Your Sorrow Left To Me - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




1   Önceki Bölüm 

           
İki genç birbirine şaşkın gözlerle bakmaya devam ediyorlardı. Min Hwan cevap beklerken Jin Ae ise ne diyeceğini tartıyordu. İkili arasındaki gerilim zamanla beraber artıyordu. Daha önce iyileştirdiği insanlardan hatırlayanlar olmuştu elbette ki ama başka birisine hiç yakalanmamıştı Jin Ae.. Bu uzun süren sessizliğe bir son vermek adına konuşmaya başladı Min Hwan..
-Nesin sen?!"
Gözlerini kaçırdı korkuyla genç kız. Ne yapacaktı? Böyle bir durum nasıl anlatılabilirdi ki? 
-İnsan mısın? Yoksa başka bişey mi?"  
Dedi tıslarcasına.. İlk başta dehşete kapılsa da aynı zamanda sinirlenmeye başlıyordu Min Hwan.. Ağzını tekrar açmıştı ki genç kız tarafından kapatılıp geriye iteklendi.. 
-Şştt.. Sessiz ol. Birileri geliyor..
Dedi genç kız onu arka tarafa çekerek.. 
-Ne yaptığını sanıyorsun?!
-Sessiz ol dedim. Duyacaklar. "   
Bir yandan da gelenleri kontrol ediyordu.                                                                                 -Eğer burda olduğumuzu öğrenirlerse açıklama yapamayız. " dedi fısıltıyla.
-Sen yapamazsın. 
-Her neyse." Dedi gözlerini devirerek.. Öğretmenler ve gelen sağlık görevlileri kısa süre içerisinde bayılan kızı götürmüşlerdi. 
"Gittiler"
Sindikleri yerden doğrulup ayağa kalktı ikisi de.. Kız önden yürümeye başlanmıştı ki çocuk kolunu tutarak kendine çevirdi.
-Açıklamak için iki dakikan var. " Kız kolunu genç adamın elinden kurtardı ve devam etti. 
-Sana açıklama yapmak zorunda değilim.
-O zaman yapacaklarımı izle ve gör.
-Deli damgası yemek istiyorsan durma koş.. İzleyeceğimden emin olabilirsin." Dedi ellerini göğsünde birleştirerek.. 
-Aptal değilim. Tabiki elimde kanıt olacak. Sadece beklemem gerek. Gözüm üzerinde.. Canavar.
- Ben. Canavar. Değilim.. "dedi genç kız ani bir çıkışla..
-Buradan hiç öyle gözükmüyor.. Ne yaptın kıza? Ruhunu mu çaldın? O ışıklı gösteri neyin nesiydi öyle?!
-Çok mu film izliyorsun sen? Ben sadece ona yardım etmeye çalışıyorum." Bunun üzerine ufak bir kahkaha patlattı genç adam. Ardından gülümsemesi soldu ve kıvırılan dudakları ince bir çizgi haline geldi..
-Ne yardımı?
-Bunu da söylemek zorunda değilim.
-Göreceğiz.. Yakında yeniden görüşeceğiz.." dedi ayrılmadan önce.. Cevap vermedi Jin Ae. Ama sinirle yerdeki kola kutusunu tekmelemeyi de ihmal etmedi. İlk günden nerden gelmişti başına bu çocuk?.. "Dikkatli olmalıyım" diye telkinde bulundu kendince.. "Çok ama çok dikkatli olmalıyım."

############################
Kafa karışıklığına bir de bugün olanlar eklenmişti ve çıkış yolu bulamayan Min Hwan'ın sinir katsayıları her dakika artıyordu. Hee Soo yeterince sorunken bir de bu kız çıkmıştı ortaya.. Aslında şu an ki dertlerini hesap edersek kızı düşünmeyi rafa kadırmalıydı. Ama içindeki merak duygusu kemiriyordu bir kere.. 
Eline telefonu alıp şu an için tek güvendiği numarayı tuşladı.. Karşıdan aldığı olumlu yanıtla okulun duvarından atladı ve yoldan geçen bir taksi çevirdi. 
Taksi ara sokaktaki eski bir antikacının önünde durmuştu. Parayı taksiciye uzatıp dükkana doğru ilerledi. Kapının açılma sesini duyan Min Jae kafasını kardeşine çevirdi.. 
-Bir haber var mı Hyung?
-Hoşgeldin Min Hwan..
-Sen sorumu cevapla..
-Olsaydı çoktan haber verirdim.. Polisler artık onu aramanın faydasız olduğunu düşünüyorlar"  Yumruğunu sıktı genç adam.. Bu durumdan çok sıkılmıştı artık.
-Sabırlı ol. Onu bulacağız..
-Nasıl bu kadar sakin olabiliyorsun anlamıyorum..
-Sinirlenmenin kimseye yararı yok da ondan.. Düzgün düşünemiyorsun.. Ne adam gibi yemek yiyor ne de uyuyorsun.. Bu şekilde onu bulamazsın.. 
-Belki de haklısın.. Kafamı toplamam gerek.. " Yavaşça arka tarafta gözüne ilişen duvardaki çerçevelenmiş resme doğru ilerledi.. İki kardeş ve Hee Soo tüm bu olacaklardan habersiz, keyifli bir günün ardından gülümsüyorlardı.  Parmaklarını gezdirdi üzerinde.. Hafifçe.. Nazikçe.. Kalbi doldu hüzünle yeniden.. Aynı zamanda gözleri de.. Derken omzunda bir el hissetti.. Abisinin elini. Kafasını çevirdi ve dolan gözlerini sildi fark ettirmeden.. Sonra aklına bugün olanlar geldi ve kafasını kaldırıp abisine baktı.. Min Jae, onu anlamış gibi,       ”Bir şey mi oldu?” diye sordu. Genç Adam, sol gözünü hafifçe kıstı.. Abisinin vereceği tepkiyi ölçtü.. Muhtemelen uykusuzluktan halüsinasyon gördüğünü falan söyleyecekti.. Kafasını olumsuzca sağa sola salladı ve çantasını alarak kapıya yöneldi.. Bir şeylerden şüphelense de üstelemedi Min Jae.. Elbet anlatacaktı.. Kardeşler sır saklamazdı.. 

Elleri cebinde eve doğru yürüyordu genç adam.. Olanları düşünüyordu.. Hata arıyordu ama kimdi suçlu olan? Sebebi neydi? Min Hwan kendini bildi bileli Hee Soo hep hayatındaydı.. Doğum gününde, okulda, sokakta, güldüğünde ya da ağladığında.. "Hayatın nedir?" deseler tereddüt etmeden Hee Soo derdi.. Çünkü o Min Hwan için "her şey"'di.. 
Şimdi ise yoktu yanında.. 13 ay önce gittikleri okul gezisinden beri ne bir gören ne de duyan olmuştu.. Buhar olup uçmuştu adeta.. Polisler ve ailesi aramayı çoktan bırakmıştı.. Onlara göre Hee Soo çoktan ölmüştü.. Oysa bir an bile öldüğünü düşünmedi Min Hwan.. Hissediyordu.. Hee Soo kesinlikle yaşıyordu..

############################
Derse odaklanamıyordu genç kız.. İçi içini yiyordu. Eğer bu çocuk başına bela olursa burada kalmak onun için zorlaşırdı. Halbuki buraya gelmek için 13 sene beklemişti. Kimse için bir anlam ifade etmiyordu ama Jin Ae burada kalmayı gerçekten istiyordu. Ailesiyle aynı şehirde olması bile ona yeterdi. Belki uzaktan görme şansı bile yakalayabilirdi. Bu ufak umut kırıntısıyla gülümsedi Jin Ae.. Öyle merak ediyordu ki. Acaba değişmiş miydiler? Ya ikizi? Ona benziyor muydu gerçekten? İç geçirdi ve bir parça daha üzüldü bu duruma.. 
Küçüklüğünde durum çok daha zordu onun için.. Dışarıda gördüğü her aile tablosunda ağlamaya başlardı.. O zamanlar bu kadar güçlü değildi ve bu dünyada yapayalnız kalmak her zamankinden daha zordu. Şimdi az çok üstesinden geliyordu ama hayatında asla unutamayacağı günleri yaşamıştı annesinden uzakta. Elinde annesinin ona verdiğinden haberi bile olmadığı kolyesi vardı.. Asla boynundan çıkarmazdı Jin Ae. Annesi onu hatırlamasa da yanında olduğunu düşünür ve kendini öyle avuturdu.

Okulun bittiğini işaret eden zilin çalmasıyla sınıftan ayrıldı genç kız ve evine doğru uzayan cadde boyunca yürümeye başladı.  Londra’da yollar böyle geniş değildi. Binalar tarihi ve bu kadar yüksek de değildi. Şehir, fazla yağmurlu ama yemyeşildi.. Güneş nadir yüzünü gösterir ve genellikle tahtını kara bulutlara bırakırdı. Nadir de olsa güneşin açtığı zamanlar,Jin Ae  gün batımını izlemeye gider özlemini unutmaya çalışırdı. Her ırktan ve dilden insanla karşılaşmanın mümkün olduğu bu şehirde yapayalnız olan tek kişi kendisi olsa gerekti. Onlarla iletişim kurmayan kendini kapatan kişi Jin Ae’ydi çünkü. Yalnız olmak kolaya kaçmaktı nasıl olsa. Karışık ilişkilere ne gerek vardı?
Yürümeye devam ederken bir ağlama sesi duydu genç kız. Ara sokaklardan birinde yaşlı bir bayan hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Etrafına bakındı ancak kimsenin kadını umursadığı yoktu. Zaten bulundukları sokak dar ve loş olduğu için dikkat çekmiyordu. Yavaşça kadına yaklaştı ve eliyle hafifçe dürterek 
"İyi misiniz?" diye sordu. Yaşlı kadın hafifçe başını kaldırdı ve dolu gözlerle Jin Ae'ye baktı. Jin Ae yaşlı bayanın gözlerindeki  ifadeyi görünce tatlı bir gülümseme yayıldı dudaklarına.  İşaretlenmişti. Dizlerinin üzerine çömeldi ve elini kadının sırtına koydu.. Onları gören biri olup olmadığını anlamak için etrafına bakındı. Kayda değer bir hareketlilik olmadığını görünce sarılmasını tamamladı. Yavaşça gözleri kapandı yaşlı kadının ve olduğu yere sindi. Alnını öptü ve kiraz çiçeğini yavaşça yaşlı kadının eline bıraktı Jin Ae.. Çok yorulmuştu. Zorlukla doğruldu ve yere bıraktığı çantasını sırtladı. Bir an önce eve gitmesi gerekiyordu. Bugün sınırını aşmıştı ve her an bir yerlerde düşüp hastalanabilirdi. Adımlarını hızlandırarak evinin bulunduğu sokağa girdi. Kapıya doğru ilerlerken hızı yavaşladı. Titreyen ellerini kapı ziline doğru uzattı ve  bastı. Öyle yorgundu ki genç kız.. Kendini eve zorlukla atabilmiş hatta büyükannesinin kucağına düşüvermişti.. Şimdi ise ateşler içinde yanıyordu.. Kalbindeki sancı git gide artıyordu.. Ve genç kız artık dayanamıyordu.. Her ne kadar büyükannesini üzmek istemese de küçük bir çığlık kaçtı dudaklarından.. Sınırını aştığı için çektiği ufak bir cezaydı bu.. Ve Jin Ae 5 yaşından beri bu acıyla yaşamak zorundaydı.. 60'lı yaşlarının sonunda olan Büyükanne Shin ise ne yapacağını bilmiyordu.. Torunun bu küçük yaşında sırtlandığı ağır yükleri gördükçe içi parçalanıyordu.. Ama yapacak bir şey yoktu.. Bu 'kader' Jin Ae'nin kaçınılmazıydı.

###########################
Saat geç olmuştu ama hiç uykusu yoktu Min Hwan'ın.. 'Şu' kızı düşünüyordu. Gerçi kız olduğundan da şüpheliydi.. Araştırma yapmalıydı. Belki internetten bulabilirdi. Denemekten zarar çıkmazdı sonuçta.. Ya da belki de çıkardı. Uzun süren iki saatlik araştırmadan tabiki kayda değer bir şey çıkmamıştı. "Işık Saçan Kız" başlığıyla saçma sapan kitap ve gösteriler bulmuştu ancak ona dair kayda değer bir şey yoktu. Eğer bir şeyler öğrenmek istiyorsa takip etmekten başka yol yok gibi gözüküyordu. Ofladı ve gerisin geriye yatağına döndü. Saat 1'e geliyordu ve yarın mutlaka derslere girmesi gerekiyordu. Hem 'şu kız' için hem de devamsızlığı için. Gözlerini kapatıp uyku moduna geçmeyi planlıyordu ki ansızın telefonu çalmasıyla yerinden zıpladı. Bu saatte bir arama beklemiyordu. Bu yüzden hızlıca telefonu eline aldı. Ekrandaki numarayı tanımıyordu. Telefonu kulağına götürdü ve karşı taraftan ses gelmesini bekledi. Ancak nefes alışverişinden başka ses duymuyordu. Beklemek yerine kendisi konuşmaya başladı. Ancak karşı taraftan hala cevap gelmiyordu. Sonra nedense aklına geldi  ve heyecanla söyleyiverdi birden. 
-Hee Soo?? Sen misin? "



Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


1   Önceki Bölüm 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.