##Serim, novelturkiye.com adresinde 10 Bölüm İleriden Yayınlanmaktadır. Hepinizi, Türkçe Novel Okuma Siteme Bekliyorum ##
Kadının ani çıkışı karşısında Mel sustu ama Marvina duracak gibi değildi. Koluna girip geri çekmeye çalışan abisini dinlemeden, konuşmaya devam etti. “Sen kim oluyorsun da bizi dayakla tehdit ediyorsun, salak şey!” Genç kız hemcinsinin hakaretleri karşısında geri durmadı. Kadın da onunla aynı fikirdeydi, bir adım öne atıp elini havaya kaldırdı. “Neler oluyor burada?” Tok bir erkek sesi sütunların arasından sıyrılıp kapı önündekilere ulaşınca, kadın hemen durdu ve ellerini önünde birleştirdi. Arkasındaki iki kişiyle beraber, savaş zırhı giymiş iri bir adam dört kişinin yanına geldi. “Efendim! İçerisinin dolu olduğunu söylememe rağmen girmeye çalışıyorlar!” Kadın sözleri bitince, kafasını hafifçe sağa eğdi, adamın tek kaşı hemen havaya kalktı. Belli ki aralarında şifreli bir haberleşme yöntemi vardı ve adam denileni anlamış gibiydi. Adam konuşmadı, bu işi onun yerine korumaları hallediyordu. “Yeşil Parıltı önünde gürültü yapmayı bırakıp uzaklaşın. Bu gece işletmemiz dolu!” “Nasıl dolu? İçerisi nerdeyse bomboş!” Adamın gelişiyle sessizleşen Marvina yeniden konuştu, az önce onu tokatlamaya kalkan kadınsa kahkahalarla gülüyordu. “Giremezsiniz denildiyse, giremezsiniz!” Edgan, kardeşinin kolundan sıkıca çekti. Genç kızın gözleri sulandı, yüzü öne eğildi. Başını abisinin göğsüne yasladı ve arkasını dönüp yürümeye başladı. “Bir daha sizi burada görmeyim. Yeşil Parıltı, sizin gibi düşük seviye insanların girebileceği bir yer değil!” İki kardeş, kulaklarına dolan hakareti sineye çektiler. Kırmızı halının ortasına kadar geldiler, merdivenlere ulaşmak üzereydiler ama yanlarında biri eksikti. “Bir daha söyle?” Mel, kadının tam önüne dikildi ve konuştu. “Delikanlı, bela çıkarma!” Adamın arkasındaki iki koruma öne çıktılar ve Mel’ le kadının arasına girdiler. “Son söylediklerini, bir daha söyle!” Mel aynı şeyi istedi. Öncekinin aksine, kadın korumaların verdiği güvenle rahatça konuştu. “Yeşil Parıltı, sizin gibi düşük seviye insanların girebileceği bir yer değil!” Düşük kalite kısmını sesine bastırarak tekrar eden kadın, sözlerinin hemen ardına bir kahkaha ekledi, keyfi çok yerindeydi. Mel, elini üzerindeki terli ve tozlu kıyafetin içine soktu, muhafızlar o an silahlarına davrandılar. “Senin gözünde, bu nişanın sahibi düşük seviye bir insan öyle mi?” Aksi Hanry’ nin mührünün basılı olduğu nişan korumaların görüş açısına girdiği an, iki adam istem dışı bir adım geri atıp kadına çarptılar. Kadın, neredeyse vücudunun yarısını açıkta bırakan tül bir elbise giyiyordu, savaşçıların sert zırhlarından gelen darbeyle birkaç adım geriye savrulup yere düştü. Nişanın ne anlama geldiğini nasıl bilmezdi? Daha beş nefes önceki halinden eser yoktu. İri yarı adam öne eğilip nişana baktı, onun da yüzünde keyifsiz bir ifade belirdi. “Üstat Hanry’ nin direkt öğrencisinin, düşük seviye biri olması mümkün değil!” Tok sesi, bir anda yumuşacık oldu, Üstat Hanry derken ağzının bükülmesine bakılırsa, Bitki Bölümü İkinci Başkanı karşısına alamayacağı biriydi. “Sanıyorum, bir yanlış anlama oldu. Girişte duran bu aşağılık kadının kabahatini, umarım bütün işletmeye mâl etmezsiniz. Üstat Hanry’ nin kabul ettiği birinin Yeşil Parıltı’da yemek yemesi, bize ancak şeref verir!” Dağ gibi adam Mel’in önünde iki büklüm eğildi, yüzü yere bakıyordu. Mel ses çıkarmadı, adam bir süre bekledi ve korumalara emrini verdi. “Şu orospuyu sakat bırakın! Size de yüz sopa ceza veriyorum, işinizi bitirince gelin ve saygıdeğer konuklarımızın önünde cezanızı çekin!” “Emredersiniz!” İki koruma tek bir ağızdan cevap verdi, hallerine bakılırsa bu cezaya çoktan razılardı. Kadın, düştüğü yerden kalkıp ikisinin arasından ileri fırladı, hedefi Mel’in ayaklarıydı. “Merhametli efendim, beni affedin!” Islak elbisenin yol boyu kalkan tozlarla çamurlanmış paçaları ve üzeri kir bağlamış ayakkabılar, şimdi bir çift dudak tarafından temizleniyordu. Kadın, hem Mel’in ayaklarını öpüyor hem de iki koluyla bacaklarına yapışıp bırakmıyordu. İki koruma ilk andaki şaşkınlıklarını atınca kadının omuzlarından tutup çektiler ama öyle bir yapışmıştı ki oynatamadılar bile. Olmayınca saçlarından yakalayıp asıldılar, çığlık çığlığa bağırsa da yine de kadının kolları Mel’in bacaklarını bırakmadı. “Durun!” Tek kelime herkesi durdurdu. Sözler hiç beklenmedik birinden, Edgan’dan geliyordu. Mel’in arkalarında olmadığını gören iki kardeş dönmüş ve tuhaf manzaraya şahit olmuşlardı. “Kalk ve kardeşimden özür dile. Ardından bu konu bizim için kapanacak!” “Abi ama ….!” Marvina, Edgan’ın sözlerini üzerine konuşmak istese de yapamadı, mavilerin içindeki genç çocuğun ifadesi çok ciddiydi. Talimatı alan kadın dört ayaküstünde Marvina’nın önüne gelip, bu kez onun ayakları öpmeye başladı. “Sadece özür dile!” Edgan sertçe tekrarladı. “Genç Hanım’dan bütün kalbimle özür dilerim!” Bir kelime fazla konuşmaya cesaret edemeyen kadın, olduğu yerde dondu kaldı. Gözleri, arkasını dönüp giden iki kardeşin üzerindeydi. Birkaç nefes sonra Mel’de yanından geçip gitti, Yeşil Parıltı’nın önü, eskisi gibi sessizliğe büründü. Üçlü, parlak basamaklardan inerek kalabalığa karıştı. Yeşil Parıltı, sekiz köşeli yıldızın iç tarafındaydı. Gençlerin şimdiki rotası uçlara doğruydu ve Marvina lafa girene kadar uzun süre konuşmadılar. “Abi, kadın bize neler dedi. Niye affettin?” Edgan elini uzatıp kardeşinin başını okşadı, sinirini yatışmış görünüyordu. “Kasabadaki üç seneden hiç mi bir şey öğrenmedin kardeşim? Sence, bize o lafları eden kadın mıydı?” Mel, suskunluğunu bozmadan yürümeye devam etti. Köhne bir tavernanın içine girip eskimiş tahtadan yapılan masaya oturana kadar, sessiz kaldı. “Edgan, neler olduğunu ben de merak ettim. Yemeklerimizi yerken anlatmak ister misin?” Sakalları göğsüne kadar uzanmış bir adam gelip sipariş aldı. Çıplak üst bedeninin üzerine sadece önlük giymişti ve bu önlük Mel’in kıyafetleri kadar kirliydi.
Altı Medeniyetin Dünyası sesli tiyatro şeklinde, her gün yeni bölümüyle Youtube kanalımızda. Hemen takip etmeye başlayabilirsiniz.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.