"Dio..." "Her şeyi duydum." "Gerçekten de... ne büyük bir talihsizlik." "Babana borçluydum... Ve sanada kendi oğluma gösterdiğim sevgi ve güveni göstermeyi hep istemiştim." "Odama gidip dinleneceğim... Oğlumun tutuklanışını görmek istemiyorum..."
Bu sözler, evlatlık babam George Joestar’a ait. Hatırladığım sözleri bunlar.
Jonathan gibi o da bana üzgün gözlerle baktı. --- Evet, galiba sözlerde bir yalan olmadığını düşünüyorum. Gerçekten de üzgündü.
Ve beni tutuklanmış halde görmeyi gerçekten istemiyordu. Çünkü bana Jonathan’a duyduğu sevgi ve güveni duyduğu kısmında da yalan söylemediğine inanıyorum.
Bu satırları yazarken bir şey fark ettim. Acaba George Joestar gerçekten benim planımı hiç fark etmedi mi? Evlatlık oğlunun kötü niyetlerini gerçekten hiç anlamadı mı?
Az önce söylediği, kendisini babama borçlu hissettiğiyle ilgili sözlerine ne demeli? Dario Brando’ya borçlu olmadığını, aksine onun tarafından soyulduğunu biliyordu. --- Bunu bilmesine rağmen hâlâ babama borçlu olduğunu söylemeye devam etti, oğluna sahip çıktı ve ona sevgi gösterdi.
O, bunu yapabilecek türden bir insandı.
Belki de... evlatlık oğlunun onu öldürmeye çalıştığını ve ailesinin servetini ele geçirmek istediğini bilmesine rağmen, hâlâ beni sevmişti. Bir evlatlık oğul olarak, hatta belki de kendi öz oğlu olarak...
Verdiğim ilaç. Belki de onun bir ilaç değil, zehir olduğunu bilerek içti. --- Bu oldukça ürkütücü bir düşünce.
Eğer o zehri alırken hâlâ benim planımdan vazgeçmemi ya da bir şekilde vicdanımın uyanmasını umut ettiyse... ... içimde bir değişim olacağına dair umudunu koruduysa...
Bu düşünce... gerçekten insanın tüylerini diken diken ediyor.--- Bu korkunç düşünce, benim ya da bu dünyada herhangi birinin sahip olduğu her şeyden çok daha fazla delilikle dolu. Bu, nezaket ya da şefkatten farklı bir şey. Bu, delice bir sevgi.
O "veren" bana ne kadar çok şey vermeyi düşünmüştü acaba? ......Hayır, sanırım bu konuda fazla derin düşünüyorum. Hiç kimsenin böyle bir şey yapacağını gerçekten sanmıyorum. --- Bu, azizlik kavramının bile ötesinde bir şey.
Bu babanın sevgisi, annemin sevgisini bile gölgede bırakıyordu.
Ama hâlâ düşünüyorum... Oğlunu korumak için hemen ardından benim tarafımdan öldürülen bu baba... Evlatlık oğlu tarafından öldürülen bu baba... Muhtemelen cennete gitmiştir.
O cennete, annemin bile gittiğini düşünmüyorum.
Ve belki de orada... Dario Brando ile yeniden buluşmuştur. Belki de iki baba yeniden bir araya gelmiştir.--- Eğer öyleyse, acaba ne konuşmuşlardır?
Kendimi kötü hissetmeye başlıyorum. Yazmaya yarın devam edeceğim.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.