Hikayenin başlangıcı altı yaşındayken Dük'ün küçük oğlunu kaçıran bir sokak çetesinden onu 'gizlice' kurtarması.
Resmi şövalye testini 15 yaşında en yüksek puanla geçmiş ve sadece 17 yaşında kılıç ustası olma yoluna girmişti.
19 yaşındaki Kalia yarı-usta olarak tanınmış ve Veliaht Prens'e eşlik etmekle görevlendirilmişti.
Kalia Tacskate nesiller boyu zor görülebilen eşsiz bir dahiydi.
Fakat tüm bu övgülerin kahramanı Kalia, bazen kendi benliğinden şüpheleniyordu.
Her zaman yaptığı gibi avucunu açıp elinde savaş alanından kalan yaralara baktı.
Hiç bir şeyin yanlış olmadığını kendine söyledi ama biraz gergin gözüküyordu.
Aynanın önünde dururken, vücudu için düzgün ve tam yapılmış zarif görünümlü üniformayı yavaşça gözden geçirdi.
Bir kaç yıl önce, İmparatorluğun sevgili büyücüsü Simon'un yaptığı bir tasarımdı.
Üniformasındaki düğmeleri titizlikle kapatan Kalia,parmak ucundaki düğmelere baktı.
Altın rengine boyanmamış, saf altından yapılmıştı düğmeler.
Düğmelerin neden gereksiz bir şekilde altından yapıldığını düşünmeden duramadı.
                                              ......................
'Sana kaç defa söyleyeceğim saf altında sihrin daha kolay saklandığını? Kalia beynin ne zamandır kas kütlesine dönüştü.
Otuz kez sana söyledim,ha,bunu neden hatırlamıyorsun?...Ah!Benimle dalga mı geçiyorsun?!'
                                              .....................
'...Evet,ondan aptal muamelesi gördüm.'
Aniden Simon'un sesi aklına gelince gülümsemesini durduramadı.
Geceyi böyle bir adamla nasıl geçirdiği ise hala bir sırdı.
Karnındaki bebekle birlikte.
'Bu önemli bir olay.'
Kalia kencinden geçmiş bir şekilde gülümsedi ve aynada son kez üniformasını düzeltti.
Sıkı-dar bir üst, canlı kırmızı pelerin ve bacaklarına yapışan siyah deri bir pantolon.
Her zamanki gibi hiç bir sorun yoktu.
Tak-tak.
Kalia pencerenin dışındaki masmavi gökyüzüne baktı ve pelerinini silkeledi.
Şuan gökyüzü aklına 'mükemmel' kelimesinin geldiği,yeşilimsi mavi ile birlikte huzurluydu.
'Huzurlu'.
Yedi yıllık o büyük savaş sona erdiğinden beri her şey daha iyiydi, belkide artık 'savaş kahramanın' ortadan kaybolmasının zamanı geldi.
Kalia odadan bir gülümsemeyle ayrıldı.
.....
Tak.
Üst kattan kimin ait olduğunu bildiği ayak seslerini duyunca Kalia merdivenlerin başına gelmişti bile.
Sonra beklenildiği gibi köşkün sahibi Kalia ve Humming  merdivenlerden birlikte inmeye başladı.
Acele etmeden yavaş yavaş aşağı inen Kalia ve hızlı hızlı merdivenleri inen Humming'le gözleri karşılaştığında 
Humming'in kahve rengi gözlerinde kıskançlık parıltılarını gördü.
'Aman Tanrım' Üniformalı mı çıktın? Kızıl Aslan Şövalye Komutanı' 
Şavaşın bitmesinden bu yana neredeyse bir yıl geçmişti.
Savaş haricinde Kalia'nın üniformalı dışarı çıkması nadir olurdu.
Humming'in bir yıl önce Kalia'nın yardımcısı olduğundan beri onu üniformalı ikinci görüşüydü.
Bu nedenle Humming dairesel merdivenden üniformasını giymiş sakin bir şekilde yürüyen Kalia'ya hayran bir şekilde bakmaktan kendini alıkoyamadı.
Humming Kalia'ya bakarken yanaklarında parlak kırmızı bir parıltı ortaya çıktı.
'Bu dünyanın en iyi görünüşü olabilir.' diye düşündü Humming.
'Zarifçe uzanan uzun kolları ve bacakları gayet iyiydi ve yakından görünen kasları üzerine hangi kıyafeti geçirirse geçirirsin etkileyici cazibelerini gösteriyordu.
İnce limon rengi ile uyumlu saf beyaz teni ve kırmızı dudakları Kalia'nın yüzünde uyumlu bir kombini vardı.
Aynı zamanda insanları acıktıran tatlı bir havası varken kim onun güçlü bir asker olduğunu düşünürdü ki?'
'...Ama onu şaşırtan şey ise kılıç tuttuğunda değişen sert havasıydı.'
İlk başlarda,Kalia tek başına çalışan bir savaşçıydı.
Tek bir yanlışı olmadan yaptığı hareketler mükemmeldi.Kimsenin iki gözü ile takip edemeyeceği kadar hızlıydıda.
Savaş'ın tanrıçası, Tanrı'nın yarattığı en güzel canavar.
'Fotoğraflarımda da bu kadar güzel görünebilsem başka hiç bir isteğim olmazdı' diye düşündü Kalia.
Kıyafetle ilgili ilginç olan şey ise büyücü ve Rojas'ın Dükü Simon Terroan tarafından tasarlanan üniforma baştan çıkarıcı olmaktan çok 'tatlı,güzel'bir elbise gibiydi. 
Aslında üniforması dikkat çekmekte oldukça başarılıydı.
Sanki Kalia'nın cazibesini bilen bir adam tarafından yapılmış gibiydi.
Birisi sanki bütün gün ona neyin üstünde uygun olduğunu düşünüyordu.
Ama kıyafetten çok Kalia Tasckate'i bu kadar büyüleyici yapan şey ise onun cazibesidir.
Kalia merdivenleri inmeyi bitirdiğinde Humming hemen konuşmaya başladı.
'General,şimdi gidiyor musun? Bana söylemiş olsaydın önceden hazırlanırdım. Hemen geliyorum bekleyin lütfen.'
Kalia onun bir güvercin gibi olduğunu düşünüyordu.
Ciiikk-ciik
Biraz gürültülü ama göze batmayan cinsten bir güvercin. Aksine tembelken onu dinlemek hoşuna gidiyordu.
Kalia ona baktı ve saçlarını süpüren hafif esintiyle beraber mırıldandı. 
'Yalnız dışarı çıkmak istiyorum, bu yüzden sen burada kal.'
Acımasız! 
Bazı insanlara göre Kalia'yı tanımlayan kelimeydi.
O anda Humming'in yüzü bir anda utançtan kırmızıya döndü ve başını eğdi.
                                                               -İkinci Bölüm Sonu-
                                                           .......................
Evet arkadaşlar merhaba birinci bölümde olan güzel yorumlarınız için teşekkür ediyorum.
Size söylemek istediğim bir kaç şey var.
Kırmızı Aslan Şövalye birliğini Kızıl Aslan Şövalye birliğe olarak değiştirdim.Umarım sizin için sakıncası yoktur.
Bir de seriye yeni bir karakter katıldı adı Humming. Bazı yerlerde Humming'in kız olarak tabir edilidğini gördüm. Ama güvendiğim başka bir çevirmen ise Humming'in
cinsiyetini bilmediğini söylemiş.Ben sizin hayal gücünüze bırakıyorum. Nasıl isterseniz öyle düşünebilirsiniz.İster kız ister erkek.

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


1   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   3 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.