Ninya ve Fresta artık rahat bir uyku çekebilirlerdi. Bütün bu olaylardan sonra sonunda dinlenebilirlerdi. Gözlerini yumdular ve rahatça uykuya daldılar...
○○○
Sabah olmuştu. Odaya vuran güneş ışığı ve Manor'un kapıdan seslenmesi ile Fresta gözlerini açtı.
"Küçük hanımlar! Sabah oldu, lütfen hazırlanın ve aşağıya kahvaltıya gelin."
"Tamam, Manor. Birazdan orada oluruz."
Manor gittikten sonra bir anda kapı açıldı. Kapıdaki kişi Seka'ydı. Bağırarak henüz uyuyan Ninya'ya doğru koştu.
"Hey, Ninya! Seni uykucu, hadi uyan!"
"Aah, bu da ne? Seka, in üstümden. Kalkıyorum şimdi."
Görünüşe göre Seka erkenciydi. Çoktan hazırlanmıştı bile. Fresta ve Ninya'da kalkarak hazırlandılar ve hep beraber aşağıya indiler.
"Günaydın, bayanlar. Haydi kahvaltı yapalım. Bayan Fresta, size güzel haberlerim var."
Fresta, masaya oturdu ve Manor'un bahsettiği güzel haberlerin ne olduğunu sordu.
"Günaydın Manor. Güzel haberler mi? Ne oldu?"
"Bayan, Fresta. Sizi almak için gelen at arabası yarın burada olacak. Yani yarın ailenize geri dönebileceksiniz."
"Ah, bu harika bir haber!"
Ninya'da, Fresta için mutlu olmuştu. Fresta ailesinin nasıl göründüğünü veya nasıl insanlar olduğunu çok merak ediyor ve onlar hakkındaki herşeyi bilmeyi istiyordu. Tüm bunların yanında, içinde ailesini hiç tanımasa bile onlara karşı garip bir özlem duyuyordu. Fakat Fresta giderse kendisine ve kardeşine ne olacaktı? Fresta, Ninya'nın bu düşüncesini sorusu ile dağıttı.
"Ah, Manor. Bu arada Ninya'ya ne olacak. Eğer onlar burada kalırsa er ya da geç askerlere yakalanacaklar. Ninya ve Seka için yapabileceğimiz bir şey yok mu?"
"Bunun için endişelenmeyin, bayan Fresta. Biz onları koruyabiliriz. Fakat bunun için Rodalenne ailesinin bir kuralı var. Eğer sizi korumamızı ve bakmamızı istiyorsanız, en az biriniz Rodalenne ailesinin emri altına girmeli ve Rodalenne ailesinin korumalarının aldığı eğitimi almalısınız. Fakat önceden uyarmalıyım ki, bu eğitim zorlu olacaktır. Yine de kabul ederseniz, şu anda Ninya yalnızca 9 yaşında olduğu için eğitim 3 yıl sonra başlayacak. O süreye kadar Rodalenne ailesinin koruması altında olacak. Kabul ediyor musunuz?"
Bu Ninya için harika bir fırsattı. Hayatı boyunca zor günler geçirmişti. Hayatının yine böyle geçmesini istemiyordu. Yine hırsızlığa başvurmak ve sürekli kaçmak istemiyordu. Ayrıca kardeşi Seka'yı da korumalıydı. Ninya cevap verdi.
"Tabii ki kabul ediyorum!"
"Güzel. Fakat Rodalenne ailesinin kuralları sert ve ciddidir. Eğer kurallardan birini ihlal edecek olursan bu sana sadece zarar getirecektir. Her zaman kurallara ve emirlere uymalısın. O halde 3 yıl sonra eğitimin başlayacak. 3 yıl boyunca bizim korumamız altında olacaksın."
Manor devam etti.
"Hadi artık kahvaltımızı yapalım."
Ninya sonunda rahatlamıştı. Rodalenne ailesinin emri altına girerek daha da güçlenebilir ve daha iyi bir hayat yaşayabilirdi. Bu onun için kaçırılamayacak bir fırsattı.
Hep beraber güzel bir kahvaltı yaptılar. Fresta hala dışarıyı araştırmak ve bulunduğu yer ve durum hakkında daha çok şey öğrenmek istiyordu.
"Hey, Manor. Acaba.. dışarıya çıkabilir miyiz?"
"Bayan Fresta, şu anki durumumuzda bu oldukça zor. Bildiğiniz gibi, daha dün bir olay yaşandı ve askerler sizi kovaladı."
"Haklısın.. Fakat, hiç bir yolu yok mu?"
"Aslında bir yolu var. Fakat bir peruk takmanız gerekecek. Sadece sizin değil, arkadaşınızın da takması gerekli. Ayrıca başka korumalarınız da, daha önce dediğim gibi, etrafa dağılmış durumdalar. Yine de hala durum tehlikeli, çünkü artık etraftaki halk ve askerler sizin yüzünüzü biliyor. Bu yüzden oldukça fazla dikkatli olmalısınız."
"Teşekkür ederiz, Manor!"
Fresta, durum her ne kadar tehlikeli olsa bile, merakına yenik düşmüş ve dışarıya çıkıp keşfetmek istemişti.
Manor birkaç dakikalığına gitti ve elinde iki adet perukla geri döndü.
"Bayan Fresta bu siyah peruk sizin. Bu kestane rengi perukta arkadaşınız için."
Herkes hazırlandı. Manor'da hazırlanmıştı. O da Fresta'nın yanında şahsi koruması olarak onlarla gelecekti. Dışarıya çıktılar ve gezinmeye başladılar. Meydanın olduğu yer oldukça tehlikeli olduğu için tam tersi yönde ilerliyorlardı. İnsanlar at arabaları kullanıyor ve bazıları da yanlarında korumalarla dolaşıyordu. Bu durum hiç de garip karşılanmıyordu. Biraz daha ilerledikten sonra, Ninya seslendi.
"Hey, Fresta! Biz Seka ile ayrılarak gezsek sorun olur mu?"
"Hım, bilmem ki. Manor?"
"Sanırım sorun olmaz."
Manor, bunu söyledikten sonra cebinden bir kese çıkardı ve Ninya'ya verdi. Ardından devam etti.
"Küçük bayan, bu keseyi de yanınıza alın. İçerisinde 50 gümüş var."
"Teşekkürler! O halde biz ayrılıyoruz. Tekrar burda buluşalım. Hoşçakalın!"
"Hoşçakal Ninya!"
Ninya ve Seka ayrıldıktan sonra Fresta, Manor'a döndü.
"Imm, Manor. Bana para sistemini açıklayabilir misin? Bunu da hatırlamıyorum."
"Tabii ki. Kısaca şöyle özetleyebilirim. 100 adet bakır, 1 adet gümüşü oluşturuyor ve 100 adet gümüş ise 1 adet altını oluşturuyor. Esas para ise gümüş üzerinden dönüyor. Anlatabildim mi? Başka nasıl açıklayabilirim bilmiyorum."
"Hmm, anladım sanırım. Sağol, Manor."
Manor para sistemini anlattıktan sonra biraz daha dolaştılar. Biraz daha ilerleyince Fresta'nın gözüne birşey takıldı. Bu oldukça uzun bir sıraydı.
"Hey, Manor. Şuradaki uzun sıra da neyin nesi?"
Manor, Fresta'nın baktığı yöne doğru baktı ve durumu anlayıp cevap verdi.
"Bu, uyanış akademilerinin kayıt noktası olmalı."
Devam edecek... ~Okuduğunuz için teşekkürler~
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.