Yukarı Çık




3.2   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   4 

           
Bölüm 3.3

\“O kişiler hazırlık okulundan.\“

\“Hazırlık okulu…?\“ Böyle bir şeyi hiç duymadım. Yoksa duydum mu?

\“Hatırlamazsın tabi ki. Yani koca kafalısın, yapacak bir şey yok.\“

\“Bekle! Bir kıza büyük beden demek cinsel tacizdir! Edo döneminde olsaydık şimdiden kelleni uçurmuşlardı – aaa!\“ Yataktan yukarı kalkmakta olan kafam geri aşağı itilmişti.

\“Umudun Zirvesi Akademisi diğer okullar gibi geleneksel bir eğitim yeri değil. Yetenekli kişilere eğitim veriyorlar ama aynı zamanda bu yeteneği araştırıyorlar. Eğitim görevlileri sıradan öğretmenler değiller. Onlar aynı zamanda insan yeteneğini araştıran bilim insanları. ...Ama bilim insanları biraz sıkıntılı bir grup. Araştırma yaptıkça, daha derin araştırmalar yapmak isterler. Bundan dolayı hiçbir zaman yeteri kadar sahip olmadıkları bir şey var. Ne olduğunu biliyor musun?\“

\“Ee… Sanırım şey…\“

\“Para.\“

\“Ah, evet!\“ Cevabı kendi başıma bulma şansım kalmamıştı o yüzden en azından bunu diyebilirdim.

\“Şimdiye kadar, Umudun Zirvesi Akademisi devlet yardımı ve mezunların bağışlarıyla ayakta kalan, küçük ölçekli bir yerdi. İmkan yetersizliği nedeniyle araştırmaları engelleniyordu gerçi. Ama idare komitesi araştırmaların durumundan memnun değildi, o yüzden daha çok para kazanmak için hazırlık okulu sistemini kurdular.\“

Dinlediğimi göstermek için hevesli biçimle başımı salladım.

\“Özetle şöyle ki biz Süper Lise Seviyesi öğrencileri, ana okula bağlıyız ama artık bunun yanında hazırlık okulu denen ayrı bir eğitim tesisi var. Bu okul, kampüsün batı tarafında yer alıyor, bizimki ise doğu tarafında ve bu yüzden oradakilerle çok karışmıyoruz. Oranın buraya pek benzemediğini duydum – öğrencileri kendileri keşfetmiyorlar ve başvuranlar arasından seçim yapmak için normal bir giriş sınavını kullanıyorlar. Öğretmenler de aynı şekilde seçiliyor. Bizim öğretmenlerimiz burada yaşayan ve çalışan bilim insanları, onların dışarıdan gelen sıradan öğretmenleri var.\“

\“Yani sadece normal bir lise, değil mi?\“

\“Aynen öyle. Yine de başvuru seli yaşandı. Marka adı güçlü bir şeydir.\“ Matsuda neredeyse bağırarak konuştu. \“İnsanlar onun sadece bir hazırlık okulu olmasını umursamadı. Prestijli Umudun Zirvesi Akademisi sonunda kapılarını halka açtı. İnsanlar koyun gibidir. Bir marka adı dikkatlerini çeker, okul da para elde etmek için bundan yararlandı. Bunun sayesinde, okul ani bir gelişim yaşadı. Aniden tüm üniversiteleri kıskandıracak araştırma binalarına sahip olduk. Kimse bunu beklemiyordu – sadece bir iki yıl içinde Umudun Zirvesi Akademisi tamamen farklı ölçekte bir okul haline geldi. İdare komitesinin gücü de bununla birlikte arttı.\“

\“Ama bu neredeyse bir dolandırıcılık gibi görünüyor...\“

\“Pek öyle görünmüyor.\“ Matsuda-kun\’un ağzı, acı bir gülümseme şeklini aldı. \“Şu anda Umudun Zirvesi Akademisi, bir üçüncü dünya ülkesinin piramit tabaka sistemi gibi ayarlandı. Hazırlık okulundaki bu yüksek öğrenci nüfusu, sadece ana okulda bulunan az sayıdaki Süper Lise Seviyelerini desteklemek için var. Görünüşe göre oradan istisnai öğrencilerin ana okula transfer olması için bir tür güya sistem var, ama kimsenin bunu başardığını duymadım. Öğretmenlerimiz oradaki kimsenin bunu hak ettiğini düşünmezler muhtemelen.\“ 

\“Ne? Öğretmenlerimiz böyle davranmamalı!\“

\“Haklısın ama bilim insanları tam da böyle yaparlar. Sadece araştırma konularını umursarlar. Aslında ben de aynıyım. Tek fark, onların konusunun \’insan yeteneği\’ olması.\“

\“Ama bu hiç adil değil!\“ Yanaklarımı şişirdim.

\“Tabi ki değil. Adil olsaydı protestoya ihtiyaç olmazdı, değil mi? Ama, yine de...\“

Matsuda-kun birden konuşmayı kesti. Sesi temkinli bir tona geçti. 

\“O protestoyu kendi başlarına ayarlayamazlar bence. Bu başka birinin çevirdiği dolapların sonucu olmalı. Benim fikrim bu...\“

\“Eh?\“

Matsuda-kun gözlerini kıstı ve camdan dışarı baktı. O kadar korkunç görünüyordu ki konuşmakta tereddüt ettim.

\“Hey, Çirkin,\“ kısa süre sonra bir şey hatırlamış gibi bana döndü. \“Bu konuşmamızı düzgünce defterine yaz. Benimle bir alakası yok deyip başından atma... Bu hazırlık okulu öğrencileri bizi pek düşünmezler. Sana saldıracaklarını falan düşünmüyorum ama… dikkatli olmak iyidir.\“

\“Tamam, anladım.\“, cevap verirken yüzüm ve kafama yapışmış olan vantuzların, ağzımı hareket ettirmeyi zorlaştırdığını farkettim.

\“Biraz burada sabit durman gerek. Uyuyabilirsin.\“ Matsuda-kun görüş alanımdan çıktı.

\“Ama hiç uykum yok...\“ Korkmuş bir sesle yanıtladım. Matsuda-kun odanın diğer tarafından cevap verdi.

\“Sana uyku hapı verebilirim. Bir düzine hap uyumana yeter galiba.\“

\“Ne? Bu öldürücü doz değil mi? Sorun olmadığına emin misin?\“

Tedirginliğim daha çok artmaya başladığında, Matsuda-kun yine önümde belirdi. Kirli gömleğinin üstüne şimdi bir okul ceketi giymişti.

\“Ben yokken makinelerime bir şey olursa seni öldürürüm.\“

\“...Bir yere mi gidiyorsun?\“

\“Halletmem gereken küçük bir iş var. Neyse, makinelerime bir şey olursa seni öldürürüm. Uyarıyı tekrarlayacak kadar ciddiydi.

\“Beni öldüren sen olacaksan öldürülmeyi sorun etmem...\“

\“Bu benim için sıkıntılı olurdu. Kandan nefret ederim.\“

İnsan beyni hakkında çalışma yapan biri için, bu iyi bir özellik değildi bence ama bir şey söylemedim.

\“Aa! Durum buysa, eğer burada iyi bir kız gibi durup beklersem sonradan birlikte film izlemeye gidelim!\“

\“...Film mi?\“

\“Ee… Bilirsin ya, şunun gibi...\“

Defterimin sayfalarında gezindim, filmlerle ilgili anılar aradım.

\“Burada bir tane var! Şey, Harry ve Marv adında iki hırsızla ilgili, McAllister\’ların evine gizlice giriyorlar...\“

\“Evde Tek Başına\’dan mı bahsediyorsun? Unuttun galiba, önceden o filmi izlemek için bana ısrar etmiştin ve izlemiştik.\“

\“Gerçekten mi? Ee, öyleyse...\“ Defterimin sayfalarını çevirmeye devam ettim ama başka bir filmden bahsedildiğini görmedim. Görünüşe göre özellikle o film ilgimi çekmiş. Tüm gün kendimi suçlayabilirdim ama faydası olmazdı.

\“Y...Yani o film bir şaheser o yüzden tekrar izlesen bile ilgi çekici olur!\“

\“Kesinlikle kötü bir film değil ama tekrar tekrar izlemek isteyeceğim türden bir film değil...\“

\“O zaman, hangi tür filmleri –\“

\“Lütfen bana, ortaokula giden bir kızın günlüğüne yazacağı türden sorular sorma.\“

Tatsız bakışlarının bana doğru öfkeyle baktığını hissettim. Ama pes etmedim. \“Hadi yapalım şunu! İlk defa izliyormuş gibi davranırsan eğlenceli olur!\“ Defterimden biraz daha yazı okudum. \“Aa! Buraya göre, ana karakteri oynayan küçük çocuğun, yani Wacooly Culkin\’in çok şirin olduğunu düşünmüşüm! Filmde tatlı bir çocuk var! Heyecan verici değil mi?\“

\“Ve neden bunun beni heyecanlandıracağını düşündün? Ayrıca o oyuncunun adı iç giyim markası gibi değil. Adı Macaulay Culkin.\“

\“Ha ha, burada diyor ki bana o kadar şirin gelmiş ki onu evlat edinmek istemişim!\“

\“Onun şimdi nasıl göründüğünü bilmediğin için böyle diyorsun. Resmen evrim geçirdi.\“

\“Evrim ha…\“

Matsuda-kun, badem gözlerini normalden bile daha çok kıstı ve alnındaki kahkülünü eliyle yana aldı.

\“Sadece iyi bir kız ol ve uyu.\“

Görünüşe göre benim, onun gidişini ertelemeye çalışmamdan yorulmuştu.

\“Bekle! Gitme!\“ Yine de, bu sefer panikleyerek onu yine durdurmaya çalıştım. \“Gitmeni istemiyorum! Yalnız kalırım! Beni burada yalnız bırakma! Birbirimizi uzun zamandır görmedik, değil mi?\“

\“...Uzun zamandır mı?\“ Matsuda-kun aniden durdu. \“Neden birbirimizi uzun zamandır görmediğimizi düşünüyorsun?\“

\“...Eh?\“

\“Sana neden birbirimizi uzun zamandır görmediğimizi düşündüğünü soruyorum.\“

Matsuda-kun konuşurken yüzünü benden çevirdi. Sesinde acının izleri vardı, bu beni endişeli hissettirdi.

\“Şey… Kalbimin atış sayısından anlayabiliyorum… Galiba...\“

\“Yani beni her gün görürsen, yanında olduğumda kalbin daha yavaş mı atıyor?\“

\“H…Hayır! Öyle değil –\“

\“Daha dün buluştuk, biliyorsun.\“

\“...Ne? Buluştuk mu?\“

\“Unutmuş olman şaşırtıcı değil...\“ Matsuda-kun\’un sırtı öne büküldü, sanki hüzünlenmiş gibiydi. \“Sanırım tek hatırladığın kişinin ben olduğunu söylerken yalan konuşuyordun.\“

\’B...Bekle! Şimdi hatırlayacağım!\“

Aceleyle defterimin sayfalarında gezindim. Baştan sonra hepsine baktım ama geçen gün Matsuda-kun ile olan buluşmamızla ilgili bir anı bulamadım. Tam bir başarısızlıktı.

Defterimden bakışlarımı çevirdiğimde, Matsuda çoktan gitmişti.

\“...feh!\“ Yenildim. Ve bunun hakkında daha fazla yapacak bir şeyim yok.

Of. Sanırım uyumaktan başka yapacak bir şeyim yok.

Bu kötü bir şey olduğundan değil.

Sonuçta, uyurken rüyalarımda kaybolabilirim. Matsuda-kun\’un olmadığı bu yalnız dünyadan kaçabilirim. Hatta rüyamda Matsuda-kun ile buluşabilirim belki!

Kalbimin derinliklerinde bu düşünce ile, başımdaki kablolara zarar vermemeye dikkat ederek yana döndüm ve hala Matsuda-kun\’un kokusunun izlerini barındıran yastığı kokladım. Yastığı yavru bir köpek gibi kokladım ve yanağımı sürttüm, mutlu bir şekilde mırıldandım. Sonra gözlerimi kapattım. 

Görüşüm karardıkça, diğer hislerim güçlendi. Çok geçmeden, dünyamda tek kalan şey Matsuda-kun\’un kokusuydu…

Hayır, tek şey o değildi.

Matsuda-kun ve benim özel dünyamın arasına giren sesler de duyabiliyordum. Duygu dolu, üzüntü veren seslerin birleşimi. Onları sadece dinlediğimde bile endişe tüm vücudumu kaplıyordu, bu yüzden panikle kulaklarımı kapattım.

…Benimle hiçbir alakası yok sonuçta.

Yine de uyuyamadım. Vücudum uyumayı unutmuş gibi hissettim.

Uykuya dalmak istiyorum.

Uyumak ve içinde Matsuda-kun\’un olmadığı bu dünyayı atlatmak istiyorum.

Onunla tekrar buluşmak istiyorum.

…Matsuda-kun Matsuda-kun Matsuda-kun Matsuda-kun Matsuda-kun Matsuda-kun Matsuda-kun Matsuda-kun.

Ve sonra, Matsuda-kun\’u rüyamda gördüğümü hayal ederken, yavaşça mutlu bir uykuya daldım.


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.

3.2   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   4