The S-Classes That I Raised - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




1.4   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   1.6 


           
Akşam yemeğine biraz zaman vardı, bu yüzden ben ve keyfimin kahyası Kore Avcılar Derneğine gitmeye karar verdik.

"F-sınıf alsam iyi olur" diye düşündüm.

Planım, temel becerileri söylemek ama ünvanları ve onların ek becerilerini gizlemekti. Herhangi bir L-seviyesi ya da en azından S-seviyesi savunma becerilerine sahip olmayı geçtim, bir F-sınıfı için L-S destek becerilerine sahip olmak aşırıya kaçmakla kalmaz, tehlikeli de olur.

Özellikle Benim Veled ve Filiz gibi zindan dışında kullanılabilecek yeteneklere sahip olan birinin kendini savunma yeteneği yoksa açıkça alnının ortasına ’lütfen gelin ve beni kaçırın’ yazmakla eşdeğerdi. 

Gücünü kullanman için seni kaçırıp işkence edebilirler. 

Destek becerilerin yalnızca savaş sırasında kullanılabiliyorsa o zaman durum ’seni de bunun içine çekiyoruma’ dönüşebilir. Bu yüzden normal bir grup kurmak daha iyiydi. Ancak bu yetenekler zindan dışında kullanılabiliyorsa ve savaşla alakası olmayan bir destek becerisiyse, seni yakalayıp köle gibi çalıştırırlar ve sana maaş bile vermezler.

Aslında böyle birçok kurban var.

’O yüzden Bakıcı ünvanımı da saklayacağım.’

Eğer derneğe açıklasaydım, Avcı sınıfım anında yükseltilirdi ama bunu yapmadım çünkü korktum. O zamanlar kardeşimin beni terk ettiğini ve onun desteğini alamayacağımı düşünüyordum.

Bu sefer ne yapmalıyım?

’Sanırım Yoohyun-ie’ye her şeyi anlatmak daha iyi olacak. Lonca işlerine yeteneklerimle yardımcı olurken onun desteğini ve korumasını alırım?’

Ejderha Katilini açıklamak bir tık zor olur o yüzden onu da rafa kaldıralım. Ona sadece Mükemmel Bakıcıyı anlatacağım. Sadece Umut Vadeden Filizle bile hyung rolümü güzelce yerine getirebilirim. Bir grup yetenekli çaylak getirirsem, beni loncadan atmak şöyle dursun, bu sefer benim için bir koltuk ayırabilirler.  

Keyifle hayal kurarken kapıyı açtım ve gözlerimiz buluştu.

"Uh..."

Boyu rahat 1.90’ı geçen, göz korkutucu bir yapıya sahip adam, kapının diğer tarafında koridorun duvarına yaslanmış bana soğuk bir ifadeyle bakıyordu.

A-sınıfı Uyanmış, Kim Sunghan.

Haeyeon Loncası’nın lideri Han Yoohyun’un sadık sağ kollarından biriydi ve savunma konusunda uzmanlaşmış bir savaş avcısıydı. Yoohyun-ie’ye olan sadakati büyüktü, bu yüzden beni çirkin bir bela olarak görüyordu... Yüzündeki ifadeye bakılırsa hâlâ öyle görüyor.

Ama neden buradaydı? Acaba yoldan mı geçiyordu...ya da değildir çünkü geriye yaslanmış bir hâlde yolumda duruyordu.  

"Um... merhaba?"

Kim Sunghan tamamen selamımı görmezden geldi. Bu da neydi? Geçen sefer böyle bir şey olmamıştı. Yoohyun-ie’nin dırdırını dinledikten sonra öfkelenip yerimden fırlayıp kendime bakabileceğimi ve beni rahatsız etmeyi bırakmalarını bağırarak söylemiştim.

"İlgilenmem gereken işler var. İyi günler dilerim!" dedim ve yanından geçip gitmeye çalıştım.

"Yapamazsın."

Alçak ve tok bir ses beni durdurdu. Sadece sözle de kalmadı, kolumu da tuttu.

"Lonca lideri-nim sana göz kulak olmamı ve gitmeni engellememi söyledi."

"Affedersin?" dedim şaşkınlıkla.

Ama neden? Başka bir Uyanış Yoldaşı bulmaya gideceğimden mi korkuyordu? Hyung’una hiç güvenmiyor muydu? Gerçi ben olsam, ben de güvenmezdim.

"Sorun çıkarmak gibi bir niyetim yok. Kısa bir süreliğine dışarı çıkıp geri döneceğim. Sadece bir saatliğine."

Buradan derneğe taksiyle 10 dakika sürüyordu. Hafta içi olduğundan çok yoğun olmazlar ve bir saatte Avcı kaydımı hallederdim. Ancak kolumu tutan el gevşemedi.

"Lütfen odana sessizce geri dön," dedi Kim Sunghan.

"Hayır, gerçekten çok kısa sürecek..."

Bakışlarındaki öfkenin artışıyla sesim kendi kendine kesildi. Tam o sırada:

[Baskı etkisiz hale getirildi!]

Korku Direnci becerim devreye girdi. Ama bu beceri olsa bile ne yapabilirdim ki? Korkmadığımı söylesem, beni burada döverdi. Gerçekten işe yaramaz bir şey.

"Anladım, geri dönüyorum. Hemen gidiyorum!" dedim.

Kim Sunghan’ın elini sıktım ve arkamı döndüm. A-sınıfının önünde bir hiçtim ve o da sözlerimin ona ulaşacağı kadar uysal biri değildi. Bekle, bir beceri denemeli miyim?

Tekrar arkamı döndüğümde Kim Sunghan’ın alnı kaşlarını çatarken kırıştı. Ne var kahpe herif? Bana öyle baksan bile bir işe yaramayacak. Umut Vadeden Filiz’i kullandığımda bir durum penceresi ortaya çıktı.

[Uyanmış Kişi - Kim Sunghan  

Şimdiki sınıf: A  

Olası uyanış sınıfı: A-S  

Optimize edilmiş başlangıç becerileri:  

Yenilmez Beden (S) - elde edilemedi  

Rejenerasyon (S) - elde edilemedi  

Toprak Kalkanı (A) - elde edildi.]

Ne büyük kayıp ama! Neredeyse fark etmeden bağırıyordum. Potansiyel uyanış seviyesi S derecesine kadar yükseliyordu ve iki adede kadar S-seviye beceri kazanabilirmiş de! Hatırladığım kadarıyla Kim Sunghan’ın ilk becerileri Toprak Kalkanı ve Zemin Sarsma idi. Zemin Sarsma da A-seviye bir beceriydi ama optimize edilmiş bir beceri gibi görünmüyor.

’Vay be, cidden çok büyük bir kayıp. Uyanmış bir kişiyi tekrar uyandıramaz mıyım? Kim Sunghan, optimize edilmiş uyanış!’

[Hedefin anahtar kelime etkisi tamamlanmadı.]

Ah doğru ya, anahtar kelime.

[Uyanmış hedefler, optimize edilmiş uyanış için seçilemez.]

Hemen ardından başka bir mesaj penceresi açıldı. Düşündüğüm gibi mümkün değildi. Yapabileceğim bir şey yoktu...

[Benim Veled En İyisi (L) tek beceriye odaklı gelişimin uygulanması, kişinin elde edemediği optimize edilmiş beceriler de dahil olmak üzere yeni becerilerin edinilmesini mümkün kılar.]

Ha! Tek beceriye odaklı gelişimle mümkün müydü? Şu aptal sistemin açıklamaları korkunç derecede eksik. Gizli etkilerin böyle geç keşfedilmesi, bir kereden fazla olmuştu. Hatta şöyle beceriler de vardır: "Hiçbir mesaj penceresi gelmemiş olsa da bazı ek etkiler var gibi gözüküyor..."

Neyse, elde edilemeyen S-seviye becerilerin kazanılmasının mümkün olması inanılmazdı... Öyleydi... İnanılmazdı ama...

’Başlayacağım anahtar kelimene!’

Kim Sunghan’a bakmak için başımı yukarı kaldırdım. Kaba saba duran adam, gözleriyle neden hâlâ gitmediğimi soruyordu. Benden 20 cm uzun olan ve görünüşü nedeniyle gangsterlerın[1] kendisine "hyung-nim"[2] diye hitap edeceği bir adam.

Evet, bunu yapamam. Katiyen bunu yapmayacağım.

Hiçbir şey olmamış gibi gülümseyip odaya girdim.

Ve içten içe çığlık attım.

’Anahtar kelimeyi değiştir!!’

Sıfırlayamazlar mıydı? S-I-F-I-R-L-A. Sadece bu seferlik bir kez daha geri dönmek istedim. Bir güncük geri dönmek de olur. Hayır, hatta bir saat bile yeter.

Yapmayacağımı söyleyerek arkamı döndüm ama bu büyük bir kayıptı. Lanet olası bir kayıptı!

’Loncanın bir S-sınıfı daha olsaydı çok büyük yardımı dokunurdu. Pekala, önce Yoohyun-ie’ye açıklayacağım ve yardımını alacağım...’

Kendi kendime mırıldanırken bir şeyi kaçırıyormuş gibi hissettim... Anahtar kelimeyi açıklamak mıydı? Becerilerimi söylemek miydi?

İçimi bir korku kapladı.

Hadi sakince durumu değerlendirelim. Şu anda ben...

’...burada mahsur kalmıştım.’

Beni buraya hapsetmişlerdi. Kapımın önüne konulan kişi A-sınıfı Uyanmıştan başkası değil. Sadece dışarı çıkmamı ve sorun çıkarmamı engellemekle ilgili olamayacak kadar aşırı bir durumdu. Bir C-sınıfı, hayır, sadece bir tane D-sınıfı bile beni durdurmak için yeterli olurdu.

’Yoohyun-ah sen var ya...’

Aklından ne geçiyordu acaba? Geriye dönmeden önce hiç böyle davranmamıştı.

Odanın etrafında volta attıktan sonra yatağa oturdum.

’Bir ihtimalle mevcut durum beni korumaksa?’

Aniden Yoohyun-ie’nin bana Yoldaşçılar’ın numarasını hemen sildirdiğini ve onları arayamaz hale getireceğini söylediğini hatırladım. O zamandan beri biraz tuhaf davranıyordu.

Ona karşı ne kadar zayıf olsam da abi olan bendim. Zaten bir yetişkindim ve Avcılara takıntılı olmadığım sürece kendi başıma gayet de iyi yaşayabilirdim. Ayrıca öncesine kıyasla bu sefer güzelce iletişim kurabilmiştik. Bu yüzden beni bu şekilde hapsetmesine gerek yoktu.

Zaten o velet Yoohyun-ie’nin beni kilitli tutma hakkı ya da gerekçesi yoktu, değil mi?

Biraz düşündükten sonra cep telefonumu çıkardım. Ona şahsen soracaktım.

Kısa bir bip sesinden sonra Yoohyun-ie cevap verdi.

"Kısa bir süreliğine dışarı çıkıp gelecektim ama Kim Sunghan-ssi[3] beni durdurdu. Bunu yapmasını sen mi söyledin?" dedim.

[Nereye gideceksin?]

Avcılar Derneği’ne gitmeyi demesem daha iyi olur...

"Eve gideceğim."

[Neden eve?]

"Evime gitmem için bir sebebim mi olmalı? Akşama geri dönmüş olurum."

Telefonda sesi bir dakikalığına kesildi, sonra bir ton daha düşük bir sesle geri döndü.

[Bu, Kim Sunghan’ın dediğinden biraz farklı.]

"He?"

[Ona bir saat içinde döneceğini söylediğini söylemişsin.]

"Hayır, onu beni durduğu için öyle söyledim. Özellikle bir yere gitmeyeceğimi kastettim."

Neden bu kadar hassas davranıyordu? İçimdeki kaygı iyice büyüdü.

[Özellikle bir yere gitmeyeceksen, o zaman orada kal. Ev ise... Hyung, hazır konusu açılmışken loncaya gelmelisin.]

"Ney?" dedim şaşkınlıkla.

[Ayrı yaşamamıza gerçekten gerek yok. Dünya bugünlerde güvenli değil. Hyung’un evinin yakınında hiç zindan yok ama ne zaman ve nerede ortaya çıkacağını kim bilebilir? Ya bir tane çıkarsa ne yapacaksın?]

Önümüzdeki beş sene boyunca güvenliydi. 

[Hemen taşınma hazırlıklarına başlıyorum.]

"Taşınmak derken? Hey!" dedim panikle.

[Dışarı çıkmam gerekiyor, o yüzden akşama kadar bana ulaşamazsın. Bir şeye ihtiyacın olursa Kim Sunghan’a söyle.]

"Hayır, bekle! Yoohyun-ah!"

Telefon kapanmıştı. Hem depresif hem de şaşkın bir şekilde telefona bakakaldım.

"Bu, geriye dönmenin yan etkilerinden biri mi?" diye kendi kendime sordum.

Bence gıcık kardeşimin kişiliği birazcık değişmişti. Şu veledin sorunu neydi?

’Mükemmel Bakıcı ünvanımdan bahsetmesem mi?’ 

Şimdi bile uyanış geçirmediğimi düşünüyorken, bu kadar kullanışlı bir destek becerim olduğunu söylersem odamdan bir adım bile atmama izin vermeyebilir... Gerçi şu an bile beni dışarı çıkarmıyor.

Lanet olsun, şimdilik saklamalıyım ve bir süre durumu takip etmeliyim.

’Eğer şu velet Yoohyun-ie garip davranmaya devam ederse pılımı pırtımı toplar, gider kendi takımımı kurarım.’

Yalnızca Mükemmel Bakıcı ile bile bunu yapmak mümkün.

İlk olarak gelecekteki A-S sınıflarını ziyaret ederim ve onları uyandırırım. Ama bunu yapacaksam, daha genç olanları bulmak daha iyi olur. Gençlere onlara uyanış geçirtebileceğimi söyleyip kalplerini kazanabilirim...

’...Bu tam anlamıyla dolandırıcılık ve insan kaçakçılığı gibi.’

Yi-yine de! Onlardan para almayacağım ve gerçekten uyanış geçirteceğim!

Uyanmış çocukların beni sırtımdan bıçaklamayacaklarından emin olmak için bir sözleşme yapmam gerekecek. "Uyanış sırrını açığa vurma, bir yılını beni koruyan ve bana bağlı bir Avcı olarak geçir." gibi bir şey yeterli olur. "Beni sonsuza kadar koru!" demek isterdim ama S-sınıfı uyanmış insanları bu kadar uzun süre bağlayacak hiçbir sözleşme maddesi yok. En fazla 10 yıl kadardı.

Eğer A ve S sınıflarını toplar ve geliştirme becerilerimi onların kalmasını sağlamak için kullanırsam kısa sürede büyük bir lonca kurulurdu.

’Ya da bir noktadan sonra Haeyeon Loncası ile birleşmek de iyi olur.’

Bir sürü A ve S sınıf getirsem Yoohyun-ie de beni dikkate alırdı. Tekrar beni hapsetmezdi, değil mi? Beni koruyacak çocuklarım olacaktı bu yüzden beni yakalayamazdı zaten. 

Güzel, o zaman yakalayacağım ilk uyanmış kişi... 

Üç yıl sonra uyanacak olan A-sınıfı Buz Cadısı, Bak Yerim. O olsa iyi olurdu. Diğer A-sınıflar arasında bile farkını hemen belli ediyordu. Hatta bir S-sınıfı olarak da uyanabilirdi.

’Kesinlikle Seul’de yaşıyordu. Zindan Patlamasında ailesini kaybettiğini ve Myeongdong istasyonu yakınlarında bir barbekü restoranı işleten arabasında kaldığını söylediği bir röportaj görmüştüm. Tam şu sıralar... on beş yaşında olmalı?’ 

...Bir ortaokul öğrencisiydi. Anahtar kelimeyi bir ortaokul öğrencisi üzerinde kullanmak...

Yemin ederim ki yaşımın yarısı kadar olan bir çocuğa karşı hiçbir kötü niyetim yok! Otuz yaşındaki bir piç kursunun bir çocuğa karşı garip düşünceleri varsa hemen ağzına bir kılıç sokulup infaz edilmeli! Bu sadece uyanış için bir hazırlık çalışması!

___________________________

[1] Gangster şey demek işte yasa dışı iş yapan kimseler. Yani Türkçesine baktım ama bir türlü içime sinen bir şey bulamadım. Ben de böyle bıraktım. 

[2] Hyung-nim saygılı bir şekilde abi demenin bir yolu ama aynı zamanda mafya babaları/çete liderleri için de sıklıkla kullanılıyor.

[3] ssi (-씨) genellikle profesyonel ortamlarda akranlar (veya yakınlar) için kullanılan nazik bir onursal ifade. Resmiyet seviyelerine bakarsak -nim’in altında ve -ah’ın üstünde. 

Redakte: chatgpt ve ben dhdjdjdkd bir kez kontrol ettim ama inşallah gözden kaçan kısım yoktur.

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


1.4   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   1.6 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.