Mirasçı - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




151   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   153 


           

##Serim, novelturkiye.com adresinde 10 Bölüm İleriden Yayınlanmaktadır. Hepinizi, Türkçe Novel Okuma Siteme Bekliyorum ##

“Hoş geldiniz efendim!”
Çocuk şeklindeki kırmızı enerji eğilerek selam verdi. Mel adım adım ona doğru ilerlerken, kaşları iki kılıç gibi gökyüzüne bakıyordu.
“Diz çök!”
Kırmızı enerji bir saniye beklemeye cesaret edemeden denileni yaptı hatta alnı kuru toprağa değiyordu.
“Onları sen mi öldürdün?”
“Evet!”
“Neden yaptın?”
“Sizin yolunuzu açmak benim görevim efendim!”
 İki büyük adımda enerji formunun yanına geldi, pençe formundaki sağ eliyle yerdeki başını kavradı.
“Bahçedeki bütün yaşam enerjisini de emmişsin!”
“Sizin için topladım efendim!”
“O zaman geri dönme vaktin geldi!”
“Yeniden sizin enerjiniz olmak, benim için şereflerin en yücesidir!”
Çocuk formundaki kırmızı enerji, Mel’in elinden geçerek bedenine karışmaya başladı. Birinci Bahçe’nin bütün canlılığı onunla beraber kayboluyordu.
“Sıra sende Sıfırıncı Bahçe ama biraz beklemek zorundasın!”
Siyah cübbesinin kapüşonunu örten iri yarı çocuk birkaç adım attı ve enerji bariyerini yırtarak dışarı çıktı. Dökülen yaprakların arasından sıyrılarak geçerken, kışın habercisi soğuk rüzgârlar yüzüne vuruyordu.
Mağaraya geldiğinde Edgan’ın karşısında buldu, kırmızı kıyafetli genç onu dışarıda bekliyordu.
“İşin bitti mi?”
Mel uzun süre sonra kendisiyle konuşunca hemen cevap verdi.
“Bitti. Sen ne yapacaksın?”
“Son bir şey kaldı!”
“Sonra, sonra ne olacak?”
“Sonra mı? O dediğini düşünmeyi bırakalı epey oldu!”
Mel, boşluğun içine adımını atarak kayboldu, Edgan doğan güneşi izliyordu. Yıllık Dövüş Müsabakaları üç gün içinde başlıyordu ve genç adam bir seçimin arifesindeydi.
“Marvina’yı alarak kaçmalı mıyım yoksa kalıp savaşmalı mıyım?”
Son bahçenin talan edilmesinin üzerinden iki gün geçti ve bu süre, son zamanlardaki en sakin geçen zamanlardı. Dövüş Arenası yaklaşan mücadeleye hazırlanıyordu; göğe uzanan taş basamaklar temizleniyor, dövüş alanını çevreleyen kalkanın enerji kristalleri değiştiriliyor ve gelmesi muhtemel konuklar için yeni bir platform kuruluyordu.
“Sokom, hazırlıklar ne âlemde?”
“Akademi Lideri, her şey planlandığı gibi ilerliyor. Güneş tepeye ulaştığında dövüşleri başlatabiliriz?”
“Misafirleri ağırlayacağımız konutlar hazır mı?”
Beyaz saçlı adam son sözlerini tamamlarken tıkandı, birkaç kuru öksürükle atlattığı durum sonra yüzü kireç gibiydi.
“Her şey hazır! Efendim, iyi misiniz?”
“Bir şey yok. İşinin başına dönebilirsin!”
Sokom, hızlı adımlarla taş duvarların arasındaki ahşap kapıya yöneldi. Gözlerinin ucuyla geriye baksa da yavaş davranmaya cesaret edemiyordu.
“Nerede kaldı bunlar!”
Dişlerinin arasından zorlukla çıkan sesler havada birleşip bir cümle oluşturduğunda, Akademi Lideri bedeninin sağ yanını eliyle yokluyordu.
Gece sabaha döndüğünde, Sokom bir kez daha beyaz saçlı adamı ziyaret etti ve beklenen konukların henüz gelmediğini bildirdi. Dövüşleri ertelemekle alakalı birkaç söz etse de aldığı cevap her şeyin planlandığı gibi ilerleyecek olmasıydı.
Taş kulede olduğu gibi akademinin içindeki birçok yapıda insanlar yeni günü karşılıyordu, bunlardan biri de Dövüşçü Bölümü’nün içindeydi.
Her zaman, göğsünde alev broşu olan gençlerin doldurduğu yapının içinde, şu an sadece birkaç kişi vardı. Ahşap konak buzla kaplıydı ve onu donduran enerjinin sahibiyse, Akademi Lideri’nin inziva cezası verdiği İkinci Büyük’ den başkası değildi.
Buz kaidenin üzerinde bağdaş kuran seyrek saçlı adamın karşısında, altı kişi dizlerinin üzerindeydiler ve gözleri onun üzerinden ayrılmıyordu.
“Hazır mısınız?”
Sözler derinlerden, buz cehennemlerinin dibinden geliyordu. Altı genç hep bir ağızdan cevap verdiler.
“Evet!”
“Çok iyi!”
İkinci Büyük, bakışlarını birbirinden farklı bedensel özelliklere sahip astlarının üzerinden çekmeden devam etti.
“Mel ve Edgan, hedefiniz bu iki kişi. Nerede, nasıl ve ne amaçla karşınıza çıktıkları önemli değil, gördüğünüz an öldüreceksiniz!”
“Emredersiniz!”
Konağı kaplayan buz kütlesi yavaşça geri çekildi, her nefeste küçülerek İkinci Büyük’ ün bedeninde girerek yok oldu.
Yeşil Gölge Akademisi birçok kişinin planlarını uygulayacağı oyun alanına dönüşürken, asıl sahne izleyicilerin gözlerinin önüne seriliyordu. Çift kanatlı ağır ahşap kapıdan giren öğrenciler koşarak en iyi yeri kapmaya çalışırken, bölüm görevlileri sakince ilerliyorlardı.
Onlar yerlerine geçtiklerinde, en alt sıralara doğru inenler oldu. Bu kişiler, Yıllık Dövüşlerde yeteneklerini göstermek isteyen öğrencilerdi.
Bölüm Başkanları giriş yaptığında, izleyiciler ve katılımcılar ayağa kalkarak onları selamladılar. İkinci Büyük ve Akademi Lideri de hazırlanan koltuklara oturuyorlardı ama beyaz saçlı adamın yanındaki üç boş koltuk dikkatleri çekti.
“Liderin yanındaki yerler kimin için? Kim onunla aynı hizada oturabilir?”
“Duymadın mı? Ana akademiden gelecek heyet için ayrıldılar, Bitki Bahçelerindeki olaylara son vermeye geliyorlar.”
“Bahçe mi kaldı ki? Herkesten saklanan Sıfırıncı Bahçe dışında hepsi kurudu! Böyle bir zamanda, niye Dövüş Müsabakası düzenlerler ki?”
“Asıl şimdi tam zamanı. Onca olayın üstüne, insanların dikkatini dağıtacak bir şeyler lazımdı!”
İki genç adam hararetli tartışmaları sürdürürken, birkaç basamak aşağılarındaki kız grubunun gündemi bambaşkaydı.
“Edgan’ı görebiliyor musunuz?”
“Hayır, gelmedi?”
Kocaman pembe bir kurdeleyle saçlarını toplayan kız, etrafı süzerken cevabını aldı ama arayışlarını sonlandıracak gibi değildi.
“Gelmeyecek mi?”
“Nereden bileyim. Bir aydır yüzünü gören olmadı, bazıları kardeşiyle beraber akademiyi terk ettiğini söylüyorlar.
Çikolata renkli kız olasılıkları sayınca, Edgan’ı arayan diğeri hışımla döndü.
“Olmaz, olamaz! O burada ve bugün dövüşlere katılarak, ne kadar yüce bir dövüşçü olduğunu hepinize gösterecek!”
“Kızma hemen, kötü bir şey mi söyledim?”
Somurtarak birbirlerine sırtlarını dönen kızlar, arenayı kaplayan uğultu üzerine başlarını herkesin baktığı yere çevirdiler. İki kanatlı ağır kapıdan içeri biri giriyordu.
“Geldi!”
“Dedim size, kahramanım bizi terk etmez!”
“Edgan geldi!”
Ateş kırmızısı kıyafetler içindeki gencin saçları, aynı renk bir iple topluydu. Omuzlarının üzerinden dökülmesine izin vermediği saçlar, bir kılıç gibi sırtından aşağı uzanıyordu.
Etrafında kopan fırtınaya aldırmadan sakin adımlarla katılımcıların arasındaki yerine geçti ve kafasını kaldırdığında bir kişiyle göz göze geldi.
“İkinci!”
 Akademi Lideri, durumu sezdiği an bir adım altında oturan astına müdahale etti ama o blokta oturanların üzeri çoktan ince buz tabakasıyla kaplanmıştı. Neyse ki öğle güneşi tam üstlerindeydi, soğuk enerji geri çekildiği gibi bedenleri ısınmaya başladı.
“Bütün katılımcılar burada olduğuna göre, Yıllık Dövüş Müsabakaları’ nın başladığı ilan ediyorum!”
Sokom, Dövüşçü Bölümü Başkanı olarak açılışı yapıyordu ama gök gürültüsünü andıran bir ses sözlerine ara vermesini sağladı.
“Ben daha yerime geçmedim!”
Soluk kırmızı bir yelek ve en az onun kadar harap haldeki pantolonuyla bir genç, arenanın içine adım attı. Kıyafeti kollarını kapatmıyordu, yalın ayaklarıyla yürürken bütün gözler onun üzerindeydi.
“Mel, senin burada ne işin var?”
Üstat Hanry yerinden fırladı, astları tutmaya çalışsa da basamakları inmeye çalışıyordu.
“Açık değil mi? Yeşil Gölge Akademisi Yıllık Dövüş Müsabakaları’na katılıyorum. Yoksa yapamaz mıyım?”
Eski öğrencisi konuşunca duran Üstat cevap veremedi, onun yerine hiç beklenmeyen biri konuşuyordu.
“Tabii ki katılabilirsin! Bitki Bölümü öğrencisi olarak dövüşen ilk kişi sen olacaksın, herkes neler yapabileceğini merakla bekliyor olmalı!”
İkinci Büyük fırsatı kaçırmadı. Kimsenin söz söylemesine izin vermeden Mel’in isteğini onayladı ve Sokom’a dönerek konuştu.
“Devam edebilirsin!”
 
 

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


151   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   153 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.