Okul olabildiğince sıradan geçmişti. Takei tüm derslere katılıp gününü sorunsuz atlatabilmişti. Her şey yolundaydı, ta ki son derse kadar.

Son ders genelde fen olurdu ama bazı günler laboratuvar günleriydi. Bugün de onlardan birisiydi.

Takei laboratuvar sınıfına yürüdü ve metal taburelerin birisine oturdu. Hiç laboratuvara gidesi yoktu bugün çünkü herkes bir deney yapmak için gruplara ayrılacaktı. Doğrusunu söylemek gerekirse Takei'nin arkadaş edinmekle ilgili bir problemi yoktu. Arkadaşlığı devam ettirmek için enerji harcamak istemiyordu yalnızca.

Sonuç olarak Takei'nin sınıfta hiç arkadaşı yoktu, bu sebepten her defasında öğretmenin ona bir grup arkadaşı bulması gerekiyordu. O günün de öğretmen zorladığı için birisiyle çalışacağı eski günlere benzeyeceğini düşündü.

Bu düşünceler arasında sınıf kapısı açıldı ve öğretmen içeri girdi.

"Pekala, bugün laboratuvar günü. Herkes lütfen bir grup arkadaşı seçsin."

Tüm sınıf bu cümleyle koptu ve öğrenciler grup olmak için sınıfın farklı köşelerine delicesine koştu.

"Görünüşe bakılırsa her zamanki gibi yalnızım."

"Bundan emin misin?"

"Ne istiyorsun?"

Arkasındaki kişi tanrıça Akari Akazawa'dan başkası değildi.

"Seninle çalışmak istemiştim. Ne kadar da kabasın!"

Akari, onun sözünden ciddi şekilde etkilenmişçesine dudaklarını büktü.

"Neden benim gibi iç karartıcı bir tiple çalışmak istersin ki?"

"Bu doğru, biraz iç karartıcısın."

"Evet."

"Ama bundan ibaret değilsin. Can yakıcı derecede dürüst olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca insanlara karşı oldukça temkinli davranıyorsun, hele yabancılara. Geçmiş deneyimlerime dayanarak içgüdülerim bana senin arkadaşlık kurmam gereken biri olduğunu söylüyor."

Tanrıça pimi çekilmiş bir bomba bırakmıştı sanki. Kulağa ilan-ı aşk gibi geldiği için Takei, görünür biçimde sarsılmıştı bu cümleden. Onun iyi niyetini reddetmeye niyeti de yoktu gerçi, bu yüzden Takei teklifi kabul etti.

"Pekala, birlikte çalışalım."

"Evet!"

Akari, nedense Takei'nin yanına oturduğunda her zamankinden mutlu görünüyordu.

"Tanrıça neden onun yanında oturuyor?"

"Neden onunla birlikte çalışıyor?"

"Tanrıçaya yaklaşmaya nasıl cüret eder?"

Tanrıçaya kur yapmak isteyen kıskanç çocuklardan çıkan, zar zor duyulabilen hakaretler uçuşuyordu havada.

Bu yorumlardan bazılarını duyunca Akari arkasını döndü ve çocuklara bir milyon dolar değerinde bir gülümseme sundu. Güneş ışınlarına yaklaşan parlak bir gülümsemeydi ama bu gülümsemenin altında derin bir huzursuzluk gizliydi. Basit bir ifadeyle, çocukların kendi sözleriyle boğulmasına neden olan güçlü bir baskı vardı. Tanrıçanın sahip olduğu güçle kimse aşık atamazdı.

Takei, kendisine yönelik nefret dolu sözlerle pek ilgilenmedi ama Akari, onların onu küçümsediğini duyunca aşırı derecede sinirlenmiş görünüyordu. Bir anlık sessizlikten sonra Akari, Takei'ye döndü ve ona binlerce kişiyi öldürebilecek gerçek bir gülümseme gösterdi. Bu yumuşak gülümseme, diğer çocuklara gösterdiği ürkütücü gülümsemeyle tam bir tezat oluşturuyordu.

Bu gülümsemenin ona yönelik olduğuna dair Takei'nin hiçbir şüphesi yoktu. Sadece anlık bir şey olup olmadığını bilmiyordu, o harika gülümsemeyle hissettiği sıcaklığın tadını çıkarmak istedi.

Ancak Takei çok uzun bir müddet baktığından Akari'nin paniklemesine neden oldu.

"Yüzümde bir şey mi var?"

"Ah... hayır. Sadece gülümsemenin çok tatlı olduğunu düşündüm."

"..."

Takei bunu söyler söylemez Akari ondan uzaklaştı. Tuhaf bir şekilde Takei, neden böyle yaptığı hakkında hiçbir fikri yoktu. Ancak daha yakından bakınca kulaklarının uçlarının parlak kırmızıya döndüğünü gördü.

Bu halde ne yapacağını bilemeyen Takei sessiz kaldı.

Birkaç dakika sonra Akari arkasını döndü ve ona dikkatle baktı. Biraz önceki utancı gitmiş gibi görünüyordu. Sanki sohbete başlamasını istiyormuş gibi ona bakmaya devam etti. Takei, bu savaşta tanrıçayı yenemeyeceğini anladıktan kısa bir süre sonra pes etti.

"Ne oldu?"

"Hmm, Takei..."

"Evet?"

Akari eğilip kulağına fısıldadı, "Okuldan sonra evine gelebilir miyim?"

"Ha?"

Takei böyle bir soruyu beklemiyordu.

~~~

Akari'nin Sevgi Ölçeği: 10 -> %13

O sürpriz iltifat onu gerçekten sarstı, değil mi ama?

~~~

Çevirmen Discord: Divechy#5535