Yukarı Çık




47   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   49 

           
"Nerden bileyim."

"Ah, çok mu zordu."

"Aslında fazla ağlamam."

"......"

Evet. Bu yaştayken nasıl çocuk gibi ağlayabilirim? Bebekken fazla ağlamadığım için ünlü olmuştum. Tabii ki neredeyse öldüğüm o günde ağladım.....Ç-çünkü çok acıtmıştı. Bu da demek oluyor ki sebepsiz yere ağladığım tek bir zaman bile yok.

Bir süre sessizce duran Ijekiel konuştu. 

"Öyle mi?"

"N-neden gülüyorsun?"

Ijekiel öncekinden daha fark edilir şekilde güldü. Ne var. Komik miyim? Ne?

Sonraki kelimeleriyle şaşkına döndüm.

"Özürlerimi sunarım. Sadece leydi melek çok sevimli."

Ne. Benimle dalga mı geçiyorsun? Ancak sesinin tonu sadece doğruları söylüyordu.

Şey, belli değil mi? O sadece on yaşında, bir çocuk. Ve hem de bana sanki onun küçük kız kardeşiymişim gibi davranıyor ve gülüyordu. Aslında fiziksel olarak Jennette ile aynı yaştayım.

Ama bu kelimeleri duyduktan sonra,  yüzüm kıpkırmızı oldu ve kalbim hızla atmaya başladı.....s*çayım.

Hah. Biraz önce on yaşında birisi tarafından sevimli iltifatı mı aldım? Bir bebek ondan yaşça büyük benim gibi birisine sevimli diyor?

Vay, neden burada olduğumu bilmiyorum. Lucas'ı düşünerek dişlerimi gıcırdattım.

"Lucas,seni...."

Seni p*ç! Beni hemen al buradan!

Sonra.

Fiyuv-

Bir süre önce bunu hissetmiştim. Çimenlerden önce her şey beyaza döndü ve rüzgarı daha fazla hissedemedim.

"Eğlendin mi?"

Gözlerimi yeniden açtığımda, odamda halının üzerinde duruyordum.

"Görünüşe göre eğlendin. Beni bu kadar geç  çağırmana bakılırsa."

Önümdeki siyah aptal güzelce gülümsedi.  Blackie ise yatağımda kuyruğunu sallayarak beni karşılıyordu.

"Kendini bir arkadaşa nasıl tanıtacağını öğrendin mi?"

Siyah aptala gülümsedim.

Kendimi tanıtmak? Tabii ki. Çok kolay.

Tam o anda, elim bütün gücümle hızlıca hareket etti.

Eğer beni daha iyi tanımak istiyorsan, ilk önce yumruğumla konuş!

Bam!

"Oww"

Bütün yıllardır içimdeki sinir yumruğumda toplanmıştı sonra ise azaldı.

***

"Vay. Bana ilk vuran kişi sensin."

Sonra olan şeyler yüzünden birazcık pişmanlık duydum ama o ise bana sinirini hiç 
göstermedi. Kendini şaşkın hissediyor gibi gözüküyordu.

"Bu görünüşte olmama rağmen birisi nasıl bana vurabilir ve acı hissetmiyorum."

"Ben senden daha gencim abi."

"Ah, doğru. Unuttum."

'Ah,doğru' bok! Unutacak başka bir şeyin yok ta benim senden daha genç olduğumu mu 
unutuyorsun? Ve görünüşünün gücünü biliyorsun! Şey tabii ki zayıf ve narin olduğunda.

"Ama neden bana vurdun? Beyaz köpeğin küçüğüyle arkadaş olmak istediğini söylediğin 
için seni oraya yolladım."

"Onlar sadece öylesineydi!"

Ve aslında gerçekten de Ijekiel ile arkadaş olmak istemediğimi biliyordun! Beni aptal mı sanıyorsun?

"Tamam. Üzgünüm. Kızma. Tehlikeli bir şey yoktu, eğer birisi sana zarar vermeye çalışsaydı veya gerçekten geri dönmek istediğinde geri yollayacak bir büyü 
koymuştum."

Sinirle burnumdan soluduğumda siyah aptal özür diledi. Yerini biliyor. Ahh, gerçekten tam bir p*çsin.

"Bir daha böyle bir şey yapmayacağına dair söz ver."

"Peki."

Hiçbir şey söylemeden cevap verdi çünkü büyük ihtimalle yumruğum çok beklenmedikti ve şoktaydı. Hala da bunun yeterli olduğunu düşünmüyorum ama o bu şekilde 
davranırken daha da fazla bir şey yaparsam kötü hissedecektim.

Ama siyah aptal bir süre dikkatle bana baktı ve sonra konuştu. 

"Sen, benim gerçekten güçlü bir büyücü olduğumu biliyor musun yoksa hayır mı?"

Gösteriş mi yapıyor?

"Eğer gerçekten aklıma koyarsam, Obelia'yı yıkmak bir şey bile değil. Bu sarayı patlatmam ekmek yemem kadar kolay. "

"O-o zaman ne olmuş?"

Tehdit?! Neden kendisine güvenerek bu kadar delirmiş birisi olduğunu açıklıyor?

Benim sessiz olduğumu görünce siyah aptal ağzını açtı.

"Evet, yani bana bunu bilmene rağmen yaptığını söylüyorsun."

Sana vurduktan sonra delirdin mi?

"Garip hissettiriyor. Doğduğumdan beri ailem veya diğer insanlar bana bir kere 
bile vurmamıştı."

Eğer bana söyleyeceksen benimle konuş. Sadece kendi kendine konuşacaksan, kendi 
kafanda konuş.  Neden bana bunu yapıyor?  

Bir süre daha bana gözlerini dikti sonra ise ayağa kalktı.

"Gidiyorum. Yalnız oyna."

Hey, ne zaman benimle oynamanı istedim ki? Benim düşüncemi bile sormadan geldin!

Ama herkese tepki göstermekten yorulmuştum. Evet doğru, sadece görüşümden defol. 
Bu sayede zihnim huzuru bulabilir.

Ve bir süre Blackie ile huzurlu vakitler geçirebilirim.

Olamaz? Şimdi düşündüm de Ijekiel'e gideceğimi söylemedim.


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


47   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   49 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.