AzurveAziz:
Merhaba değerli okuyucularımız. Bildiğiniz üzere belli süredir ekip üyelerimizle röportajlar yapıyoruz. Bazılarının kendi kendimize yapmamız garibine gidebilir ama biz sizinle bir bağ kurmak için bu şekilde röportajlara devam edeceğiz ve bu haftanın saygı değer konuğu ise; MangaTr düzenleyici sorumlusu Can Arat Can. Evet biricik düzenleyici sorumlumuz, sizi tanımakla başlayalım. Neden isminiz Can Arat Can?
CanAratCan:
Öncelikle teşekkürler, bu hafta benimle bu değerli zamanında vakit ayırıp röportaj yaptığın için. CanAratCan bitişik yazılıyor yalnız 😄 Özel bir anlamı yok, ismim Can, "can" kısımları bu yüzden var ama "arat" nereden geldi inanın bilmiyorum. Bu ismi daha çocukken (7-8 yaşlarıydı sanırım) o zaman ablamla oyun oynardık ve birbirimize lakaplar takardık. İçlerinde en sevdiğimde buydu. O yüzden hala bu ismi kullanırım.
Kendimi tanıtacak olursam, ismim Can dediğim gibi, Belçika'nın güzel bir şehrinde dünyaya gelip, bu hayatta bir çok kez şansızlıklar yüzüne vurmuş birisiyim. Aslında Gemi Kaptanıyım ama malum şartlar filan o yüzden bir şirkette masa başı çalışıyorum. Kısaca böyle yani 😄
AzurveAziz:
Ahaha. İsim için üzgünüm ki püü bana. O kadar yakınız yani. Konumuza dönecek olursak, bizim merak ettiğimiz şeyler belli. Nasıl oldu da, manga ve anime bataklığının düştün?
CanAratCan:
Dediğim gibi Belçika'da doğdum, Türkiye'ye 7 yaşımda geldim. Geldiğimde gram Türkçe bilmiyordum. O yüzden okulda hep dalga geçildim. Bende kendimi kitaplara verdim. Orta okulda iken bir akrabam Japonya dan gelirken kitap okuduğumu bildiği için manga getirmişti. Yani resmi olarak manga ile o şekilde tanıştım ama tabi ki de herkes gibi çocukluğumda "Pokemon, Digimon, Captain Tsubasa, Sailor Moon" izledim. O mangayı anlamasam bile çizimleri çok ilgimi çekmişti ve o şekilde araştırarak mangaların Almanca ve Fransızca çevirilerini buldum. O şekilde başladık yani bu bataklığa.
AzurveAziz:
Oldukça ilginç. Ama ben üzülmeni istemem. İnsanlar farklı gördüğü her şeyi reddeder. Yaralı olanın yarasını sarmak yerine, yarasına tuz basar. Bu derin konuya inmek yerine benim merak ettiğim; Ay Savaşçısı (Sailor Moon) izlediğine göre, illa bir şeyleri bununla bağdaştırabilirsin. En sevdiğin Ay Savaşçısı karakteri kimdi ve neden onu seviyordun? (Buldum senin gibi kültürlü izleyiciyi zorlayacağım XD)
CanAratCan:
Açıkçası hepsini çok severdim, yani o zamanlar sünger gibi her şeye merakım vardı. Mesela şu anda hiç izlemesem bile o zamanlar sürekli shoujo animeler izlerdim. Sailor Moon benim için sanırım bir mihenk taşıydı. Orada gözlüklü bir erkek eleman vardı. Sürekli ona gülerdim. Ama ismini hatırlayamadım şimdi. Ama kız karakterlerden hala favorim olan Mars'tır. Aşık olduğum ilk çizgifilm karakteriydi. O estetik giyinişi ve bakışları çok güzeldi ya 😄 Almanca dublajlı izliyordum o zaman. Seslendirme sanatçısı da o kadar harikaydı ki, hiç kaçırmadan izlerdim. Hatta bir kere babam çok kötü kızmıştı bana bu yüzden. Babam asker emeklisi ve benim bu tarz kızsal(!) şeyler izlememden hiç hoşlanmazdı 😄
AzurveAziz:
Kızsal demeye bin şahit ister aslında. Senin de bildiğin üzere shoujo olmaktan çok, birçok şeyi eleştiren ve bunu komik bir şekilde yapan animeydi. Usagiyi kimse unutmaz zaten. Bahsettiğin gözlüklü adamdan emin değilim ama bizim Mamorumuz vardı. Özellikle en kritik zamanlarda gül atarak sahneye girmesi bizi yer bitirirdi. Neyse, Sailor Moon’u geçelim. İzlediğin anime karakterlerinden veya okuduğun manga karakterlerinden hangisiyle kendini eşleştiriyorsun? Ve neden?
CanAratCan:
Dediğim gibi Sailor Moon benim için yeri çok ayrı bir seri, bir çok erkek anime izleyen Sailor Moon izlemez ama kesinlikle muhteşem bir seridir. Ve muhakkak izleyin. Hmm... mükemmel soru diye buna derim ya 😄 Baya zor bir zoru ve düşünerek yazıyorum şu anda, sanırım "Plastic Memories" serisinden "Mizugaki Tsukasa" diyeceğim. Romantik bir erkek ve oldukça da şanssız. Ama elinden gelenden hep daha fazlasını yapar. Sürekli etrafındaki insanları düşünür. Bu yüzden kendimi bu karakterle özleştiririm hep.
AzurveAziz:
Açıkçası şu an tercihin gözlerimi yaşarttı. Asla unutamadığım animelerden ve aslında doğru seçim. Seninle birçok muhabbetimiz oldu ve sana gönderme yapmasam bile ALINDIN. Ama bu biraz da senin insanları gerçekten sevdiğinin kanıtı. Peki konuyu değiştirecek olursak eğer, okurken veya izlerken seni en çok sinir eden karakter hangisiydi?
CanAratCan:
Yaaaaaa😍 Valla en sonunda beni anlayana birisi 😄 Plastic Memories beni ağlatan birkaç seriden birisi, özellikle o muhteşeme finali, yeminle o son 10 dakikayı 20 küsür yaşımda hüngür hüngür ağlayarak izlemiştim.
En nefret ettiğim seri kesinlikle "School Days" allah belasını versin öyle serinin. (Çaktırma, mangasını ben düzenlemiştim 😄 ) Oradaki erkek karakter işte adı neydi ya dur, hah, "Makoto Itou" bu herif yüzünden gerçekten bir ara anime izlemeyi bırakmıştım 😄
AzurveAziz:
Açıkçası Bleachte Urahara hariç sevdiğim tek bir karakter bile yok ve School Days’i izlediğimde çok saf! bir kızdım ki mangakaya ana bacı girdim. Her neyse anılarımızda “Plastic Memories” gibi animeler var. Eh, genel hatlarıyla sevdiğin ve sevmediğin şeylerden konuştuk şimdi ise asıl soru şu: ilk düzenlediğin manga veya çevirdiğin mangaanime nedir ve onlar hakkındaki düşünlerin nelerdir?
CanAratCan:
Bunun için önce nasıl bu işe bulaştığımdan başlıyayım. Çok fazla boş vaktim vardı, o kadar kitap okuyordum ki, en sonunda ondan da sıkıldım ve manga okumaya verdim kendimi hep. İlk o zaman dedim dur bende bu işe girişeyim. Bundan 10 yıl kadar önce işte 😄 O zaman Türkçe çeviri yapan çok kişi yoktu hatta Manga-TR gibi bir platform bile yok gibi bir şeydi. Bende dedim Alman bir gruba gireyim ve o şekilde girdik. İngilizce den Almanca'ya çevirim o kadar iyi değildi o zaman, bende dedim ki neyse düzenleyicilik yapayım, ilk olarak balon temizliği yaptım. İlk serim Kingdom'du. Daha önceden okuduğum bir seri olduğu için gerçekten çok mutlu olmuştum. Daha sonra yeniden çizim alanına yöneldim ve 5 yıl kadar o grupta temizleyici ve yeniden çizim yaptım. O kadar zevkli bir gruptu ki, her yıl yaz ayında Almanya'ya gidip buluşma partisi yapardık. Düzenlemesinden en zevk aldığım seri kesinlikle Kingdom'du, sonra ise Plastic Memories ve Kotonoha no Niwa var. En nefret ettiğim ise Mahouka Koukou no Rettousei serisi 😄 Grubun adı da "Kanjiku" idi. Hala devam ediyorlar ve hala da görüşürüm ekip üyeleri ile.
AzurveAziz:
Anladım. Eğlenceli aslında ben de MangaTr’den bir grup ile Cosplay partisine gitmiştim ve eğlenceliydi. Ekip işi eğlenceli. Peki can alıcı soruya gelelim, EN SEVDİĞİN EKİP hangisiydi?
CanAratCan:
Şimdi Manga-TR kesinlikle mükemmel bir ekip. Hani içinde olduğum için demiyorum, Gerek Türk gerekse de yabancı birçok fansub'ta çalıştım ve Manga-TR gerçekten en iyilerinden ama "EN SEVDİĞİM" ise "AniToria Fansub" nedeni ise oradaki ekip üyeleriyle olan bağlarımızdı. Onların acıları acılarım mutlulukları mutluluğum olmuştu. Mesela yakında o gruptan bir abimiz evlenecek ve koşa koşa gidip altınımı takacağım. Öyle yani. Manga-TR ise 2. sıra da yer alır. Kimse gücenmesin lütfen 😄 (Umarım bu yazıdan sonra Cloud beni gruptan atmaz 😄 )
AzurveAziz:
Ahahaha. Clo, kırbaçla anam bu hayını! Şaka şaka. Tercihlerin önemli değil. Biz seni seviyoruz ve zaten yanlışını görmedik. Saygılı bir insansın. Benim de şahsen şu 3 senede bir sürü grup gezdim halde sadece bir tek MTR şu anlık benim için en iyisi. Tabii ki diğer gruplardan çok sevdiğim insanlar var ayrı. Bu arada arkadaşını da tebrik ederim. Arkadaşımın arkadaşı benim arkadaşımdır sonuçta. Peki bu sorunun ardından şunu yapıştırıyorum: bu reportajda en çok sana sorulmasını istediğin soru neydi? Ve bu soruya vermek istediğin afili cevap neydi?
CanAratCan:
Herkes Cloud'u kırbaççı zannediyor ama aslında pamuk gibi bir insan. Ona göre aslında ben daha çok kırbaççıyımdır 😄 Bu arada yorumun için gerçektten çok mutlu oldum. Herkes gibi bende sevmek ve sevilmek isterim. Bunu umarım buradaki ekip arkadaşlarıma yansıtabilmişimdir. Hani öyle çok bir soruyu sormanı istemedim. Ama illa bir soru sorulması gerekiyorsa bence şu soruyu sor derim. "En sevdiğin Anime-Manga serisi nedir?" Verecek cevabım ise bir tane değil. Uzunca bir listem var ama içinden 3 tane seçecek olursam da, "Hellsing Ultimate, Eureka 7 ve Fuuka" derdim 😄
AzurveAziz:
Fiuv... Cloud’un kırbaççı olmadığını biliyoruz. Şahsen Cloud en sevdiğim ikinci yönetici. (İlki bana kalsın, bilen biliyor xd) Ama Cloud’a karşı ön yargısı olanlar çok. Onlara karşı açıkçası içimden pek hoş şeyler beslemiyorum. Ama bazı yerlerde de bana laf düşmez. Onun dışında, bu saydığın serileri kısaca anlatmanı ve de seni etkileyen kısımlarından bahsetmeni istiyorum.
CanAratCan:
Ben biliyorum mesela birinciyi 😄 Neyse o aramızda ki bir mevzu 😄 Şimdi Hellsing Ultimate mükemmel bir zombi-vampir animesi, ayrıca oldukça da cool karakterleri var ama beni en etkileyen kısım ise serideki komedi. Mesel orada bir polis kız var izleyenler bilir, sürekli kendini güldürecek bir şey bulur. Eureka 7 ise izlediğim 2 mecha serisinden birisi ama oradaki arkadaşlık ve romantizm kesinlikle harika bir şey. Özellikle Eureka'nın hikayesi beni çok etkilemişti. Fuuka ise açıkçası animesi beş para etmez ama mangası kesinlikle harikadır. Dram'ı ve romantizmi son derece mükemmel. Ayrıca bas gitar çalan birisi olduğum için ana karakterle çok iyi empati kurmuştum. Öyle işte 😄
AzurveAziz:
Gitar😱🖤 Açıkçası küçükken çok hayalim vardı... Hala da öyle. Bir sürü şeye ilgim var hepsine bir parmak çalıyorum. Azcık buçuk bende bilirim güzeldir ama dediğin gibi animesi kötüydü ve anca 2-3 bölüm dayanabildim. Mangasını okumadım ama bakarım bir ara. Peki, Eureka’nın hikayesinden biraz bahsedebilir misin?
CanAratCan:
Tabiki, şöyle ki bizim bir karakterimiz var, Renton Thurston adında ve rüzgar sörfü yapmaya bayılır. Ancak yaşadığı köyde bunu pek beceremez çünkü güzel rüzgar dalgaları yoktur. Bu da köyden çıkıp dünyayı gezmek ister ama dedesi buna izin vermez. Sonra bir gün gök yüzünden gelen bir robot tam evlerinin üstüne çöker. O robottaki kız Eureka'dır ve bizimki bu kıza ilk görüşte aşık olur. Eureka'nın katıldığı bir milis grup vardır ve bizimki de bu gruba girerek o robotlar ile dün dünyayı gezip savaşır. Çok spoiler a girmeden ancak böyle oluyor 😄
Valla bende piyano, gitar, mızıka filan çalıyorum küçükken babam sürekli yurt dışından hediyeler getirirdi. Öyle merakla hepsine bir iki parmak çalmışımdır 😄
AzurveAziz:
Ne güzel. Enstrümanlar için bir şey diyemem de, senin gibi benim babamda karate gibi şeylere “erkeksi” olduğu için göndermemişti. Hiçbir şey için geç değil derler de, o zaman başlayacağımda geleceğim seviye aynı olmayacağından benim de artık çok hevesim kalmadı. Ama saydıklarından mızıka favorim. Şeker Kız Candy’deki Terry’nin izlediysen bilirsin ki Candy’nin bir kuleye kapatılma cezasında ona üzülmesin diye mızıka çalar. O zamandan beri hayallerimi süsleyen romantik müzik aleti mızıkadır. Senin de duygusal biri olduğunu bilerek şunu sormak istiyorum: içlerinden hangisini kullanarak duygularını ifade etmek isterdin karşı tarafa?
CanAratCan:
Açıkçası o seriyi izlemedim ama hikaye cidden güzelmiş. Bilahare izlerim artık 😄 Aslında hepsiyle duygularımı ifade etmek isterdim ama bir keresinde çok sevdiğim bir kız arkadaşım vardı ve beni aldatmıştı. O gün evde yarı sarhoş yarı ağlamaktan bitap düşmüş bir halde gitar çalmıştım uzun süre. Ancak en güzel duygu ifade aracı içlerinde mızıka kesinlikle^^Umarım sende günün birinde bu aletlerden birisi ile o güzel kişiliğinle güzel güzel ifade edersin duygularını 😄
AzurveAziz:
😄 Teşekkürler iyi niyetin için. Ama benim pek şanslı olduğum şeyler değiller. O yüzden çok zorlamıyorum. Ama tavsiyem; izlersen Terry gittiği anda animeyi bırak. Zaman kaybı. Son olarak bu güzel muhabbetin için teşekkür ediyor ve son bir soru ile kapanışa geçiyorum. Son sorumuz: Fansub çalışanlarına son sözün nedir? (Okuyucuları dışlamıyoruz yanlış anlaşılmasın.)
CanAratCan:
Bu güzel röportaj için öncelikle sana, ardından da bu söyleşiyi yapmamıza olanak veren değerli Cloud'a teşekkürler. Gruptaki herkesi ayrı ayrı seviyorum. Yeri geliyor sinirleniyor yeri geliyor gülmekten ağlayacak hale geliyorum. İş güç derken gerçekten pek vakit kalmıyor ama buradaki herkes gibi bende elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Umarım hep birlikte nice güzel anılara. Manga işi gerçekten sabır ve emek işi buradaki herkes gerçekten çok iyi insanlar. Özellikle Cloud çok harika bir insan, kendisinin yeri bende çok ayrıdır. Sonra Giz var. İlk başta çok kötü başlasakta sonradan gerçekten iyi arkadaş olduk. Ardından sen varsın. Dediğin gibi sürekli seni yanlış anlasam da sıkılmadan beni dinliyorsun. Herkese burada olduğum zamanda beni destekledikleri için teşekkürlerimi sunuyorum. Ve selam göndermek bir gelenek olduğu içinde, Kırbaç Kralı Cloud'a, Ao no Exorcist'te kader ortağım olan Gizshita'ya, sevgili senpaim DarkMP'ye, biricik çevirmen sorumlumuz Mei'ye ve son olarakta Portal serisinde tanışıp çok iyi dost olduğumuz Ben Krennic'e sevgi ve selamları yolluyorum. Diğer grup arkadaşlarıma da kırbaçlı sevgiler yolluyorum. Sağlıcakla kalın. Sizi seven ponçik editör bozuntusu Can...
AzurveAziz:
Değerinizi bilin arkadaşlar 😃 Ben Can’a kefilim. Beni de sıkılmadan mı bilmem ama sürekli dinleyen var. Bencil olmamalıyız değil mi? Bizde sana teşekkür ediyor ve bu söyleyişiyi de sonladırıyoruz. Bizi okuduğunuz ve takip ettiğiniz için teşekkürler. Bir dahaki söyleyişi de görüşmek üzere 💜 🖤
Manga-TR tutkunları, sorularınızı paylaşabileceğiniz, en son güncellemeleri takip edebileceğiniz ve topluluğumuzla sohbet edebileceğiniz Telegram grubumuza sizleri davet ediyoruz! Katılmak için hemen tıklayın:
👉 [Telegram Grubumuza Katılın]