"Dur,Shinai ne yapıyorsun?!" Akai,Shinai'nin kollarını arkadan tutup geri çekti.Shinai,kendine geldi ve yumruk attığı çocuğa baktı.Çocuk yerde,burnu kanlar içinde yatıyordu.Akai,korku ve endişe karışık şekilde Shinai'ye baktı.Shinai ise yerdeki çocuğa bakıyordu,çocuk kafasını kaldırdığı zaman Shinai ile göz göze geldi. "Naptın sen bana seni küçük-!" Yerdeki çocuk hırıltılı bir şekilde konuşuyordu büyük ihtimalle burnu kırılmıştı.Shinai hiçbirşey demeden çocuğa bakmaya devam etti.Bağırışları duymuş olacakki yetimhanenin annesi salona girdi.Yetimhane annesi bir yerdeki çocuğa birde Shinai ile Akai'ye baktı.Anne'nin yüzü domates gibi kızardı ve sonunda konuştu. "Üçünüzde odama gelin!" 3 çocuk,anneyi takip ederek odaya girdiler.Oda'da yetimhanedeki çocukların grup halindeki fotoğrafları vardı,eski püskü bir masa ve halı vardı.Anne masanın arkasındaki sandalyeye oturdu,burnu kırılan çocuk ise öbür sandalyeye.Shinai ve Akai ayakta kaldılar.Shinai,kendini çok kötü hissetmiyordu,galiba artık karnı acıdan uyuşmuştu.Yetimhane annesi bir süre onlara baktıktan sonra konuşmaya başladı. "Senden hiç böyle birşey beklemezdim Shinai.Ne yaptığının farkındasın değilmi?" Akai,Shinai cevap veremeden konuşmaya başladı; "Shinai kötü birşey yapmadı ki o Shinai'yi kışkırttı!" Yetimhane annesi iyice kızardı. "Ne diyorsun sen Akai- Shinai onun burnunu kırdı!" Akai,bunun üzerine birşey diyecek gibi oldu ama Shinai onu dürtükleyince sustu. "Shinai sana bir ceza vermek zorundayım." Shinai,Akai'nin yumruklarını sıktığını gördü." Anne, düşündükten sonra konuşmaya başladı. "Shinai, yarın Senshin Tapınağına gitmeyeceksin." Shinai,nefesini sinir ile tuttu, yarın gitmezse herşeyi kaçıracaktı.Akai, konuşmaya başladı sinir ile. "Ama,bu haksızlık öbürüne ceza verilmeyecekmi!" "Sus,Akai!" Akai,Shinai'nin kolunu tutup çekiştirerek odadan çıktılar.Shinai,Akai'nin sinir ile nefes aldığını duyabiliyordu.Merdivenleri çıkıp balkona girdiler,ve durdular.Akai,Shinai'ye üzüntü ile baktı. "Hepsi benim yüzünden öldü özür dilerim Shinai-" Shinai,Akai'ye baktı. "Sorun değil." "Benim yüzümden gidemiyeceksin yarın tapınağad- dur bir dakika-" Shinai merakla karışık şaşkınlık ile Akai'ye baktı. "Ne oldu?" Akai,Shinai'ye baktı. "Aklıma çok güzel bir fikir geldi!" "Ne geldi?" "Shinai, yarın seni buradan kaçıracağım!" "Ne-" "Bak gel anlatayım!" Shinai,Akai'ye yaklaştı ve anlatmaya başladı... "Bunun gerçekten işe yarayacağına eminmisin?" "Evet,Shinai!" Shinai,daha fazla üstelemek istemedi,oda tapınağa gitmek istiyordu.Akai,saate baktı. "Saat gecenin 12'si şimdi kıyafetlerimizi toplayalım yarın uğraşmayalım, yarın sabah saat 1'de dediğim gibi giyin ve benim odama gel!" Akai gülümsedi ve koşarak balkondan çıktı.Shinai,bir süre yıldızlara baktı.Yıldızlara bakarken karnına bıçak sokulmuş gibi hissetti ve karnını tutarak yere çöktü.Acı yüzünden soğuk soğuk terlemeye başlamıştı.İyice yere yığıldı,ve top gibi kıvrıldı.Balkondan düşünce olan yarası açılmış olmalıydı,ama eline sıcak kan gelmiyordu,acaba iç kanamasımı vardı? Daha fazla düşünemedi ve ne kadar istemesede acı içinde çığlık attı.Gözlerini zar zor açık tutabiliyordu,daha fazla dayanamayarak uykuya daldı. Ormanda kaybolan ablası yanında dikiliyordu,elinde bebek puseti ile. Ablası arkasındaki alevlere doğru geri geri yürüdü ve gözden kayboldu.Etraf dönmeye başladı Shinai şimdi bir köyün ortasında idi.Etraf alevler içinde yanıyor, çocuklar çığlık atıyordu.Bir rahibe köyün çıkışına doğru yavaş yavaş yürüyordu,Shinai'de arkasından.Rahibe köyden çıktı ve bir anda kanlar içinde yere yığıldı.Shinai daha neye uğradığını fark edemeden garip kıyafetler içindeki adamı gördü,adam kıpkırmızı gözleri ile Shinai'ye baktı Shinai karnının bulandığını hissetti,nefes nefese yere çöktü.Adam yaklaştıkça Shinai'nin durumu kötüleşiyordu.Adam yaklaşıp Shinai'ye dokunacağı anda sıcak güneş ışınları Shinai'nin gözlerine doldu.Shinai ışık hızı ile gözlerini açtı.Gözlerini açar açmaz geri kapattı sıcak güneş gözlerini yakmıştı.Gördüğü rüya yüzünden nefes nefeseydi.Kendine geldikten sonra gözlerini açtı.Karnındaki acı hala bıçak gibi onu deliyordu ama biraz daha dinmişti.Yerden yavaşça kalktı ve saate baktı.Saat sabahın on ikisiydi, tapınağa gitmelerine 2 saat vardı,Shinai hızlıca toparlandı karnındaki acıyı umursamamaya çalışarak balkondan çıkıp merdivenlerden aşağı indi.Tamda beklediği gibi bazı kişiler eşyalarını topluyor diğerleri ise gözleri dolmuş şekilde onları izliyordu.Shinaj hiçbirşey belli etmeden odasına gitti.Diğer oda arkadaşlarından eser yoktu,erkenden kahvaltı için aşağı inmiş olmalıydılar.Shinai onların yokluğunu bilerek hızlıca eşyalarını toparladı,Akai'nin söylediği gibi kapşonlu cüppe tarzı ceketini giydi ve saate baktı.Saat toparlanana kadar 1 olmuştu Shinai yavaşça odadan çıktı.Diğer koridordakiler onu farketmiyor gibiydiler,oda bunu fırsat bilerek ortak salona doğru gitti.Ortak salona girince köşede bekleyen Akai'yi gördü hemen ona doğru gitti.Akai ona bakarak konuşmaya başladı. "Kahvaltıyı beklemek zorundayız,kahvaltıdan sonra çıkalım!" "Tamam." En köşe yere oturdular, diğer çocuklarda yavaş yavaş salona girdiler.Kahvaltı hızlıca dağıtıldı ve yediler.Yetimhane annesi geldi ve konuşmaya başladı. "Çocuklar bugün bazıları için çok önemli bir gün, tapınağa gidenler erkenden çıkabilirler!" Çoğu çocuk homurdandı, büyük ihtimalle kıskanıyorlardı.Sayılı çocuk ayağa kalkıp yetimhaneden dışarı çıktı,Shinai ve Akai'de dahil.Yetimhaneden çıkar çıkmaz hızlı adımlar ile tapınağa doğru yürüdüler,en son tapınağın yanındaki banka oturdular.Shinai,daha fazla dayanamayıp konuşmaya başladı. "Yetimhane annesi cezam olduğunu tapınaktakilere haber vermiş olabilir." Akai,Shinai'ye döndü. "Vermemiştir,hem neden versin ki?" Shinai bunun üzerine sustu.Tekrardan karnının acısı bastırmıştı,belli etmemeye çalışarak ayağa kalktı. "Ne oldu, gidiyormuyuz?" Shinai, olabildiğince normal bir şekilde cevap verdi. "Saat geldi gidelim." İkiside tapınağa doğru yürümeye başladılar ve içeri girdiler.İçeride daha kimse yoktu Shinai,Akai dürtünce ona doğru baktı. "Shinai, kapşonunu indirebilirsin,buradakiler seni tanımazlar." Shinai kapşonunu indirdi ve etrafı incelemeye başladı.Karnındaki acı yine gittikçe büyüyordu,Akai anlamasın diye dua ediyordu.Yavaş yavaş diğer çocuklarda tapınağın bahçesine giriyordu.Hepsi Senshin'i beklemeye başladılar.Shinai artık acı yüzünden parmaklığa dayanıyordu,ama biraz daha idare etmek zorundaydı.Bir kaç dakika sonra genç bir Senshin kürsüye geçti,ve konuşmaya başladı. "Yeni Senshin adayları ikişer kişilik odalarda kalacaklardır, kim kimin ile kalıcak belirlenmiştir şimdi isimleri söyleyeceğim." Senshin çocukların adlarını ikişer ikişer saymaya başladı sonunda sıra onlara geldi. "Shoko Yami ve Shinai Chikori." Akai, üzülmüş bir şekilde Shinai'ye baktı,Shinai'de ona.Shinai,oda arkadaşını gözleri ile aradı ve bir çocuk ile göz göze geldiler.Çocuk seçimlerdeki kötü aura yayan çocuktu.Shinai tekrar önüne döndü.Senshin konuşmaya devam etti. "Akai Jitensha ve Hasuto Taiyo." Akai bir anda ayağa fırladı. "Ama-!" Senshin Akai'ye baktı. "Yerine otur Akai." Akai hiç birşey demeden yerine oturdu.Hasuto denilen çocuk kibirli biriydi Akai ondan nefret ediyordu.Shinai acaba onları nasıl eşleştirdiler diye düşündü.Shinai tekrar acı ile karnını tuttu.Senshin diğer isimleri saymaya devam ederken Akai onda doğru baktı. "Bir sorunmu var Shinai?" "Hayır yok." Shinai tekrar dikleşmeye çalıştı ve zorda olsa başardı.Senshin bir süre sonra saymayı bitirdi.Ve konuşmaya tekrar başladı. "Şimdi oda arkadaşınız ile yan yana yürüyeceksiniz,odalarınızı diğer Senshinler gösterecek." Bunun üzerine herkes oda arkadaşının yanına gitti,Akai'de Shinai'ye baktı. "Ben gideyim,sonra görüşürüz!" Güldü ve uzaklaştı.Shinai gözleri ile oda arkadaşı olan Shoko'yu aradı.Sonunda gördü Shoko ona doğru yaklaşıyordu, seçmelerdeki gibi saçları simsiyah ten rengi beyaza yakındı ve boyu Shinai'den uzundu.İyice Shinai'ye yaklaştıktan sonra konuşmaya başladı. "Gidelim." Shinai birşey demeden Shoko ile Senshin'in arkasından yürümeye başladı, karnının acısı gittikçe artıyordu artık yürüyecek gücü kalmamıştı.Odalarına çok yaklaşmışlardı,Shinai zar zor yürüyerek odaya Shoko ile girdi.Senshin onlara birşeyler anlattı ama Shinai artık kimseyi duyamıyordu.Senshinin odayı terk ettiğini gördü buğulu bir şekilde ve en son yere yığıldı.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.