Kovl, Fresta'yı duyduktan sonra başını geri çekti. Yolculuk bir süre daha aynı sessizlikte devam etti. Fakat bir anda bu sessizlik bozuldu. Bu sessizliğin bozulmasının nedeni arabaya saplanan bir oktu.
"Komutanım! Baskın var!"
"Tisha, bayan Fresta'yı koru! Geri kalanlar, baskıncıları avlayın!"
"Emredersiniz!"
Bu bir baskındı... Fresta'nın kalbi küt küt atıyor, korkudan titriyordu. Sürekli bir olay çıkıyor, başına gelmeyen kalmıyordu. Fakat bu durum diğerlerinden farklıydı. Çünkü yanında onu koruyan güçlü korumaları vardı.
"Merak etmeyin, bayan Fresta. Biz yanınızdayız. Bu sadece küçük bir baskın."
Tisha'nın bu sözleriyle Fresta'nın içine su serpilmişti. Fakat baskın küçük diye bir tehlikesi olmayacak diye birşey yoktu. Fresta'nın at arabasındaki kapı birden açıldı. Kapıdan geçmeye çalışan bir hayduttu. Fakat Tisha hemen olaya müdahale etti. Tisha bıçaklarını oldukça iyi fırlatıyor ve her seferinde isabet ettiriyordu. O da kapıdan diğer dövüşenlere bir süre yardım etti. Sadece Tisha değil, Kovl da etkileyici bir şekilde dövüşüyordu.
"Bayan Fresta, haydi arabanın içerisinde baskının bitmesini bekleyelim. Kovl ve diğerleri geri kalanları halledecektir."
Fresta her ne kadar Tisha ve Kovl'a hayran kalsa da karşısındaki manzaradan epey korkmuştu.
Kısa bir süre sonra Kovl'un sesi duyuldu. Bu baskının bittiğinin habercisiydi.
"Baskını bastırdık! Herkes görev yerine! Ağır yaralılar varsa diğerleri onlara yardım etsin!"
"Emredersiniz!"
Fresta baskının bittiğini duyunca rahatlamıştı. Arabaya yine sessizliğin hakim olmasıyla beraber, olanları düşünüyordu. Her ne kadar korkmuş olsa da Tisha ve Kovl'a hayran kalmıştı.
"Tisha, sen ve Kovl harika dövüşüyordunuz."
Tisha övgüyü duyunca biraz utandı. Daha önce fazla övgü almamıştı.
"Umm, teşekkür ederim. Fakat henüz Kovl'la kıyaslanamam."
Arabaya yine sessizlik çökmüştü. Yol oldukça uzundu ve hava kararmıştı bile. Fresta ise arabada uyuyakalmıştı. Tisha, Fresta'nın üzerini örttü. Gece oldukça sakin ve sessizdi. Kovl başını arabaya uzattı.
"Hey, Tisha. Ben nöbet tutarım. Sen biraz uyu. Bugün çok yorulmuş olmalısın."
"Teşekkürler, Kovl. O halde yatacağım."
"Tamam, iyi uykular."
Tisha'da uyumuştu ve Kovl dediği gibi nöbet tutuyordu. Gece olaysız ve sakin geçti. Gün ağarmaya başlayınca Kovl hafifçe esnedi. Birkaç saat daha yol devam ettikten sonra sonunda varmışlardı. Kovl başını arabaya uzatarak Fresta'ya seslendi.
"Bayan Fresta, vardık."
Fresta bunu duyunca oldukça heyecanlanmıştı. Sonunda ailesiyle tanışabilecekti. Aceleyle perdeyi çekti başını dışarıya uzattı. Dışarıya baktığında kocaman bir bahçe ve bir giriş kapısı görünüyordu. Giriş oldukça heybetliydi. Bahçe ise o kadar büyük ve genişti ki köşk görünmüyordu bile. Kovl arabadan indi ve kapının yanındaki korumalardan birinin yanına gitti. Ardından o koskoca heybetli kapı yavaşça açılmaya başladı. Kovl geri geldi ve araba hareket etmeye başladı. Araba bahçenin içerisinden geçerken Fresta kafasını çıkarmış dışarıyı izliyordu.
"Bayan Fresta, bahçe oldukça büyük değil mi?"
Fresta heyecanla cevap verdi.
"Evet! Bahçe ne kadar da büyük!"
"Ben de ilk gördüğümde çok şaşırmıştım. Fakat zamanla alıştım. Rodalenne ailesi çok büyük bir aile."
"Ailemi görmek için can atıyorum."
Birkaç dakika sonra araba durdu. Kovl, arabanın kapısını nazikçe açtı.
"Bayan Fresta, köşke vardık. Artık inebilirsiniz."
"Ah, gerçekten mi?"
Fresta, Kovl'un yardımıyla arabadan indi.
"Teşekkürler, Kovl"
Tisha da aynı şekilde arabadan indikten sonra Fresta, Tisha ve Kovl ile birlikte köşkün önüne doğru gittiler. Köşkün kapısı açıldı ve içeriden 3 kişi çıktı. Yanlarında birkaç kişi daha vardı, fakat diğerleri korumalara benziyordu. Bu 3 kişi Fresta'nın ailesi olmalıydı. Adam, koyu mavi saçlı, mavi gözlü, açık tenli, uzun ve yakışıklıydı. Yanındaki kadın ise beyaz saçlı, açık tenli, mavi gözlü bir kadındı. Yanındaki adama göre biraz kısa kalıyordu. Oldukça zarif giyinmişti ve çok güzeldi. Adam ve kadın birbirlerine çok uyumlulardı. Bunlar Fresta'nın annesi ve babası olmalıydı. Üçüncü kişi ise 4 yaşında bir erkek çocuktu. Çocuk annesine çekmiş olamlıydı ki, o da beyaz saçlıydı ve mavi gözlüydü. Aynı şekilde açık tenliydi. Annesinin tıpatıp aynısı gibi görünmesiyle birlikte oldukça da tatlıydı. Bu çocuk ise Fresta'nın erkek kardeşi olmalıydı. Çocuk, Fresta'yı görünce heyecanlandı ve doğruca Fresta'ya koştu.
"Ablaaaa!!! Sonunda geri döndünn!! Seni çok özledim."
Fresta, kendisine sarılan kardeşine baktı ve gülümsedi. Nedenini anlayamadığı bir şekilde kendini bu ailedenmiş gibi hissetti.
"Merak etme. Artık buradayım."
Fresta bunu söyledikten sonra, kardeşiyle birlikte annesi ve babasının yanına gitti.
"Kızım, şükürler olsun ki iyisin!"
"Sana birşey oldu diye çok korktuk!"
Ardından ailesi de kızlarına kavuşmanın sevincini yaşayarak Fresta'yı kucakladılar. Fresta durumundan hiç te şikayetçi değildi. Kendini onlara karşı sıcak hissediyor ve onların yanında rahat ediyordu. Kucaklaşmadan sonra hep beraber içeriye geçtiler.
Devam edecek... Okuduğunuz için teşekkürler♡
YZR: Yeni bölümleri daha erken okumak isterseniz sizi tatliidurakk.blogspot.com adresine bekleriz.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.