"Ne ? Huajin ve çocuk mu ? Görülmeye değer" Afeng işini gücünü bırakarak dışarı çıktı ve elbette görülmeye deger o manzarayı gördü.
Minyon tipli bir çocuk tamamiyle imparatorun boynuna sarılarak sıkıca kenetlenmişti, başını onun omzuna gömmüştü. Imparator ise hiç istifini bozmadan çocuğu tutarak ilerledi. Başlığı açılmıştı ve siyah saçlar çoktan sarı rengini geri almıştı.
Güneşin altında saf altın misali parıldıyordu.
Adım adım ilerledi. Saraya girmeden önce emir vermek adına duraksadı.
"Bu çocuğu halk pazarının oradaki müzayededen aldım. Cocugun kölelik belgesini bulup getirin ve" dişlerini gıcırdayan bir öfke ile " Bu çocuğun buluştuğu -onunla kölelik zamanında ilişkisi olan- herkesi saraya getirin. Tek kişi dahi eksik olursa siz sorumlu olursunuz"
Sonunda o mor keskin gözler üzerlerinden çekilince şövalyeler rahatlayarak nefes aldı.
Korkuyorlardı.
Imparator güçlü olmaktan çok çok ötesi. Istediği gibi davranabilmesinde güçlü olması da etken olsa da en büyük etkenlerden biri bilinmezliği. Şu ana kadar dilsiz ve aptal biri sanılıyordu ama tahtı ele geçirdiği gün her bir kişi onun tarafından bir kukla misali kolayca kontrol edildi.
Şimdi bile hala korkuyorlardı sınırının bilinmediği bu kişiden.
Ne kadar güçlü? Tüm şehrin halkını kontrol edebilir mi ? Ya tüm krallık? Ya tüm dünya?
Bilinen bir bilgi. Imparator Huajin onu evlatlk alan ailesini katletti. Sevgi ve duygu zerre umrunda olmayan, hiçbir zayıflığı olmayan bir kaçık gibi. Deliler korkutucudur.
Daha da korkuncu çekirdeğe yakın yeraltında terk edilmesi. Yemek olmadan 10 yılını orada yüksek kalitede büyüyle beslenerek geçirdi. Ki bu bir ayda asla yemek yememesi onu destekliyordu. Korkutucuydu, sanki insan ötesi bir varlık misali.
"Evet efendim!" Hazır olda durduktan sonra hızla harekete geçildi.
Öte yandan hizmetçiler sıra halinde başlarını eğmiş bekliyorlardı.
Omzuna başını yaslayan çocuk her şeyi görüyordu. 'Hiç değişmedi' diye düşündü çocuk. 'Ustam hala aynı' nereye gitse saygı görülen ve korkulan biriydi. Yüzünü tekrar omzuna sürttü, kokusu bile aynıydı.
Ama dünyalar farklı.
Huajin ufak hareketlerini fark etti ve dudakları hafif kıvrıldı, istikrarla ilerlerken bir odanın önünde durdu. Kapı büyü ile açıldı.
Imparatorluk odası.
Içeriye adımını atmadan önce "Çocuğa da bana da suyu hazırlayın" dedikten sonra kapıyı kapattı. Hizmetçi edildikten sonra kalkarak emri yerine getirmeye gitti.
Çocuğu yatağa yavaşça bıraktı ama çocuğun kolları boynunu, ayakları beline kenetlenerek onu bırakmadı.
Huajin:...
"İnmeyecek misin ?" Komikti, daha önce böyle davranıyor muydu ? O kadar görmezden gelmişti ki bu kadar ilgi çekici olduğunu bile bilmiyordu.
"H-hayır" daha da sıkıca tuttu.
"Üstünü değiştirelim ve bir banyo yap. Kirlisin" ikna etmeye çalışırken çocuk hızla ondan uzaklaştı.
Telaşlı ve ağlamaklı bir ifadeye sahipti, eli ayağı birbirine dolaşıyordu. "Iğrendin mi?" Sesi titriyordu.
"Hahaha" hareketleri gerçekten komikti. "Hayır ama temiz olursan daha iyi olur" Huajin'in bile fark edemedi bir hassasiyet vardı sesinde.
"Her şey hazır efendim"
"Gidebilirsin" hizmetçi ayrıldıktan sonra üzerindeki pelerin şekilli kıyafeti çıkardı.
Pazar hijyen konusunda eksik insanlar ve yerlerle doluydu. Bu saraydaki hizmetçileri dahi eğitirken ilk hafta acı çekti.
Neyse ki şimdi ise yaradı.
Kendisine giyecek kıyafetler ayarladı. Odasını kendisi toplar, kıyafetlerini kendi hazırlardı. Bu tür aşırı hizmetten hoşlanmıyordu.
"Çocuk için kıyafetler" kapıyı çalarak izniyle içeri giren kişiye baktı.
Yazar.
"Ah, Amanda" gülümseyerek kıyafetlerini yatağa bıraktı. Yazara yaklaştı alayla.
Yazar bir adım geri attı, yüzü poker surat gibi olsa da gözlerinin seğirmesi ve sinirden kızarması duygularını tamamiyle açığa vuruyordu.
"Hâlâ kızgın mısın?"
"Istersen af olarak seni imparatoriçem yapayım ?"
"Yok sağol" dudakları seğirdi, yazar olarak Huajin'in cinsiyetini nasıl bilmez ? Basbaya onunla dalga geçiyordu...
"Hadi ama..." saçlarını okşaya okşaya tüm kafasını ovdu. Baya baya boyuyla dalga geçiyor!
Sinirden patlayacaktı, beni bu bedene gönderen sen iken dalga geçemezsin!
"Işim var gidiyorum" eline vurarak bir adım geri attı yazar.
"Akşam odama uğra" İmparatorun sözlerini görmezden gelerek odadan çıktı.
Bu nedenle ister istemez aralarında bir bağ oluşmuştu bile.
Ama dışarıdan izleyen bir başkası aynı düşünceye sahip olamazdı.
Çocuğun ifadesi görülmüyordu. Başını eğdi ve saçları yüzünü örttü. Elleri üzerinde bulunduğu yatağın örtüsünü sertçe kavrayarak tüm gücüyle sıkıyordu.
Minik dudaklar ısırılmaktan kanayacaktı.
-Devam Edecek-
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.