Yukarı Çık




0   Önceki Bölüm 
           
Bölüm 1 - Başlangıç

 

Bu zil sesini hatırlamıyorum diye düşünüyorum uykuluyken.

 

Alarm mı? Ama hâlâ uykum var. Dün gece çizimleri bitirmem gerektiğinden sabaha kadar uyuyamadım.

 

“…ki… Taki.”

 

Şimdiyse biri bana sesleniyor. Bu bir kız sesi..... Kız mı?

 

“Taki, Taki.”

 

Sesi sanki ağlamak üzereymişcesine içten ve istekli. Yalnızlıktan titreyen ve uzaktaki yıldızlar gibi parıldayan bir ses.

 

"Beni hatırlamıyor musun?" diye soruyor tedirgince.

 

Hayır, seni tanımıyorum.

 

Birden, tren duruyor ve kapılar açılıyor. Doğru ya —trendeydim. Bunu fark ettiğim an ağzına kadar dolu bir trendeydim. Bir çift göz tedirgince etrafı inceliyor.

 

Okul formalı bir kız dik dik bana bakıyor fakat trenden çıkmak isteyen insanlar onu benden uzağa götürüyor.

 

“Benim adım Mitsuha!"

Diye bağırıyor kız saçına bağladığı örgüyü çıkarıp bana doğru fırlatırken. Hiç düşünmeden, onu yakalıyorum. Tıpkı akşamüstü  güneşinin yaydığı ışınlar gibi açık turuncu renkte. Kalabalığın ortasında ilerlerken o rengi sıkıca tutuyorum.

 

O anda, gözlerim açılıyor.

 

Kızın sesiye hâlâ kulağımda. —yankılanıyor—

 

…Adı Mitsuha mı?

 

Ne kızı tanıyorum ne de adını duydum. Gerçi çok çaresiz gibi görünüyordu. Gözleri doluyordu. Giydiği okul formasını daha önce hiç görmedim. İfadeleri çok ciddiydi, hatta ağır başlı, sanki evrenin kaderi buna bağlıymış gibi.

 

Yine de, bu bir rüyadan ibaretti. Hiçbir anlam ifade etmiyor. Bu konu hakkında düşündükçe, yüzünü hatırlamıyorum. Kulağımdaki yankılarsa çoktan son buldu.

 

Yine de....

 

Yine de, kalbim çok hızlı atıyor. Göğsüm garip şekilde ağır. Çok terlemişim. Bir anlığına, derin bir nefes alıyorum.   Haaaah…

 

“…?”

 

Grip mi oldum? Burnum ve boğazım garip hissettiriyor. Solunum yollarım normalden daha kötü hissettiriyor. Göğsüm garip şekilde... ağır.

 

Nasıl desem? Fiziksel bir ağırlık. Aşağı bakıyorum ve dekoltemi görüyorum.

 

Dekolte.

 

“…?”

 

Yumuşak tepecikler güneşe tepki gösteriyor, solgun ve pürüzsüz cilt parıldıyor. İki göğüs arasında tıpkı bir göl gibi görünen koyu mavi bir gölge var. Bari biraz sıkayım diye düşünüyorum vakit kaybetmeden. Ellerim tıpkı düşen bir elmayı çeken yer gibi göğüslere çekiliyor.

 

 

……………

…………

……?

…!

 

Bu his aklımı başımdan alıyor. Vay be, sanırım. Bu da ne? Özenle ellemeye devam ediyorum.

Bu sadece...

 

Vay… Kız vücudu bir harika...

 

“Abla? N'apıyorsun?"

Sesin geldiği yere doğru bakıyorum.. Odada duran küçük bir kız var. Kamalı kapıyı yeni açtı. Ellerim göğüslerime dayalıyken, aklımdan ilk geçeni söylüyorum.

 

“Düşünüyordum da bu... fazla gerçekçi hissettiriyor."

 

Çocuğa tekrar bakıyorum. At kuyruğu ve keskin gözleriyle birlikte on yaşında gibi. Küstah birine benziyor.

 

“...Abla mı?" diye soruyorum küçük kıza kendimi gösterirken.

 

Yani bu kız benim kardeşim mi? Kız çok ürkmüş görünüyor.

 

“Hâlâ uyuyor musun sen? Kah. Val. Tı! Çabuk ol!

 

Kaymalı kapıyı sertçe kapatıyor. Vahşi kız, diye düşünüp kendimi futon'dan zorla çıkarıyorum. Şimdi düşününce, acıktım aslında.

 

Bir anda bir boy aynası dikkatimi çekiyor. Aynanın önünde durmak için tatamı desenli halının üstünde birkaç adım atıyorum. Geniş geceliğimin omuzlarımdan kaymasına izin vererek çıplak kalıyorum. Boy aynasına bir göz gezdiriyorum.

 

Geceden kalma ve bazı yerlerden fırlayan siyah saçım omuzlarımdan sarkıyor. Küçük ve yuvarlak bir yüz, büyük ve meraklı gözler, ince bir boyun ile derin köprücük kemiği üzerindeki güzel dudaklarım ve şişmiş bir göğüs kendini belli ediyor.

 

Evet, şükürler olsun ki sağlıklıyım! Çok dikkat çekmeyen kaburgaların gölgesi ve belin ince eğrileri....

 

Bugüne kadar hiç görmedim ama eminim ki bu bir kız vücudu.

 

…Kız mı?

 

Ben... kız mıyım?

 

Birdenbire, vücudumu saran uyku hissi kayboluyor. Zihnim temizleniyor ve bir anda kendi içindeki kargaşaya maruz kalıyor.

 

Dayanamayıp çığlık atıyorum.

 

 

 

 

“Abla, çok geciktin!"

 

Kaymalı kapıyı açıp odaya adım atarken Yotsuha'nın beni suçlayan tavrı birdenbire yerini selam vermeye bırakıyor.

 

“Yarın kahvaltıyı ben hazırlarım!" diyorum özür niyetine.

 

Daha süt dişini düşürmedi ama hâlâ hayatı ablasından daha iyi idare ettiğini düşünüyor. Özür dileyerek zayıflık gösteremem! Diye düşünüyorum kepçeyle pilavı alıp tabağıma boşaltırken. Çok mu oldu acaba? Neyse, boşver.

 

 

“Afiyet olsun!"

 

Yumurtanın üstüne az miktarda sos döküp pirinçle birlikte ağzıma götürüyorum. Ah, leziz. Sanki cennetteyim...

 

Hmm? Etrafımda bir şekilde bana dikilmiş gözler hissediyorum.

 

“Yani bugün normalsin, değil mi?"

 

“Ha?"

 


★★★★★

Selamlar,

Öncelikle ben Zelpus. Bu çok sevdiğim romanı sizler için çevirmeye başlamak istedim. Kendimden bahsetmem gerekirse, TAÇE ile birlikte çalışıp anime çeviriyorum ve tam bir Kimi no Na wa delisiyim.

Bu seriyi çevirmekten mutluluk duyuyorum. Anime çevirileriyle uğraştığımdan dolayı çok seri bölümler atamayabilirim —malum yaz sezonu başlıyor ve çevirmem gereken eski serilerle birlikte 3 anime olacak— fakat size bu seriyi olabildiğince çok ulaştırmaya çalışacağım. Umarım animesini sevdiğiniz kadar bu romanı da sever ve benimle birlikte bu seriye devam edersiniz!

 

Çeviren & Editleyen : Zelpus


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


0   Önceki Bölüm 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.