Minik bir beden taşındı hizmetlinin elinde. Mücevherler, kadının simgesi haline geldi. Gözlerinden parlak bu takılar, yüzündeki ifade ile uyumsuzdu. "Kızınız, ölmemiş..."
Kadın hizmetlinin elindeki çocuğa baktı. Dudakları yavaşça kalktı. "Yaa ? Öyle mi ?"
İlgiyle yaklaştı.
Narin eller uzandı, boğazını okşarken gözlerini kahyaya getirerek sordu "Kırsam, ölür mü?"
Ölü gözleri çocuğun üzerinden ayrılmadı.
Ellerini yavaşça boynundan çekerek "onu rastgele bir odaya fırlat"
İlgisizce kahyayı geçerek at arabasına ilerledi. Arabaya binerken elindeki mektuba baktı.
-Ziyafet davetiyesi
Kahya sessizce ayrıldı. ***
Yavaşça gözlerini açarken belirsiz sesler duydu. Anlamlandıramadığı seslerdi bunlar.
Işık parlak ve can yakıcı.
İlk karşılaşmasında nefret etti. Yıllarca gözlerinin alıştığı karanlık gitmişti artık. Yine de tam göremiyordu. Sadece delicesine acıtan bir parlaklık...
Yıllarca işlevsiz olan organlar birden ağır bir yükü omuzlandılar. Beyni donup donup duruyordu sanki.
Sesler.
Başı ağrıyordu.
Gözlerini yumdu. Şimdi daha rahattı en azından.
Rahatsız edici.
Bu gürültü, bu parlaklık, bu hissiyat rahatsız edici. ***
"O çocuğun hala yaşayabildiğine inanamıyorum!"
*fısır* *fısır*
"Gerçekten 10 yaşında mı ? Bu bedenle... 4 yaşında görünüyor..."
"Konuşmayı bilmiyormuş...birkaç soru sorduk mal gibi kalakaldı"
"Acaba aklından zoru mu var ?"
Kapı hızla açıldı.
Ziyafete giden madamlarının geri döndüğünü gören hizmetçiler hızla çenesini kapattı.
"Haha...hahaha" kadın çocuğun odasına ilerlerken mırıldandı. "Mücevher, hazinem!"
Arabada giderken hizmetçisini sorguya çekerken ilginç bir cevap almayı beklemiyordu!
O...
Kara lekenin hala yaşadığını görmek onu küplere bindirdi. Ona kimin gizlice yemek gönderdiğini öğrenmek için sorduğunda...
Asla olmadı cevabını almayı beklemiyordu!
10 yıl, neredeyse 10 yıl çekirdeğe yakın bir yere hayatta kaldı. Büyünün özü olan çekirdeğe! Yemeksiz!
Ve bunun sadece bir açıklaması olabilir! Sadece büyüyle beslendi ahaha!
1 yıl mana emebilmek, krallığın en iyi büyücü olmak adına yeterli manaya sahip olmak demekti.
Peki ya 10 yıl ? Odanın kapısını açarken çocuğa ilerledi. Suratındaki aşırı neşeye karışık heves hissi korkucu idi.
Hızla çocuğun boğazına sarıldı! Hayat tehlikesi olduğunda güç açığa çıkacaktı, kadın gücünü öğrenmek
adına bu en ılkel yönteme başvurdu! Ve çocuğun, annesi ile ilk karşılaşması bir boğulma hediyesiyle sonlandı. Nefes alamazken çırpındı, cılız beden git gide güçsüz düşerken bedenindeki uğursuz bir karanlık kadının bileklerine yapıştı.
"Gah- öhm öhö..."
Kadının suratı düştü. Küçülen gözbebekleri ile mırıldandı. "Hayır...hayıır" sesi titredi.
Umutsuzca "Kara büyücü ?" Diye mırıldandı.
Ifadesi değişip sertleşti "Canavar!" Elini kaldırarak tüm hırsını çıkarmak adına o içe çekilmiş yanaklara tokadı indirdi. Tırnaklar uzun ve keskin, yüzük yüzüne izini bırakırken bir başka hediye dahi almıştı şimdi.
Bu çocuk...
Hayatının kara lekesi.
Yere yığılan çocuk bünyesini saran bir titremeyleyerde durdu. Duygu ?
Nedir bilmiyordu.
Ve hissettiği bu duyguyu, korkuyu anlamlandıramadı. İlk defa böyle hissediyordu.
Karanlığın ona verdiği huzurun aksine, ışık ona yalnızca korkuyu getirdi.
***
"Furue, o çocuğun ölmediğini duydum ?"
"Arsuz!" Kadın hayal kırıklığına uğramış bir şekilde adamın kolunu tuttu. Furue, o çocuğun annesi.
"Onu öldüreceğim" kocasını memnun etmek adına yüzünü adamın yüzüne yaklaştırdı.
"Furue"
"O zamanki olay" adamın sesi duraksasa da kadın neyi ima ettiğini biliyordu. Dişlerini ısırıp nefretle "Onu şimdi öldüreceğim" diyerek hırslandı.
"Akıllı kadın" Arsuz kadınının başını sevgiyle öperken uğursuz gözlerini çocuğun kaldığı odaya çevirdi. Kadını bırakırken son bir defa görmek istedi.
"Bakalım piç nasıl bir görünüme sahip..." Kapı cızırdayarak açıldı.
Lüks makinedeki tek kusur bu oda idi. Işık içeriye girdi.
Soluk altın rengi saçları aydınlatırken onların arasından bir çift odaksız göz göründü. Koyu mor. "Saç rengi..!"
Kadına dönerek yüzünde zengin bir ifadeyle bağırdı. "Onu öldürme!"
Kadın donakaldı. "Ne ?"
Gözleri nefret bürünürken " Bu mümkün değil!" diye bağırdı.
"Aptal kadın!" Adam elini kaldırarak sert bir tokat çekerken bağırması koridorda yankılandı.
Inançsız bir ifadeyle yanağını tutan Furue engerek misali bakışlarını öfkeyle çocuğa yöneltti.
Onun yüzünden...
Varlığından beri onun yüzünden aşağılama yaşadı.
Bu gayri meşru çocuk nedeniyle! "Körsün! Saçlarını göremiyor musun ?" Adam yüzünde uğursuz bir ifadeyle çocuğa yaklaştı.
Sarı saçları eline dolayarak sertçe çekti. "Kyahk!"
Minik vücud titredi.
Bütün vücudu baştan aşşağıya soğuyordu.
Çenesinden tutup kaldırıldı. "Mor gözler! Haha...hahahha! Tanrı bizim tarafımızda!"
Kadın anlamsızca durdu.
"Kraliyet ailesinin prensinin... çocuk iken kaybolduğunu duydum. Biliyorsun, sarı saçlar nadirdir ve kraliyet ailesi dışında zor bulunur"
"Mor gözler daha da nadir!" Heyecan duygusuna kapılarak devam etti. "Onu kraliyet ailesine götürelim!"
"Ne ?" Bu sefer kadın cidden dondu.
"O bir kız Arsuz!" Ayrıca bu imkansızdı! Tek gecelik ilişkiden doğan çocuğu... Kraliyet ailesinden olamaz. Çünkü adamı tanıyor...
İçeceğine ilaç katıp onunla yatan kişi kraliyet ailesinden değil!
"Biliyorum, sadece aptalca bir cinsiyet sorunu değil mi ? Bunu halledeceğim" umursamazca elini salladı adam. Kayıp prensmiş gibi davranılacak! "Haha-hahaha"
Açgözlülük bürüyen gözlerle çocuğa dönen kadının bedeni heyecanla titredi. Bu çocuk...
Onların zenginlik ve lükse giden kapının anahtarıydı!
Kalplerini ele geçiren güç hırsı gözlerini kör etti. ***
"Bu halledilebilir, her ne kadar yasak bir büyü olsa da... imkansız değil" Yaşlı bir adam sakalını okşarken köşedeki kıza baktı.
"Ne kadar tutar?" Arsuz kaynayan kanıyla adamın elini tuttu. 10 gün sonrası idi.
Uzun bir süre uğraşıp yasal olmayan yollarla bu adama ulaştı.
"Biliyorsun, bu büyüyü ben uydurdum. Sadece ben yapabilirim"
Cinsiyet değiştirmek, sadece bu adamın yapabileceği bir şey. Büyüler, usta olmayan kişilerin ellerinde değiştirildiğinde yasak büyüler ortaya çıkıyordu.
Bu oldukça zorlayıcı bir büyü. Ama adam bunu yaygın yapmak istemedi. Asıl büyüsü kimlik değişimi idi. En çok suçlular başvuruyordu. Tehlikeliydi bu nedenle herkesçe ünlü olup para kazanmak yerine az müşterili ama uçuk miktarda paralar kazanmak istedi. Kısaca 'özel' bir marka misali işini sürdürdü.
Ama bu seferki bir suçlu değil. Sadece cinsiyet değişimi gibi bir şey ve bu diğerine nazaran daha kolay. Ayrıyetten bahsedilen fiyat oldukça tatmin edici.
Bu, Arsuz ve Furue'nin bu çocuğa ne kadar büyük arzularını yatırdığının göstergesi, tüm yatırımlarını ve planlarını bu kişinin üzerinde kurmasının sebebiydi.
"Emin olun sizi memnun edeceğiz" büyücü gülümseyerek çocuğa yaklaştı. Çantasından ağır birkaç alet çıkardı. İki süslü safir taşını çocuğun delinmemiş kulaklarına yaklaştırdı.
"Ahh" ince sızlatı orada bulunan hiçbirine etki etmedi. Dört gözle beklenen şey işe yaradı.
Safir, birer çift saf küpe halindeydi. Gümüşten, zarif ve ince işçilikle taşı sarmaladı. Kan damlayarak küpelere iz bıraktı.
"Bu, dilediğiniz her özelliği kapsıyor. Cinsiyeti artık tamam..."
Sırıttı ve devamını getirdi.
"Arzu ettiğinize göre tasarlandı. Küpe çıkarıldığı an yaşaması mümkün değil, zehir serbest kalacak"
"Ahaha, iyi iş çıkardınız"
Arsuz adamı memnun etmek adına övgü yağmuruna başlarken Furue sessizce çocuğa baktı.
Birgün çocuk büyüyecek ve asileşecek. Bu, onu kontrol etmek adına onun fikriydi.
Cinsiyetine geri dönmesi sahte prens olduğunun kanıtı olurdu. Bu durumda hayatta kalmaları mümkün değil. Ama ne olmuş yani ?
Bu ortaya çıkarsa ilk ölecek olan oydu! Dudakları yavaşça kalkarken çocuğun saçlarını okşadı.
"Çocuğum..."
"Seni prens olman adına eğiteceğim." ***
Konuşmayı bilmiyor. 10 yaşında olsa dahi, hiçbir yeterli bilgiye sahip değil.
Eğer hemen şimdi çocuk ortaya çıkarsa sorun olurdu. Sonuçta kesinlikle sorgulanacaklardı.
Ayrıyetten çocuğu onlara bağlı kılıp alıştırmaları gerekiyordu.
Bu nedenle şimdilik 2 yıl çocuğu eğitmeyi planladılar.
Olabilecek en erken tarih buydu, gerçek prensin bulunmasından korktuklarından dolayı ellerini çabuk tutmalılardı. ***
"Hıgh" ellerini ağzına götürerek ses çıkarmayı engelledi. Minik beden ürkekçe duvarın köşesine sığındı.
O gece, sadece cinsiyeti değişmedi. Tüm hayatı, tüm kaderi, asıl benliği değişti.
Tüm hizmetçiler yok edildi. Sonuçta en iyi sır tutan ölülerdi. Cinsiyetini bilen herkes katledildi. Sadece Arsuz ve Furue dışında. Malikane boşaltıldı.
Hizmetliler olabildiğince azaltıldı. Sıkı korumaya alınan malikane her zamankinden daha sessizdi.
Dışarıda birisi görecek korkusuyla penceresiz bir odaya verildi. Kapısı demirden.
Bir hapishaneden çıktı, diğer hapishaneye doğru. Ama 2 yıl yeterliydi.
Meraklı bir ruhu ruhsuzlaştırmaya. Karanlıktan yeni çıkmıştı. Güneş ne? Bunu bile bilemiyordu.
Anlatılsa anlamlandıramaz, hayal dahi edemezdi. Bu dünyaya doğru oldukça ilgiliydi. Yeni şeyler...
İlk defa onun dışında insanlarla, hayır canlılarla karşılaştı.
Ama 2 yıl.
Onu ruhsuz ve ölü bir kişi yapmaya yeterde artardı.
Sonuçta basit bir çocuktu.
10 yılını sessiz ve sakin bir köşede geçirmiş bir çocuk.
Aniden onu vuran bu parıltılı ve gürültülü dünya çok ağır geliyordu. Karmaşık.
Asla anlamayacağı, ayrı dünyalardan olduğunu fark etmesi adına uzun bir süreydi.
2 yıl bir kişinin değişmesi için yeterliydi.
2 yıl bir çocuğun olgunlaşması için yeterliydi.
2 yıl...
Bir insanın duygularını yitirmesi için yeterliydi. -Devam Edecek-
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.