Daisy, henüz 8 yaşına yeni basmış, sarı saçlı ve gül kurusu renginde güzel pembe   gözleri olan nefes kesici bir kızdı.

     Daisy, üvey teyzesi Jessica Monthan'nın  hayatını kurtaran fakir ama temiz bir kalbe sahip olan güzel bir kadın olan Lucy 'nin kızıydı.

   Annesi Lucy, Jessica Monthan' nın hayatını kurtardıktan sonra Jessica ve Lucy  oldukça iyi arkadaş olmuşlardı ancak her güzel şeyin bir sonu vardı .

     Daisy 2 yaşındayken annesi Lucy bir vur kaç olayı sonucu öldü. 

     Tamamiyen öksüz kalan küçük Daisy  Jessica tarafından kendisinin kız kardeşi olan  Selene'ye evlatlık olarak verildi. 
     Jessica, Daisy' yi bir kocası olmadığı için evlatlık olarak alamadı ve büyük ısrarları sonucu kız kardeşi Selene ve eşi Jack, Daisy'yi evlatlık aldı . Ancak Daisy'nin annesi olan Lucy' den etkilenen kocası yüzünden Lucy'i deli gibi kıskanan Selene, zavallı Daisy'ye hergün işkence etti.

    Tüm herşeye rağmen Daisy zeki ve güzel bir kız olarak büyüdü.

     Ancak tüm bu olaylar dışında Daisy'nin annesini kaybettikten sonra ortaya çıkan lanet olarak gördüğü bir gücü ortaya çıkmıştı.
   Küçük Daisy'nin insanların ölecekleri zamanı  başlarının hemen üstündeki tarihte  görüyordu.
    Bunu kendisi bile bilmiyordu, birkaç kez Selene ve eşine de bunu söyledi ama onlar doğal bir şekilde buna inanmadı.
     
      Takii evlat edinildikten 6 yıl sonra sıklıkla  gördüğü teyzesinin kafasındaki tarihin garip bir şekilde 3 gün sonrasını gösterdiğini farkettiği zamana kadar.
     
       Gidip Selene'ye anlattı, zaten gergin olan Selene  ona kızdı ve odasına gönderdi.
       Daisy tarihlerin anlamını bilmesede içinde tüylerini diken diken eden bir his vardı.  Ama zaten kızgın olan Selene'yi kızdırmamak için sustu.

      Teyzesi 3 gün sonra için olan uçak biletini alırken Daisy teyzesini durdurmak isteyen dürtülerine hakim oldu.

     Daisy teyzesini çok severdi onun üvey teyzesi olduğunu bile bilmiyordu ancak bilsede bu sevgisinde hiç bir değişiklik yapmazdı. Selene'yi gerçek annesi sanıyordu. Selene'nin eşi Jack, Selene'e kadar gaddar değildi, Daisy'e azda olsa sevgi verirdi tabii  bu onu sevdiği anlamına gelmiyordu. Ancak Daisy aldığı azıcık sevgiye bile çok çabuk bağlanırdı. Bu yüzden babası sandığı Jack' e oldukça bağlıydı. 
     3 gün sonra teyzesi güler bir yüzle ve küçük bir öpücükle Daisy'e veda ederken, Daisy ise hafif burkuk bir şekilde teyzesine veda etti.

    Daisy ne olur ne olmaz, tarihin alarmını kurdu. Geri sayan her bir saniye onu daha çok strese sokuyordu.

     Daisy kurduğu alarmdan saniyeneleri sayıyordu , alarmın çalmasına saniyeler kala gittikçe korkmaya başladı sanki yavaşça bir şey ellerinden düşüyor gibiydi. 
   3...2...1...0.   (Ding.Ding)
Daisy'nin içi titredi, alarm çalınca ,Daisy  sanki bir yarısını kaybetmiş gibi hissetti. İçindeki ağır boşluk onu ağlamaya itti.

    Yaklaşık  yarım saat  sonra Selene'nin telefonuna bir arama geldi.

    Iris Monthan 07.10.2014  saat akşam 8 'de vefat etmişti.

     Selene telefonu yere düşürdü ve çığlık atarak ağlamaya başladı sonra aniden durup yarı korkmuş yarı şaşkın altın sarısı gözleri yüzüne düşen siyah saçlarının altından  her an saldıracak bir kaplan gibi parlayarak Daisy'e baktı. Daisy o an artık hayatının eskisi gibi olmayacağını hissetti...