Yerden beş bin metre yukarıda, güçlü bir rüzgar eserken Sai arkasına döndü.
"Yalnız gidebileceğine emin misin Naruto?"
"Evet." dedi Naruto aşağısındaki düşman bölgesine bakarak. "Sıkıntı yok."
"Ama elin hala--"
"Bu arkadaşları tek elimle yenebilirim."
Çizgi Canavar Sanatı Kopyası ile üretilmiş Çin Anka'sı, gecenin gölgelerinde ilerlemeye devam etti. Aşağıdan bakıldığında yukarısı görünmese de Naruto'nun gözleri aşağıyı gayet net görebiliyordu.
Saat gece yarısını geçmesine rağmen hedefinin ondan saklandığı çorak dağ vadisindeki gece bekçilerinin meşaleleri hala yanmaya devam ediyordu. Burada ve orada ninjalar nöbet tutuyorlardı. Ayın ışığının vurduğu, uzun keskin taş duvar ve iğneye benzeyen sırt çizgisi ıslakken parlıyordu.
"Doğal yollarla bile iyi korunan bir kale." dedi Sai Naruto'nun hislerine tercüman olarak. "Garyo böyle yerlere kaçıp saklanıyor, huh?
"Dalga Ülkesi'nin insalarını öldürürken." dedi Naruto dişlerini gıcırdatarak.
Dördüncü Shinobi Dünya Savaşı'nın bitiminden bir yıl sonra, bir eylül akşamıydı. Güçlü bir rüzgar vadinin her tarafından vın diye geçti.
Rotalarını değiştirdiler, Sai'yi ve Naruto'yu taşıyan dev kuş geniş bir dönüş yaptı ve aşağıya baktıklarında doğrudan Garyo'nun sığınağıyla karşılaştılar.
"Bunun hakkında çok düşünme Naruto. Dördüncü Shinobi Dünya Savaşı insanların son savaşı olmayacak. Her ne kadar nefret etsem de hala Madara'nın düşüncelerine sempati duyan insanlarla karşılacağız." dedi Sai Naruto dev kuştan inmeden önce.
"Garyo gibi mi, anlarsın ya?
Krrrrrrrr!
Kendi vücudunun rüzgarda çıkardığı sesleri dinlerken Naruto sol elinin işaret ve orta parmaklarını birbirine geçirerek artı işareti yaptı. Sasuke ile olan savaşlarından sonra sağ kolunu kaybettiği için bu yeni el mühürleri yöntemini öğrenmişti.
"Çoklu Gölge Klonu Tekniği!"
Bomf! Etrafı beyaz dumanlar kapladı ve bekçiler herhangi bir şey fark etmeden Garyo'nun sığınağının etrafı gölge klonları ile çevrildi.
"Düşman saldırısı!" Karanlıkta her taraftan kızgın sesler yükseliyordu.
"Garyo'yu koruyun!"
Düşman ninjalar taş duvar boyunca dizilen kulübelerden ve çevredeki mağaraların hepsinden uçarak çıktılar. Naruto'nun gölge klonları her yöne kunai fırlatmaya başladı ve düşman grubun birkaç üyesi aynı anda yere düştü. Arkasından gelen şiddetli saldırılarla karşı karşıya gelen Naruto, bir duman bulutuna dönüşerek ortadan kayboldu.
Sığınağın meydanının merkezi ninjaların birbirlerine kükremeyi andıran sinirli sesler çıkarmasıyla bir anda savaş alanına döndü.
Naruto her iki tarafı da dikkatlice incelemeye başladı. Kakashi'nin ona bahsettiği tavanında dişlere benzeyen sarkan sivri uçlu iki kayanın olduğu, Garyo'nun sığınağının tek girişi olan ve dağları dış dünyayla ayıran mağarayı arıyordu. Ya da Kakashi'nin söylediği gibiydi.
"O zaman kaçmayı düşünürse, doğrudan o mağaraya gidecek!"
Ötede düşmanla savaşan gölge klonlarını görebiliyordu. Kaya canavarının ağzı olan bu mağara, ninjalar tarafından korunuyordu ve içeride koşan, uzun giysisinin paçaları yerlere sürünen bir adam vardı-
"Garyooooo!" Naruto'nun sesi taş duvarlarda yankılandı. "Hiçbir yere kaçamazsın!"
Naruto'nun sesinin yankıları durmadan önce bir düşman ninja önünü kapattı. Ninjanın kostümü kar gibi beyazdı; ninjanın yüzü kanca şeklindeki beyaz bir maskeyle gizlenmişti.
"Çekil yolumdan! dedi Naruto tereddütsüzce birkaç kunai fırlatarak.
Ama bıçakların uçları maskeli ninjaya değdiği anda ninja parıldadı ve siste kayboldu. Daha kötüsü Naruto fark etmeden önce onun arkasına geçti.
"Buz Tipi: Topraktan Buz Zincirleri!"
Jutsunun sırtına hafifçe vurduğunu hissetti. Hafif öne eğilse de dengesini kaybetmedi. Hazırlandı ve etrafta dönmeye başladı. Kunailer maskeli ninjanın etrafında hızla ilerlerken ışıldıyorlardı- daha doğrusu, onların tamamen hızlanıp ışıldamalarını istiyordu.
Ama onları fırlatamadı.
"B-Bu da nedir...?"
Vücudundaki sarsılma hissi kısa bir süre sonra yoğun bir acıya dönüştü.
Snap, crack... krrk krrk krrk krrk!
Sayısız donmuş diken damarlarından fışkırdı ve vücudunu parçalamaya başladı. "Unnnnh..." Dizlerinin üzerine çökerken ağzından bir nefes aldı ve nefesinden dolayı duman çıktı. Hala Eylül ayı olmasına rağmen dağlar geceleri çok soğuk oluyordu. Naruto'nun dişleri takırdamaya, tüm vücudunu şiddetli bir soğuk kaplamaya başladı.
Maskeli ninjanın sırtına vurduğu yerden hızla vücudunun her yerine buz yayılmaya başladı. Buz, her tarafını sarmıştı.
Krrk krrk krrk krrk krrk krrk krrk krrk!
Bir şekilde vücudunu hareket ettirmeye çalışsa da sadece birkaç ince buz parçası soyularak yere düştü ve çatırdadı.
Buz zincirleri Naruto'yu sıkıca tutarken maskeli ninja donmuş Naruto'ya aldırmadan Garyo'ya döndü. "Efendi Garyo, bu taraftan lütfen."
Garyo'nun arkasındaki karanlıkta kunai tutan bir el belirdi. "Biliyorsun, Haku da böyle bir maske takmıştı." Naruto kunaisini hedefinin boynuna doğru tuttu. " Ve bu buz tekniği... Kirigakure'den düzenbaz bir ninja mısın?"
"Demek bu gerçek sen değildin" dedi maskeli ninja birkaç saniye önce gelen Naruto'ya bakarak. "Verdiğiniz karşılığın Madara'mızı yenen Uzumaki Naruto için pek uygun olmadığını düşünmüştüm."
Buz hapsinde olan gölge klonu bir dumanla ortadan kayboldu. Klonu çevreleyen buz bir anda çatlayarak dağıldı. Naruto ve rakibi artık göz gözeydi.
"Garyo'yu geri alacağım."
"Bu konuda sana yardımcı olamam." dedi ninja.
Naruto ninjaya öfkeyle baktı. "Sizin yüzünüzden Dalgalar Ülkesi'nden birçok insan hayatını kaybetti."
"Bir hayal için."
"Madara'nın hayali? Savaşta zaten--"
"Uchiha Madara'nın başarısızlığı." dedi Garyo Naruto'nun sözünü keserek. "Başarısızlığının sebebi tüm dünyada Sonsuz Tsukuyomi kullanmaya kalkışmasıydı."
Naruto kunaiyi boğazına dayadığı küçük, karanlık adama baktı. Vücudunu saran sarsılmaz hırsı, boynuna dayanan kunaiden etkilenmemiş görünüyordu. Uzun beyaz saçları topuz şeklinde toplanmıştı, çenesinden beyaz bir sakalı vardı, uzun, badem gözlerinden biri bembeyazdı.
"Fakat Madara'nın düşüncelerinin tamamı yanlış değildi." diye devam etti Garyo, uzun elbiselerinin paçaları rüzgarla birlikte dalgalanıyordu. "Dünyadaki sonsuz barışı sağlamak ve nihai adaleti gerçekleştirmek için sadece Sonsuz Tsukuyomi'yi kullanabiliriz. Evet Madara'nın öldüğü doğru ve Sonsuz Tsukuyomi'de Uchiha Sasuke tarafından bozuldu. Fakat Madara'nın hayali ölmedi. Başka yöntemler kullanmaya zorunda olsak da Madara'nın hayaline doğru adım adım ilerleyeceğiz. Buna gerçekten inanıyorum."
"Ne yapmayı planlıyorsun?"
"Nihai adalet nedir? Tüm insanların eşit olmasıdır. Dünyadaki tüm mutsuzluklar insanların eşitsizliğinden gelir. Öyleyse, eşitliği sağlamak için ne yapmalıyız? Bireylerin özgürlüklerini kontrol etmeliyiz. Para kazanma özgürlüğü, diğerlerinden bir adım önce olmak isteme özgürlüğü, diğerlerinden daha kolay sahip olma özgürlüğü... Böyle özgürlükleri kontrol edebilmek için savaşıyorum. Ve eğer deneylerimizden iyi sonuçlar alırsak, diğer ülkeler de hayallerimizi onaylayacak. Dünyadaki tüm özgürlükler kontrol altında olacak. Bu Madara'nın yeni dünya düzeni hayalinin gerçek anlamıdır."
"Bu yüzden Dalgalar Ülkesi'ni deneylerin için seçtin." dedi Naruto dişlerini sıkarak. "Bu topraklarda gizli köy yok, biliyorsun. Savaş hakkındaki ilk şeyi bilmeyen insanları öldürmek... Bu ülkeye nefreti ve üzüntüyü getiren sizlersiniz. Burası huzurlu bir yerdi."
"Dünyada eşitsizlik devam ettiği sürece nefreti ve üzüntüsü olmayan hiçbir ülke olmayacak."
"Bu ülkenin gizli köyü yok. Bundan dolayı birbirlerini öldürmekten bıkan birçok haydut buraya yaşamak için gelir. Ninja olduklarını gizleyerek normal insanlar gibi yaşamaya çalışırlar. Tek istedikleri şey insancıl, mütevazı bir hayat. Fakat çocukluktan itibaren sadece birbirlerini nasıl öldürecekleri dışında hiçbir şey öğrenmeyen insanlar, başka ne yapabilirler? Dalagalar Ülkesi halkı onları küçümsüyor ve paralarıyla onların şereflerini satın alabileceklerini düşünüyorlar. Askeri güç lazım olduğunda sizin gibilerini işe almak için para ödeyebileceklerini, kendi ellerini kirletmeden her şeyin parayla halledilebileceğini düşünüyorlar. Para! Para! Para! Parası olmayanlara insan muamelesi bile yapmıyorlar. Şu anda savaştığın kişi mesela, çok talihsiz bir durumda."
Naruto, maskeli ninjaya baktı.
"Bu ninjanın oğlunu bir dev eşek arısı soktu ve hastaneye kaldırıldı fakat orada doktor yoktu. Ne diğer hastanede ne de bir diğerinde; ülkede doktor yoktu. Nihayet büyücü bir -doktor demek güç- doktor bulunsa da çocuk ölümün kıyısındaydı. Büyüler ve geri kalan her şey hiç bir işe yaramdı. Zavallı çocuk hemen tedavi görse kurtulabilirdi ama Dalgalar Ülkesi'ndeli her doktor kaybolmuştu."
"Neden kaybolduklarını düşünüyorsun?"
Garyo acı bir tonla konuşmadan önce ses tonunu düzeltti. "Çünkü hepsi, Dördüncü Shinobi Dünya Savaşı'nda yaralı ninjaları tedavi eden birliklere katılmaları için beş büyük shinobi ülkesince satın alındı."
Naruto kaşlarını kaldırdı.
Garyo, "Eğer Dalgalar Ülkesi barış içerisindeyse, bu barış fakir insanları basamak olarak kullanarak kazandıkları banknot yığınlarından inşa edilmiş bir barış." dedi. "Bu topraklarda nefret ya da üzüntü olmadığını gerçekten söyleyebilir misin?"
Naruto'nun verebilecek bir cevabı yoktu.
Onun yerine maskeli ninja konuştu. Hızla yere çömelerek elini yere koydu. "Buz Tipi: Topraktan Buz Zincirleri!"
"Ne?!"
Şok dalgası hızla ilerleyerek yeri ikiye yardı. Aşağıdan sayısız buz sarkıtları çıkarak mağaraya yayıldı ve tavanı deldi ancak Naruto'nun ve Garyo'nun olduğu yere gelmedi. Göz açıp kapayıncaya dek kaçış yolu kapanmıştı.
"Havada bir miktar nem olduğu sürece, Topraktan Buz Zincirlerim ile her şeyi dondurabilirim." ninjanın sesi maske yüzünden alçak ve boğuk geldi. "Ve şimdi kaçabileceğin bir yer yok... Garyo'yu bırak."
Düşman ninja yanlarına geldi.
"Oğlunuza üzüldüm."
Bir anlık bir sesizlik oldu.
Naruto, "Ama yaptığınız şey doğru değil." dedi "Özgürlüklerinden vazgeçmeyen insanları öldürürseniz, bu herkesi mutlu mu yapacak? Bunun tek yapacağı şey yeni bir nefret doğurmak."
"Acısız devrim olmaz." dedi düşmanı kancalı maskesiyle. "Bu doğum sancıları yeni bir düzenin için gerekli."
"Başka bir yol olmalı."
"Bunu burada tartışmak istemezsin."
Naruto cevap vermedi.
"Eğer bana gelmezsen, bunu senin yerine ben yaparım."
"Üzgünüm ama seninle savaşmak ilgimi çekmiyor." dedi Naruto. Kolunu Garyo'nun etrafına dolayarak ona bir tekme attı ve yukarıya doğru uçtu.
"Yani kaçıyorsun! Bir kalp atışı kadar zaman sonra maskeli ninja da boşlukta becerikli parmaklarını hızla hareket ettirdi. "Buz Kılıcı!"
Dağların arasında cam kırığı gibi bir ses yankılandı. Havadaki su yoğunlaşarak buz hançerlerine dönüşerek Naruto'ya yöneldi. Uçları ay ışığında parlıyordu.
Ama Naruto sırıtıyordu.
Siyah kasırga Naruto ve Garyo'yu oradan kaçırmasaydı, buz kılıçları onun oyabilirdi. Boş havada uçan buz kılıçları, bir duvara saplandı.
Skreeee! Uçurumda bir kuşun çığlığı yankılanmaya başladı. Kuş aşağı inerken maskeli ninja bembeyaz gözlerle siyah kuşun Garyo'yu kaçırmasını izledi.
"Mükemmel zamanlama!"
"İyi gitti, huh?"
Dev anka kuşunun sırtında Naruto ve Sai çak yaptılar.
"Altı yıl oldu, huh? Öyleyse o zamanlar hala on iki yaşındayım. Bu bizim 7. Takım olarak ilk görevimizdi. Kakashi oradaydı, Sakura oradaydı, Sasuke bile oradaydı."
"Sadece altı yıl" dedi Inari Naruto'yu doğrulayarak. On dört yaşlarında olmalıydı ama Naruto'dan daha fazla yetişkin bir havası vardı. Kalçasından çekiçlerle, testerelerle ve diğer aletlerle dolu bir deri çanta sarkıyordu. "Altı yıl içerisinde Dalgalar Ülkesi tamamen değişti. Naruto, fark ettin değil mi? Demek istediğim sen..."
"Sağ elimden mi bahsediyorsun?"
Inari bakışlarını farklı bir yere çevirdi. Sasuke ile olan savaşlarında Naruto, kolunun dirseğinden aşağısını kaybetmişti.
"Bunun gibi şeyler büyük şeyler değil." dedi Naruto ağzını kocaman açıp içten gülerek. "Bir koldan daha değerli bir şey kazandım."
"...Hep böyle mi kalacak?"
"Kocakarı Tsunade bana bir protez yapıyor, endişelenmene gerek yok, Inari."
"O...?"
"Daha da önemlisi, Dalgalar Ülkesi'nde işler nasıl gidiyor."
Sessizlikte Naruto Zabuza ve Haku'nun yan yana mezarlarının olduğu haç şeklindeki mezar taşlarına baktı. Kakashi, Zabuza'nın mezar taşının yanına sadece Sasuke'nin arkadaşı Suigetsu tarafından taşınabilen Cellat Bıçağı'nı koydurmuştu."
Rüzgar çimenli tarlaya doğru eserek kozmoz çiçeklerinin esmesine neden oldu.
Naruto homurdanarak gerildi. "İhtiyar Tazuna, nasıl iyi mi?"
Biraz tereddüt etse de Inari ağzından kaçırdı. "Limandaki gemi yapımcısında Tobishachimaru'ya son dokunuşları yapıyor.
"Yeni bir gemi mi yapıyor?"
"Evet ama bu seferki uçabiliyor."
"Huh?"
"Dalgalar Ülkesi yeni bir ulaşım sistemi inşa etmeye başladı. Tobishachimaru tamamlandığında Dalgalar Ülkesi dünyanın bir numaralı ulaşım merkezi olacak. Havayolunu kullanarak, şu anda gemiler veya insanlar aracılığıyla taşınması birkaç gün süren paketleri birkaç saat içinde teslim edebileceğiz."
Inari'nin ses tonu ekonomik bir refah öyküsü anlatır gibi değil de kendini küçümser gibiydi. "Bu aslında hala bir sır, ama sana söylemem sanırım sorun olmaz, Naruto. İlk gemi tamamlandığında Dalgalar Ülkesi'ndeki en önemli kişilerin davet edileceği bir açılış yapacak ve açılışa özel bir gezi yapacak. Biliyor musun? Bunu herkese Tobishachimaru'nun harikalığını göstermek ve daha fazla para kazanmak için yapacaklar. Ve daha fazla para kazandıklarında, yeni gemiler inşa etmeye devam edecekler ve sonra onları Beş Büyük Shinobi Ülkesi'ne satacaklar. Ve bu da hala bir sır ama büyükbabam Konohagakure'den gezi uçuşu sırasında güvenliği sağlayacak birilerini kiralayacaklarını söyledi."
"Birkaç shinobinin uçabildiğini biliyorum ama...gerçekten uçan bir gemi yapılabilir mi?
"Beş Büyük Shinobi Ülkesi zamanlarının hepsini savaşta harcarken Dalgalar Ülkesi yeni teknolojiler geliştirmeye devam etti."
"Gemi büyük mü?"
"Bence büyükbabamın ve diğerlerinin inşa ettikleri elli ya da altmış kişiyi rahatlıkla taşır. Paraları olsa daha büyüğünü yaparlar."
"Peki böyle büyük bir gemiyi nasıl uçuracaklar?"
"Büyük bir balon olarka düşünebilirsin." dedi Inari. "Balonu havadan daha hafif bir gazla dolduruyorlar ve altında gondol adı verilen ve insanları ve diğer eşyaları taşıyan demirden bir sepet var, balonun dış kısmıyla bağlantılı. Geminin ucunda gemiyi havada yönlendirmek için altı tane pervane var."
Naruto'nun aklında canlanan görüntü bir bambu sepetine bağlı birçok küçük balondu. Herhangi bir sorun olmadan havada süzülürken birden büyük bir karga sürüsüyle karşılaştı ve kargalar balonları patlattı. Sonra sepet baş aşağı oldu ve insanlar yere düştüler.
"Böyle bir şeye adımımı dahi atmam!" Tüm vücudu birden ürperdi. "Tüm önemli kişileri çağırmak-gerçekten güvenilir olduğuna emin misin?"
"Milyon tane test yapıyorlar."
"Yani? Senin ilgini çekmiyor mu?"
"...Huh?"
"Yüzünden anlaşılıyor." dedi Naruto omuzlarını silkerek. "Uçan bir gemi olmadan da yaşanılabilir."
"Yo, hayır."
Naruto şüpheci bir şekilde kaşlarını kaldırdı.
"Böyle bir şeyden birçok insanın yararlanacağını düşünüyorum." dedi Inari başını kaldırıp Naruto'ya bakarak. "Dalgalar Ülkesi olarak ekmeğimizi başından beri ulaşım yoluyla kazandık. Bu malları taşıyan insanlar, gemilerde çalışanlar, hepsi muhtemelen işsiz kalacaklar. Ve sonra ne olacak? Herkes Tobishachimaru'dan nefret edecek. Bizden, böyle bir şey yapan marangozlardan nefret etmeye başladılar bile."
Para! Para! Para! Garyo'nun sözleri Naruto'nun kulaklarında yankılanmaya başladı. Eğer Dalgalar Ülkesi barış içerisindeyse, bu barış fakir insanları basamak olarak kullanarak kazandıkları banknot yığınlarından inşa edilmiş bir barış.
Naruto'nun ciddi yüz ifadesini görünce Inari konuyu değiştirdi. "Bu arada Garyo'yu yakaladığın için teşekkürler. Çetesi başlangıçtan beri Tobishachimaru'ya karşıydı. Marangozlara saldırdılar, kaç kere saldırdılar bilmiyorum; birkaç insanı öldürdüler bile. Yani Garyo, Hozuki Kalesi'ne gönderilmiş midir?"
"Evet, muhtemelen."
Hozuki Kalesi Kusagakure'de inşa edilmesine rapmen Beş Büyük Shinobi Ülkesi tarafından kullanılan ve masrafları karşılanan mahkumların kalması için yapılan bir tesisti. Beş ülke de burayı işbirliği içinde başarılı bir şekilde idare ediyorlardı.
Birkaç yıl önce Naruto bir görevinde suçlanmış ve kaleye sızmıştı, o zamanki olaylarda kale tamamen yıkılmıştı ve kaleyi Inari ve Dalgalar Ülkesi marangozları onarmıştı."
"Hazır bahsetmişken, bir kez Hozuki Kalesi'ne atıldın değil mi Naruto? Kadınlar hamamını gözetledin huh?"
"Bu benim görevimdi!"
Inari, Naruto'ya ve onun şişkin gözlerine bakarak gülmeye başladı.
Kahkahası Naruto'ya da bulaştı. "Her neyse, dünya değişmeye devam ediyor, anlarsın ya." Sırıtmaya ve konuşmaya devam etti. "Para da tıpkı kunai veya ninjutsu gibi, kullanım amacına göre iyi ya da kötü olabilir."
Inari başını salladı.
"Bu parayı doğru şekilde kullanırsan bir ton insana yardım edebilirsin" dedi Naruto. "Tam emin değilim ama Garyo gibi insanlara karşı savaşmanın belki de en iyi yolu budur diye düşündüm."
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.