Bölüm 2: Salak değil, ama onun yerine kör bir adam


Yan Wushi'nin; yaralı, ölmekte olan bir adamı sırtında taşımasının imkanı yoktu, o adamın Xuandu Dağı’nın lideri olmasına rağmen.

Zor işleri yapmak için elde bir öğrenci vardı. Bu yüzden, görev Yu Shengyan'a düştü.

Arındırıcı Ay Sekti, Yarım-Adım Zirvesi yakınlarında Funing Bölgesinde küçük bir köşke sahipti. Neredeyse tüm kemikleri kırıldığı için sırtında Shen Qiao gibi biriyle yürümek kolay değildi. Özellikle, birisi Shen Qiao'nun durumunun kötüleşmemesinden emin olmak için harcadıkları gücü de aklında tutması gerekiyordu. Yu Shengyan'ın hafiflik yetenekleri [1] ve ayak hakimiyeti en üst seviye olsa da, yine de köşke ulaşması iki saat sürdü.

Yan Wushi ondan önce varmıştı. O sırada çoktan rahatça çayını içiyordu.

"Efendim, Shen Qiao'yu gerçekten kurtaracak mısınız?" Yaralı adamı yerleştirdikten sonra, Yu Shengyan bilgilendirmeye geldi.

"Kurtarmamalı mıyım?" Yan Wushi soruyla cevapladı.

"Hemen hemen tüm meridyenleri [2] kırık. Kemiklerinin birçoğu da parçalanmış. İç qi'sinin [3] birazını tuttuğu doğru ama hayatını kurtarsak bile savaş sanatlarını geri kazanması için küçük bir umut var. Ayrıca, düşmeden dolayı kafasının arkası kırılmış. Bir salak olarak bile uyanabilir."

Yan Wushi hafifçe gülümsedi, gülümsemesinde hiç samimiyet olmasa da, "Qi Fengge'nın öğrencisi. Xuandu Dağı’nın sekt lideri. Tüm ortodoks sektlerinin komutanı. Bir zamanlar en yüksek ihtişamla yıkandı, yine de tek bir yenilgiyle işe yaramazdan da kötü hale geldi. Xuandu Dağı’na dönse bile, tekrar asla sekt lideri olamaz. Uyandığında ve içinde bulunduğu durumu anladığında, hislerinin ne olacağını merak ediyorum."

Yu Shengyan iç çekti, "Doğru. Sıradan bir insan bile böyle bir düşüşe katlanamazdı, Cennetler tarafından daima kayrılan Shen Qiao gibi birinden bahsetmiyorum bile. Ne kadar yüksek olursan, o kadar sert düşersin!”

Sonra şüphe etti, “Ama ne de olsa, Shen Qiao, Qi Fengge'nin bir öğrencisi ve ilk on içinde de yer alan Xuandu Dağı'nın lideri olduğu için, dövüş yeteneklerinin olağanüstü olması gerekiyordu. Kunye onu yenmiş olsa bile, nasıl bu kadar ezici bir şekilde yenebildi? Kunye’nin savaş yetenekleri geçmişteki Hulugu'dan bile daha iyi olabilir mi?”

Yan Wushi bir kez daha gülümsedi ve cevapladı, “Bu soru için, eğer Shen Qiao bir salak olarak uyanmazsa, o zaman ona sorabilirsin.”

Yu Shengyan, Shen Qiao'yu aldıkları andan beri ustasının çok iyi bir ruh halinde göründüğünü ve gülümseme sayısının bile eskisine kıyasla arttığını hissetti.

Ancak bu; ustasının, yüzünü net bir şekilde görmeden ilk kez tanıştığı birisi, Shen Qiao için yumuşak bir noktaya sahip olduğu konusunda yanlış bir izlenim vermek için kesinlikle yeterli değildi.

Çekinerek, “Efendi, Xuandu Dağı'nın bize borçlu olması için mi Shen Qiao'yu kurtarmaya karar verdi?” diye sordu.

Yan Wushi biraz zevkle ile açıkladı: “Yenilgisiyle ölürse, gelecekteki sıkıntılarını sona erdirmek için iyi bir yol olarak görülebilir. Peki ya uyanır ve sadece hayatta olduğunu değil, aynı zamanda bir zamanlar sahip olduğu her şeyini kaybettiğini, vücudunun ciddi şekilde yaralandığını, tüm meridyenlerinin kırıldığını ve savaş sanatlarının tamamen gittiğini öğrenirse - nasıl hisseder? Bir zamanlar ne kadar fazla güç ve otorite sahibi olduysa, böyle bir darbeyi kabul etmesi de bir o kadar zor olacaktır. Mentalitesi kesinlikle yıkılacak. O zaman ben onu öğrencim olarak alırsam, bu bir zamanlar riyakar, kibar kalpli olan Xuandu Dağı sekt liderini halkın gözünde ahlaki temel çizgileri bilmeyen biri olarak git gide Şeytani Sektin bir öğrencisine dönüştürürsem, çok ilginç olmaz mı?”

Yu Shengyan dinlerken dehşete kapıldı: “…Ya bir salak olursa?”

Yan Wushi, meselenin çok az önemi varmış gibi cevap verdi, “O zaman onu istediğin yere diri diri göm.”

Yu Shengyan tereddüt etti: “Efendim, Shen Qiao’nun statüsü oldukça özeldi. Neden onu bir iyilik için Xuandu Dağı ile takas etmiyoruz? En azından itibarlarının hatırına, sekt liderlerini yolda bırakmayacaklardır, değil mi?”

Yan Wushi hafifçe alayla gülümsedi. Bugün burada olan kişi en büyük öğrencisi Bian Yanmei olsaydı, kesinlikle bu kadar naif ve gülünç bir soru sormazdı. Yu Shengyan hala çok toydu.

Ancak bugünkü ruh hali oldukça iyiydi, bu yüzden daha fazla açıklama yapmak istemedi: “Sen de biliyorsun Shen Qiao, ilk on dövüş sanatçısı arasında bulunuyor. Derin bir inzivaya çekildiyse bile sadece birkaç kişi becerilerini gerçekten gördü, Qi Fengge’nin mantle’ını ele geçirebildiğinden, o ne kadar kötü olabilir ki?  Ne de olsa Kunye, Xiantian uzmanlarının alanına ulaşmış olan Hulugu değil. Shen Qiao, Kunye'ye kaybetmiş olsa bile, güvenli bir şekilde geri çekilmesi için yine de bir sorun olmamalıydı. Bunun yerine neden böyle oldu?”

Yu Shengyan sahiden o kadar aptal değildi. Duyduktan sonra hemen takip eti, “Öngörülemeyen bir şey olmuş olmalı. Xuandu Dağı'nın içinde bir şeyse, Shen Qiao'yu onlara teslim etsek bile, onu kabul etmeyebilirler. O zaman, sadece onlardan bir iyilik elde etmemekle kalmaz aynı zamanda kendimize gereksiz sıkıntılar bile getirebiliriz.”

‘En azından tamamen umutsuz değil.’ Bunu düşünerek, Yan Wushi öğrencisine göz ucuyla bir bakış attı, “Ben burada olduğum sürece, Arındırıcı Ay Sekti kimsenin düşüncesine itibar etmek zorunda değil ve herhangi bir iyilik için takas yapmaya ihtiyacı olmayacak.”

Shen Qiao’nun statüsünün oldukça özel olduğu doğruydu, ama Yan Wushi için, nadir bulunan bir oyuncaktan farklı değildi.

Söylediği şey son derece küstahça geliyordu, ancak bugünkü Yan Wushi sahiden yeterince böyle bir şey söyleyecek nitelikli idi.

On yıl önce, Şeytani Sektin Efendisi, Cui Youwang ile olan kavgasında yenilmiş ve yaralanmış olsa da, rakibi de sağ salim ayrılmadı. Dahası, o zaman, Youwang’ın savaş gücü, Qi Fengge ile aşık attığı noktaya kadar zaten ölçülemezdi, tüm dünyada onun için zar zor bir denkti.

On yıl sonra, Cui Youwang de Qi Fengge de ölüydü, ancak Yan Wushi, Phoenix-Qilin’in Temel Kayıtları’nın dokuzuncu aşamasının doğruluğunu gördükten sonra yeni boyutlara ulaştı. Savaş gücündeki ilerlemesi henüz test edilmemiş olsa da, kesinlikle on yıl öncesine göre daha düşük olmayacaktı.

Günümüzde, sadece çok az insan onun kavgacı dünyada yeniden ortaya çıktığını biliyordu, aksi takdirde daha büyük bir karışıklığa neden olurdu.

Belki de ilk on sıralamasının da bir güncellenmesi gerekiyordu.

Bu noktaya kadar düşünce, Yu Shengyan, kalbinde bir kan akışı hissetti ve biraz heyecanlandı: “Siz Meditasyondayken, Ahenk Sekti bize neredeyse her gün sıkıntı çıkarıyordu. Bir kere Sang Jingxing ile bire bir dövüştüm ve yaralandım, uzak bir yere gitmek zorunda kaldım, bu da uzun yıllar boyunca dışarıda dolaşmamın sebebiydi. Neyse ki, sonunda geri döndünüz…”

Başkalarının kullandığı “Şeytani Sekt” terimi aslında bir genel isimdi.

İlk başlarda, Şektani Sekti, Phoenix-Qilin Adası’ndaki Güneş Ay Dağı’nda bulunan Güneş Ay Sekti’ne atıfta bulunulmuştu. Sonra, Güney Ay Sekti üç küçük hale bölündü: Arındırıcı Ay Sekti, Ahenk Sekti ve Sanatın Aynası [5] Sekti. Üçü de Şeytani Sekte ait de olsalar, sadece görünüşte dostane kaldılar, halbuki aslında birbirleriyle açık ve gizli bir şekilde kavga etmeyi hiç bırakmamıştılar.

On yıl önce Yan Wushi, Kapalı Kapı Meditasyonuna girdikten sonra, Arındırıcı Ay Sektinin artık bir lidersiz olduğunu görünce Ahenk Sekti, Arındırıcı Ay Sektini kendisiyle birleştirmeyi amaçlamıştı. Ancak, Arındırıcı Ay Sektinin öğrencileri sadece sayıca az değil, aynı zamanda dağılmışlardı, bu da Ahenk Sektinin her yere aynı anda bakmasını zorlaştırıyordu. En büyük öğrenci, Bian Yanmei, sönük kalırken meseleleri idare etme yollarına sahipti, böylelikle gizlice hatrı sayılır miktarda Ahenk Sekti insanlarına sıkıntı yaratıyordu.

Birbirlerini feshetme çabalarıyla Ahenk Sekti gerçekte çok bir avantaj elde edemedi.

Sekte en son girdiği ve henüz küçük yaşta olduğu için sadece Yu Shengyan çok az kayıp yaşamıştı.

Şimdi Yan Wushi çıkınca, Arındırıcı Ay Sekti’nin insanları sonunda annelerini bulan kayıp çocuklar gibi, doğal olarak havalara uçtu.

Yan Wushi, “Sıradan hizmetçiler Shen Qiao’nun yaralarıyla başa çıkamayacaklardır. Burada kal ve uyanana kadar birkaç gün ona bak, sonra Yarım-Adım Zirvesi’nin eteğine geri dön ve Phoenix-Qilin Temel Kayıtları’nın beşinci aşamasını tamamen kavradığından emin ol.” dedi.

Yu Shengyan saygıyla başını eğdi: “Emredersiniz.”
…


Shen Qiao’nun yaraları çok ciddiydi, ama yüzündeki yaraların çoğu düşüşü esnasında oluşan önemsiz çiziklerdi. Tüm kanlar temizlendikten sonra, asıl görünüşü ortaya çıktı.

Yüzündeki yaralar ve başını çevreleyen bir gazlı bez şeridiyle bile, yakışıklılığı hiçbir şekilde hasar görmemişti. Kemerli burun köprüsü ya da birbirine sıkıca bastırılmış dudakları olsun tüm özellikleri ona daha çok, Xuandu Dağı'nın Taoist rahiplerinin sahip olduğu izlenimlere tamamen uyan kanaatkar bir tat veriyordu.

Bu göz çiftinin açıldığında mevcut ihtişamına ne tür bir lütuf getireceğini hayal etmek zor değildi.
Yu Shengyan, Yan Wushi tarafından öğrencisi olarak alındığından kesinlikle çirkin değildi. Tüm dünyayı dolaşmış ve birçok olağanüstü güzellikleri bizzat görmüştü. Ama Shen Qiao’nun yüzü, önünde yaralarla kaplı olsa da, merhemi alıp sürecekken içinden sempati duymadan önce yine de epey bir süre donakalmıştı.

Kırılmış kemikler ve meridyenler tekrar bağlanabilse bile, ciddi bir şekilde yaralanmış iç organların onarımı o kadar da kolay değildi. Dahası, kültivasyon seviyesi [6] büyük ölçüde zayıflamıştı ve muhtemelen hayatının geri kalanında sıradan insandan bile daha zayıf kalacaktı. Sadece, tek bir gece için uzun yıllar boyunca sıkı çalışmayla kazandığı tüm savaş sanatları kaybını düşünürken, Yu Shengyan hayal etmeyi ve hatta kabul etmeyi bile zor buldu. Kendini başkalarının yerine koyuyordu, Shen Qiao’nun yaşadığı çatışmalar sadece hayal ettiğinden daha da büyük olabilirdi.

‘Çok yazık.’ Yu Shengyan, Shen Qiao’nun soluk benzine bakarken kendince söylendi.

Yan Wushi'nin onu kurtarmak için ulaşmaya karar vermesinin nedeni yalnızca ani bir istekti. Kurtarılan kişi getirildikten sonra her şey Yu Shengyan’ın sorumluluğu oldu ve Yan Wushi bunun hakkında bir daha da hiç sormadı.

Funing Bölgesi oldukça küçük bir yerdi. Normalde yalnızca birkaç gezgin uğrardı, fakat Yarım-Adım Zirvesi’ndeki kavga pugilistik dünyada sansasyona neden olduğu için, bu günlerde bir dizi savaş sanatçısı Yarın-Adım Zirvesi’nden indi ve Funing Bölgesini’ni geçerken gece için bir handa kalmaya karar verdi. Yu Shengyan, ara sıra gezileri sırasında pek çok haber duyabiliyordu.

Örneğin, Shen Qiao ve Kunye arasındaki kavga muhteşemdi. Ama sonuçta, Shen Qiao, Qi Fengge değildi, ve seviyesi efendisinden hala çok uzaktı. Öte yandan, Kunye henüz efendisi Hulugu kadar iyi olmasa da, oldukça mükemmel yetenekleri vardı. Dolayısıyla, Taoist Muhterem Shen sadece Kunye’ye karşı rekabet edememekle kalmadı, Kunye’nin saldırıları nedeniyle uçurumdan bile düştü, hiçbir yerde bulunamayan kalıntılar ile birlikte.

Bundan önce, birçok insan Kunye Lama’nın [7] Shen Qiao’ya düello mektubu gönderdiğini duyduktan sonra haklı bir kızgınlıkla doluydu, bir şansını denemeye ve Tujue halkının kibrini ortadan kaldırmaya can atıyorlardı. Fakat, kavgadan sonra, Xuandu Dağı’nın sekt liderinin bile böylesine ezici kayıp yaşadığını görünce, bir zamanlar Shen Qiao için karşı koymasını teklif edenlerin hepsi şimdi kendiliğinden teslim oldu ve artık Kunye’nin mızrağıyla karşı karşıya gelmeye cesaret edemediler.

Bu savaştan sonra, Kunye’nin itibarı Shen Qiao’nun ilk ondaki yerini alarak fazlasıyla yükseldi. Bu seferki Merkezi Ovalar gezisi sırasında, Merkezi Ovalar efendilerine sırasıyla meydan okuyacağı söylendi, ve bir sonraki hedefinin Zhou’nun Zen Efendisi Xueting olması oldukça muhtemeldi.

Jin halkının güneye göçü ve beş barbarın ayaklanmasından bu yana, karada büyük bir birlik yoktu. Bu günlerde, kuzeyde Zhou, Qi ve güneyde Chen Hanedanlığı vardı, yanlarında Tujue ve Tuyuhun vardı, her biri sınır alanı çevresinde muazzam geniş bir araziyi işgal ediyordu. Sektler ve aileler kendi efendilerine hizmet ediyordu, ve Konfüçyüsçülük, Budizm ve Taoizim grupları ayrı ayrı kurulmuş, her bir okul arasında net bir ayrım yapılıyordu.

Taoist sektlerinin başı olarak, Xuandu Dağı Qi Fengge’den beri tarafsız pozisyonunu sıkı tutmuştu, tüm güç mücadelelerinden uzak duruyordu. Şimdi, Shen Qiao, Kunye tarafından yenildiğinden ve hayatı hala belirsiz olduğundan, onu Xuandu Dağ’nın sekt lideri olarak kimin takip edeceğini ya da varisin atalarının bakış açısına devam edip etmeyeceğini kimse bilmiyordu.

Girdabın merkezindeki ana karakter, Shen Qiao, her nasılsa, hala yatakta yatıyordu. Yu Shengyan ve boş köşkteki hizmetçiler her gün kıyafetlerini değiştirmeye ve ilaç uygulamaya gelirdi. Bilinçsiz ya da hissiz, ne keder ne de neşe hissediyordu, dış dünyada neler olup bittiğinden tamamen habersizdi.

Yarım ay geçtikten sonra nihayet ilk hareketini gerçekleştirmişti.

Hizmetçiler tarafından bir telaşla getirilen Yu Shengyan, Shen Qiao’nun yavaş yavaş gözlerini açmasını izliyordu.

“Çok ciddi şekilde yarandın. Kırık kemiklerin henüz iyileşmedi, bu yüzden hareket etmesen daha iyi.”

Diğeri hafifçe kaşlarını çattı. Dudakları, bir şey söylemek istemiş gibi hareket etmek için bir kez değdi, ama sonra yüzünde boş bir görünüş belirdi.

‘Sakın düşüşten dolayı gerçekten bir salak olduğunu söyleme bana?’

Yu Shengyen düşünürken sordu, “İsmini hala hatırlıyor musun?”

Bir kez yavaşça göz kırptı, sonra yavaş yavaş başını salladı. Yapılan hareket fark edilmek için bile çok küçüktü.

Amnezi? Başı böyle ciddi bir travma yaşadığından, aslında normal olurdu. Yu Shengyan, Shen Qiao’nun getirildiği günü yine de hatırladı, kafasının arkasındaki açıklık o kadar derin ve uzundu ki neredeyse altındaki beyaz kafatasını görebiliyordu.

“Bu kardeş…” Konuşma onun için çok yorucu bir iş gibi görünüyordu. Yu Shengyan, onu net bir şekilde duymak için kendini daha yakınlaştırmak zorunda kaldı. “Çevremde sadece karanlık bulabildiğim için, belki de, görme yetimi kaybettim…”

Yu Shengyan şok olmuştu. ‘Demek aptal değil, ama onun yerine kör bir adam mı oldu?’
 
 
 
 

Çevirmen: arythsea

*Yu Shengyan?? Bu arada arkadaşlar kitabımızın ana karakteri Shen Qiao ve love interestimiz kötü Yan Wushi, ana karakter YWS gibi anlamayın.
*Lütfen bu çeviriyi hiçbir yerde paylaşmayınız.
*Bundan sonra bölümlerde geçen ek bilgileri bölüm sonlarına koymaya karar verdim ama sizin için okuması nasıl kolaysa lütfen bildirin ona göre bölümleri düzenleyeyim.
*Bu arada bölümleri de 5 günde 1 yüklemeye karar verdim. Kitap, terimler açısından çok ağır çevirirken yoruluyorum birazcık :(
* Ve bu benim ilk novel çevirim, kitap dil açısından da çok ağır bu yüzden lütfen lütfen anlatım bozukluğu olan cümleleri mazur görün pls :(


[1] – Hafiflik Yetenekleri: Vücudu hafifletme ve büyük çeviklik ve hızlı hareket etme yeteneği. Yüksek uzmanlıkta, bu becerinin uygulayıcıları su üzerinde koşabilir, ağaçların tepesine sıçrayabilir ve hatta havada süzülebilir.
[2] – Meridyenler (经脉 jingmai): Qi'nin içinden geçtiği vücuttaki damarların / kanalların ağı. Kan damarları gibi, ama kan yerine Qi için.
[3] – İç Qi: Bazen İç Güç olarak da adlandırılan İç Nefesler yerine kullanılır. Kişinin hareketlerine ne kadar güç uygulayabileceğinin ve iç sanatları geliştirerek/kültive (cultivating) ederek arttırılabilmesinin dayanağıdır.
[4] – Mantle: Pozisyon ve bilginin aktarılmasını tasvir etmek için sıklıkla kullanılan bir Budist terim. Ustaları tarafından pozisyonlarının yerine geçmek için seçilen öğrenciye genellikle “mantle öğrenci” denir. Burada olduğu gibi, Shen Qiao, Qi Fengge'nin Xuandu Dağı yeni lideri olarak pozisyonunu devralabildiği anlamına geliyor.
[5] – Ayna Sanatları: Daha doğru bir çeviri “Buda'nın Dharma'sı bir ayna gibidir” de olduğu gibi Dharma'nın Aynası'dır.
[6] – Kültivasyon seviyesi: Bu bir xianxia romanı değil, ama xianxia'dan birçok terim ödünç alan üst düzey bir wuxia romanı. Kültivasyon burada dövüş/savaş sanatlarında kültivasyon uygulamak anlamına gelir.
!! Xianxia: Çin mitolojisinden esinlenilen ölümsüz karamanların olduğu fantastik kitaplar.
!! Wuxia: Çin dövüş sanatları ve iç enerji kültivasyonuyla doğaüstü güçler kazanan sıradan insanlar hakkında kitaplardır. Karakterler ölümsüz değillerdir.
[7] – Lama: "Şef" veya "baş rahip". Bu, Tibet Budizmi'nde Dharma öğretmeni için bir unvan.