YERDENİZ ÖYKÜLERİ - GÖRÜŞ

Meşhur yazar Ursula'nın Yerdeniz Öyküleri kitap serisinin 3.ve 4.kitabını işleyen bir Ghibli animesi izledim az önce. Kitaba nazaran nasıl bilmiyorum ama muhtemelen kitabın yanında çok yüzeysel kaldığı gibi 3.ve 4.kitaptan başlaması da ayrı bir kopukluk yaratıyor sanırım duygu olarak. Seri 6 kitaptan oluşuyor bu arada.
Hikâye her ne kadar 3. ve 4.kitaplardan oluşsa bile kendince başlayıp biten bir hikâyesi var. Diğer kitaplar arasındaki bağlantı bir antoloji tadında mı yoksa devamlılığı var mı bilmiyorum. O yüzden animedeki bu duygusuzluk ve kendini verememe sebeplerinden biri de bu mu yönetmenlik dışında diye merak ediyorum. Yönetmenin suçu var her türlü ama o belli. Bazı sahnelerde kullanılan seslerin yetersizliği, sahnenin tempo ve duygusu ile uyuşmayan müzik kullanımları ve karakterlerin duygularını göstermekte yetersiz olduğu anlar ile birçok sahne zayıf.
Hikâye nereye gitmesi gerektiği konusunda muğlak. Animenin yarısı çiftlikte geçiyor. Sürükleyici olay örgüsü yok ve gizemini ana konuya dahil etme niyeti de yok son sahnelere kadar. Seyir keyfi iyi değil o yüzden. Seyir keyfini kurtaran etmenler müzikler olmuş ve bazı sahnelerde de animasyonlar çok iyi olunca o da bir seyir keyfi sağlıyor ama animasyonların çok iyi olduğu sahnelerdeki animasyonlar bile sıkıcı aslında. Çiftlikte geçiyor anime baya.
Müzikleri de çok az. 2 tanesi çok iyi olmak üzere bir de tane de enstrümansız vokal var. Müzik tarafı için fena değil diyebilirim genel ortalama için. Müzik sayısı az ama olanlar gayet iyi ve sahnelerdeki mekânların atmosferini çok iyi yansıtıyor. Animenin arka plan çizimleri çok iyi olduğu için görsel açıdan sağlanan atmosfer, müzik ile ahenkli bir şekilde uyumlu. Keşke sahnelerdeki olan biten olaylara ve tempoya da uyumlu olsaymış. Müzik sayısının azlığından mı yoksa yönetmenlik beceriksizliği mi bilmiyorum. Şöyle ki; yeterli bütçe sağlamayıp daha fazla müzik yaptıramadıysa eğer yönetmenin yapabileceği bir şey yok ama müzikler cidden az. Yönetmen gerek görmemiş olabilir de. Bilmiyorum.
Karakterler geriye kalan tek şey oluyor hikâye son anlara kadar olmayınca. Karakterler de çok düz. Özellikle kötü karakterler saf kötü direkt. Baş kötünün motifi saf kötülük değil ama çıkarcı bir motif olduğundan az da olsa saf kötü olmasının yanında bir artısı olmuyor gözümde. En azından mesajını sürekli veriyor anime. Konu son anlara kadar yok ve karakterlerden de bir numara yok ama en azından anime mesaja hizmet ediyor. Mesaj konusunu ağırdan almış ama tek sorunu mesaj kendini anime boyunca biraz tekrar ediyor. Giriş-gelişme-sonuçtan bağımsız hareket ediyor gibi. Çünkü animenin 20.dakikasında verilen mesaj ile son dakikada verilen mesaj arasında fark görmüyorum. 20.dakikada kapatsan da olur animeyi hani. Yanlış bir mesaj almazsın. Bu da kendini tekrara bağlamasına sebep oluyor. Keşke mesajı başta pişmiş hali ile vereceğine hamur hali ile verseydi de anime boyunca yoğrulup pişseydi.
Bu arada Türkçe dublaj ile izledim bunu da. Başlarda sorunum yoktu. Ged karakterini seslendiren (Sanırım Ege Aydan) kişi sağ olsun iyiydi de hatta ama sonra baş kötünün ortaya çıkması ile düşüş yaşadı dublaj. Baş kötüyü seslendiren abla duyguyu hiç verememiş. Bu dublaja özel mi diye Japoncasına baktım ve onda da aynıymış meğer. Bu bir tercih mi olmuş Japonca için bilmiyorum ama tercihse iyi olmamış. Dublajı bu konuda yermeyeceğim o yüzden. Orijinali kadar iş yapmış ve o yüzden pişman değilim.
Neyse, genel itibari ile ortalama kalmış bir iş gözümde. Zayıf bir anime ama iyi yaptığı şeyler onu ortalama mertebesinde görmeme yeterli olabiliyor. Ghibli'nin en zayıf işi diyenler olmuş. Zayıf olduğu doğru ama en zayıfı konusunda emin değilim.
Bu arada bildirmekte fayda var; bu filmin Hayao Miyazaki ile hiçbir alakası yok. Kimisi Hayao Miyazaki işi sanmış bunu yönetmenin isminde Miyazaki var diye. Gorou Miyazaki o. Ya da Miyazaki Gorou. Sırasını bilmiyorum. Studio Ghibli'den hep Hayao Miyazaki işi çıkmıyor sonuçta.
6.5/10