Yukarı Çık




3   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   5 

           
Dietrich’i aramak için solmuş güller ormanına doğru emekledim. Uzaktan ona benzeyen bir figür buldum ve acele ettim.
 
Ormanın küçük solmuş güller ormanı Camille’e ait bir bahçeydi. Diğer bir kelimeyle bu küçük bahçe Dietrich ve benim yaşadığım Dahlia sarayına bağlıydı.
 
‘Solmuş gül. Adı neden böyle ki?’
 
Kötü ana karakterin favori yeri olduğu için mi?
 
İsim çok kafa karıştırıcıydı.
 
Dietrich psikopat insanlarla beraber olmaktan nefret ediyordu.
 
Bu yüzden çocukluğundan beri çoğu zamanını bu bahçede yalnız geçirirdi.
 
Bu sadece kasvetli bir sahne değil.
 
Sadece adı solmuş olduğu için böyle adlandırılmıyordu çünkü kelimenin tam anlamıyla bütün bitkiler ölüydü.
 
Geceleri bir hayalet çıksa bile inanılabilir.
 
‘Bu çok korkunç çünkü cidden kötü ana karaktere yakışıyor’
 
‘’Ppeuu!’’(Dietrich!)
 
Sanki ışık yutuyormuş gibi, arkadan görünen siyah saçlar Dietrich'e ait olmalı. Küçük bir köpek gibi süründüm, küçük bacaklarımı hareket ettirmek çok zordu.
 
‘’Poppa’’(Abi!)
 
Ama yaklaştıkça Dietrich yalnız değildi.
 
‘’Lütfen çıkar!’’
 
‘Ugh. Nedir o?’
 
Bir adamın kafası ayaklarının arasına yerleşmişti.
 
‘Hayır, sıkıştığını söylemek daha doğru olur’
 
Bir insan kafası normalde bir tohum gibi zeminden büyümez o zaman o gömülü olmalıydı.
 
‘’Kahretsin çıkar şunu! Seni p*ç!’’
 
‘’Oyunun kurallarını ilk yıkan sensin Yuric’’
 
‘Yuric?’
 
Dietrich’in arkasına takıldım.
 
Ama Dietrich’in kanlı yüzünü görünce ağzımı kapattım.
 
Yere bir insanı gömmesine rağmen ruhsuz bir yüz.
 
‘Oh, sanırım yanlış yolu seçtim’
 
Dietrich’in yerine Derreck’e takılıp takılmamam gerektiğini bilmiyordum.
 
Bu kişinin kardeşine önem vereceğine inanamıyordum ve bu benim aklımdan gülmemi sağladı.
 
Hayır, Derreck, Dietrich tarafından her hâlükârda yenilecek bu yüzden bunu iyi görmenin bir anlamı yok.
 
‘Bu lanet olası adamın yanında dur’
 
Odadan dışarıya çıkmamın eforumu şüpheci bulmaya başladım
 
‘’…..ne?’’
 
Dietrich beni gölgesiyle yakaladı ve beni ayaklarının yanına taşıdı yani neredeyse gömülü kişinin olduğu yere.
Daha önce hiçbir çocuğa sarılmamış gibi görünüyordu. Bu ilk izlenimi benim elimi kabaca ve tedirgince tuttuğunda görmüştüm.
 
Altı yaşındaki bir çocuğun bir bebekle ne işi olabilirdi ki?
 
Ama Dietrich hiçbir sertlik belirtisi göstermedi.
 
‘’Neden etrafta yuvarlanıyorsun?’’
 
‘’Pa!!!’’ (Hayır!)
 
Dietrich’in kelimeleri ile bana top gibi davranmasından rahatsız oluyordum ama rahatsızlık hissini umursamadan gülüyorum.
 
‘Ben tatlıyım! Bu yüzden güzel değil miyim?’
 
Samimi bir arzu ile gözlerimi parlatıyorum.
 
‘’Bbbaba!’’ (Merhaba!)
 
‘’Ha.’’
 
Dietrich benden rahatsız oluyormuş gibi kaşlarını çattı ve beni kucakladı.
 
Kaleye dönmek için geriye döndüğünde ben zemine gömülü olan solgun yüzü görebiliyordum.
 
Toprağa gömülmüş olsa da parlak kırmızı saçlı figürün bacakları lahana gibi yerde saçılmıştı.
 
‘’Nereye bakıyorsun!’’
 
Onu yere gömen kişi Dietrich’ti ama o bana kızıyordu. Sanki beni yemek istiyormuş gibi bana baktı.
 
‘Saçları kırmızı olan kişi…’
 
Yuric LaGrange
 
Romanda destekleyici roldü.
 
LaGrange ailesi nesillerdir tehlike işaretleri sanılan siyah gözleri miras almıştı ama Yuric LaGrange bunu miras almayan tek kişiydi.
 
‘Yuric romanda kesinlikle Büyük dük olan Dietrich’in sağ koluydu.’
 
Ayrıca Dietrich’in emirlerine göre babası Derreck LaGrange’nin boynunu kesen kişiydi.
 
Dietrich erkek ana kahraman tarafından mühürlendikten sonra Yuric pes etmeden onu kurtarmaya çalışacak kadar sadıktı.
 
‘Ama sadakat neden toprağa gömülü?’
 
Başlangıçta ilişkileri kötü müydü?
 
Romanda bu kısımdan bahsedilmiyor, o yüzden bilmiyorum.
 
‘’Pa?’’ ( Neden o gömülü?)
 
Yere gömülü olan çocuğa doğru kafamı eğerek örtülü bir şekilde ona sordum ama Dietrich cevap vermedi.
 
‘’Civcive benziyor’’
 
Sadece kendi yaptığım seslere gülüyordum.
 
Ama Dietrich ile buluşma amacımı gerçekleştirdim için daha iyi hissediyordum.
 
Dietric’in kollarında yürümeye çalıştığımda o durdu.
 
‘’Şimdi aşağı in’’
 
‘’Ppa!’’
 
Olur muydu?
 
Onunla o kadar yakın olmamamıza rağmen çok fazla ten temasımız vardı.
 
Dietrich tereddüt etmeden beni yere koydu.
 
Az kalsın bir çapul gibi yere atılıyordum o yüzden sadece sırıtabildim.
 
‘Sanırım yeteri kadar tatlı değilim’
 
Romanda Anissa harika bir güzellikte olan birisi gibi tarif edilmişti bu yüzden bir derece tatlı bir bebek olacağımı umuyordum.
 
Bebekler çirkin olsalar da genellikle tatlı olurlardı.
 
‘Ben şimdiye kadar hiç yüzümü görmedim’
 
Şimdiye kadar hiç odayı terk etmedim bu yüzden bir aynada hiç yüzüme bakamadım.
 
Aniden görünüşüm hakkında meraklandım.
 
Romanda tasvir edilen kısmı hatırladım ama bu kendimi görmekten tamamen farklı olurdu.
 
Örneğin, ben Dietrich’in güzelliğinin hiç bu kadar olacağını fark etmemiştim.
 
Romanda sadece düşman olduğu Euclid kadınları tarafından bile sadece görünüşü yakışıklı diye anlatılmıştı.
 
‘’Ben gidiyorum’’
 
Ben farklı bir şekilde düşünürken Dietrich benden uzaklaşmaya başlamıştı.
 
‘’Pa’’(Bekle)
 
Hızlıca Dietrich’i takip ettim.
 
‘Neden bu kadar hızlı?’
 
Zemini katlayın ve beni bırakın öyle ilerleyeyim.
 
Onun bacakları bayağı uzundu ama hala bir çocuk olmasına rağmen Dietrich çok hızlıydı.
 
O emeklerken bile onu yakalayabileceğimi zannetmiyorum.
 
‘Oh, hayır yakalamak için ne şans!’
 
‘’Kyaakkk!!!’’
 
Ama Dietrich bu şekilde kaçamadı.
 
Ayaklarıma kadar örten pijamaları yukarıya çektim ve hızlandım.
 
Hufftt
 
Sonra hızlı gitmeye başladım ama yerde olan bir cam parçasını göremedim.
 
‘Hayır’
 
Sadece yetişkin bir baş parmak boyutunda bir çam parçası olsa da bu benim avuç içim kadardı.
 
Hayalimin ötesinde bir acıyla çığlık attım ve durdum.
 
‘’Heuu…’’
 
Anlaşılan geriye bakmadan gidiyordum ama Dietrich bana baktı.
 
‘’Huaaaa’’
 
Kan ya da gözyaşına sahip olmayan kötü kardeş bunun kendi kız kardeşi olduğunu bilmeli
 
‘Bu kötü çocuk!’
 
Dietrich sadece bana bakıyordu.
 
‘’Huaaaaa.’’
 
Sana ağladığımı düşünme çünkü avucumda bir bardak parçası var.
 
Çocukların çığlıkları istendiğinde kontrol edilemez, aksine fizyolojik reaksiyonlardır.
 
Tehlikedeydim.
 
Benim çığlığımın anlamı yardımını istemekti.
 
Geçmiş yaşamımın hatıraları ne kadar uzun olursa olsun bu vücut bir bebekti ve vücut gözyaşlarına boğuldu çünkü kan avucunun içinden aktı ve ona eşlik eden dayanılamaz acı.
 
İşte böyleydi.
 
Dietrich’in aurasını yavaş yavaş değişmeye başladı.
 
Derreck LaGrange’nin aurası gibi kırmızı değildi ama yavaşça kızılımsı hale geliyordu.
 
‘Ow. Kızgın olmalı’
 
Eğer anılarım doğruysa kırmızı aura hiçbir zaman iyi bir duygu değildi.
 
Bunun hakkında düşünmeseniz bile bu kızgınlığın aurasıydı.
 
‘’Hey’’
 
Vücudumdaki bütün sabrı topladım ve bu durumda insanüstü güçlerimi gösterdim.
 
Bir yetişkin için bile zaten başlamış olan bir ağlamayı durdurmak zordur.
 
Ama ben yaptım.
 
Aksi taktirde Dietrich beni Yuric’in yanına gömer.
 
Yuric’in bir ölçüde gölge şeytanla ilgilenme yeteneği vardı ama benim yoktu.
 
‘Benim hiç gücüm yok’
 
Önceki hayatımda aldığım tek bir ders vardı.
 
Çaresiz bir adam isyan ettiğinde sadece dövülür.
 
‘’….Neden ağlamıyorsun?’’
 
Yaralı bir bebek bile Dietrich’in gizemli görünümüne baktıktan sonra ağlamayı bırakacaktır.
 
Yerde otururken ve kanamam varken büyük gözlerimde ki gözyaşlarıma rağmen ayakta durup hiç ses çıkarmayan beni izlemeye devam etti.
 
‘Ah, ağlayamazsın!’
 
Eğer ağlarsan ölürsün.
 
Dudaklarımı sıktım ve ona baktım.
 
Güneşi yiyormuş gibi görüne karanlık gözler içimi görüyor gibiydi.
 
Dietrich’in benim bir yetişkin ruha sahip olduğumu bulacağından korkuyordum.
 
Zaman durmuş muydu?
 
Uzun süre zaman durduktan sonra zaman bana geri döndü.
 
‘’Her şekilde öleceksin zaten’’
 
‘’…Euuu’’
 
‘’Hızlıca ölmek daha iyi değil mi?’’
 
Garip bir şekilde bana bunu söylemen yardım gibi geliyor.
 
Bu yüzden yakında ölmemi söylemene rağmen, kendimi kötü hissetmedim.
 
Kanı elime yaydı ve dikkatlice cam bardak parçasını çıkardı.
 
Hasta hissedip hissetmeyeceğimden bağımsız olarak Dietrich’in cam parçasını çıkaracağını umarak gözlerimi kapattım.
 
Ama o camı dikkatli bir dokunuşla çıkardı ve diğer eliyle gözyaşlarımı bile sildi.
 
Düşündüğümden daha tatlı bir hareketti bu yüzden garip hissediyordum.
 
Bu çocuğun gelecekte kötü olacağını düşünmeye inanmak zordu.
 
‘’Sen sadece bir bebeksin’’
 
 
 
*****************************
Çok uzun süre oldu kabul ediyorum. Şu aralar çok meşgulüm ve her şeyin bir düzene oturmasını bekliyorum. Umarım beğenirsiniz… İyi okumalar….


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


3   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   5 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.