Who Made Me A Princess - Novel - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




25   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   27 


           
Verdiğim şeyi yere atamayan Felix bir an panikledi ama sonra sadece elinde tutmaya karar verdi. Sadece kısa bir süreliğine ama sana abur cuburumu koruma görevi veriyorum.

"Duyduğuma göre o çocuğun görünüşü babasına çok benziyor."

Şimdi yakından görünce, bu taht çok süslü. Hııh, tüm şu mücevherlere bak. Bu boyut, bu parıltı! Tahtın 
arkasındaki bu küçük olan aslan şeklini alırsam fark edeceğini sanmıyorum......

Altından yapılan tahta salyam akarak bakarken Felix, Roger Alpheus'un çocuğu hakkında konuşuyordu. Huh? 
Ama oğlu derken Ijekiel'i kastediyor.

"Prenses ile arkadaş olsa güzel olmaz mıydı?"

Claude bana bakıyordu ve fark ettiğim anda kendime geldim.

Ne? Bu bakış ne? H-henüz bir şey yapmadım! Sadece bakıyordum çünkü bu mücevher çok güzel gözüküyor!

Beni salya akıtırken gördüğünü düşününce korktum. Hayır, burada hırsız yok tabii ki. Bu yüzden masum bir 
çocuk gibi gülümseyerek konuştum.

"Athy'nin arkadaşı mı?"

İlgi göstermeye başladığımda Felix de heyecanlanmış gibiydi. Ama bugün Roger Alpheus ile kötü vakit 
geçirmiş gibi görünen Claude sadece soğukça gülümsedi.

"İki çocuğun sarayda koşturduğunu düşünmek bile keyfimi kaçırıyor."

Eek, batırdım galiba. Arkadaşa ihtiyacım olmadığını söylemeliydim. Elbette, bu parıltılı şeyle dikkatim çok 
dağılmıştı çünkü! Üzgünüm, bir dahaki sefere becereceğim!

"Gürültülü çocuklardan nefret ederim. Dahası Dük Alpheus gibi görünen bir oğlan. Sadece düşünmesi bile 
beni tiksindiriyor."

"Haha...... Bu iyi değil."

Roger Alpheus gibi görüneceğini duyunca fikrini değiştiren Felix'ti. Uumm. Hiçbir imadan anlamayan Felix 
bile bu tarz bir tepki gösteriyorsa ne kadar yoğundu? Şimdi anlıyorum.

Eh yazık. Baş erkeğin nasıl göründüğünü merak ediyorum. Ijekiel Jennette'ten iki ya da üç yaş mı büyüktü 
diyordu? Şey iki ya da üç aynı şey, çok fark etmiyorla....

"Ehhh."

Bedenim aniden havada yüzdü. Ani sıcaklıkla beynim boşaldı. Merakla ne olduğuna bakmak için kafamı 
kaldırdım...... Ama beynim öncekinden yüz kat daha boşaldı.

"Beklediğim gibi ağır."

......Ne? Neee?

Neden Felix değil Claude önümde? Felix'in önceden durduğu yöne kafamı çevirdim ve orada durduğunu 
gördüm. Bekle, bu ne o zaman? Bu da ne, bu durum ne?

Akıl almazdı ama bu durumda aklıma gelen tek bir şey vardı.

Ha, bu ne. Claude, sen beni kucağına mı aldın?

Beni tek koluyla kalçasında tutuyordu ama yine de Claude beni tutuyordu. Yürüyüşünden etkilenerek kollarım ve bacaklarım etrafta ileri geri sallanıyordu.

V-vay. Ne şok edici bir şey. Demek istediğim, neden normalde yapmadığın şeyleri yapıyorsun ki? Çünkü bu o kişinin yakında öleceği anlamına gelir...

Claude beni tutarken şu anki durum zihinsel çöküşe girmeme yetecek kadar şok ediciydi. Ben kollarındayken yürümeye devam etti, tahtın arkasına geçti ve perdeyi açtı.

Hııh. Bu duvar değildi. Perdenin arkasında kabarık görünümlü halılar ve pamukla doldurulmuş yumuşak görünümlü bir sürü yastık vardı.

Ama beni üstüne bıraktığında daha da saçma göründüm.

"Sabah sabah gürültülü köpeğin havlamasını dinlemek yorucu."

Sabah? Güneş çoktan tepede. Ve yine mi, köpek havlaması? Hey kar beyazı adam senin damadının babası 
olacak!

Pff. Jennette ve Ijekiel'in evleneceği zaman geldiğinde ne yapacaksın? Oh, her neyse bu yastık 
göründüğünden daha pofuduk. İçine ne doldurdular?

Ben yastığı dürterken Claude da bir yere uzandı.

Hehhh, bu yer onun dinlenebilmesi için mi yapılmış? Demek istediğim burası başka bir oda değil, çalışma 
odası değil mi? Claude'a garipçe baktım ama göz temasını engellemek için kafamı döndürmek zorunda kaldım.

Hııh. Bekle. Bana bunu yapma. Neden kıyafetlerini düzgün giymiyorsun? Kıyafetlerini umursamadan 
yattığında o kaslarını görebiliyordum.

Bunu daha önce de hissettim ama kasları mükemmel. Öyle olsa bile, bir erkek! Daha dikkatli olmalısın! 
Nereye isterse oraya yatmasını görmek, kıyafetleriyle kötü şeyler yaptığını görmek. Uwuu. Çok utanç verici. 

Hey sana söyledim, ne yaparsan yap güzelliğine kanmayacağım!

Ama neden hala kıyafetlerinin açık kısmından kaslarına bakıyorum? Kuckkk. Bir şeye karşı kaybettiğimi 
hissediyorum.

"O zamanki şarkı."

Ah, bu beni cidden çok şaşırttı.

Onun kaslarına bakarken yakalandığımı düşündüm. Aniden konuşmasana. Sinirlerim tavşan gibi bu yüzden 
kolayca şaşırıyorum. Ama şarkı? Hangi şarkı? Hatırlamaya çalışırken kafamı salladım.

"Şarkı?"

"Kötü rüyaları kovalamak için olduğunu söylediğin şarkı."

"Ah! "İyi uykular İyi uykular" şarkısı!"

""İyi uykular İyi uykular" şarkısı mı."

Ah. Kazaydı. İyi uykular iyi uykular değil! İptal düğmesi nerede?! Claude bana iğne gibi keskin kısılan gözlerle bakıyordu. Claude ipucunu çabuk kapıyor. Bu piç. Neden hala onu hatırlıyorsun! O olay bir ay falan önceydi!

"Her neyse, o."

Daha fazla sorgulamamam daha iyi olurdu. Ama devam eden kelime benim için 'iyi' değildi.

"Söyle."

Ha. Yani, şu anda seni eğlendirmemi mi istiyorsun?

Kulağımın duyduklarından şüpheleniyordum. Ama Claude beni hala aynı duruşta izliyordu. Bakışları kelimelere 
dökemediğim mesajlar ve duygular içeriyordu.

Haha...... Seni ş*refsiz XXXX p*ç? Hayatta kalmak için her şeyi yapacak olmam da bu iyi değildi. Beş yaşında gibi gözüksem bile içimde ve zihnimde bir yetişkindim. Bu çok fazla değil mi?

"Athy onu hatırlamıyoor."

Cwarrr. Geçen sefer acil durumdan korumak için söylemiştim ama şu an tekrar söylemek çok utanç verici.

Masum bir "hiçbir şey bilmiyorum" bakışıyla Claude'a baktım. Evet, o şarkıyı senin için söyleyemem! 
Gerçekten istemediğimden değil, yapamam!

"Unuttun?"

Evet! O şarkıyı söyleyeli bir ay oldu! Unutmam garip değil.

"Hatırlaman için ne yapmalı."

Vazgeç işte inatçı p*ç.

"Şimdi hatırladım. Eskiden yaşamak için önümde diz çöken aptal suikastçılar vardı."

Ama durup dururken Claude geçmişinden konuşmaya başladı.

"Onları yakaladığımda  'Hiçbir şey bilmiyoruz' gibi şeyler söylüyorlardı. Hepsi de."

Ama ben duyunca omurgamda ürperti hissettim. Claude rahatça geçmişte olan olayları fısıldıyordu ama 
neden 'tehlike' uyarılı ampulümde kırmızı ışık yanıyor bilmiyorum...

"Bu yüzden onları güç kullanarak hatırlamalarını sağladım."

S-S*çayım. Neden bu kötü his her zaman haklı. Onlara zorla hatırlatmak. Bu ne anlama geliyor? Neden 
üşüyorum?

"İnsanlara unuttukları şeyleri çok fazla deneyimim olduğu için nasıl hatırlatacağımı biliyorum. 
Muhtemelen binden fazla tür."

Cwanng. Ne türü?! Yok, hayır. Söyleme bana. Lütfen söyleme. Suikastçılar için ne tür bir tür olabilir? 
İşkence? İşkence, değil mi? değil mi? Gerçekten işkence!!.

"Ama bunu sana yapamam."

Evet, evet elbette! Onu benim gibi bir çocuğun üstünde kullanmak demek psikopattan daha zalimsin demek! 
Wahh. Annecim, bu ahbap çok korkutucu.

"Hatırladığını ve seslice ismini söylediğini ama aynı zamanda unuttuğunu söylediğini görmek. Hatırlamanı 
sağlayacak bir yolu nasıl bulabilirim merak ediyorum......"

"Şimdi hatırlıyorum. İyi uykular iyi uykular şarkısını!"

Waah. Neden bu adam her zaman soğuk davranırken şimdi normal davranıyor! Seni  insanı kalpten götüren 
ş*refsiz! Korku içinde titreyen küçük kızına acımıyor musun?

"Athy babacığına söyleyecek. Hehe."

Bir an...gururumu korumak için öleceğimi hissettim. Ya, bu p*ç inatçı davrandığımda gerçekten beni..... Aaa, 
hayal bile etmek istemiyorum.

"Gece sessizce geldiğinde......"

Hapishaneye giden insan gibi hissederken şarkı söylemeye başladım.

"Ay gülümsüyor. Güle güle, bugün. Yıldızlara bakan bebek de gülümsüyor."."

Kucck. Bu çok saçma hissettiriyor. Claude, seni p*ç. Kendimden şüphe etmemi sağlıyorsun.

Ama bu p*ç şarkıyı söyledikten sonra 'Ne duruyorsun?' dercesine bakıyordu bana. Adamım!Ne yapayım! Bu 
şarkı kısa! Bu şarkının tamamıydı!

Defalarca kez söylemekten başka şansım yoktu. Altı kez tekrarladıktan sonra Claude uyuya kaldı. Ne, bu 
utanç verici şarkıyı sen uyu diye mi  söylettiriyorsun bana? Cwarrr.

Gerçekten uyudu mu diye bakmak için elimi gözlerinin önünde sallamaya başladım. Yanağını dürtmeyi ve 
göğsünden gıdıklamayı bile denedim.

Ve uyuduğundan emin olduktan sonra çiftlikteki otları çekercesine saçlarını çekiştirmeye başladım. Bunu 
yapmalıydım.

Eeeek. Bunu yaptıktan sonra kurtulabileceğini mi sanıyordun! Ehit ehit! Kel kal!

"Majesteleri uyudu mu?"


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


25   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   27 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.