Sugiyama yazmayı bitirdi ve defteri kapatıp çekmeceye geri koydu. Saate baktı ve daha çok erken olduğunu gördü. Tekrar yatağa yattı ama baş ağrısı uykuya dalmasına izin vermedi. Birkaç saat sonra Sugiyama okula gitmek için hazırlandı. Yavaş yavaş üniformasını giydi. Tişörtünü çıkartırken acı ile yere yığıldı. Başı dönüyor, bedeninin her bir köşesi arıyor ve görüşü bulanıklaşıyordu.
Yerde acı içinde yatarken annesi odasına girdi.
“Niye hala yatıyorsun Hisao? Daha üniformanı bile giyinmemişsin. Haydi kahvaltın soğuyacak. Acele et biraz!”
“Tamam. Tamam Geliyorum sadece boynum tutulmuştu. Giyinirken fazla zorlamış olmalıyım.”
Sugiyama ayağa kalktı ve üniforması giymeye devam etti. Kendi kendine söylendi.
“Cidden bunu yuttumu? Aman aman galiba Yoshiyuki haklıymış. İnsanlar yaşlandıkça daha umursamaz oluyorlar.”
Sugiyama İşi bitince çantasını alıp odasından çıktı. Mutfağa geçti. Tam kahvaltı masasına otururken annesi seslendi.
“Çöpü dışarıya çıkartır mısın.”
Sugiyama oflayarak çöp poşetini aldı ve dışarıdaki çöp konteynerine atmak için evden çıktı. dışarı adımını attığı anda görüşü tekrar bulanıklaştı ve başı dönmeye başladı. Çöp poşetini yere atıp evinin bahçesini saran duvara doğru yaslandı. O sırada kafasını sağ tarafa çevirdi.
“Hassiktir! Bisikletim Nerede?!”
Suguyama’nın bisikleti her zamanki yerinde değildi. Çöp poşetini olduğu düşürdüğü yerde bırakarak evin içine doğru koştu. Ayağına giydiği terlikleri çıkarmadan içeriye girdi. Annesine seslendi.
“Anne! Bisikletim nerede?”
“Ha? Bisikletini her zaman bahçede bırakırdın. Dışarda değil mi?”
“Hayır değil!”
“Çalınmış olmasına imkan yok. Oturduğumuz mahalle çok güvenli. Ayrıca sen okuldan geldiğin gibi bisikleti kilitlersin.”
O sırada Sugiyama’nın başından aşağı soğuk sular boşaldı ve düşünmeye başladı.
“Kilitlemeyi unutmuş olamam. Asla böyle bir şey yapmış olamam. Yoksa… Bekle...”
Sugiyama panik içinde içeriye doğru atladı. Masadan bir parça ekmek kapıp evin girişine geri geldi. Ayağındaki terlikleri çıkarıp çabucak ayakkabılarını giydi ve evden yıldırım hızında fırladı. Masadan aldığı ekmeği ağzına tıkıp düşünmeye başladı.
“Burdan bisikletle okula gitmek yaklaşık on dakika. Bisikletim okula gitmemi iki kat hızlandırıyor diye varsayarsak yirmi dakikada okulda olabilirim. Mantıklı bir matematik mi? Tabiki de hayır. Bisikletteki gibi sabit bir hızda süremem. Elbette yorulup yavaşlayacağım. Ama okula yetişmemi sağlayacak iki şey var; koşmak ve dua etmek…! YARDIR HİSAO YARDIR!!!”
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.