Yukarı Çık




7   Önceki Bölüm 
           
Bölüm 8: Bi' Buraya Gelir Misin?


”Ştt... Tahara-kun… Bi’ buraya gelir misin?”

Mia-chan’ın sesini duyduğumda Konda-kun ve diğerleriyle sınıfta konuşuyordum. Sınıf kapısına dayanmış ve yüzünün bir kısmını saklamış olan Mia-chan bana bakıyordu.

“Mia-chan?”

“Şu anda teneffüsteyiz ve gördüğüme göre pek meşgul gözükmüyorsun. Yani birkaç dakikanı bana ayırabilirsin değil mi?”

“Sanırım evet...”

Bunu söylememle Mia-chan hızlıca sınıfa girdi ve kolumdan tutup beni sınıftan çıkardı. Mia-chan beni sınıftan çıkartırken bizimkilerin soğuk bakışlarını ensemde  hissettim. Bir bakir yıkıklar grubunda olmama rağmen haftada en az birkaç kere Fukuhara-san’ın sınıfıma gelip beni çağırması hâliyle çoğunluğun dikkatini çekiyor. Ve bunların üstüne Mia-chan gibi popüler birisinin de beni düzgün bir açıklama yapmadan alıkoyarcasına çekip sınıftan çıkarması onların gözünde oldukça şüpheliydi. Doğrusu benim de Mia-chan’ın neden beni çağırdığını bilmediğimi düşünürsem bu durum bana göre de “şüpheli”. Kulüp ile alakalı bir iş olsaydı bu kadar gizemli, ciddi ve acele bir şekilde çağırmazdı. Mia-chan veya çevresiyle alakalı olan ve uzu bana dokunan bir konu düşünmem gerekirse ilk aklıma gelen keskinlikle Kawano olacaktır. Ama Mia-chan’ın Kawano durumunu bilmesine pek imkan vermiyorum. öğrenmiş olabilir mi? Peki öğrendiyse nerden öğrendi? Ben bunları düşünürken Mia-chan ben farkına varmadan beni koridorun diğer ucuna çekmişti. Arkama doğru baktığımda koridor boyunca bana bakan onlarca göz gördüm. Durumu yanlış anlamış olmalıydılar. Mia-chan gibi birisinin bir erkeği sınıfından alıp koridor boyunca çekmesi tabii ki de yanlış anlaşılacak bir şey. Mia-chan çok güzel,okulda çok popüler ve erkeklerin seveceği “kızımsı” bir biçimde davranıyor. Yani bahse varım çoğu kişinin gözü ondadır. Kıskanmaları normal. “Kızımsı” mı? Yoksa içimde bulunduğum durumu ben mi yanlış anlıyorum. Hoşlandığı çocuğu aşkını ilan etmek için gizemli bir şekilde kolundan tutup sınıftan çıkarıp koridor boyunca sürüklemek oldukça “kızımsı” değil mi? Ama Fukuhara-san ile aramda olanları bilmiyor mu? Doğru gizli tutuyorduk ama yakın arkadaşına anlatacağını düşünmüştüm! Aşırı mı düşünüyorum yoksa? Okulun sakin bir yerine en sonunda gelmiştik. Kolumu bırakıp bana doğru döndü. Mia-chan’ın suratı birden değiştiği ve normaldeki sesinden daha soğuk bir sesle konuşmaya başladı.

“Suç ortağım olacaksın!”

“Ha?”

“Gizli bir iş halletmem lazım ve sen de bana yardım edeceksin.”

“Seve seve yardım ederim ama nasıl bir konuda benim yardımı mı istiyorsun.”

“En baştan anlatmam gerekirse sırf milletin dikkatini çekmek ve popüler olmak için okul içinde ve arkadaşlarımın yanında takılıyorum. Yani aslında gerçek kişiliğim beni tanıdığın kişiliğin değil. Millet benim hakkımda endişelensin ve dikkat çekeyim diye ilk teneffüste kendimi iyi hissetmediğimi ve revire gideceğimi söyledim. Sonrasında revirde sakladığım mangayı çıkarttım ve okumaya başladım ama ne yazık ki yarısında uyuyakalmışım. Tekrar uyandığımda hemşire yanımdaydı yani mangayı geri sakladığım yere koyamadım. Manga şu anda revirdeki soldan 2. yatağın yastığının altında. Birimiz hemşirenin dikkatini dağıtırken diğerimizde mangayı yerine koyacak.”

“Ha?”

“Ne dediğimi gayet iyi anladın ve tekrardan açıklamayacağım. Bana yardım edecek misin?”

“Neden ben?”

“Nasıl yani?”

“Anladığıma göre gerçekte nasıl birisi olduğunu kimsenin öğrenmemesi için bunca zahmete girmişsin. Şu anki durumunda bu sırrından taviz vermen gerektiğini de anlıyorum. Peki sırrını açıklayacağın kişi olarak neden beni seçtin?”

“Yeterince yakın olduğumuzu düşünüyorum ayrıca aslında nasıl bir insan olduğumu bilsen kimseye söylemeyeceğini ve beni dışlamayacağını biliyorum. Ve tatlı tavırlarla seni etkilemek de istemiyorum. Sen de gözü olan bir var zaten...”

 “Gözü olan biri” mi? Fukuhara-san ile aramdakileri biliyor olmalı. Bana şantaj mı yapıyor yani. Bir manga için beni Kawano’ya şikayet etmez. Mia-chan bunu yapmaz. Ya da yapabilir! Bana daha demin aslında gerçek kişiliğini sakladığını söyledi. Yani tanıdığım Mia-chan aslında Maita değil! Kör noktamdan gelen böyle bir ihanet ile Kawano’ya yakalanamam. Bu imkansız!

“Tamam! Sana yardım edeceğim.”



Maita planı hazırlamıştı. Ben revire girecem ve arkamdan o girecek. Hemşireye başım ağrıdığını ve ağrı kesici almam gerektiğini söyleyeceğim. Burda plan ikiye ayrılıyor. Eğer ağrı kesiciyi vermezse ısrar ederken hafifçe dengemi kaybetmiş gibi yapıp masaya yaslanacağım ve hemşirenin dikkatinin dağıldığı sırda Maita mangayı alacak. Eğer Hemşire ağrı kesiciyi zorluk çıkarmadan verirse yutarken boğazıma takılmış numarası yapacağım. İki türlü de Maita’nın zamanı az ama şu anda ikimizinde aklına başka bir fikir gelmiyor. Birlikte revire doğru yürümeye başladık. Tam revirin kapısının önüne geldiğimizde koridorun diğer ucundan koşarak gelen Ogino-kun’u gördüm.

“TAHARA, BEKLE!!”

Adımı duyunca yürümeyi kestim. Ogino-kun koşarak yanıma geldi ve yakama yapıştı.

“Sakın salakça bir şey söyleyip kahramanlık yapamı bozma. Anladın mı?”

“Evet.”

“Kendi halimde bir serseriyken yanlış bir şey gördüm diye Kawano beni yanına aldı. Benzer durumdayız dimi? Evet öyleyiz. Yani benim başıma gelenlerin benzeri senin de başına gelecek. Bu yüzden sen de benim gibi yap ve kaç!”

Bunu dedikten sonra Ogino-kun yakamı bıraktı ve koşmaya devam etti ama arkasından uzanan bir el onu durdu. Önümde neredeyse iki metre uzunluğunda olan bir adam duruyordu. Saçlarının ucu beyazdı ve kaşında bir piercing vardı. Bu adamı  okulda daha önce hiç görmemiştim. Ogino’yu kendine doğru çevirdi ve yanına çekti.

“Y.A.K.A.L.A.D.I.M...”

Bunu demesiyle birlikte Ogino-kun’un suratına sert bir yumruk attı. Sonrasında yere kapaklanan Ogino-kun’u kaldırıp tekrardan bir yumruk çaktı. Koridordaki herkes donup kalmıştı. Birisi “Birisi durdursun!” bağırdı. Ama kimse elini dahi sürmedi.O adam yerde yatan Ogino-kun’u tekmelerken pis pis sırıtıyordu. Ama bu uzun sürmedi. Paris-Senpai adamın kolundan tuttu ve çekti.

“Yeter.”

“Ah, Paris! Nasılsın?”

“Okulumdan çık.”

Adam bu cümleyi duyar durmaz elini havaya kaldırdı ve Paris-Senpai’ye vurdu. En azından benim gördüğüm buydu ama aslında adamın eli Paris-Senpai’nin suratına değimemişti.


“İrkilmedin bile. Güzel. Güzel. Kıvama geliyorsun sarışın.”

Revirden Hemşire çıktı ve kavgayı ayırdı. Sonrasında erkek bir hoca ardından da güvenlik geldi. Sonradan öğrendik, adam bizim okuldan değilmiş. Ogino-kun birkaç hafta okula gelemeyeceği söyleniyor. Manga işi ise sorunsuz gitti. Hani hemşire revirden çıktı demiştim ya. Maita kavgayı izlemek yerine revire girip işini halletmiş. Yani benim aksime şanslıydı. Bugün Kawano’ya yakın olmamın beni nelere bulaştırabileceğini gördüm ama Fukuhara-san’dan vazgeçmeyeceğim!

….

Bu olaylar bittikten sonra Maita ile bir köşeye geçip oturduk.

“İşin hallolduğuna göre kimseye söylemeyeceksin değil mi?”

“Bence bunu benim demem lazım.”

“Kawano’ya hatta hiç kimseye bir şey anlatmamanı istiyorum.”

“Ne anlatacakmışım ki?”

Benimle oyun mu oynuyor. Yoksa yine ben bir şeyi yanlış mı anladım.

“Ben ve Fu..”

“Ha bu arada ödülünü vereyim.”

“Ödül mü?”

“Bana yardım ettiğin için.”

“Ama hiçbir şey yapmadım ki.”

“Önemli olan yardım etmeye gönüllü olmandı.”

Gönüllü mü? Tehdit edilmem beni gönüllü yapmaz. Tabii tehdit edildiysem… Acaba “Gözü olan biri” derken başkasını mı kastediyordu. Maita elime bir manga tutuşturdu. kapağına baktığımda popüler bir askeri manga olduğunu gördüm.

“Revirdeki manga bu mangaydı. Ayracın olduğu yere baktığımda uyumadan önce okumayı bitirdiğimi fark ettim. Yani yarıda bırakmamışım. Ayrıca revirde manga saklamanın mantıklı bir fikir olmadığını da fark ettim. Bu yüzden sende kalabilir.”

“Askeri manga mı okuyordun?
“Evet. Neden sordun ki?”

“Bilmem romantik komedi falan okursun zannetmiştim. Senin gibi birinin askeri bir manga okumasını beklemezdim.”

“Dediğim gibi asıl ilgi alanlarımı ve kişiliğimi saklıyorum.”

“Nasıl yani?”

“Normal bir manga olsaydı bu kadar telaşlanmazdım ama okulda askeri manga okuduğum öğrenilirse daha büyük ses çıkartır diye endişelendim. Sonuçta ‘kızımsı’ popüler kız imajını bozmak istemem.”

Kızımsı popüler kız imajı mı..? Ben olayı birazcık yanlış anlamış olabilirim. Mia-chan ile biraz daha konuştuktan sonra okulda davrandığı gibi sevimli şeylerden hoşlanan sevimli bir kız olmadığını ve genelde erkeklerin hoşlanacağı gibi spordan, video oyunlarından ve shounen mangalardan hoşlandığını öğrendim.

“Mia-chan… Ben de gözü olan biri olduğunu söylemiştin. Kimdi o?”

“Söyleyemem.”

“Neden?!”

“Çünkü ona kimseye söylemeyeceğime dair söz verdim.”

Peki… O kim?


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


7   Önceki Bölüm 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.