JewelAldığım sakinleştiriciler hemen etkisini göstermiş, benim neredeyse diken üstündeki sinirlerimi pamuk gibi yapmıştı. Kontrol kumandası bünyesindeki sonarı ve ekranın gece görüşünü kullanarak uzayda  ilerleyen flying Ceres'in hareketlerini izliyordum." Michael, bundan önceki koordinatlara oto pilotu nasıl yönlendireceğim ?"Hala tam bilmediğim, düğmelerle kaplı kontrol paneline bakıyordum.Michael yanıma gelip " F7 tuşuna bas."Panelin navigasyon ekranında, kırmızı bir nokta çıkıverdi. "Başardım!"Michael bana ufaktan olsa da gülerken talimatlarına devam etti. "Tamam, üzerindeyken '0952a' kodunu girersen, otomatik pilot devreye girer ve Cester02'yi yaşayacağımız olan cennetimize götürür. "Ben gülerek kodu girdim. Hiçbirşey olmadı... Michael 'a döndüm. " Bir sorun var. Kod gözüküyor ama oto pilot devreye girmiyor." Michael, bir süre düşünmek için gözlerini kapadı. Aleksey' e doğru döndü. " Takip cihazını kontrol etsene ve hala aktif mi değil mi emin olabilir misin?" Fakat, Aleksey Michael 'ı duymamış önünde birşeyler ile uğraşıyordu. Bunun üzerine Michael tekrardan, bu sefer öncekine nazaran daha yüksek sesle, konuştu." Alekseyy! Beni dinliyor musun? Cester02' den Aleksey'e, beni dinliyor konumuna geç lütfen?"Sonunda kendine gelmişken koltuğundan kalktı." Üzgünüm Mich. Sadece şu frekansın sebebini öğrenmeye çalışıyordum."" Resmen çökmüşsün. Bir kaç kafein al da kendine gel biraz. "Aleksey başıyla olumsuz anlamında sağa sola sallarken," Olmaz. Zaten kalbim deli gibi atıyor."" Tamam ama hiç değilse şu dediğim Takip cihazını kontrol et ve sonra aktive et. "" Üzgünüm bunu da yapamam. Bizim frekansımız ve yolumuzu bulmak için gönderdiğimiz pingler diğer başıboş elektrik dalgalarını çekiyor olmalı. "" Hadi ama Aleksey! "Michael 'a tam cevabını verecekken Kumandan Paul araya girdi. " Aleksey, burdan gidebilmek için ping göndermekten başka çaremiz yok. Yolumuzun haritasını çıkarabilmek ve takip cihazını aktif edebilmek için bu şart. "Aradan geçen bir kaç saniyelik sessizlik ardından Paul lafına devam etti. " Buna mecburuz. Haydi çalıştır şunu... "Aleksey, uykusuzluk ve yorgunluktan kızarmış gözleriyle bize baktı. Takip cihazını aktif etmeden önce, kısa bir süre tereddüt etti. Hemen sonra düşük bir desibelde ping sesi duyuldu. Bu titreşimler, hepimizi daha da geriyordu. " Eğer bir sıkıntı çıkarsa, sorumlusu ben değilim." Aleksey, bizlere son sözlerini söylemiş hemen ardından önüne - araştırmasına- dönmüştü. ______________________________________Hepimiz biraz dinlenmek ve yemek yemek için ana odaya toplandık. Aleksey 'de gelmişti. Fakat yüzü solgundu ve dengesini zar zor sağlıyordu sanki. Yemek masasında, önümüze aldığımız gıdaları ve katı bakliyatları tüketirken ortamdaki gerilimi kırmak için Michael söze girdi. "Aklıma Andersen Hava Üssündeyken yaşadığım komik bir anı aklıma geldi dinleyin." Kumandan Paul " Umarım, yine dünyadayken oynaştığın fahişeler hakkında değildir." Michael gözlerini yumdu. " Bunu size nasıl açıklarım bilmiyorum ama 18 mart gününde olanları duydunuz mu geçen sene? "Paul ağzındaki son lokmayı da yutarken konuştu." Evet, haberlere çıkan büyük tayfunu mu diyorsun? "" Tam üstüne bastın. İşte tayfun yaklaşırken Amiral o gün helikopterle biran önce Marizona 'ya gitmek için ısrar etmişti. Helikopter yaklaşık yüz elli metre ilerlemişken iki yerli kız amirale özel bir hizmet vermeye başlamıştı. Hizmetin sonunda da kızlarla ücret konusunda anlaşmazlık çıkmış. Amiral iyice sinirlenince, kızlar da sinirlendi. Sonra amiralin tüm kıyafetlerini helikopterden aşağı attılar. "Hepimizin ağzından Aleksey dahil ufak bir kahkaha kaçarken Michael lafına devam etti. " Daha kötüsü var. Helikopter üsse indirilmiş. Şans ya tam o sırada üstte, Vali Bey 'in onuruna bir davet düzenleniyormuş. Ancak amiral... O sırada tamamen çıplaktı. "Svetlana kahkahalara boğulurken biryandan da konuşmaya çalışıyordu. " Aman tanrım yeter! "Michael, tekrardan bizlere döndü. " Daha bitmedi. O anda yerel bir televizyon kanalının ekibi, üstte hava durumu hakkında çekim yapıyorlarmış. Canlı yayındayken önde spiker hemen 20 metre ötesinde kadraja çıplak şekilde giren amiral vardı. Milyonların gözü kanamıştı "Hepimiz bu talihsizliğe gülerken ortam yumuşamış, bu konu üzerinde yorum yapıyordu... Fakat herşey gibi bu mutlulukta kısa sürede bitmişti..