-Bölüm Üç- 'Evet,anlıyorum.' Humming konuşurken ağzından ürkek bir ses çıktı. Kalia kendi takımında olan insanlara karşı çok hassastı. Başına ya da omzuna elini koyup bir kez okşamak onun sevgisinin ve güveninin ifadesiydi. Böyle zamanlarda meraklı insanların yüzü çirkin bir ifadeyle kızarır veya izlerdi ama donuk Kalia bunun nedenini bilmiyordu. '...Peki,o zaman ben ahırdan Beyaz'ı getireyim.Lütfen bekleyin ,efendim.' Humming malikanenin önünden ayrılırken Kalia onun titreyen omuzlarından üzüldüğünü anladı. Her ne kadar biraz tuhaf ve beceriksiz olsa da Humming çok hassastı. Kalia bir şeyler mırıldandı. Uzaktan biri görse onun sevimli gözüktüğünü düşünürdü. Gülümsedi kafasını kaldırınca Humming'in Kalia'nın atı Beyaz ile döndüğünü gördü. İmparator tarafından verilen Beyaz Kalia'nın önüne geldiğinde her zamanki gibi itaatkar bir şekilde duruyordu. Beyaz, siyah gözleriyle efendisini görünce burnunu heyecanla soludu. Kalia Beyaz'a bindi ve atı kişneme sesi çıkartınca onu sevimli buldu. 'Ah.' ...Doğru. Kısa bir iç çektikten sonra atın dizginlerini Humming'e çevirdi ve konuştu. 'Ah üzgünüm. Beyaz'ı yerine koyup bana bir araba hazırlar mısın?' 'Ne? Araba mı?' Kalia arabayı çok sıklıkla kullanmazdı. Hayır dürüst olmak gerekirse, hiç arabada seyahat etmemişti. Humming duyduklarının yanlış olduğunu düşündü ama Kalia kafasını salladı. 'Evet bir araba. Lütfen istediğim gibi bir araba hazırla.' 'Ah,evet. Anlıyorum.' Humming neden araba istediğini merak etmişti ama emre itaat edip arabayı hazırlamaya gitti. Humming'in gidişine bakarken Kalia iç çekti ve karnını okşadı. Farkında olmadan ata binecekti. Ne kadar cahil olsa da,ata binmenin çocuğuna zararlı olduğunu biliyordu. Atların iyi olduğunu düşünse de koşan bir atın bebeğin vücuduna zarar vereceğini biliyordu. 'Gelecekte daha dikkatli olmalıyım. Bilinçsizce önceden yaptığım gibi yapmamalıyım.' Bebeğine zararlı gelen davranışları yapmak istemiyordu. Kalia yumruklarını sıktı. Yakında Humming'in getirdiği arabaya dikkatle bindi. 'Eğer arabayla gidecekseniz ben sürebilirim.İster misiniz?' Arabanın küçük penceresinden soru soran Humming'e Kalia kafasını sallayarak cevap verdi. Efendisinin kafa salladığını görünce hemen öne oturdu. At arabası çabucak İmparatorluk sarayına giderken Humming'in sürdüğü arabada oturan Kalia, Veliaht Prens'e ne söylemesi gerektiğini düşünüyordu. 'Geldik,General.' Büyük kapı açıldı ve Kalia'nın bindiği araba saraya girdi. Veliaht Prens'in ofisi Batı Sarayı'nın ikinci katındaydı ve Batı Sarayına sadece büyük koridordan ya da Ana Sarayın ilerisindeki merkezi çiçek bahçesinden gidilebilirdi. Humming Kalia'yı bırakıp arabayı depoya götürmek için yola çıktı. Çocukluğundan beri Veliaht Prens'e eşlik eden Kalia'nın onunla yakın bir arkadaşlık ilişkisi vardı. Bu yüzden büyük koridordan geçerken yol ona hiç yabancı gelmiyordu. Hızlı adımlarla ana saraydan geçti ve batı sarayına giden koridorun başına geldi. Koridorun diğer tarafında parlak mücevherlerle süslenmiş bayanların yüksek sesi duyuldu. 'Tanrım Helena! Kolye sana harika uyuyor. Neden ona uygun bir bileklik de seçmiyorsun?' 'Kolyeye Dük'ün sihirli mührünü kazıdığını duymuştum.Ne kadar değerli bir hediye olduğunu merak ediyorum?' 'Evet. Simon'un sihirli mührünü ilk defa bu kadar yakından görüyorum.Binlerce dolar değerinde olduğunu duymuştum.' 'Sadece tatilinden gelirken bana bir hediye getirdi. O kadar da önemli değil.' Zarif bir şekilde dökülen siyah saçlarıyla güzel hanımın etrafında dolaşan kadınlar önlerinden geçip giden Kalia'yı görünce sessizliğe büründü. Kalia ise Prens'e ne söylemesi gerektiğini düşündüğünden etrafında kimin olduğunu göremiyordu. Tam Kalia uzaklaşırken birisi arkasından seslendi. 'Kalia'. İpeksi, soğuk bir ses adını zikretti. Kalia durdu ve adını söyleyen kadına baktı. 'Ah,Tanrım!' Kalia'nın gözlerinde arkasını döndüğü için pişmanlık vardı ama o kadar kısaydı ki kimse fark etmedi. 'Bu kadar meşgul olduğunu bilseydim sana seslenmez idim. Neredeyse pişman oldum.' 'Üzgünüm. Bir şey düşünüyordum. Bayan Helen'i görmedim.Nasılsınız?' Bayan Helena Kalia'nın özrünü duyduktan sonra hemen yüzünü gevşetti. 'İyi,gördüğün gibi.Merak ediyorsan beni, bir kez ziyaretime gelebilirsin. Seni neredeyse görmüyorum.Herhangi bir yerin ağrıyor mu?Sana son gönderdiğim kurabiyelerden hoşlandın mı?' Elini hafif bir şekilde Kalia'nın yanağının üzerine koydu. 'Zaten ince görünüyorsun.' Helena'nın endişeli gözlerinde sanki anne telaşı doluydu. Yanağındaki dokunuşu inanılmaz derecede nazik ve hoştu ama aynı zamanda çok soğuktu da. Kalia ona endişeyle bakan güzel kadına baktı. Madam Helena Yaşını göstermeyen bir güzellik. Koyu yeşil gözleri onun yarı-elf olduğunu açıkça belli ediyordu. 50 yaşından büyük olmasına rağmen, yirmi yaşında gibi görünen ve Yüksek Sosyetenin Kraliçesi olarak temsil edilen gizemli güzel bir kadın. Ve o Simon'un annesi idi. Kalia'nın karnındaki çocuğun büyük annesi olacak kadındı. 'Şef Karin bu sefer iyi bir dişi geyik getirdi.Bir kaç gün içinde gelip beni görmelisin. Kalia,her zaman Kraliyet Prensi'ni,ülkemizi ve Simon'umu koruduğun için sana kendim pişirmek istiyorum.' Sevgi dolu sözlerini duyan Bayan Hoberts hemen lafa atladı. 'Ne kadar tatlısınız Bayan Helena! General Kalia, Bayan Helena'nın senin annen gibi olduğunu duydum.' 'Elbette öyle. General Kalia, Simon ve Dük'ün gururdur.Ayrıca Simon'la kardeş gibi büyüdü.' 'Bu ünlü bir hikaye.Nasıl bilmezsin?' 'Oğlunuz Simon ve General Kalia arasındaki dostluk hakkında sosyal çevre arasında çok hikaye var, Bayan Helena.' 'Oh sanırım fazla konuşuyorum.Biliyorsunuz.' Helena sanki utanmış gibi gülümseyip dudağını ısırdı. Kalia ise sessizce Helena'ya baktı. 'Şey,bende Dük'ümüz ile gurur duyuyorum.' Dükün köşkünde büyüdüğü doğruydu ancak Helena'nın söylediği Simon'un kardeşi gibi büyümesi doğru değildi. Her zaman az aydınlatılmış ve eski bir odada kalmış ve hizmetçilerle aynı bölümde yemek yemişti. Akademide olmadığı zamanlarda bir partiye katılırken Helena'dan Simon'la konuşabilmesi için özel izin alması gerekiyordu. Hangi asilzade ailesi çocukları, kardeşini görmek için annesinden izin alırdı ki? Bir kez bile,Helena'nın söylediği 'biz' lafına dahil edilip edilmediğini sorgulamadı Kalia. '...Sanırım çok da önemli değil.' Aslında gecekondu mahallerinde kalan bir kızın oğullarının hayatını kurtardığı için dükün ailesi tarafından sahiplendiği bir hikaye bu. Ama Kalia bu romanın ana karakteri değildi.Bu yüzden sorun değildi onun için. Fakat Veliaht Prens'in hayatını dört kez hayatını kurtarması onu İmparator'un beşinci çocuğu ve üçüncü kızı haline getirmişti. Ama şimdi onun çocuğu olmanın anlamı nedir ki? Kalia sakince düşündü. Helena yanında bir topluluk olduğunda abartılacak kadar nazikti. Her neyse, Dük'ün desteğiyle şu anda bulunduğu yere ulaştığı doğruydu. Kalia gülümsedi ve Helena'nın yanağını okşayan elini hafifçe tuttu. 'Endişeniz için teşekkürler Bayan Helena. Zamanım olursa ziyaretinize geleceğim.' 'Bu bir söz unutma,tamam mı? Kusura bakma İmparatoriçe Michelle görüşmeyeli uzun bir zaman oldu.Bu yüzden geç çıktım. Bana Simon hakkında soru soracak çok şeyi vardı. Çok yorucuydu bu yüzden izin verirsen...' Helena bunu dedikten sonra Kalia'nın gözlerine baktı ne aradığını bilmiyordu ancak Kalia ilgisiz bir gülümsemeyle karşılık verdi. 'Anlıyorum.Umarım saraydayken keyifli vakit geçirmişsinizdir.' Helena karanlık bir gülümsemeyle karşılık verdi. 'Elbette,o zaman ben gidiyorum.' Helena Kalia'ya çarpıp gitti. '......!' Bir an için Kalia'nın başı zonkladı. Elini hemen başına götürdü. Bir eliyle başını tutan Kalia kaşlarını çatıp içgüdüsel olarak arkasına baktı. Ama arkasında Helena ve yanında dolaşan kalabalıktan bir haber yoktu. Dolu olan koridor birden sessizliğe bürünmüştü. -Üçüncü Bölüm Sonu- 4.bölümde Simon'u az da olsa görebileceğiz. Sonunda.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.