Aradan bir kaç gün geçiyor. İlmek biraz üzgün gibi, biraz da bana soğuk davranıyor gibi.

Her zamanki gibi aşk acısıyla gelen danışanlar, yeterince para biriktirdiğimde ve lise bittiğinde evden kaçma hayalim, babamın her zaman ki sinirli halleri, İlmeğe sarılıp uyumam...

Tek farklılık eskisi kadar çok konuşmuyor ve daha az gülüyor. Hatta Derya'yla ilgili harika fikrime bile çok tepki vermedi, nasıl yapacağımızı anlattım "tamam hallederim" dedi sadece yarım yamalak bir gülümsemeyle. Ne oluyor yaaa buna böyle? Ben bunun ne anlama geldiğini öğrenmem lazım.

Gece yine yanıma geliyor ve ben uyuyabileyim diye bana sarılıyor. İyice sokuluyorum ona, kokusunu içime çekiyorum:
"İlmek" diyorum "bir sorun mu var?"
"Ne gibi?"
"Sanki bir şeye üzgün gibisin ya da kızgın."
Bir süre hiç bir şey söylemiyor.
"Sen söyle, psikolog olan sensin" diyor.
"Ama bir şeyler anlatmazsan bilemem ki. Seni rahatsız eden bir şey var, ama bana söylemek istemiyorsun."

Derin bir iç çekiyor.
"Sana söylesem mi bilemiyorum."
"Tabiki söyleyebilirsin diyorum gözlerinin içine bakarak. Sorun ne lütfen söyle bana."
Tereddütle konuşuyor:
"B-bir erkek senden hoşlandığını söylese ne yaparsın?" diye soruyor kekeleyerek.

Şaşırıyorum. Kimden bahsediyor? Yoksa kendinden mi bahsediyor? Ay bana itiraf mi edecek yaa hazır değilim buna. Ama sanki gözlerinde... dur başka bir şey var.

"Nasıl tepki vereceğim kim olduğuna bağlı" diyorum.
"Mesela" diyor gözlerini devirerek "Berk can" bana bakıyor göz ucuyla tepkimi ölçmek için. İster istemez dudağımın kenarı yukarı kayıyor. Kaç gün oldu hala kıskanıyor mu? Yaa kıyamam.

"Reddederim" diyorum hızlıca.
"Nasıl yani?" diyor şaşırmış görünüyor hem de mutlu.
"Benim istediğim başka biri var" diyorum biraz utanarak. Mutluluğu kısa sürüyor.
"Öyle mi?" diyor. Soruyu sormakta tereddüt ediyor ama sonra merakına yenik düşüyor.
Titreyen bir sesle "Kim?" diye soruyor. Fısıltı gibi, sanki yenilgiyi kabul etmiş gibi, yıkılmış gibi.

Tekrar sarılıyorum, söylesem mi? Söylemezsem çok üzülecek, kendisi olabileceğine hiç ihtimal vermiyor. Kendi anlamasını beklersem daha yüz bölüm daha beklemem gerekir. Ağzımı kulağına yaklaştırıyorum. Fısıltıyla:
"O kişi sensin İlmek" diyorum.

Sonra biraz gerileyip gözlerine bakıyorum:
"Seni istiyorum."