Omniscient Reader’s Viewpoint - Novel - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




2   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   4 


           
https://monomanga.com/wp-content/uploads/2022/11/titlepage800.png
Bölüm 3: 1. Kısım
Ücretli Hizmetin Başlatılması – II
 
「 Dokkaebi¹. İlk ortaya çıktığında birisi bu ismi haykırdı. 」
Nedenini bilmiyorum ama bu cümle aniden kafamda belirdi. Duran metro treni, karanlığa gömülen kompartıman… Bu ayrıntılar bana bir deja vu hissi verdi. Metronun daha önce de durduğu olmuştu ama nadirdi. Öyle olsa bile, neden? Bir romandan bir şeyler hatırladım… Ama bu çok saçmaydı. İmkânsız değil miydi?
O anda 3807 numaralı arabanın kapısı ardına kadar açıldı ve elektrik geri geldi. Yoo Sangah yanımda mırıldandı, “…Dokkaebi?”
Başım çınlıyordu. Bildiğim roman ve önümdeki gerçeklik üst üste bindikçe huzursuzca titriyordum.
“İki küçük boynuzu ve küçük bir hasır elbise giyen tuhaf ve kabarık yaratık havada süzülüyordu. 」
「 Peri denemeyecek kadar tuhaf, melek denemeyecek kadar şeytani ve iblis denemeyecek kadar huzur vericiydi. 」
“Böylece ona ‘dokkaebi’ dendi. 」
Ve dokkaebi’nin söyleyeceği ilk şeyi zaten biliyordum.
「&아#@!&아#@! …」
[&아#@!&아#@!…]
Kurgu ve gerçeklik tam olarak örtüşüyordu.
“Nedir bu?”
“Artırılmış gerçeklik mi?”
Geveze insanların arasında, durumun farkında olan tek kişi bendim. Bu kesinlikle bir dokkaebiydi; Hayatta Kalma Yolları’nda binlerce hayatı trajediye sürükleyen dokkaebinin ta kendisiydi. Beni düşüncelerimden koparan Yoo Sangah’ın sesi oldu. “Biraz İspanyolcaya benziyor. Onunla konuşsam mı?”
Biraz şaşırdım ve sordum, “…Onun ne olduğunu biliyor musun? Ondan para mı isteyeceksin?”
“Hayır ama…”
Bu sırada düzgün aksanlı bir Korece duydum. [Ah. Ah. Güzel geliyor mu? Ah, Korece yama çalışmadığı için biraz zorlandım. Neyse, millet, beni duyabiliyor musunuz?]
Tanıdık bir dil konuşulurken, insanların yüz ifadelerinin gevşediğini görebiliyordum. İlk öne çıkan takım elbiseli iri bir adam oldu. “Hey, şu anda ne yapıyorsun?”
[…Huh?]
“Film mi çekiyorsun? Acilen gitmem lazım, bir seçmeye yetişmem gerekiyor.” Yüzünü daha önce hiç görmedim, sanırım tanınmayan bir aktördü. Oyuncu seçmelerinde yönetmen olsaydım, hırsından dolayı onu seçerdim. Fakat ne yazık ki şu anda karşısında duran varlık bir yönetmen değildi.
[Seçmeler. Doğru ya. Bu da bir seçme sayılır. Haha, veri sıkıntısı vardı. Benim tek yaptığım akşam 7’de para kazanıldığı zaman girmekti.]
“Ne? Sen neden bahsediyorsun?”
[Şimdi, şimdi. Hepiniz oturun, koltuklarınıza yaslanın ve beni dinleyin. Size çok önemli bir şey söyleyeceğim!]
Göğsüm tıkanmaya başlamıştı.
“Ne? Defol git şu trenden!”
“Biri kaptanı çağırsın!”
“Kimseye haber vermeden ne yapıyorlar?”
“Anne, o anime mi?”
Şüpheye mahal yoktu. Bu yaşananları biliyorum. Bu işe karışmak istemiyordum… ama başka bir yolu yoktu. Orada bulunan insanlar küçük ve sevimli görünümlü CG yaratığını dinlemeyecekti. Yapabileceğim tek şey oturduğu yerden kalkmaya çalışan Yoo Sangah’ı durdurmaktı.
“Yoo Sangah-ssi, tehlikeli, hareket etme.”
“Ha?” Yoo Sangah’ın gözleri büyüdü. Karmaşanın arasında konuştum ama ne anladığımı açıklamanın bir yolu yoktu. Daha doğrusu, açıklamama gerek yoktu.
[Haha, ne çok bağırıyorsunuz.]
Şu anda herkesten daha güçlü bir ikna gücüne sahip bir varlık vardı.
[Sana sessiz olmanı söyledim.]
Dokkaebi’nin gözleri kırmızıya dönerken gözlerimi yavaşça kapattım. Bir şey patladı ve metro sessizleşti.
“Uh, uh. Uh…” Seçmelere gidecek olan meçhul aktörün alnında büyük bir delik vardı. Birkaç kez konuşmaya çalıştıktan sonra olduğu yere yığıldı.
[Bu bir film çekimi değil.]
Bir kez daha bir patlama sesi duyuldu. Bu sefer kaptandı.
[Bu bir rüya değil. Bir roman da değil.]
Bir, iki… Bazı insanların kafaları patlamaya başladığında havaya kan fışkırdı. Bunlar dokkaebi’yi protesto edenlerin yanı sıra çığlık atan ya da çılgına dönenlerdi. En ufak bir yaygaraya neden olanların kafalarında bir delik vardı. Birdenbire metro kan gölüne döndü.
[Bu sizin bildiğiniz ‘gerçeklik’ de değil. Anlıyor musunuz? O yüzden herkes çenesini kapatsın ve beni dinlesin].
Burada bulunan insanların yarısından fazlası öldü. Kan ve ceset parçaları metroyu doldurdu. İnsanlar çığlık atmayı bıraktı. Güçlü bir avcının karşısındaki ilkel maymunlar gibi herkes dehşet içinde dokkaebi’yi izledi. Şaşırmıştım ve hıçkıran Yoo Sangah’ın omzuna sıkıca tutundum.
Bu gerçekti. Kulağıma gelen garip mesaj, önümde beliren dokkaebi ve kan gölüne dönen tren vagonu…
[Herkesin hayatı şimdiye kadar güzeldi, öyle değil mi?]
Özel koltuklarda yaşlı bir büyükanne dokkaebi’yle göz göze geldi.
[Çok uzun zamandır bedavaya yaşıyorsunuz. Hayat çok cömert değil mi? Doğdunuz ve nefes almak, yemek yemek, sıçmak ve üremek için hiçbir bedel ödemediniz! Ha! Gerçekten iyi bir dünyada yaşıyorsunuz!]
Bedava mı? Metrodaki hiç kimse bedava yaşamıyordu. İnsanlar hayatta kalmak için para kazanmaya çalışıyor ve işten eve dönerken metroya biniyorlardı. Yine de o anda kimse dokkaebi’nin sözlerine itiraz etmedi.
[Ama artık güzel günler sona erdi. Bedavaya yaşamaya daha ne kadar devam edebilirsiniz? Mutluluğun tadını çıkarmak istiyorsanız, bir bedel ödemek sağduyunun gereğidir. Bu doğru değil mi?]
Nefes nefese kalan insanlar cevap veremedi. Tam o sırada biri dikkatlice elini kaldırdı. “Para mı istiyorsun?”
Bu durumun ortasında ne tür bir insanın konuşabileceğini merak ettim ama şaşırtıcı bir şekilde yüzünü tanıyordum.
“Yoo Sangah-ssi. Bu finans ekibinden Bölüm Başkanı Han değil mi?”
“… Evet.”
Hiç şüphe yoktu. Şirkette üstlerden arkadaşları vardı ve yeni gelenlerin kaçındığı bir numaralı kişiydi. Finans ekibinin bölüm başkanı Han Myungoh’du. Bu adam neden metroya biniyordu?
“Sana para vereceğim. Al bunu. Ayrıca lütfen benim böyle bir insan olduğumu unutmayın.” İnsanlar onu alkışlarken Bölüm Başkanı Han kartvizitini çıkardı. Teröristlere karşı savaşan bir kurtarıcı havası vardı. “Ne kadar istiyorsunuz? Bu miktar yeterli mi? Yoksa iki katını da verebilirim?”
Bağlı bir şirketin departman müdürü için aşırı büyük bir meblağ teklif ediyordu. Han Myungoh’un bağlı olduğumuz şirketin liderinin en küçük oğlu olduğuna dair bir söylenti vardı ve şimdi bunun doğru olabileceğini düşündüm. Cüzdanımda o kadar çok çek taşıyamazdım.
[Hmm, bana para mı teklif ediyorsun?]
“Aynen öyle! Şu anda elimdeki para fazla değil ama… Beni buradan çıkarırsanız size her şeyi verebilirim.”
[Para, güzel. Birçok insanın üzerinde mutabık kalacağı bir anlaşma şekli].
Bölüm başkanının yüzü aydınlandı. ‘Gerçekten de para her şeydir’ ifadesi. Ne kadar acınası.
“Şimdi, sahip olduğum her şey bu-”
[Bu sadece sizin zaman ve mekânınızda geçerlidir].
“Ha?”
Bir sonraki anda havada alevler belirdi ve bölüm başkanının elindeki çekler yandı. Bölüm Başkanı Han bir çığlık attı.
[Bu kağıdın büyük evrende hiçbir değeri yok. Bunu bir kez daha yaparsan, kafanı uçururum].
“U-Uhhh…” Orada bulunan insanların yüzlerine bir kez daha korku yayıldı. Akıllarını okumak kolaydı çünkü tıpkı romandaki gibiydiler.
「 Şimdi ne olacak? 」
İlerde ne olacağını sadece ben biliyordum.
[Peh, bıdı bıdı yaptığınız her saniye kayıplarınız artacak. Evet aslında. Yüzlerce kez açıklamak yerine, kendiniz tecrübe edip para kazanmanız daha mantıklı değil mi?]
Dokkaebi’nin boynuzları anten gibi uzadı ve gövdesi trenin tavanına doğru süzüldü.
Bir dakika sonra bir mesaj duyuldu.
[#BI-7623 kanalı açık.]
[Takımyıldızlar giriş yaptı.]
Herkesin boş gözlerinin önünde küçük bir pencere belirdi.
[Ana senaryo ulaştırıldı!]
[Ana Senaryo #1 – Değerini Kanıtla]Kategori: Ana

Zorluk derecesi: F
Koşulları Temizle: Bir veya daha fazla canlı öldür.
Zaman Sınırı: 30 dakika
Ödül: 300 jeton
Başarısızlık: Ölüm
Dokkaebi şeffaflaşıp boşlukta kaybolurken hafifçe gülümsedi.
[Herkese iyi şanslar. Lütfen bana ilginç hikayeler gösterin.]
[hr]
 
[1] Dokkaebi Kore goblinleri olarak da bilinen Kore Mitolojisinin efsanevi yaratıklarıdır.

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


2   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   4 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.