RÜYA OKULU - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




26   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   28 


           
Amy yatağa uzanıp gözlerini kapattığında gece yarısına on dakikadan az bir süre kalmıştı. Abel ile olan konuşması sinirlerini bozmuş o aptal çocuğu neden korumak zorunda olduğunu düşünüp durmuştu. Derin bir nefes aldı. Rüyasında onunla yüzleşecek ve olabildiğince çabuk rüyanın sona ermesini sağlayacaktı. En azından Amy öyle umuyordu. Bedeni ağırlaşıp karanlık üzerine çökerken içinde tanımlayamadığı bir his belirdi. Umursamadı ve kendini Rüya okulunda uyanmaya hazırladı.
 
Amy yine aynı duygularla gözlerini mor gökyüzüne dikmiş ayakta bekliyordu. Abel ile olan görüşmesinden sonra Nick ile tartışmış ve Nick’ in konuşmasına bile fırsat vermeden çekip gitmişti şimdi ise bunun için kendisini öylesine kötü hissediyordu ki… Endişeyle etrafına bakınmaya başladı. Gözleri Nick’i arıyordu. Biraz sonra Nick aniden okulun bahçesinde yerde belirdi ve doğrularak ayağa kalktı. Amy onun yanına gitmek için bir hamle yapmıştı ki Nick’ in ona bakıp kafasını çevirmesiyle kendini yere mıhlanmış  halde buldu.
“Ben bir aptalım…” diye geçirdi içinden Amy umutsuzca. Abel’a olan sinirini Nick’ ten çıkarmıştı. İç çekti ve aniden yanında beliren Dwight’ı görünce irkilerek geriledi.
“Beni korkuttun!”
Dwight güldü.
“İsteyerek yapmadığımı biliyorsun.” Etrafına bakındı. Genellikle Nick ile olduğundan Amy’i tek görmek tuhaftı. “Bu arada Nick nerede? Çoktan gelmesi gerekiyordu…”
“İçeri girdi.”
Amy’ nin suratı asılırken Dwight’ı arkasında bırakarak okula doğru ilerlemeye başladı.
“Hey beni bekle! Siz ikiniz arasında bir şey mi oldu? Hey, sana diyorum…”
Amy hızlı adımlarla içeri girdi ve üst kata çıkarak beyaz odanın kapısının önünde durdu. Lucas ve diğerleri her zamanki gibi odada bekliyorlardı. Amy ve arkasından koşturan Dwight içeri girdi.
“Nerede kaldınız?”
Lucas bir bileğindeki saate bir Amy ve Dwight’a bakıyordu.
Sonra gözlerini hafifçe kıstı ve her zamanki emir veren ses tonuyla konuşmaya devam etti.
“Heine, çocukları hazırlamaya başlayın.”
Uzun kirpikli adam başını hafifçe salladı ve tuhaf adamlarla birlikte-Amy onlara böyle diyordu- çocukları yataklara yatırıp gerekli hazırlıkları yaptı.
Amy’ nin içini kaplayan bu tuhaf his şimdi daha da büyümüş kalbinden taşıp bütün bedenini istila etmişti. Abel’ı görmek istemiyordu.
Uzandığı yatakta huzursuzca kıpırdandı ve kendini, her ne kadar istemese de, Abel’ın rüyasında buldu.
Bu sefer hastane gözüne biraz daha tuhaf görünüyordu. Dikkatli adımlarla içeri girdi. “Tuhaf…” diye düşündü. Uzun koridorlar eskisi gibi görünüyordu ama sanki bir şeyler yanlıştı. Uzun koridor boyunca ilerledi. Ne bir ses ne de görünürde bir şey vardı. Sanki burası gerçekten terk edilmişti. Silkelendi ve düşüncelerini toparlamaya çalıştı. Abel’ı bulmalıydı. Yemekhaneye ve bahçeye baktı. Ardından terası ve ikinci katı kontrol etti. Ama hayır. Hiç kimse yoktu. Ne şu aptal çocuk görünüyordu ne de tuhaf mor yaratıklar. Amy umutsuzca bilekliğine baktı ve görünmezliği aktifleştirip bir daha bahçeyi aramaya gitti. Bahçe bıraktığı gibiydi: Issız. Biraz sonra aniden bir fısıltı duydu.
“Amy…”
Bu ses Abel’a aitti ama onu göremiyordu.
“Amy… Neredesin!”
Hastaneyi saran devasa beton duvarlara yaklaştı. Sık sarmaşıklar duvarı boylu boyunca kaplamış sarmaşıktan yeni bir duvar örmüştü. Birkaç dakika boyunca sarmaşıkları inceleyen Amy sarmaşık duvarda gizlenen Abel’ın altın sarısı saçlarını fark etti.
“Amy…”
Amy gözlerini devirdi ve Abel’ın saklandığı sarmaşıkları aşıp çocuğun yanında yere oturdu. Yanına gelirken ona temas etmediği için görünmezliği hala aktifti.
“Amy-”
“Buradayım.”
Abel hızla kafasını çevirip etrafına bakındı ama etrafını bir ağ gibi ören sarmaşıklardan başka bir şey göremedi.
“Neden…”
Amy anlamayarak çocuğun üzgün suratına baktı. Üzülmesini istiyordu ama… Ama neden onu üzgün görmek kendini kötü hissetmesine neden oluyordu? Hem de kendisine böylesine kötü davrandıktan sonra…
“Amy ben…”
“Sus.”
“Sen bir hayalden başka bir şey değilsin ama yine de… Yine de tuhaf hissettiriyorsun. Biliyorum belki sadece aklımın bana bir oyunusun ama lütfen söyle bana neden seni görmek istiyorum?”
Hafifçe tebessüm etti.
“Sana bugün kötü davrandım… Tabi, tabi sen bilmiyorsun ya da biliyorsun. Yani gerçek değilsin değil mi…”Başını olumsuz anlamda iki yana salladı. “Sen de onlar gibi misin Amy? Onlar gibi acımasız mısın?” Elini Amy’ nin bulunduğu tarafa uzatarak kızın ipeksi saçlarına dokundu. Amy’ nin görünmezliği kaybolurken kızın yavaşça beliren yüzüne baktı.
“İnsanlar çok acımasız… Beni gerçekten seven birisi yok biliyor musun? Beni ben olduğum için seven birisi… Gerçi kimseye fırsat vermedim şimdi ise sana neden bunları anlattığımı bilmiyorum. Sadece… Boş ver. ”
Amy Abel’ın içindeki acıyı hissedebiliyordu. Gerçekten kimse onu kendisi olduğu için sevmemiş miydi? Bu çok acı verici olmalıydı.
“Abel…” Şuanda ne söylerse Abel bunun kendi zihninin bir ürünü olduğunu düşünecekti. Ona hâlâ oldukça öfkeliydi ama üzülmesinden mutlu olamazdı. En azından çocuğun zihninde düşündüğü gibi biri olmadığını gösterebilirdi.
“Ben öyle birisi değilim Abel.” Amy ayağa kalktı ve elini Abel’a uzattı.
“Ben düşündüğün gibi birisi değilim.” Gülümsedi. “Hadi şu yaratıkları bulup işlerini bitirelim.”
Abel tereddütle Amy’ nin uzattığı ele baktı.
“Bana güvenebilirsin Abel.”
Abel iç çekti ve Amy’ nin elini tutarak yerden kalktı.
Sarmaşık duvarların arasından çıkıp bahçeye adım attıklarında bedeni ele geçirilmiş kadın karşılarında duruyordu.
“Abel… Oğlum…Seni buldum!”
Kadının bedeni mor sis bulutuyla havalanarak Abel’a doğru geliyordu. Abel ise kıpırdamadı sadece Amy’i tutan elini sıktı.
“Gel ve sevgili annene bir öpücük ver!”
Amy bir adım atarak Abel’ın tam önünde durdu ve Aykan taşını aktifleştirip elini Abel’a doğru gelen kadına uzatarak ona dokundu.
“Abel… Oğlum! Annene yardım et! ”
Kadın çığlıklar atıp bedeni parçalanırken Abel başını öne eğdi. Bunu görmekten bıkmıştı. Kadının bedeni mor toz zerreciklerine dönüşüp havada uçuşurken siyah ve beyaz dansına hazırlanıyordu.
Amy Abel’ın çenesini kavradı ve çocuğun gözlerinin içine bakmasını sağladı.
Abel’ın gözyaşları yanaklarından süzülüyordu.
Amy kısa bir an ne yapacağını, ne düşüneceğini bilemedi. Karşısında onu öfkelendiren kendini beğenmiş çocuktan eser yoktu. “Neden?” diye düşünmekten kendini alıkoyamadı.” Neden ondan nefret edemiyorum?”
Amy bir eliyle uzanıp Abel’ın gözyaşlarını sildi.
“Bana neden iyi davranıyorsun Amy?”
Amy gülümsedi ve etrafı ışık huzmeleri sarmadan önce hafifçe fısıldadı.
“Çünkü ben senin koruyucunum.
 
 
Abel nefes nefese oturduğu sandalyede doğruldu. Gün ışığı odaya dolmuş Felix’ in yüzünde parlıyordu. Abel kalp atışlarını düzene sokmak için derin bir nefes aldı. Yine aynı kâbusu görmüştü ve yine Amy onu kurtarmıştı. Başını ellerinin arasına aldı ve bir süre rüyanın etkisinden çıkmaya çalıştı. Bu kızdan hâlâ intikam almak istiyordu ama öyleyse neden onu rüyalarında böylesine iyi görüyordu? Düşünceleri zihnini esir alırken bir süre öylece bekledi.
“Mor…”
Felix’ in sesiyle irkildi ve şaşkınlıkla gözlerini oğlanın soluk suratına dikti.
“Felix!”
Oturduğu sandalyeden hızla ayağa kalktı ve çocuğa yaklaştı.
“Mor…”
“Felix! Beni duyuyor musun?” Çocuğu omuzlarından tutarak sarstı.
Felix’ in bedeni titriyordu. Gözleri uzaklara dalmış, anlamsızca bakıyordu.
“Lanet olsun! Felix sakin ol…” Abel çocuğun titreyen ellerini tuttu. “Buradayım sakin ol.” Felix’i sakinleştirmeye çalışırken var gücüyle bağırdı. “Tina!”
Abel  Felix’ in titreyen bedenine sarıldı. “Sakin ol!”
Birkaç saniye sonra Tina endişeyle odaya daldı.
“Buyurun efendim, bir sorun mu var?”
“Çabuk Will’i çağır! Acele et!”
Kadın odayı terk ederken Abel Felix’ in titreyen bedenini sıkıca sarmıştı. Günlerdir tek kelime etmeyen Felix şimdi delirmiş gibi sayıklıyordu.
“Mor…Mor…Mor…”
Abel iç çekti ve oğlanın saçlarını okşadı.
“Sakin ol abi…Geçti… Sakin ol…”
Felix’ in sözleri odada yankılandı.
“Mor…Mor…Mor…”

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


26   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   28 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.