The Rebith of The Dark Princess - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




2   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   4 


           
Babanın düşünceleri. 

Yalnızlık bu mu? Gerçekten de berbat bir his!O saraydan ayrılalı sadece bir gün oldu ama onsuz bi gün bile berbattı. Sabah koşarak kimse yanıma gelip" babacım! "diye bağırmadı.

Hmm artık buna alışmayım. Her ne kadar böyle desem de yemek masasında yanımda oturduğunu düşünerek tabağı ona uzattım ama sandelye de kimse yoktu.. Sabah onun gittiğini unutup koridorun köşesinde saatlerce onun" Günaydın babacığım "diyerek koşmasın ve üstüne atlamasını bekledim. Ta ki yardımcım bana" kimi bekliyorsunuz efendim?" diyene kadar..  

Herşey plana göre gitsede hiçbir şey plana göre gitmiyor. Aklıma hayla" biliyorum" dediği zaman geliyor. Eminim ki gerçekleri bilseydin eğer.. 

Bardağı duvara atar.(Çat!)

Anlıyorum herşey benim aptallığımdı! Sadece, sadece o hatayı yapmamış olsaydım eğer..! 

Ahh.. Bu korkunç baş ağrısı da ne? Çok uykum var... 

"Baba! Babacığım! Hadi kalk artık!" 

"Ella.." 

"Hadi ama baba annemle senin için kahvaltı hazırladık." 

Tutup kolumdan çekti. 

"Ben önden gidiyorum geç kalma! "

Tam Ellayı tutucakken bir el kolumu kavradı. 
 
"Bronte! "

"Yemin ederim ki gördüm sorumlu Kraliçeydi! O yaptığını kendi gözlerimle gördüm!"

Bir anda herşey karardı ve 12 yıl önce ki o gün tekrar gözümün önünden canlandı. 

"Sayende tüm planlarım kusursuz işledi!"

Kraliçenin cesedi yerde kalmıştı. Bu sırada kapı açıldı ve titreyen bir ses duyuldu. 

"A-anne! Canavar! Sen canavarsın!" 

"Ella açıklayabilirim!" 

Bronte kahkahalara boğuldu. 

"Neyi açıklıycaksın ha?Kraliçeyi öldürdüğünü mü yoksa kızının lanetli olarak hiç sevilmeyecek bir duruma getirdiğini mi? Haha!" 

Kraliçe Ellaya sıkıca sarıldı bu sırada balkon kapıları çarptı tüm camlar kırıldı ve Ella ile kraliçe o şiddetli rüzgarla kayboldu. 

Bronte omzuma dokundu. 

" Hiçbir zaman gerçekleri öğrenemiyeceksiniz. Hahahaa! Canavar! "

" Hayır, hayır hayır! Bu bir rüya hayır Ella!" 

Sarayın önünde büyük bir kalabalık vardı.  Lanetli Prenses Ella sonunda öldü!Bronte lanetli prensesi zehirledi. Artık krallığımız refah içinde yaşabilir! 

" Kraliçe Bronte çok yaşa! "

*****

Nefes nefese kalmıştım. Güneş yeni yeni doğuyordu. Koşarak sarayın ikinci kısmına gittim. Kapıyı yavaşça araladım. 

Odadaki büyük portreye baktı. 

"Şimdi ne yapmalıyım kız kardeşim?" 

Çekmecenin üstünde duran saati aldım. İhanet mi? İhanet ama hangi tarafta ihanet..bilemiyorum! 

Saatin anıları gözümda canlandı.. 

"Al bakalım, doğum günün kutlu olsun prenses!" 

"Teşekkür kraliçe. Ama neden bu kadar zahmete girdinki bu saat çok güzel. " 

"Abi şuna bak kraliçe beni senden daha çok seviyor. Kıskan!" 

"Öyle olsun bakalım!" 

 "Ben dükle konuşcam sonra görüşürüz!" 

"İmparatorum, imparatorum!" 

"Evet?" 

"Size çok önemli bir şey söylemek istiyorum!" 

"Nedir?" 
  

"Dün kraliçeyi kendi kendine konuşurken duydum ve.." 

"Zırvalama!" 

"Kraliçe esir edildiği için intikam olarak prensesi öldürecek! Eğer kraliçe yarın bir büyücü getirirse ondan zehir alacak ve prensesi öldürecek!" 

"Şovalyeler atın şunu zindana!" 

"Görüşücez imparatorum.." 

Ve... 

"İmparatorum! Prenses!" 

O kadının tüm söyledikleri doğruydu. 

 O anda gözümde bir kişi daha canlandı. 

"Abi.. Neden hıg hıg ona inandın? Neden bize inanmak istemiyorsun!?" 

"B-Ben.." 

"Aptalsın sadece aptal! "

Bir anda canlanan herşey yok oldu. Sessizlik yeniden hakim oldu. 

Belkide artık araştırmalıyım... 

Sağ kolum Richard'ı çağırdım. 

"Kraliçeyi son ziyaret eden büyücüyü çağırın! "

****

"Sorgulamanızın on iki yıl önce bittiğini sanıyordum.." 

"Bana cevap ver kraliçe ile neden görüştünüz!?" 

"Bunca zaman.. Beni dinlemediniz ve kraliçeyi öldürdünüz beni hapse tıktınız ve şimdi mi bunu soruyorsunuz? Haha!" 

"Cevap?!" 

"En azından kraliçenin ruhu rahat olsun diye söylüyorum." 

"Evet..?" 

"O gün Bronte adına bir kadın tarafından gönderildim. Amacım başta kraliçeyi öldürmekti ama sonra kadın bana planların değiştiğini ve prensesi öldürmem gerektiğini söyledi. Kraliçe çok saftı ve prenses de öyle kraliçe bunu duyduğunda kendini öldürmemi söyledi ama artık çok geçti.. "

Kelimeler kafamda yankılanıdı.. 

" Hahaha! B-ben hatalıyım haha aptaldım haha! "

Ağlamaya başladım. 

" Ben hatalıyım! Benim suçum! "

" İmparatorum infazımdan önce bildirmek isterim ki kızınız tüm gerçekleri biliyor kızınızın içindeki karanlığın ortaya çıkmasına neden oldunuz. Ben bir büyücüyüm ne olup bittiğini gördüm. "

" O biliyordu bu yüzden arkasına dahi bakmadan çekip gitti." 

" Askerler Bronte nerde!! "

Kafayı yemiş haldeydim, çaresizim.. 

" Efendim o, o kayıp! "

" Ne! "

*** ***

Teyzem elimden tutup yere inmeme yardım etti. Bu sırada sarayın önünde büyük bir kalabalık vardı. 

Hizmetçiler beni yıkadıktan sonra yatağa yatardı. 

Bu sırada kapı yavaşça açıldı. 

" Siz kimsiniz?! "

 Boş bir ifade ile baktı yaşıtız gibi geliyordu. 

Yüzüme doğru eğildi ve sordu. 

"Kime benziyor olabilir..?!" 

Soğuk bakışlarının altında ezildikçe ezildim. 

Ama hiç şüphesiz aklımdan geçen şey...

[Kim bu kendini beğenmiş egoist soğuk bakışlı çocuk?! "] 

💜Bölüm Sonu 💜


















Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


2   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   4 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.