(Yûkilerin oturma odası sanılan yer, şu anda çay içiyorlar sonuçta) Yûki bu ortama nasıl düştüğünü anlayamamıştır, diz üstü oturmuş diğer 4 kişi ile kotatsu üzerinde çay içiyordur. içinden; "Yami beni ne hallere düşürdün böyle....amcam ve Tomo nee nin gözünde acaba nasılım şu an ...."
《 30 dakika önce 》
Yami ve Yûki holde göz göze gelirken, Tomo; "Kız arkadaşın mı Yûki? " diye sorar. Yûki aniden panikler ve; "Yyy... yoookkk öyle bir şey " der. O sırada amcası mutfaktan çıkmaktadır ve onlara doğru gelmektedir. Yami ona; "Evet onun kız arkadaşı değilim ben..." Yûki’nin içi rahatlar. Ama Yami devam ediyordu; "Ben onun nişanlısıyım." dediği an Yûki’nin burnundan salyalar gelir. Yûki bir amcasına bir de kuzenine bakar, ikisi kaşlarını çatmıştır ve amcası sinirli bir şekilde Yûki ye; "Bize neden daha önce haber vermedin... Yûki? " Yûki ona; "Amca çok uzun bir hikaye.... ve düşündüğünüz gibi değil" amcası; "Nasıl olurda bana nişanlandığını söylemezsin hüüü... ne kadar çok sevindim biliyor musunuz." der ve Yami’nin ellerini tutar. Yami afallamıştır amcası ona bakarak; "O korkunç olaydan beri ilk defa başkalarıyla ilgilendiğini görüyorum.... o size emanet tamam mı" der Yami ye ağlayarak. Tomo da göz yaşlarını tutamayacak halde olup, ağlamaklı ses tonuyla; "Gelin ... gelin nhıff.... size çay koyayım " . Yûki elini başına koyarak ; "Onların kusuruna bakmayın.... içeri geçin". Yami ve ablası içeriye geçer.
《Şimdiki zaman 》
"Çayları tazeleyelim mi " der Tomo, Yûki de önce Tomo ya sonra diğerlerine dönerek ; "Bu beşinci oluyor..... artık konuşmaya geçebilir miyiz?" Yami çayından bir yudum aldıktan sonra; "Eveeet ..... işin aslı bir süredir gemimizde kalıy...." Yûki onu dürterek Tomo ve amcası’nın onları uzaylı olduğunu bilmemesini işaret ediyordu. Yami boğazını temizleyip; "İşin aslı burada okumak için yurt dışından geldik... Bir süredir kaldığımız otel vardı lakin paramız kalmaya yetmedi... ailemiz çok fakir olduğundan bize bir süre para gönderemez miş... o yüzden Yûki kun nişanlım olduğundan acaba sizde ka..." amcası hemen atılır ve ; "Kabul " Yûki afallar ve amcasına dönerek; "Ne? .... amca sen ne dediğinin farkında mısın? .." amcası Yûki ye; "Evlat zor günlerinde mazlumlara yardım etmek sevaptır.... hem kız arkadaşın ile yakınlaşmak istemez misin " der sırıtırak. Yûki de ; "Burası öyle bir shonuen değil.. kaldırsınlar mı bizi buradan? Zaten okunmuyoruz!! .... hem sorup soruşturmadan kabul ettin , bu senin için uygun mu?" Amcası ona kızlara bakarak; "Sadece iç güdü... onda tanıdık gelen şeyler var." Yûki, Tomo nun isteği ile futonları* misafir odasına serer . Yûki ve Tomo onlar için odayı hazırlayıp çıktıktan sonra Yami, Yûki’nin tişörtünü çekerek; "Az seninle konuşmamız gerek". Tomo onları yalnız bırakmak için kapıyı ardından kapatmadan önce bekleyip; "Ahh zamane aşıkları " der ve güler. Yûki somurtkan bir ifade ile ona git işareti yapar ve Tomo kapıyı kapatarak odadan çıkar. Yûki onun ne söyleyeceğini tahmin ederek; "Gemi meselesi değil mi... açıklamaya gerek yok... isteğiniz kadar kalabilirsiniz... amcam izin verdi." Yami ve ablası teşekkür eder gibi başını eğer , ardından Yami ; "Evet .... ama asıl mesele neden olduğu.." Yûki ilgisini çekmiş gibi ifade takınır. Yami anlatmaya devam ederek; "Biz fidyeciler ile savaşırken bir kaç kişi gelip gemiye saldırmış.... bunu yapan her kimse bizim orada olmadığımızı biliyormuş.... çünkü.... çünkü..." dedikten sonra gözlerinden yaşlar gelmektedir. Yûki ne olduğunu anlamaz iken ablası; "Gemideki tüm kraliyet korumalarını infaz etmişler.... ve onlardan birinin üzerine not bırakmışlar." Yami’nin ablası cebinden kanlı bir not kağıdı çıkarır, kağıttaki kelimelerden bazıları kanlar yüzünden zor okunmaktadır. Kağıtta; "Selamlar prenses hazretleri, şuan nasılsınız? Size bıraktığımız hediyeyi sevdiniz mi? Ah tabi kendilerine ışık yoldaşları diyen o salaklar sizi yormuş olmalı... onlarla iş birliğinde bulunmak istedik ama bizim kanlı yöntemimizi beğenmedikleri için kabul etmediler. Lakin şuanda bizim borumuz ötüyor. İnsanlık adına mı ? Huzur mu ? Mutluluk mu? Güldürmeyin beni. DÜNYA MUTLULUĞUN TANIMINI SADECE ZENGİNLER YAPABİLİR. Hem yönetimi elinde tutan kişilerden adalet bekleyen bir grup aptalın sokağa çıkıp sobelemece oynaması çok ironik. Bize düşen şey kedi ve köpeklerin bir birini yemesini izlemek. Çünkü kargalar yalnızca leş yiyicilerdir. O yüzden prenses çöküşünüz hazırdır." metnin altında Andrew yazan bir karga logosu ile mektup son bulur. Yami’nin ablası; "Askerlerimizin cansız bedenini bulduktan sonra... Rintora ve diğerleri bunun hakkında araştırma yaptı... o süre boyunca bunların sorumlularının isimlerini öğrene dek Yami durmadı..... kendilerine Kargalar diyorlar...ve anladığımız kadarıyla bir nevi suikastçı olan paralı köpekler..... artık kendini tutmana gerek yok Yami." der ablası.. Yami hüngür hüngür ağlamaya başlar.. Yûki sinirlenerek içinden; "Yami biz savaştıktan sonra bile dinlenmedi mı?..... üstelik askerlerinin yanında o kadar soğukkanlılıkla durmuş." Aklına Rintora nın şu sözü gelir; "O tanıdığım en güçlü kişidir" Yûki düşünmeye devam eder; "Kendilerine Kargalar diye hitap eden bir grup çıktı... Hikari no shinja ile bağlantılı değiller gibi o zaman düşündüğüm gibi ... Hikari no shinja’nın bizim tarafa geçme ihtimali var. Eğer savaşmaya devam edersek Kargaların ekmeğine yağ süreriz. Ama benim güçlenmem gerek .... bir dövüşçü veya kılıç ustası olsaydı..." diye düşünürken Yami’nin ablasına bakar. İçinden; "Belki bana yardımcı olabilir? " Yami ağlamayı bitirdikten sonra göz yaşlarını silmek ister. Yûki cebinden mendilini çıkarır ve ona verir. Mendili alan Yami teşekkür ederken mendilin üzerinde erik çiçeği deseni vardır. Yami ona; "Senin erik çiçeğine hayran olduğunu bilmiyordum Yûki.. çok güzelmiş.... benim olsun mu?" Yûki ona; "Kusura bakma ama veremem, annemden kalma." der. Yami üzgün ifade ile yatağa yatar ve uyuyakalır, baş başa kaldıktan sonra ablasına dönüp; "Lütfen beni çalıştırır mısınız? " diye sorar. Ablası; "Peki ya zorlu eğitimimde canlı çıkabilecek misin?" diye soruya soru ile karşılık verir. Yûki kendine güvenerek; "Evet.... sonuçları ne olacaksa olsun" ablası gülümsediğini fark ettirmeden; "Hafta sonu başlarız.... önce fiziksel antrenman ile başlayalım" Yûki birden sevinerek ; "Gerçekten mi...... çok şükür.... artık Yami yi koruyabilirim" der ablası biraz kıskanmış gibi davranır. Yûki odadan çıkarken Yami’nin ablasına dönüp; "Uzun süre konuşuyoruz lakin adını henüz bilmiyorum" Yami’nin ablası şaşırır ve ; "Ah .... özür dilerim... yaygara dolayısı ile arada kaynadı " Yûki gülümser anlayışlı biçimde. Yami’nin ablası devam eder; "Kohara.... benim adım Onizaku Kohara, lütfen iyi geçinelim Yüki kun." birden Yûki’nin beyninde şimşekler çakar. İçinden; "Dur bir dakika..... ne?..... bu o Kohara olamaz "
8. Bölüm Sonu
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.