Eskiyi andıran bir koku ve ses. Sevgiyle parıldayan bir ışık ve sıcaklık.
Benim için çok özel olan biriyle dipdibeyim. Öyle yakınız ki aramızda hiç boşluk yok. Birbirimize bağlıyız sanki, ayrılamaz bir bütün gibiyiz..
Tıpkı annesinin göğüslerine yapışmış bir bebek gibi, kaygılarımdan ve yalnızlıktan bihaberim. Hiç kaybın acısıyla yüzleşmem gerekmemiş gibi. Hafif bir karıncalanmayla tatlı bir his içimi dolduruyordu.
Birden, gözlerim açılıyor.
İşte tavan.
Odamdayım. Sabah olmuş.
Yalnızım.
Tokyo.
…Anlıyorum.
Demek rüya görüyordum. Yataktan kalkıyorum.
Bu iki saniyelik süreçte, tüm bu hisler ardında hiçbir iz bırakmadan yok oluyor. Öylesine hızlı yok oluyorlar ki, ben ne olduğunu anlayamadan, gözlerim doluyor.
Genellikle sabah yataktan kalktığımda, bir sebepten ötürü.....ağlıyorum.
…Ve rüyamda ne gördüğümü asla hatırlayamıyorum.
Sağ elimle göz yaşlarımı siliyorum ve elime bakıyorum.
Serçe parmağımdan ufak damlalar süzülüyor. Rüyalarım ve hızla dolan gözlerimdeki yaşlar çoktan buhar olup gitmişler.
Bu el zamanında çok önemli bir şeyi tuttu.
Neyi bilmiyorum.
Pes ediyorum.
Yataktan çıkıp banyoya doğru gidiyorum. Yüzümü yıkarken, ılık suyun verdiği hisle ayılıyorum, sonraysa aynaya bakıyorum.
Tepkimi görüyorum. Yüzüm nedense soluk ve moralim bozuk.
Biraz daha aynayla bakıştıktan sonra, saçımı yapıyorum, bahar kıyafetimi giyiyorum.
Sonunda bağlamayı öğrendiğim kravatımı bağlıyorum, ceketimi giyiyorum.
Dairemin kapısını açıyorum…
Dairemin kapısını kapatıyorum.
Beni… Tokyo'nun henüz yeni alışabildiğim manzarası,
karşılıyor. Tıpkı her gün gördüğüm dağların adını öğrendiğim gibi, gördüğüm gökdelenlerin bazılarının adını da hatırlayabiliyorum.
Yeterince kalabalık olan istasyona giriyorum ve alt kata inmek için, yürüyen merdivenlere biniyorum.
Banliyö trenine binip kapının karşısına yaslanıyorum. Şehrin akıp giden manzarasını seyrediyorum. Şehir insanlarla dolup taşıyor—apartmanların camları, arabalar, yaya geçitleri...
Bulutlu ve soluk renkli bahar gökyüzü. Yüz insan arabaya, bin insan trene, trenlerse tüm şehri dolanan demiryollarına bağlanıyor.
Farkına bile varmadan, tekrar boş sokaklara bakmaya başlıyorum...
Ben……birini arıyorum...özel birini...
Ben…
★★★★★★★
Selamlar,
Öncelikle ben Zelpus. Bu çok sevdiğim romanı sizler için çevirmeye başlamak istedim. Kendimden bahsetmem gerekirse, TAÇE ile birlikte çalışıp anime çeviriyorum ve tam bir Kimi no Na wa delisiyim.
Bu seriyi çevirmekten mutluluk duyuyorum. Anime çevirileriyle uğraştığımdan dolayı çok seri bölümler atamayabilirim —malum yaz sezonu başlıyor ve çevirmem gereken eski serilerle birlikte 3 anime olacak— fakat size bu seriyi olabildiğince çok ulaştırmaya çalışacağım. Umarım animesini sevdiğiniz kadar bu romanı da sever ve benimle birlikte bu seriye devam edersiniz!
Çevirmen & Editör : Zelpus
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.